Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164317
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Now what? Give him the signal. | simdi ne olacak? Ona sinyal ver. Şimdi ne olacak? Ona sinyal ver. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Oh, shit. See? | Gördün mü? | The Hangover-8 | 2009 | |
| It's all there. Let him go. | Para tam. Birakin gitsin. Para tam. Bırakın gitsin. | The Hangover-8 | 2009 | |
| He's a nasty little motherfucker. | Tam bir orospu çocugu. Tam bir orospu çocuğu. | The Hangover-8 | 2009 | |
| No, I ain't got no fucking ecstasy. | Hayir, lanet ekstazilerden yok. Hayır, lanet ekstazilerden yok. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Goddamn it! Gosh darn it! | Kahretsin! Kahrolsun! | The Hangover-8 | 2009 | |
| Shit! Shoot! | Siktir! Diktir! | The Hangover-8 | 2009 | |
| Yeah, listen. | Dinle. | The Hangover-8 | 2009 | |
| You said, "You're more likely to wind up on the floor than... " | Kendini çatida degil aldigin yerde takili bulacaksin gibi bir sey... Kendini çatıda değil aldığın yerde takılı bulacaksın gibi bir şey... | The Hangover-8 | 2009 | |
| Phil? Hello? Tracy, it's Stu. | Phil? Alo? Tracy, ben Stu. | The Hangover-8 | 2009 | |
| He is paying the bill. We just had a delicious brunch. | Hesaplari kapatmakla mesgul. Az önce çok leziz bir kahvalti yaptik... Hesapları kapatmakla meşgul. Az önce çok leziz bir kahvaltı yaptık... | The Hangover-8 | 2009 | |
| I don't know, man. It just hit me. | Bilmiyorum adamim. Birden aklima geliverdi. Bilmiyorum adamım. Birden aklıma geliverdi. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Holy shit. Yes. | Vay anasini! Yaaa! Vay anasını! Yaaa! | The Hangover-8 | 2009 | |
| Doug! Doug, you up here, buddy? | Doug! Doug, burada misin, dostum? Doug! Doug, burada mısın, dostum? | The Hangover-8 | 2009 | |
| What? Every flight to L. A. Is booked. | Ne oldu? Lanet olsun. Los Angeles'a kalkan uçaklarin hepsi doluymus. Ne oldu? Lanet olsun. Los Angeles'a kalkan uçakların hepsi doluymuş. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Alan, where's the car? It's on its way. | Alan, araba nerede? Getiriyorlar. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Just give me one second. We will leave without you. | Bana biraz müsaade edin. Seni burada birakip gideriz! Bana biraz müsaade edin. Seni burada bırakıp gideriz! | The Hangover-8 | 2009 | |
| Listen, Jade, I... | Dinle, Jade... | The Hangover-8 | 2009 | |
| It needs to go down. | Asagiya indirmemiz lazim. Aşağıya indirmemiz lazım. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Jesus Christ. Look out. Don't mess the car up. | Tanri askina! Dikkat et! Arabayi mahvediyorsun. Tanrı aşkına! Dikkat et! Arabayı mahvediyorsun. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Oh! Oh, my God! | Aman Tanrim! Aman Tanrım! | The Hangover-8 | 2009 | |
| Here he comes. That's him. | iste geldiler! Bu o! İşte geldiler! Bu o! | The Hangover-8 | 2009 | |
| Hey, Neeco! Hey. What's up, Alan? | Hey, Neeco! N'aber, Alan? | The Hangover-8 | 2009 | |
| Thanks, Neeco. You got it, man. | Tesekkürler, Neeco. Senin için, adamim. Teşekkürler, Neeco. Senin için, adamım. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Page me! Adiós. | Ara beni! Güle güle. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Who the hell was that guy? That's my buddy. | Bunlar da kimdi simdi? Dostlarim. Bunlar da kimdi şimdi? Dostlarım. | The Hangover-8 | 2009 | |
| We are gathered here today... | Bugün burada askin gücüyle iki genci... Bugün burada aşkın gücüyle iki genci... | The Hangover-8 | 2009 | |
| That is not how this works! Oh, good. | Bu iliskide isler böyle yürümez! Aman ne güzel! Bu ilişkide işler böyle yürümez! Aman ne güzel! | The Hangover-8 | 2009 | |
| Oh, really? Yeah. | Gerçekten mi? Evet! | The Hangover-8 | 2009 | |
| Sid? There he is. | Sid? iste geldin. Sid? İşte geldin. | The Hangover-8 | 2009 | |
| Close the door. You're awesome. | Kapiyi kapat. Harika bir adamsin. Kapıyı kapat. Harika bir adamsın. | The Hangover-8 | 2009 | |
| That's classic! | Tam bir klasik! | The Hangover-8 | 2009 | |
| Um, Caesar. Palac�. | Ceasar Palace. | The Hangover-9 | 2009 | |
| Hey, that's his fianc�e. | Onun nisanlisi o! Onun nişanlısı o! | The Hangover-9 | 2009 | |
| Right? A little J�germeister. | Alman Kanyagi. Alman Kanyağı. | The Hangover-9 | 2009 | |
| ...and were having those shots of J�ger. | Bir kola ister misiniz? | The Hangover-9 | 2009 | |
| ...I slipped something in our J�germeister. | ...Alman Kanyagi'nin içine bir seyler karistirdim. ...Alman Kanyağı'nın içine bir şeyler karıştırdım. | The Hangover-9 | 2009 | |
| Page me! Adi�s. | Ara beni! Güle güle. | The Hangover-9 | 2009 | |
| WO Hi, welcome to Caesars. | Merhaba, Caesars'a hos geldiniz. Merhaba, Caesars'a hoş geldiniz. | The Hangover-13 | 2009 | |
| Hello. WO Checking in? | Merhaba. Giris mi yapacaksiniz? Merhaba. Giriş mi yapacaksınız? | The Hangover-13 | 2009 | |
| I'll hit you on the way back. VALET: Thank you, sir. | Bahsisini dönünce veririm. Tesekkürler, efendim. Bahşişini dönünce veririm. Teşekkürler, efendim. | The Hangover-13 | 2009 | |
| Fuck! Shit. EDDIE: He shot me! | Ha siktir be! Herif vurdu beni! | The Hangover-13 | 2009 | |
| WO I know, I did. I already checked with her. | Biliyorum, yaptim. Ona zaten danistim. Biliyorum, yaptım. Ona zaten danıştım. | The Hangover-13 | 2009 | |
| Hey, Tracy! It's Phil. TRACY : Hey, Phil. | Merhaba Tracy, ben Phil. Selam Phil. | The Hangover-13 | 2009 | |
| Oh, my God. That's awful. MIKE: Oh, man. | Tanrim, bu berbat bir sey. Adamim! Tanrım, bu berbat bir şey. Adamım! | The Hangover-13 | 2009 | |
| Easy, easy. MAN 2: Come on. | Agir olun, agir olun. Ağır olun, ağır olun. | The Hangover-13 | 2009 | |
| TRACY : Hello? Ahem, Tracy, it's Phil. | Alo? Tracy, ben Phil. | The Hangover-13 | 2009 | |
| TRACY : Phil? Hello? Tracy, it's Stu. | Phil? Alo? Tracy, ben Stu. | The Hangover-13 | 2009 | |
| Anything? I tried them all. | Haber var mi? Hepsini aradim. Haber var mı? Hepsini aradım. | The Hangover-14 | 2009 | |
| He's getting very close to my shaft. | Neredeyse peri bacama dokunuyordu. Bitti. Üstünü degistirebilirsin. Neredeyse peri bacama dokunuyordu. Bitti. Üstünü değiştirebilirsin. | The Hangover-14 | 2009 | |
| If you wanna go to Vegas without me, | ...Vegas'a bensiz gitmek istersen benim için katiyen sorun olmaz. | The Hangover-14 | 2009 | |
| You know, Phil and Stu, | Sonuçta Phil ile Stu senin kankan ve bu da senin bekarliga veda partin. Sonuçta Phil ile Stu senin kankan ve bu da senin bekarlığa veda partin. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Whatever happens tonight, I will never, | Bu gece her ne yasanirsa yasansin asla ama asla tek bir kelime dahi etmeyecegim. Bu gece her ne yaşanırsa yaşansın asla ama asla tek bir kelime dahi etmeyeceğim. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Thank you. No, thank you. | Tesekkür ederim. Asil ben tesekkür ederim. Teşekkür ederim. Asıl ben teşekkür ederim. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Uh... It should be pretty mellow. | Keyifli olacak gibi. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Really? Come on, we're family now. | Sahiden mi? Yapma ama! Biz bir aileyiz. | The Hangover-14 | 2009 | |
| You sure? I mean, you love this car. | Emin misin? Bu arabayi seviyorsun! Doug, alti üstü bir araba. Emin misin? Bu arabayı seviyorsun! Doug, altı üstü bir araba. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Oh, and, uh, don't let Alan drive, | Alan'in sürmesine izin verme çünkü sorunlari var. Alan'ın sürmesine izin verme çünkü sorunları var. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Pay now, or forever regret missing out | Ödemeyi simdiden yapin ki hayatinizin tecrübesini kaçirmayin çocuklar. Ödemeyi şimdiden yapın ki hayatınızın tecrübesini kaçırmayın çocuklar. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Thanks, Mr. Wenneck. Thank you. Hey. | Tesekkürler, Bay Wenneck. Tesekkürler. Teşekkürler, Bay Wenneck. Teşekkürler. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Shit. | Vay anasini! Vay anasını! | The Hangover-14 | 2009 | |
| I'm driving. Whoa, no chance, buddy... | Ben kullanirim. Hiç sansin yok, dostum Ben kullanırım. Hiç şansın yok, dostum | The Hangover-14 | 2009 | |
| What is the matter? I don't know. | Sorun ne? Bilmiyorum. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Come on, just till Barstow. | Hadi ama, sadece Barstow'a kadar. Bizi geçmeyen kalmadi! Hadi ama, sadece Barstow'a kadar. Bizi geçmeyen kalmadı! | The Hangover-14 | 2009 | |
| Absolutely not. I promised Sid. | Kesinlikle olmaz. Arabayi yalniz ben kullanacagima dair Sid'e söz verdim. Kesinlikle olmaz. Arabayı yalnız ben kullanacağıma dair Sid'e söz verdim. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Oh, what are you, a cop now? | Basima polis mi kesildin simdi de? Başıma polis mi kesildin şimdi de? | The Hangover-14 | 2009 | |
| That was insane. We almost just died. | Aklini peynir ekmekle mi yedin sen, neredeyse ölüyorduk! Aklını peynir ekmekle mi yedin sen, neredeyse ölüyorduk! | The Hangover-14 | 2009 | |
| Oh, so you can't go to Vegas | Yani sen Vegas'a gidemezsin | The Hangover-14 | 2009 | |
| It's not illegal, it's frowned upon, | Yasadisi degil, sadece uçakta mastürbasyon yapinca birinin kaslarini çatmasi gibi. Yasadışı değil, sadece uçakta mastürbasyon yapınca birinin kaşlarını çatması gibi. | The Hangover-14 | 2009 | |
| WOHi, welcome to Caesars. | Merhaba, Caesars'a hos geldiniz. Merhaba, Caesars'a hoş geldiniz. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Hello. WOChecking in? | Merhaba. Giris mi yapacaksiniz? Merhaba. Giriş mi yapacaksınız? | The Hangover-14 | 2009 | |
| It's not fancy if it's true. | Bu fantezi degil, gerçek. O bir disçi. Heyecanlanmana gerek yok. Bu fantezi değil, gerçek. O bir dişçi. Heyecanlanmana gerek yok. | The Hangover-14 | 2009 | |
| I'm not sure. Is there a payphone bank? | Emin degilim. Ankesörlü telefonunuz var miydi? Emin değilim. Ankesörlü telefonunuz var mıydı? | The Hangover-14 | 2009 | |
| We'll take it. Give her your credit card. | Tutuyoruz. Kredi kartini ver. Ona kredi kartimi veremem. Tutuyoruz. Kredi kartını ver. Ona kredi kartımı veremem. | The Hangover-14 | 2009 | |
| That's perfect. Thank you, Lisa. | Mükemmel, bu harika, sag ol Lisa. Yarin bir çaresine bakariz. Haydi. Mükemmel, bu harika, sağ ol Lisa. Yarın bir çaresine bakarız. Haydi. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Can I ask you another question? Sure. | Bir sey daha sorabilir miyim? Elbette. Bir şey daha sorabilir miyim? Elbette. | The Hangover-14 | 2009 | |
| It's a pressure sensitive plate. | Bu seylerin koyuldugu yer basinca duyarli. Bu şeylerin koyulduğu yer basınca duyarlı. | The Hangover-14 | 2009 | |
| ...or they bill you. That's pretty neat. | ...dogrudan faturaya ekleniyor. Ama bunlar oldukça güzeller. ...doğrudan faturaya ekleniyor. Ama bunlar oldukça güzeller. | The Hangover-14 | 2009 | |
| All right, let's pick a room, let's get dressed. | Pekâlâ, kizlar, bir oda seçip giyinin ve 30 dakika içinde hazir olun. Pekâlâ, kızlar, bir oda seçip giyinin ve 30 dakika içinde hazır olun. | The Hangover-14 | 2009 | |
| I just wish you could see this place, | Burayi görebilmeni çok isterdim, buradaki insanlara kesin bayilirdin. Burayı görebilmeni çok isterdim, buradaki insanlara kesin bayılırdın. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Oh, I bet you... What's his name? | Adi ne mi? Adı ne mi? | The Hangover-14 | 2009 | |
| Um, Caesar. Palace. | Ceasar Palace. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Okay. Well, listen, I gotta go, | Pekâlâ, artik kapatmaliyim, sarap tatmaya gidecegiz. Pekâlâ, artık kapatmalıyım, şarap tatmaya gideceğiz. | The Hangover-14 | 2009 | |
| What the hell is that? What do you think? | Bu da neyin nesi simdi? Sence ne olabilir? Bu da neyin nesi şimdi? Sence ne olabilir? | The Hangover-14 | 2009 | |
| Phil, we've been dating for three years. | Phil, yaklasik üç yildir çikiyoruz. Artik zamani geldi. Bu isler böyle yürür. Phil, yaklaşık üç yıldır çıkıyoruz. Artık zamanı geldi. Bu işler böyle yürür. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Hey, that's his fiancee. | Onun nisanlisi o! Onun nişanlısı o! | The Hangover-14 | 2009 | |
| Guys, I'm standing right here. | Çocuklar, ben buradayim ve söylediginiz her seyi duyuyorum. Çocuklar, ben buradayım ve söylediğiniz her şeyi duyuyorum. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Come on, we're paying for a villa. | Yapma ama! Süit için o kadar para ödedik. Canimiz ne isterse onu yapariz. Yapma ama! Süit için o kadar para ödedik. Canımız ne isterse onu yaparız. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Right? A little J?germeister. | Alman Kanyagi. Alman Kanyağı. | The Hangover-14 | 2009 | |
| All right. I wanna talk about something. All right. | Bir seyler söylemek istiyorum Pekâlâ... Bir şeyler söylemek istiyorum Pekâlâ... | The Hangover-14 | 2009 | |
| I want to... I'd like to... | Bir seyler Birkaç çift... Bir şeyler Birkaç çift... | The Hangover-14 | 2009 | |
| ...I make a toast. | ...bu gece sagliginiza içecegim! ...bu gece sağlığınıza içeceğim! | The Hangover-14 | 2009 | |
| Dude, what the fuck? What the hell are you doing? | Ne bok yiyorsun? Ne yapiyorsun sen? Ne bok yiyorsun? Ne yapıyorsun sen? | The Hangover-14 | 2009 | |
| You sure? I'm good. | Emin misin? Ben iyiyim. | The Hangover-14 | 2009 | |
| I wanna take a moment, | Hafiza hakkinda konusmak için bir dakikanizi ayirmanizi istiyorum. Hafıza hakkında konuşmak için bir dakikanızı ayırmanızı istiyorum. | The Hangover-14 | 2009 | |
| You see, whatever happens here tonight | Bu gece ne olursa olsun yasanmamis sayilacak... Bu gece ne olursa olsun yaşanmamış sayılacak... | The Hangover-14 | 2009 | |
| Okay, good or bad, we don't remember | iyi ya da kötü, hiçbir sey hatirlamayacagiz, konusmayacagiz. İyi ya da kötü, hiçbir şey hatırlamayacağız, konuşmayacağız. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Deal. Deal. | Anlastik. Anlastik. Anlaştık. Anlaştık. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Perfect. Alan, come here, buddy. �� Get in here, crazy. | Alan, buraya gel dostum. Gel buraya çatlak herif. | The Hangover-14 | 2009 | |
| Okay, okay, Al. Al, I'll check it out. �� Don't go in. | Tamam, bir de ben bakayim. Girme! Tamam, bir de ben bakayım. Girme! | The Hangover-14 | 2009 |