Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 163947
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| HERE YOU ARE. THANK YOU. | Bu da sizinki. Teşekkürler. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WHAT'S GOING ON HERE? | Neler oluyor burada? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| I THOUGHT IT WOULD BE A SHAME | Kendimi geliştirken yaptığım... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| TO LET ALL THOSE ESPRESSOS GO TO WASTE | ...tüm bu espresso'ların çöpe gitmesi... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WHILE I MASTER THE TECHNIQUE, | ...müsriflik olurdu. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| SO I THOUGHT WE COULD TAKE IT | Bu yüzden benden de bunun... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| AS AN OPPORTUNITY TO HELP PEOPLE. | ...insanlara yardım etmek için bir fırsat olabileceğini düşündüm. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| HELP PEOPLE? YES, HELP PEOPLE. | Yardım etmek için mi? Evet, aynen öyle. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| ARE YOU OUT OF YOUR FUCKING MIND? | Kafayı mı yedin sen? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WE'RE RUNNING A BUSINESS HERE, NOT A GODDAMN SHELTER. | Burada iş yapıyoruz, hayır kurumu işletmiyoruz. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| NOW GET THESE LOSERS OUT OF MY SIGHT! | Hemen gözümün önünden kaybolun sizi ezikler! | The Good Heart-1 | 2009 | |
| FINISH YOUR JACQUES... | Daha bitirme... Jacques. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| AREN'T YOU SOMETIMES AFRAID THAT YOU'LL GO STRAIGHT TO HELL? | Cehenneme gitmekten korkmuyor musun? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| CHRISTOPHER, YOU CAN FINISH YOUR COFFEE. IT'S FINE. | Christopher, sen kahveni iç. Rahatına bak. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| GO! | Def ol! | The Good Heart-1 | 2009 | |
| IT'S NOT YOUR FAULT. THANK YOU. | Senin hatan değil. Sağ ol. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WHAT ARE WE GONNA CALL YOU? | Senin adın ne olsun? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| ESTRAGON? | Estragon? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| ESTRAGON. | Estragon olsun. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| BAR'S CLOSED. GET THE FUCK OUT. | Bar kapalı. Siktirin gidin. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WE UNDERSTAND THAT YOU'RE THE OWNER OF THIS BUILDING. | Bu binanın sahibisiniz, değil mi? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WE'RE BUYING BUILDINGS IN THIS AREA | Bu bölgedeki binaları satın alıyoruz... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| AND WE'RE INTERESTED IN LOOKING INTO BUYING THIS ONE TOO. | ...ve bu binayla da ilgileniyoruz. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WELL, FOR A BILLION DOLLARS | Peki, bir milyar dolara... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| I'LL GIVE YOU A SCENIC TOUR OF MY ANAL CANAL. | ...size kalın bağırsağımda bir tur attırabilirim. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| HOW DO YOU LIKE THEM APPLES? | Peki buna ne dersin? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| IT WOULDN'T HURT TO SIT DOWN FOR A WHILE | Önce bir oturalım ve... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| GODDAMN, YOU'RE LIKE A PIECE OF SHIT THAT JUST WON'T FLUSH. | Arlanma nedir bilmeyen pisliğin tekisin. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| NOW GET THE FUCK OUT OF HERE BEFORE I GET RUDE. | Şimdi, ben kabalaşmadan burayı terk edin. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| LET'S GO, GUYS. | Hadi gidelim, beyler. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| "A WALK IN THE MISTS OF TIME AND SPACE." | "Zamanın ve hiçliğin belirsizliğinde bir yürüyüş." | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WHAT IS THAT? IT'S THE TITLE OF MY BOOK. | Ne ki bu? Kitabımın adı. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| I LIKE IT. I'M LOOKING FORWARD TO READING THAT. | Güzelmiş. Okumayı dört gözle bekliyorum. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| YEAH, WELL, I'M STUCK THOUGH. I'M BLOCKED. | Şey, biraz takıldımda. Resmen tıkandım. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| COME ON, YOU GOT IT IN YOUR BLOOD. | Haydi ama, bu senin kanında var. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| YOU'RE JULES VERNE'S GREAT GREAT GRANDSON. | Sen Jules Verne'nin büyük büyük torunusun. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| YEAH, BUT THINK OF THE PRESSURE. FORGET ABOUT IT. | İşte bu da beni geriyor. Dert etme. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| YOU COULD DO IT. YOU GOT IT IN YOUR BLOOD. | Yaparsın sen. Bu senin genlerinde var. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| JUST WRITE IT. OKAY. | Bir şeyler karala. Pekala. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| SHE GAVE ME HER NUMBER, BUT AS SHE WAS WRITING IT OUT, | Kız bana numarasını verdi, ama numarayı yazarken... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| SHE GOES, "DON'T CALL ME FOR A COUPLE OF DAYS." | ...dedi ki, "Birkaç gün sonra arasan daha iyi." | The Good Heart-1 | 2009 | |
| AND I SAID, "HOW COME?" SHE SAID, "WELL, I'M GONNA " | Ben de, "Nasıl yani?" dedim. O da dedi ki, "Şey, ben..." | The Good Heart-1 | 2009 | |
| AH, I CAN'T TAKE THIS ANYMORE! | Ah, buna daha fazla dayanamayacağım! | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WE ARE ALL ANIMALS. | Zaten hepimiz hayvanız. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| ESTRAGON, YOU MUST BE LIBERATED. | Estragon, senin özgür olman gerek. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| TAKE IT EASY. COME ON, DARLING. | Yavaş ol. Hadi, canım benim. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| OUT OUT. | Çık dışarı. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| COME ON, OUT, SWEETHEART. | Hadi, çık, birtanem. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| ESTRAGON, MY FRIEND, YOU MUST BE LIBERATED. | Estragon, senin özgür olman gerek, dostum. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| I'M OFFERING YOU FREEDOM | Sana özgürlüğün veriyorum... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| AND YOU GO BACK INTO INCARCERATION. | ...sense kafese geri dönüyorsun. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| PHIL. | Phil. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| THIS ONE, RIGHT? YEAH, MM HMM. | Bu mu? Evet. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| LISTEN, LUCAS, I DIDN'T BRING TOO MUCH CASH WITH ME. | Listen, Lucas yanımda fazla para yok. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| CAN I BRING IT IN TO YOU TOMORROW? | Yarın ödesem olur mu? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| I HAVE A TIP I CAN LEAVE YA. | Sana bahşişte veririm. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| YOU THINK IT'LL BE OKAY? YEAH, SURE. | Sence bir mahsuru var mı? Hayır, yok. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| THANKS. YOU'RE WELCOME. | Sağ ol. Rica ederim. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| HOW'S HOW'S YOUR MOTHER DOING? | Annen... annen nasıl? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| SHE'S DYING. | Ölmek üzere. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| SHE MIGHT BE ABLE TO COME HOME | Belki birkaç günlüğüne... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| FROM THE HOSPITAL A COUPLE DAYS A WEEK, | ...hastaneden eve gelebilir, | The Good Heart-1 | 2009 | |
| BUT I DON'T KNOW IF SHE'S GONNA MAKE IT. | ...ancak iyileşir mi hiç bir fikrim yok. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| HERE'S TO MOOTY. | Buluşmanıza. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| MOOTY. HERE'S TO MOOTY. | Evet. Buluşmamıza. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| MY BOY, YOU'RE MAKING ONE VERY SERIOUS MISTAKE. | Evlât, acayip fena bir hata yapmaktasın. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WHAT? YOU'RE BEING FRIENDLY. | Neymiş o? Dostça davranıyorsun. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WHAT'S WRONG WITH THAT? REMEMBER WHAT I SAY: | Bunun neresi yanlış? Şu sözümü unutma: | The Good Heart-1 | 2009 | |
| NEVER BE FRIENDLY WITH A CUSTOMER. | Müşterilere asla dostça davranma. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| BE FAMILIAR, BUT NOT FRIENDLY. | Laubali ol, ancak dostça davranma. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| FAMILIAR BUT NOT FRIENDLY. | Laubali ol, ancak dostça davranma. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WHAT'S WRONG WITH FRIENDLY? | Dostça davranmanın neresi yanlış ki? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| SOMETIMES, WHEN YOU LEAST EXPECT IT, | Bir gün bu dostluk olayı, hiç ummadığın bir anda... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| FRIENDSHIP WILL STAB YOU IN THE BACK LIKE A DAGGER. | ...seni sırtından bıçaklar. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| THE CUSTOMER WILL START TRUSTING YOU, YOU'LL START TRUSTING THEM. | Müşteriler sana güvenmeye başlarsa, sen de onlara güvenmeye başlarsın. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| ONE THING WILL LEAD TO ANOTHER | Bir kez oldu mu arkası da gelir... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| AND YOU DON'T WANT THAT TO HAPPEN. | ...ve emin ol bunun olmasını hiç istemezsin. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| CAN I GET ONE FOR THE ROAD? | Bir tane yolluk versene? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| NO, SORRY, ROGER. WE'RE CLOSED. | Üzgünüm, Roger. Kapattık artık. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WAIT, JUST ONE FOR THE ROAD. COME ON. | Hadi ama, son bir tane. Yolluk. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| I THINK YOU'VE HAD SEVEN FOR THE ROAD. | Bence yeterince içtin. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| THIS ONE IS FOR THE ROAD. WE'RE CLOSED. | Son bir tane daha. Kapattık dedim. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| OH, WHAT IS HAPPENING TO HUMANITY THESE DAYS? | İnsanlık nereye gidiyor, ya hu? | The Good Heart-1 | 2009 | |
| YOU'RE DOING ALL RIGHT, LUCAS, | İyi gidiyorsun, Lucas, | The Good Heart-1 | 2009 | |
| BUT YOU STILL GOT A LOT TO LEARN. | ama daha öğrenecek çok şeyin var. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| WE GOTTA WORK ON YOUR ATTITUDE. | Davranışların üzerinde çalışmamız gerek. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| I MEAN, YOU'RE NOT A NATURAL WHEN IT COMES | Demek istediğim, senin hamurunda... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| TO HOSTILITY AND ARROGANCE. | ...kin ve kibir yok. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| BUT YOU KNOW, GIVEN TIME IT'LL COME. | Ancak zamanı geldiğinde hamuruna bunlar da eklenecek. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| IT'S AMAZING | Brokoli bir insanı... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| HOW BROCCOLI ALWAYS MAKES YOU FART. | ...her defasında nasıl osurtur, hayret. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| IN A WAY, BROCCOLI IS THE EMBODIMENT OF FART. | Yani, brokoli osuruğun şekle bürünmüş hali. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| IF YOU COULD CAPTURE A PIECE OF FART, | Osuruğu elimizle tutabilseydik... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| MATERIALIZE IT, | ...gözünde canlandır... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| I IMAGINE IT WOULD LOOK PRETTY MUCH LIKE THIS. | ...bence bunun gibi bir şeye benzerdi. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| THE INCARNATION OF FART. | Osuruğun maddeleşmesi. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| LUCAS, MY BOY... | Lucas, evlat... | The Good Heart-1 | 2009 | |
| YOU'RE ALL RIGHT. | Aferin sana. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| THE BAR IS CLOSED. | Bar kapalı. | The Good Heart-1 | 2009 | |
| HEY, DON'T CRY. | Hey, ağlama. | The Good Heart-1 | 2009 |