Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164923
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Three more months I'll dump her up in Pittsburgh. | 3 ay sonra Pittsburgh'da cesetten kurtulacağım. Üç ay daha bekler, sonra Pittsburgh'da kızdan kurtulurum. 3 ay daha. onu Pittsburgh'ta indireceğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
There's e crack out there, sold his meds, started {arching bodies. | Orada bir çatlak var, uyuşturucularını satıp, ceset yakmaya başladı. Orada bir manyak var, uyuşturucu işini bırakıp ceset yakmaya başladı. orada bir çatlak var. madalyalarını sattı ve vücütların meşalesini başlattı | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'll do the same to her. Pin it on that crazy fucker. | Bu kıza da aynısını yapıp, suçu o çatlağın üzerine yıkacağım. Kızı da yakıp, suçu o manyağın üzerine atacağım. ona aynısını yapacağım bu soktuğumu orada iğneleyeceğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
ROY Put you up to that? | Bu işi sana Roy mu verdi? Roy mu seni bu duruma soktu? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You know he did Hm Lei' me show you something. | Evet. Hm. Sana bir şey göstereyim. Öyle olduğunu biliyorsun. Dur sana bir şey göstereyim. biliyorsun o yaptı. izin ver sana birşey göstereyim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Coroners are lazier than cops. | Adli tıp doktorları, polislerden daha tembeldir. Adli tıptakiler polislerden daha tembel. yargıçlar polislerden daha tembildirler | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
If it looks like a heart attack, it is. | Eğer kalp krizi gibi görünüyorsa, kalp krizidir. Kalp krizi gibi görünüyorsa, üstelemezler. eğer kalp kirizi gibiyse evet öyle | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Arsenic? Pure cyanide. | Arsenik mi? Saf siyanür. Arsenik mi? Saf siyanür. arsenik? saf siyanür? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Careful. It's rare. Pricey. Comes as a powder. | Dikkatli ol. Nadir bulunur. Pahalıdır. Toz halinde gelir. Dikkatli ol. Nadir bulunur. Pahalıdır. Toz halinde geliyor. dikkatli ol. pahalı birşey. toz haline gelir | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You can liquefy it, | Sıvılaştırıp, Sıvılaştırıp püskürtebilirsin, istersen kekin içine koyarsın. sıvılaştırabilirsin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
spray it, bake it in a fucking cake. | sprey şeklinde sıkabilir veya kekin içine koyabilirsin. lanet olası bir kalıpta püskürterek fırınlayabilirsin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Pour it in a guy's shirt, he's dead before you can say I'm sorry. | Birisinin gömleğinden içeri dökersen, daha adamdan özür dileyemeden, adam ölür. Birinin gömleğine dökersen, sen özür dileyemeden ölür. Adamın gömleğine bunu dök, daha 'pardon' diyemeden adam ölmüş olur. adamın tişörtüne akıt. üzgünüm demeden önce ölüdür | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No more stake outs. I can do that anywhere. | Gizlenmeye gerek yok. Bunu her yerde yapabilirim. Polis baskısı yok artık. Her yerde işimi yapabilirim. daha fazla kazık yok. bunu her yerde yapabilirim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I don't have any friends, so it makes it easy. | Hiç arkadaşımın olmaması işimi daha da kolaylaştırıyor. Hiç arkadaşım yok benim, bu da işlerimi kolaylaştırıyor. hiç arkadaşım yok ve bu onu kolaylaştırır | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I only feel alone around other people. | Diğer insanların yanındayken tek hissettiğim duygu yalnızlık. Sadece diğer insanların yanında kendimi yalnız hissediyorum. diğer insanların etrafında kendimi yalniz hissediyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Couldn't be truer. | Daha doğru olamazdı. daha gerçekçi olabilemezdi | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You got a family? | Ailen var mı Ailen var mı? ailen var mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
My son's a decent kid, despite his cunt mother. | Amcık annesine rağmen oğlum iyi bir çocuk. Oğlum düzgün bir çocuk aslında, hem de o kancık annesine rağmen. oğlum puşt annesine rağmen terbiyeli bir çocuktur | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Well, here's my situation. | Peki, benim durumum da şöyle. Benim durumumsa biraz değişik. işte benim konumum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm currently unemployable. | Şu an işe alınmam olanaksız. Şu anda çalışmam pek mümkün değil. bugünlerde işsizimmm | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Except maybe by the rat who turned me in. | Belki beni gammazlayan ispiyoncu bana iş verebilir. Beni ispiyonlayan herif bir şeyler ayarlayabilir belki. belki beni ihbar eden farenin dışında | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Look, Polack, I'm good at my job. | Bak, Polack, İşimi iyi yaparım. Bak Polonyalı, ben işimde iyiyimdir. bak Polack ben işimde iyiyim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Just because you fucked up | Sırf sen işleri batırdın diye bu Sen işi beceremedin diye sana borçlu olduğumu düşünme sakın. çünkü sadece sen çuvalladın | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
doesn't mean I owe you shit. | sana borçlu olduğum anlamına gelmez. bu sana borçlu olduğum anlamına gelmiyor | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'll make it worth your while. | Sana faydalı olurum. Karşılığını fazlasıyla alırsın. bunu senin sürene değecek birşey yapacağım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You take care of the details, I do the hit. | Sen detayları halledersin, ben öldürürüm. Sen detaylarla ilgilenirsin, esas işi ben hallederim. detaylara dikkat ediyorsun. ben çarpıyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No risk. We split it 50 50. | Riskin yok. Yarı yarıya bölüşürüz. Sıfır risk. Yarı yarıya bölüşürüz. risk yok. yarı yarıya paylaşacağız | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You trying to be my partner? | Partnerim olmaya mı çalışıyorsun? Ortağım olmaya mı çalışıyorsun? Hayır. Kısa süreliğine. benim ortağım mı olmaya çalışıyorsun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No. This is short term. | Hayır. Bu iş kısa vadeli. hayır.bu kısa vadeli | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Roy's got to think I'm retired. | Roy emekli olduğumu düşünmeli. Roy emekliye ayrıldığımı düşünmeli. Roy emekli olduğumu düşünmeli | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You're Polish, I'm Dutch Irish. | Sen Polonyalısın, bense Hollandalı İrlandalıyım. Polonyalısın ben Hollandalı ve İrlandalıyım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
We're not exactly membership material. | Tam anlamıyla ortak olabilecek adamlar sayılmayız. Ortak olacak adamlar değiliz pek. Ama birbirimizi kollayabiliriz, değil mi? biz tam olarak maddi ortak değiliz | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
We might as well look out for each other. Mm hm. | Ama birbirimizin arkasını kollayabiliriz. birbirimize gözkulak olarabiliriz | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Going to need more shelves. | Daha fazla rafa ihtiyacımız olacak. daha fazla kenara koymamız gerekecek | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(George) Mr. Kuklinski, | Bay Kuklinski, Bay Kuklinski, sizi tekrar görmek ne kadar güzel. Bay Kuklinski | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
it's good to see you all again. | Sizi yeniden görmek ne güzel. sizi tekrar görmek güzel | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Good to see you, George. | Seni görmek güzel, George. Seni görmek de öyle George. Hanımlar bu gece çok şık görünüyorlar. senide George | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
My, your ladies look radiant tonight. | Karınız ve kızlarınız bu gece göz alıcı görünüyorlar. kızların bu gece neşeli görünüyor | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Don't they always? | Her zaman öyle değil mi? Her zaman öyle değiller mi? Evet, öyleler. Masanız. onlar herzman böyle değiller mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Indeed. Your table. | Aslında öyle. Masanız. gerçekten.. senin masan | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Thanks, George. | Teşekkürler, George. Sağ ol George. Ne demek efendim. teşekkürler George | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
My pleasure, sir. | Rica ederim, efendim. rica ederim efendim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Pronge) June 2nd, 1979? | 2 Haziran 1979? 2 Haziran 1979 mu? 2 haziran 1979? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Fuck,doesitfeel like two years | Siktir, bu bifteği hazırladığımızdan beri Vay amına koyayım, bu işe başladığımızdan beri iki yıl mı geçmiş? sikiyim, 2 yıl gibi sanki | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
since we laid this fucking steak? | 2 yıl mı geçmiş? bu lanet bifteği koyalı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I don't remember. | Hatırlamıyorum. hatılamıyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Going to take a while to defrost. | Buzlarının çözülmesi biraz zaman alacak. Buzların çözülmesi uzun sürecek. Yok, 24 saatte hallolur. buzlarını çözeceğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Nah, 24 hours they'll be good. | Hayır, 24 saat ideal. 24 saate işleri tamam. hayır 24 saat içinde iyi olacaklar | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Deborah) So I went into your office | Ceketini alıp Ceketini alıp kuru temizlemeciye götürmek için senin ofisine gittim bugün. böylece ofisine gittim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
to get your jacket to take to the cleaners | temizletmeye vermek için ofisine girdim. ceketini temizlikciye götürmeye | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
and there was a lot of money in that pocket. | Ve o cepte çok para vardı. Cebinde bir sürü para vardı. ve şu çekette çok fazla para vardı | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I sold high on 300,000 francs. | 300,000 franktan yüksek bir satış yaptım. 300.000 franklık bir satış yaptım. 300bin frankın üzerinde sattım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
That's about thirty grand. | Bu yaklaşık 30.000 dolar. 30 bin falan ediyor. bu otuz külçe olmalı | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Thirty grand? Mm hm. | 30.000? Evet. 30 bin mi? otuz külçe? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Wow. | Wow. wow | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm really proud of you, Ritchie. I really am. Hm. | Seninle gurur duyuyorum, Ritchie. Gerçekten. Seninle çok gurur duyuyorum Ritchie. Gerçekten. gerçekten seninle gurur duyuyorum Ritchhie gerçekten | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
H9)' H9)' | Hey. Hey. Selam. Selam. hey! hey! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hey, Roy. How are you doing, Leo? | Hey, Roy. Nasılsın, Leo? Merhaba Roy. Sen nasılsın Leo? hey Roy nasılsın Leo? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Have a seat, Josh. | Otur, Josh. Otursana Josh. otur Josh | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, yeah, what's going on? | Tamam, tamam, neler oluyor? Evet, tabii. Neler oluyor? evet evet neler olup bitiyor? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You can't, Roy. You, you can't. | Yapamazsın, Roy. Yapamazsın. Yapamazsın bunu Roy. Yapamazsın. yapabilemezsin ROy yapabilemezsin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Wait, wait, Roy. Come on, now. | Bekle, bekle, Roy. Haydi ama. Dur, dur Roy. Hadi ama. bekle, Roy haydi şimdi | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Listen, listen. I'll, I'll, I'll disappear, okay? | Dinle, Dinle. Ortadan kaybolacağım, tamam mı? Dinle beni. Ortadan kaybolurum, olur mu? dinle, dinle kaybolacağım tamam mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No one will ever hear from me. | Bir daha kimse benden haber almayacak. Bir daha kimse benden haber alamaz. hiç kimse benden haberdar olmayacak | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Roy, Roy, hold hold hold, fuck! Roy. No, you can't. Sorry, Josh. | Roy, Roy, bekle bekle bekle, siktir! Roy. Hayır, Yapamazsın. Üzgünüm, Josh. Roy, Roy. Dur, bekle Roy! Yapamazsın. Üzgünüm Josh. Roy Roy tut tu sikiyim Roy hayır kaybolmayacaksın Üzgünüm Josh | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I can't! I can't! | Yapamayacağım! Yapamayacağım! Yapamam! Yapamam! yapabilemem! yapabilemem! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What the fuck are you doing here, for Christ's sake? | Ne halt ettiğini sanıyorsun, tanrı aşkına? Tanrının aşkına burada ne sikimi yapıyorsun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
All right, all right, all right! Stop! Just stop! Get off! | Tamam, tamam, tamam! Dur! Dur! Çekil! Tamam, tamam! Dur, dur artık! Çekil! pekala! pekala! dur sadece dur defol! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Get the fuck off me! | Bırak beni! Bırak lan beni. beni yanlız bırak | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Just get You don't fucking touch me, you fucking son of a bitch! | Bırak... bana dokunamazsın, seni orospu çocuğu! Dokunma lan bana orospu çocuğu! bana dokunma oruspunun çocuğu | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Roy) Will you leave? Jusz' go! It's done. | Gidecek misin? Git haydi! İş tamam. Gider misin? Git artık! Bitti bu iş. gidecek misin? sadece git? tamam | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Just fucking go. | Siktir olup git. Yürü git buradan. siktir git! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You're done. You're a dead man, Scicoli. | Sen bittin. Artık ölü bir adamsın, Scicoli. İşin bitti, öldün sen Scicoli. bittin sen ölüsün Scicoli | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It's got to look like a natural death. | Doğal bir ölüm gibi gözükmeli. Eceliyle ölmüş gibi görünmeli. normal ölüm gibi görünmeli | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Like he choked on a steak, | Biftek yerken boğulmuş gibi, Boğazına yemek kaçsın ya da kalp krizi falan geçirsin işte. biftekte boğulmuş gibi | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
or had a heart attack, something like that. | ya da bir kalp krizi geçirebilir, bu tarz şeyler. veya kalp kirizi geçirmiş gibi | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I want to be able to go to the funeral, | Cenazeye gidip, Cenazesine gidip Roy'a başsağlığı dileyebilmek istiyorum. cenaze törenine gitmek isteyeceğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
give my condolences to Roy. | Roy'a taziyelerimi iletebilmek istiyorum. acısını paylaşma dileğimi Roy'a ilet | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Cry like an old grandmother | Yaşlı bir nine gibi ağlayıp Vicdanım beni rahatsız etmeden nineler gibi ağlamak istiyorum. yaşlı anneanne gibi ağla | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
and not have my conscience bother me. | vicdanımın beni rahat bırakmasını sağlamalıyım. ve vicdanıma sahip olma zahmetinde bulunma | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You get what I'm saying. | Söylediğimi anladın. Demek istediğimi anladın mı? Evet anladım. ne demek istediğimi anladın mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Pronge) Yeah, I got it. | Evet anladım. evet anladım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'll give you 40 grand. | Sana 40.000 dolar vereceğim. Sana 40 bin veririm. sana 40 külçe vereceğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
And if there 's no suspicion at all, | Eğer ortada hiç şüphe olmazsa, Geriye hiç bir şüphe bırakmazsan, Ayrıca, ölümü hiç şüphe çekmeden olursa... eğer hiç süphe yoksa | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
and I mean at all, | ama hiç bir şüphe, ...en ufak bir şüphe olmadan ama... ve bunu demek istiyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'll throw in another ten as a holiday bonus. | tatil bonusu olarak bir onluk daha atacağım. ...ikramiye olarak bir onluk daha atarım. tatil ikramiyesi olarak 10 külçe atacağım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You can finish jerking off. | 31 çekmeni bitirebilirsin. Otuzbirini bitirebilirsin artık. 31 çekmeyi bitirebilirsin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Pronge) Cheer up, Polack. | Neşelen, Polack. Neşelen biraz Polonyalı. Burada olmak istemiyormuş gibi duruyorsun. iyi eğlenceler Polack | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You look like you don't want to be here. | Burada olmak istemiyor gibisin. burada olmak istemiyor gibi görünüyorsun | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
If I didn't have to leave the house, I wouldn't. | Evimden çıkmak zorunda olmasaydım, çıkmazdım. Evden gitmek zorunda olmasaydım, gelmezdim. eğer burada olmak zorunda olmasaydım şuan burada olmazdım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You sure Leo said 40? Yeah. | Leo 40 mı dedi, emin misin? Evet. Leo'nun 40 dediğine emin misin? Evet. emin misin Leo 40 dedi? evet | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
With an extra ten if it looks like natural causes. | Doğal bir ölüm gibi olursa ekstra 10 daha. Eceliyle ölmüş gibi görünürse ekstra olarak 10 daha verecekmiş. 10 ektra eğer doğal bir sebepten dolayı görünürse. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
We use cyanide? Yeah. | Siyanür kullanıyoruz? Tabi ki. Siyanür kullanırız. Aynen. siyanür kullanacağız? evet | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Use those new spray bottles I got. | Yeni aldığım spreyleri kullan. Yeni aldığım sprey şişelerini kullanırız. bu yeni spray şişeleri kullan. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Sneeze on him, one spray, tss, he's done. Don't miss. | Üzerine hapşır, bir sefer sprey sık, tıs, tamamdır. Iskalama. Üzerine hapşurup spreyi sıkarsın, tamamdır. Iskalama. bir spreyi üzerine sık ve ıskalama | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hitting Roy's man could complicate things for us. | Roy'un adamını öldürmek işleri bizim için karmaşıklaştırabilir. Roy'un adamını öldürmek bizim için sıkıntı yaratabilir. Roy'a çatmak işlerimizi bizim için güçleştirebilir | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Well, at the price Leo's willing to pay, | Leo'nun ödemeye hazır olduğu bu rakama, Leo'nun ödeyeceği paranın yanında... şey, fiyatta Leo ödemeye gönüllü | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
this will be it. | bu iş olacak. ...hiç önemi yok. evet bu olacak | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
So how's Atlantic City looking? | Atlantic City nasıl görünüyor? Atlantic City'de işler nasıl? böylece Antlantik City nasıl görünüyor? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Eh, I should have bought in before gambling went legal. | Kumar oynamak yasal olmadan önce daha fazla yer satın almalıydım. Kumar serbest olmadan önce oralara yatırım yapmam lazımdı. eh,daha kumar yasal olmadan önce almalıydım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |