• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165058

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Do you want to know who I am? Kim olduğumu bilmek ister misin? Kim olduğumu öğrenmek ister misin? The Informers-1 2008 info-icon
Are you from around here? Buralardan mısın? Buralı mısın? The Informers-1 2008 info-icon
Not really. I'm actually from Nebraska. A little town near Lincoln. Pek sayılmaz. Aslında Nebraskalıyım. Lincoln yakınlarında küçük bir kasaba. Tam olarak değilim. Aslında Nebraska'lıyım. Lincoln yakınlarında küçük bir kasaba. The Informers-1 2008 info-icon
You had a job at the mall, right? Alışveriş merkezinde çalışıyordun, değil mi? Alış veriş merkezinde çalışıyordun, değil mi? The Informers-1 2008 info-icon
But the mall closed down, right? Ama alışveriş merkezi kapandı, değil mi? Ama alış veriş merkezi kapandı, değil mi? The Informers-1 2008 info-icon
It's all empty now, huh? Şimdi orası bomboş, ha? Şu an boşaltıldı, öyle mi? The Informers-1 2008 info-icon
Have you been there? Oraya gitmiş miydin? Oraya hiç gittin mi? The Informers-1 2008 info-icon
I've been to a mall in Nebraska. Nebraska'da bir alış veriş merkezine gitmiştim. The Informers-1 2008 info-icon
It's all flat. Bomboş bir yerdi. Dümdüzdü. The Informers-1 2008 info-icon
It's all totally, totally Orası tamamen, tamamen... Tamamen, tamamen... The Informers-1 2008 info-icon
flat. ...bomboştu. ...düzdü. The Informers-1 2008 info-icon
Clear the area. Çevreyi boşaltın. Alanı boşaltın. The Informers-1 2008 info-icon
All of these vehicles need to be moved. Bütün araçların burayı boşaltması gerekiyor. Bütün araçların alanı boşaltması lazım. The Informers-1 2008 info-icon
You scared me. Korkuttun beni. Ödümü patlattın. The Informers-1 2008 info-icon
I don't know. I guess some guy's like threatening to shoot his wife Bilmiyorum. Sanırım adamın biri karısını vurmakla tehdit ediyor... Bilmiyorum. Galiba adamın biri karısını vurmakla tehdit ediyor... The Informers-1 2008 info-icon
or maybe he shot her or something. ...ya da vurdu falan galiba. ...ya da vurdu mu ne. The Informers-1 2008 info-icon
They got the SWAT team out there and everything, man. SWAT timini falan herkesi çağırmışlar dostum. Dışarıda her yere SWAT timini yerleştirdiler. The Informers-1 2008 info-icon
lf I were you, I wouldn't go out there. Yeah, I won't. Yerinde olsam oraya gitmezdim. Yok, gitmiyorum. Yerinde olsam dışarı çıkmazdım. Evet, çıkmayacağım zaten. The Informers-1 2008 info-icon
So you're on the eleventh floor, right? 11. katta kalıyorsun, değil mi? Sen 11. kattasın, değil mi? The Informers-1 2008 info-icon
Yeah, the guy who does the videos visits you all the time. Evet, şu video çeken adam sürekli ziyaretine geliyor. Evet, şu müzik videosu yapan adam hep seni ziyaret eder. The Informers-1 2008 info-icon
You mean Martin. It's actually my girlfriend's place. Martin'i demek istiyorsun. Aslında orası kız arkadaşımın evi. Martin'i kastediyorsun. Aslında burası kız arkadaşımın evi. The Informers-1 2008 info-icon
I'm Graham. Yeah, I know who you are. Ben Graham. Evet, seni tanıyorum. Adım Graham. Evet, kim olduğunu biliyorum. The Informers-1 2008 info-icon
You want a cigarette? Yeah. Sigara ister misin? Evet. The Informers-1 2008 info-icon
It's... Dünya... Adeta... The Informers-1 2008 info-icon
It's kind of a small world, 'cause the guy who raised me out here? Dünya çok küçük. Çünkü beni büyüten adam var ya? Adeta küçük bir dünya, beni yetiştiren adam mı? The Informers-1 2008 info-icon
He used to work at the studio your dad runs. You know, so he was part of the system. Babanın işlettiği stüdyoda çalışırdı. Bilirsin işte, sistemin bir parçasıydı. Eskiden babanın işlettiği stüdyoda çalışırdı. O da sistemin bir parçasıydı. The Informers-1 2008 info-icon
But I guess they had to let him go. Ama sanırım ona yol vermek zorunda kaldılar. Ama sanırım işine son verdiler. The Informers-1 2008 info-icon
Something happened with some actress or something, Bir aktrisle bir şeyler mi olmuş ne artık... Bir aktrisle bir şeyler olmuş... The Informers-1 2008 info-icon
and then he kind of had a breakdown, ...sonra o da bir çeşit çöküntü yaşadı... ...sonra da sinir bozukluğu geçirmiş... The Informers-1 2008 info-icon
so we went back to Barstow. ...ve bu yüzden Barstow'a döndük. ...bu yüzden geri Barstow'a dönmüş. The Informers-1 2008 info-icon
But I came back here, Ama ben buraya döndüm... Ama ben buraya geri döndüm... The Informers-1 2008 info-icon
'cause I'm an actor. ...çünkü bir aktörüm. ...çünkü aktörüm. The Informers-1 2008 info-icon
I was in a commercial for gum, Bir sakız reklâmında oynamıştım... Sakız reklamına çıktım... The Informers-1 2008 info-icon
and I was the boyfriend in a Clearasil commercial. ...ve Clerasil reklâmında erkek arkadaş rolündeydim. ...ayrıca Clearasil reklamındaki kızın erkek arkadaşı bendim. The Informers-1 2008 info-icon
You know, it's just kind of hard 'cause you can't really make it in this town Bazı büyük şeyler yapmayı çok istemediğin sürece... Çok zor çünkü bu kasabada kötü şeyler yapmak istemeden... The Informers-1 2008 info-icon
unless you're really willing to do some awful things. ...bu şehirde bir şeyler başarmak gerçekten zor. ...başarılı olamıyorsun. The Informers-1 2008 info-icon
And, you know, I'm willing. Bilirsin işte, ben de çok istiyorum. Ve ben de istiyorum. The Informers-1 2008 info-icon
Yeah, I guess. But I really want to get into video. Evet, tahmin edebiliyorum. Ama gerçekten videolarda çıkmak istiyorum. Evet, galiba. Ama klipte yer almak isterim. The Informers-1 2008 info-icon
That's why I was thinking that Mark guy would be a great contact. O yüzden Mark'ın iyi bir aracı olacağını düşünüyordum. Bu yüzden Mark denen adamın iyi bir bağlantı olacağını düşünüyordum. The Informers-1 2008 info-icon
It's Martin. Adı Martin. The Informers-1 2008 info-icon
All right. Well, thanks for the... Pekâlâ. Çok sağol şey için... Tamam. Teşekkürler... The Informers-1 2008 info-icon
Yeah, absolutely. Yeah. Tabii, lafı bile olmaz. Peki. Evet, kesinlikle. Evet. The Informers-1 2008 info-icon
I've got to drink some juice and then get some sleep. Meyve suyu falan içip, sonra da uyumam lazım. Biraz meyve suyu içip sonra da yatmam gerek. The Informers-1 2008 info-icon
You sure you don't want to stay? I could really use the company. Kalmak istemediğine emin misin? Arkadaşlık etsen fena olmazdı. Kalmak istemediğine emin misin? Arkadaşlık edebilirim. The Informers-1 2008 info-icon
Sorry, I gotta go. Üzgünüm, gitmem gerek. Üzgünüm, gitmeliyim. The Informers-1 2008 info-icon
I think something's gonna happen. Sanırım bir şeyler olacak. Sanırım bir şey olacak. The Informers-1 2008 info-icon
Les Price for two at 8:00. Les Price adına saat 8:00'e iki kişilik yer ayırtmıştık. Les Price adına iki kişilik 8.00 rezervasyonu. The Informers-1 2008 info-icon
It's actually three. Aslında üç kişi. Aslında üç. The Informers-1 2008 info-icon
I asked Rachel. Who's Rachel? Rachel'ı davet ettim. Rachel kim? The Informers-1 2008 info-icon
The girl I met on the beach today. Bugün plajda tanıştığım kız. Bugün sahilde tanıştığım kız. The Informers-1 2008 info-icon
And when were you going to tell me this? Peki bunu bana ne zaman söyleyecektin? Bana bunu ne zaman söyleyecektin? The Informers-1 2008 info-icon
I don't know. Now, I guess. Bilmem. Galiba şimdi. Bilmiyorum. Şimdi sanırım. The Informers-1 2008 info-icon
I didn't think it would be a problem. Sorun olacağını düşünmemiştim. Sorun olacağını sanmıyordum. The Informers-1 2008 info-icon
I mean, is it? Yani, sorun olur mu? Yani değil, değil mi? The Informers-1 2008 info-icon
Well, I guess there's going to be three of us. Pekâlâ, sanırım üç kişi olacağız. Sanırım üç kişi olacağız. The Informers-1 2008 info-icon
Hey, Tim. Hey, how are you? Selam, Tim. Selam, nasılsın? Selam Tim. Selam, nasılsın? The Informers-1 2008 info-icon
Good, thanks. İyidir, sağol. İyiyim sağ ol. The Informers-1 2008 info-icon
Rachel, this is my dad, Les Price. Rachel, bu babam, Les Price. The Informers-1 2008 info-icon
Hi, Mr. Price. Hello, Rachel. Merhaba, Bay Price. Merhaba Rachel. Merhaba Bay Price. Merhaba Rachel. The Informers-1 2008 info-icon
You here in Hawaii on your own? Hawaii'ye tek başına mı geldin? Hawaii'de tek başına mısın? The Informers-1 2008 info-icon
No, but my parents are in Maui tonight. Hayır, ailemle geldim ama onlar bu gece Maui'de. Hayır, ama ailem bu gece Maui'deler. The Informers-1 2008 info-icon
So... You both look nice. İşte... İkiniz de iyi görünüyorsunuz. İkiniz de çok tatlı görünüyorsunuz. The Informers-1 2008 info-icon
Thanks, you look great. Yes. You do. Sağol, sen de harika görünüyorsun. Evet. Aynen öyle. Teşekkürler, sen de harika görünüyorsun. Evet. Öyle görünüyorsun. The Informers-1 2008 info-icon
So what did you two do after the beach today? Bugün plajdan sonra neler yaptınız? Eee, bugün ikiniz kumsaldan sonra ne yaptınız? The Informers-1 2008 info-icon
Well, I watched Tim perfect his hair for two hours, İki saat boyunca Tim'in kusursuz saçlarını izledim... İki saat Tim'in saçını mükemmelleştirmesini seyrettim... The Informers-1 2008 info-icon
then spend another two hours choosing which shirt he's gonna wear. ...sonraki iki saati de hangi gömleği giyeceğini seçişini izlemekle geçirdim. ...sonra iki saat daha hangi gömleği giyeceğini seçmesine harcadım. The Informers-1 2008 info-icon
Now I understand why. Şimdi sebebini anlıyorum. Nedenini şimdi anlıyorum. The Informers-1 2008 info-icon
So did anybody see that Robert Waters is here? Robert Waters'ın burada olduğunu göreniniz var mı? Eee, Robert Waters'ın burada olduğunu gören var mı? The Informers-1 2008 info-icon
Who's that? Come on, Tim. Robert Waters. O da kim? Yapma, Tim. Robert Waters. Kimmiş o? Hadi ama Tim. Robert Waters. The Informers-1 2008 info-icon
Star of The Flight Patrol. The Flight Patrol'un yıldızı. "The Flight Patrol"un yıldızı. The Informers-1 2008 info-icon
It's a television show. Şu TV programı var ya. Bir televizyon şovu. The Informers-1 2008 info-icon
On television. Televizyonda çıkıyor hani. Televizyonda. The Informers-1 2008 info-icon
I don't know. I guess I just must not watch enough TV. Bilmiyorum. Yeterince TV izlemiyorum sanırım. Bilmiyorum. Sanırım yeterince televizyon seyretmiyor olmalıyım. The Informers-1 2008 info-icon
Yeah, right. Evet, öyle. Evet doğru. The Informers-1 2008 info-icon
Wait. You don't know who Robert Waters is? Dur bakalım. Robert Waters'ın kim olduğunu bilmiyor musun? Dur bir saniye. Robert Waters'ın kim olduğunu bilmiyor musun? The Informers-1 2008 info-icon
You do, I guess? Well, I met him at Reagan's inauguration. Sen biliyorsun galiba? Reagan'ın göreve başlama töreninde tanışmıştım. Sanırım sen biliyorsun? Onunla Reagan'ın açılış töreninde tanıştım. The Informers-1 2008 info-icon
God, I thought everybody knew who Robert Waters is. Tanrım, Robert Waters'ı herkes tanıyor sanırdım. Tanrım, Robert Waters'ı herkes tanır. The Informers-1 2008 info-icon
I don't. Ben tanımıyorum. The Informers-1 2008 info-icon
Why do you guys care? Well, it's a little weird. Niye bu kadar taktınız ki? Şey, bu biraz tuhaf. Neden bu kadar ilgileniyorsunuz? Biraz garip. The Informers-1 2008 info-icon
Why? He's here with three guys. Neden? Herif buraya üç adamla gelmiş. Neden? Buraya üç adamla birlikte geldi. The Informers-1 2008 info-icon
The very macho star of Flight Patrol is here with three dudes. Flight Patrol'un o feci maço yıldızı buraya üç dostuyla gelmiş. Flight Patrol'un aşırı maço yıldızı buraya üç erkekle geldi. The Informers-1 2008 info-icon
So one of them tried to pick up Tim today. Yani şöyle ki, bugün onlardan biri Tim'i kapmaya çalıştı. Yani onlardan biri bugün Tim'i almaya çalıştı. The Informers-1 2008 info-icon
Me? When? Beni mi? Ne zaman? The Informers-1 2008 info-icon
At the beach. Today at the bar. Plajda. Bugün barda. Kumsalda. Bugün barda. The Informers-1 2008 info-icon
That guy? Yeah. That guy. O adam mı? Evet, o adam. O adam mı? Evet. O adam. The Informers-1 2008 info-icon
Look, he was nice. He was a nice guy. Bakın, hoş biriydi. Hoş bir adamdı. Bakın, adam kibardı. Kibar bir adamdı. The Informers-1 2008 info-icon
Yeah, I'm sure he was really nice. Evet, eminim çok hoştu. Evet, çok nazik olduğundan eminim. The Informers-1 2008 info-icon
Real nice. Çok hoş. Çok nazik. The Informers-1 2008 info-icon
You smoke? Sigara içiyor muydun? Sigara mı içiyorsun? The Informers-1 2008 info-icon
I told you, Tim. What? Söylemiştim, Tim. Ne? Sana söyledim Tim. Neyi? The Informers-1 2008 info-icon
It's bad for you. He knows. I told him last night. Sağlığına zararlı. Biliyor. Dün gece söylemiştim. Senin için zararlı. Biliyor. Ona dün akşam söyledim. The Informers-1 2008 info-icon
Am I blowing this in your face? Yüzüne mi üflüyorum sanki? Bunu yüzüne mi üflüyorum? The Informers-1 2008 info-icon
I mean, really? Is this actually bothering you? Yani, cidden? Gerçekten sizi rahatsız ediyor mu? Yani cidden? Bu seni rahatsız mı ediyor? The Informers-1 2008 info-icon
I mean, we're outside. Yani, açık havadayız yahu. Yani dışarıdayız. The Informers-1 2008 info-icon
Look, you just shouldn't smoke, Tim. Dinle, sigara içmemelisin, Tim. Bak, sigara içmemelisin Tim. The Informers-1 2008 info-icon
I'm gonna go finish this cigarette somewhere else, Bu sigarayı gidip başka bir yerde bitireceğim... Madem ikinizin hoşuna gitmiyor... The Informers-1 2008 info-icon
since you two don't like it. ...sırf siz sevmiyorsunuz diye. ...bu sigarayı gidip başka bir yerde bitireyim. The Informers-1 2008 info-icon
The odds looking pretty good tonight, Dad? Şans bu gece de hayli yüksek görünüyor mu, baba? Olasılıklar bu gece çok iyi görünüyor mu, baba? The Informers-1 2008 info-icon
Tim, stop. Let him go. Tim, dur. Bırak gitsin. Tim dur. Bırak gitsin. The Informers-1 2008 info-icon
Well, thank you for dinner, Les. Şey, yemek için teşekkür ederim Les. Yemek için teşekkürler, Les. The Informers-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 165053
  • 165054
  • 165055
  • 165056
  • 165057
  • 165058
  • 165059
  • 165060
  • 165061
  • 165062
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim