Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164925
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
(Betsy) Daddy? | babacığım? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Betsy) What's going on? | neler oluyor? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
All right, Jimmy, wait a minute. | Tamam, Jimmy, bekle bir dakika. Tamam Jimmy, bekle biraz. tamam Jimmy bir dakika | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You best be looking over your shoulder | Geriye baksan iyi olur, Arkanı kollasan iyi edersin... omuzunun üstünden bakarsan iyi olur | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
'cause if we cross paths again, | çünkü bir daha sınırı geçersen, ...çünkü tekrar karşma çıkarsan... çünkü yolları birdaha kesişebilir | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to bury your whole fucking family. | Bütün aileni yok ederim. ...bütün aileni gebertirim. tüm lanet olası aileni gömmeye gidiyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Now get out of my fucking car, Polack. | Şimdi arabamdan defol, Polack. Şimdi arabamdan siktir git Polonyalı. arabamdan in Polack | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hey, baby. It's okay. | Hey, bebeğim. Sorun yok. Sorun yok bebeğim. hey bebegim tamam | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Who are they? | Kim onlar? Kimdi onlar? Hiç kimse. onlar kim? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Nobody you need to worry about. | Endişelenmeni gerektirecek insanlar değil. Sen onları kafana takma. hakkında endişeleneceğin kimse | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Relax. Everything's okay. I'll be in in a second. | Rahatla. Her şey güzel. Birazdan geleceğim. Sakin ol. Her şey yolunda. Geliyorum ben birazdan. sakinleş. herşey yolunda. birazdan içeride olacağım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It's fine. You're fine. | İyi. Sen iyisin. Sorun yok. İyisin. iyi, gayet iyi | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Everything okay, Ritchie? | Sorun mu var, Ritchie? Her şey yolunda mı Ritchie? Terry'e ne anlattın lan sen? herşey yolunda mı Ritchie? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What the fuck did you tell Terry? | Terry'ye ne söyledin? kahrolası Terry'e ne anlattın? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Terry) What the I don't know. | Ne... Bilmiyorum. Ne oluyor... bilmiyorum. Gidip konuş istersen. ne? hiç bir fikrim yok | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You should probably go talk to him. | Onunla konuşmalısın. büyük olasılıkla onunla konuşmak icin gitmelisin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What happened? Eh, eh | Ne oldu? Eh, eh... Ne oldu? Bir yanlış anlaşılma olmuş. ne oldu? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It's a misunderstanding. | Yanlış anlaşılma. yanlış anlaşılma var | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It's Anabel's birthday, Ritchie. | Bugün Anabel'in doğum günü, Ritchie. Anabel'in doğum günündeyiz Ritchie. Yanlış adamlarla anlaşma yapmışım. Anabel'in doğum günü Ritchie | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I got in a deal with the wrong guys. | Yanlış adamlarla bir anlaşma yaptım. yanlış çocuklarla antlaşmışım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
They want the interest paid before I sell the currency. | Malı satmadan önce faizini ödememi istiyorlar. Daha ben dövizleri elden çıkarmadan benden faiz istiyorlar. ben dövüzi satmadan önce onlar faizini istiyor | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
And they came here to collect? | Ödemen için buraya mı geldiler? Almak için de buraya mı gelmişler? Adamlar bankacı değiller ki. ve tahsil etmek için buraya geldiler öyle mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
They're not from the bank. | Bankayla çalışmıyorlar. bankadand eğiller | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
[whispers] You are full of shit, Ritchie. | Saçmalıklarla dolusun, Ritchie. Saçma sapan konuşuyorsun Ritchie. tamamen bir boksun Ritchie | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah... yeah. | Evet... evet. evet.. tamam | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
All right, I'm going back down. You should come. | Tama, ben aşağı iniyorum. Sen de gel. Neyse, ben geri dönüyorum. Sen de gelmelisin. pekala geri aşağı iniyorum sen gelmelisin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Dad? What is going on? It's okay, honey. | Baba? Neler oluyor? Sorun yok, tatlım. Baba, neler oluyor? Bir şey yok tatlım. baba? neler oluyor herşey yolunda tatlım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Are you coming back to the party? | Partiye geliyor musun? Partiye dönmüyor musun? Birazdan geliyorum canım. partiye tekrar gelecek misin? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'll be down in a second, sweetie. | Birazdan geleceğim, tatlım. birazdan geleceğim hayatım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
[whispers] Fuck! | Siktir! Hay sikeyim! lanet olsun! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Kuklinski, on phone) Yeah, I got this guy in Connecticut, Sam Gunderson. | Evet, Connecticut'ta bir adamım var, Sam Gunderson. Evet, Connecticut'da bir adamım var. Adı Sam Gunderson. evet bu adamı Connecticut'da kazıklamıştım Sam Gunderson | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
He fences Corvettes to Kuwait. | Kuveyt'e çalıntı Corvette'ler satar. Kuveyt'e çalıntı araba satıyor. Kuveyt'te Corvette kaçakçılığı yapıyordu | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
For every one you bring him, he'll give you 40 percent on the window price. | Getirdiğin her araba için, vitrin fiyatının %40'ını alacaksın. Ona götürdüğün her parça için sana % 40 verir. getirdiğin herkes için sana %40 vereceğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What's the game plan? | Oyun planı nedir? Nasıl olacak peki? oyun planı nedir? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You just scout the dealership, pretend you want to buy. | Bayiyi gözle, satın almak istiyormuş gibi davran. sadece araba bayiliğini keşifle satın almak istiyor gibi davran | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Take a test drive, and you get a key made. | Test sürüşüne çık, anahtarın bir kopyasını yaptır. Arabayla deneme sürüşü yap ve anahtarı kopyala. deneme sürüşü yap ve anahtarı yap | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Come back later and take i2' off the lot. | Daha sonra gel ve arabayı sergilendiği yerden al. Sonra tekrar gidip arabaları alırsın. sonra geri gel ve hepsinin içinden al onu | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Just like that? | Bu mudur? Bu kadar basit mi? Sen ne olacaksın peki? sadece bu mu? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What about you? | Ya sen? sen ne yapacaksın? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What about me'? I was just thinking. | Bana ne olmuş? Sadece düşünüyordum. Ne demek ne olacaksın? Sordum sadece. ben ne yapacağım? sadece düşünüyordum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I got nothing to do with it. | Benim bu işle bir ilgim yok. Benim bu işle bir alakam yok. bu işle ilgim olsun istemiyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You asked me to hook you up with a job, I did. | Sana iş bulmamı istemiştin, ben de buldum. Sen benden bir iş ayarlamamı istedin, ben de ayarladım. benden sana iş bulmamı istemiştin bende buldum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Thank you, Ritchie. Thank you. | Teşekkürler, Ritchie. Teşekkürler. teşekkür ederim Ritchie teşekkür ederim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
There's a York Motel in Jersey City. | Jersey City'de bir York Motel'i var. Jersey City'de York Motel var. Jersey City'de bir tane York motel var | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Tomorrow night I'll introduce you to Sale. | Yarın gece seni Sale ile tanıştıracağım. Yarın gece seni adamla tanıştırırım. yarın gece sana satışları tanıtacağım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Okay. Uh, I forgot to tell you. [chuckles] | Tamam. Sana söylemeyi unuttum. Tamam, Söylemeyi unuttum. Tamam. Bu arada, sana söylemeyi unuttum. okey, ah sana söylemeyi unuttum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I met your friend Roy Demeo at Yawns. | Yawns'ta arkadaşın Roy Demeo ile tanıştım. Yawns'ta arkadaşın ROy Demo ile tanıştım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, I heard about that. | Evet, duydum. Evet, kulağıma geldi. evet duydum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
He pretended he didn't know you. | Seni tanımıyormuş gibi davrandı. seni tanımıyormuş gibi davrandı | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
That's okay. | Sorun yok. Önemli değil. sorun değil | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'll see you tomorrow, Terry. | Yarın görüşürüz, Terry. Yarın görüşürüz Terry. yarın görüşürüz Terry | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Thanks again. Thanks again. | Tekrar teşekkür ederim. Tekrar teşekkür ederim. Tekrar sağ ol. Teşekkürler. tekrardan teşekkürler tekrardan teşekkürler | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You want to be my friend, Terry? | Arkadaşım olmak mı istiyordun, Terry? Benim arkadaşım olmak istiyorsan Terry... arkadaşım olmak ister misin Terry? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Then you keep your fucking mouth shut. | O zaman lanet ağzını kapat. ...o koca çeneni kapalı tutacaksın. ozaman lanet olası çeneni kapalı tut | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
[Christmas carols playing] Oh! Oh! Oh my. | Aman da aman. Oh! Oh! Oh my. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What did Santa get me? | Noel baba bana ne getirmiş? Noel baba bana ne aldı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Oh, oh, my Let me see. | Oh, oh, aman... Bakalım. Vay canına. Bakabilir miyim? eh eh benim.. bakayım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You like it? Oh... | Beğendin mi? Oh... Beğendin mi? sevdin mi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Mm, I love you. | Mm, Seni seviyorum. Seni seviyorum. hmmm seni seviyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I love you. Look at this. | Seni seviyorum. Şuna bakın. Ben de seni. Şuna baksana. seni seviyorum birde buna bak | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Um, Dad. | Baba. hmmm Baba | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Can you believe this. I can't believe I got it. | Buna inanamıyorum. Bu hediyeyi aldığıma inanamıyorum. Buna inanabiliyor musun? Bunu aldığıma inanamıyorum. buna inanabiliyor musun? benim olduğuna inanamiyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I have got to try this on. | Bunu denemeliyim. Denemem lazım bunu. bunu denemeliyim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Anabel) Mom, is it okay if I go over to Amanda's? | Anne, Amanda'lara gidebilir miyim? Anne, ben bir Amandalar'a uğrasam olur mu? anne. Amanda'lara gitsem olur mu? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It's Christmas Day. | Ama bugün Noel. Noel Günü'ndeyiz ama. bugun Noel. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I know, I know, but I just, I want to give her a present before she leaves. | Biliyorum, biliyorum, sadece Amanda ayrılmadan önce ona bir hediye vermek istiyorum. Biliyorum ama o gitmeden hediyesini vermek istiyorum sadece. biliyorum biliyorum sadece gitmeden önce ona hediyesini vermek istiyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
An hour, tops. Okay, okay. | En fazla 1 saat. Tamam, tamam. En fazla bir saat. Tamam, tamam. bir saat tamam tamam | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
All right, look at how it | Tamam, acaba nasıl... Şunun şekline bakın... peki bak bakalım nasılmış... | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
[beeper beeps] Oh, my gosh. | Oh, tanrım. Tanrım. aman tanrım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
This is, this is So pretty. | Bu çok, çok... hoş. Bu çok... bu çok güzel. bu bu çok güzel | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Honey, I can't get the clasp. | Tatlım, küpesini alamadım. Tatlım, kopçaları açamadım. tatlım sıkıca tutabilemiyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Damn. | Lanet olsun. Kahretsin. lanet olsun | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Where are you going? I'll be right back. | Nereye gidiyorsun? Hemen döneceğim. Nereye gidiyorsun? Birazdan dönerim. nereye gidiyorsun? birazdan gelirim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
On Christmas Day? Honey. | Noel gününde de mi? Tatlım. Noel Günü'nde mi? Yapma tatlım. Noel gününde? tatlım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, yeah. I know, Deb. I'll be right back. | Tamam, tamam. biliyorum, Deb. Hemen döneceğim. Evet, evet biliyorum Deb. Birazdan geleceğim. evet evet biliyorum Deb birazdan geleceğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Pronge, on phone) Leo's fucking paranoid. | Leo paranoyaklaştı. Leo iyice paranoyaklaştı. Leo lanet olası paranoyit oldu | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
He thinks Roy knows he ordered the hit. | Roy'un, suikastı kendisinin emrettiğini bildiğini düşünüyor . Roy'un, suikasti onun ayarladığını bildiğini düşünüyor. sanıyorki roy biliyor emirleri o veriyor | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
So now he's only offering ten Gs. You there? | Şimdi sadece 10 bin ödeyecekmiş, orda mısın? Bize de sadece 10 bin verecekmiş. Orada mısın? şimdi o sadece teklif ediyor orada mısın? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, it's been three months already. Come on. | Evet, 3 ay oldu bile. Haydi ama. Üç aydır parayı vermiyor zaten. Yapma ama. evet zaten 3 ay geçti. haydi! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Listen, we'll take the ten grand. | Dinle, 10 bini alacağız. 10 bini kabul edeceğiz. Bu şartlar altında bu para çok bile. dinle..alalım o 10 bini | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It's generous considering the circumstances. | Şartları düşünürsek bu para cömertçe. bu çok cömertce koşullar dikkate alındığında | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Atlantic City can wait. No. | Atlantic City bekleyebilir. Hayır. Atlantic City bekleyebilir. Hayır. Atlantik City bekleyebilir hayır | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
This is it. This money, this job. | Olay buydu. Bu iş için, bu para. Olmaz. Konuştuğumuz parayı alacağız. işte bu işte bu para bu iş | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No, we'll welt for this to settle, and put the word out. | Hayır, durumun yatışmasını bekleyeceğiz, sonra söylentilere son vereceğiz. Hayır, ortalık yatışana kadar bekleyip, daha sonra olayı duyuracağız. hayır razı etmek için bekleyeceğiz ve sözü tam ortaya koyacağız | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Two or three more jobs, you can puz' a down payment on Steel Pier. | İki ya da üç iş daya yapacağız, peşinatı Steel Pier'de alabilirsin. İki, üç iş daha yaparsak Steel Pier için peşinatı tamamlarsın. 2 veya 3 iş yapabilirsin Steel Pier için ön ödeme koy | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Where is he going to be at? | Nerede olacak? Adam nerede olacak? şimdi nereye gidiyor olacak? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Dad? It's a cemetery in Bergen. | Baba? Bergen'de bir mezarlıkta. Bergen'deki bir mezarlıkta. baba? Bergen'de bir mezarlık | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Dag? He“ Fuck | Baba? Hey! Siktir. Baba? Ne var! baba? hey! lanet olsun. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hello? Yes, yes, I'm here. | Orda mısın? Evet, Evet, buradayım. Alo? Evet, buradayım. alo? evet evet buradayım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Leo Marks is not man we can fuck with. Do you hear me? | Leo Marks bulaşmak istemeyeceğimiz biri. Anladın mı? Leo Marks bizim aşık atabileceğimiz bir adam değil. Anladın mı? Leo Marks kazıklayabileceğimiz birisi değil duyuyor musun beni? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(boy) Dad, it's not working. | Baba, bu çalışmıyor. Baba, çalışmıyor bu. baba bu çalışmıyor | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I said I'm on the fucking phone! Polack. Hello? | Telefonla konuşuyorum dedim! Polack. Orda mısın? Telefondayım dedim ya lan sana! Polonyalı. Alo? sana lanet olası telefonda olduğumu söylemiştim Polack alo? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
We did him in a crowded club. | Onu kalabalık bir kulüpte öldürdük. Adamı kalabalık bir gece kulübünde öldürdük. kalabalık bir klüpten aldık onu | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
That's a risk I don't normally take. | Bu normalde almayacağım bir risk. Normalde böyle bir risk almam ben. bu riskli normalde almayın | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Forty plus ten was the deal. | 40 artı 10 anlaşmamızdı. Anlaşma, 40 artı 10 bindi. antlaşmamız %40 artı 10'du | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You've ruined my fucking Christmas. You're lucky you get away with ten. | Noel’imi mahvettin. 10 binle bu işten sıyrılacağın için şanslısın. Noel'imi mahvettiniz. 10 binle bu işten sıyrıldığınıza şükredin. Noelimin içine sıçtın sanslısın tek 10 binle paçayı kurtarıyorsun | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You promised fifty. | 50 bin söz vermiştin. 50 bin demiştin. Chamberlain de barış olacak demişti. 50 sözü vermiştin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
And Chamberlain promised peace. | Chamberlain'de barış vaadetmişti. Chamberlain özgürlük sözü vermiştin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You know who that is? | Kim olduğunu biliyor musun? Onun kim olduğunu biliyor musun? onun kim olduğunu biliyor musun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I agreed to meet with you because I was told you were going to give a discount. | Seninle buluşmayı kabul ettim çünkü bana indirim yapacağın söylendi. Bana, fiyatta indirim yapacağın söylendiği için seninle görüşmeyi kabul ettim. sizinle buluşmayı bana indirim yapacağınızı söylediğiniz için kabul etmiştim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |