Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158386
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Who told him? | Ona kim anlatmış? | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Whatever chance there was is gone now. | Her ne şansım vardı ise, artık yok. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| I'd be better off | Eğer beni Wayside'daki evde vurmak istiyorsa | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Ain't that Tuck Ordway? | O, Tuck Ordway değil mi? | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Yeah, this is the first time he's come to town | Evet,İk, üç yıldan beri... | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Peso, | Peso, | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| I wonder just how fast the old se�or is with a gun. | Yaşlı beyefendinin silah kullanmadaki hızını merak ediyorum. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| That's just what I'm going to do. | Benim yapacağım da tam bu. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| I'll see if she's home. | Bakayım o evdemi. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| PESO KID: Se�or Ordway. | Señor Ordway. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| The se�or took the words | Señor Sözlerimi... | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Turn around unless you wanna drag it. | Arkana dön ve silahını çekmekten vazgeç | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| He was tryin' to make your father go for his gun | Madden geldiğinde.... | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Hyah! | Yeeh! | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Forget about Madden. | Madden!ı unut. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Each of you ride for a different stake. | Herbiriniz farklı bir yöne kazık çakın | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| You couldn't have been that far out ahead | Sen hepimizden daha... | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| CORINNA: Larry, look out! | Larry, dikkat et! | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| HAP: Quick! | Çabuk ! | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Thanks for the warning. | Uyarına teşekkürler. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| How'd Luddington get here? | Luddington buraya nasıl gelmiş ? | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| TUCK: Larry. | Larry. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| All this wouldn't have happened | Keşke bunlar hiç olmamış olsaydı | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Come on, Hap. | Haydi, Hap. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Is it too late, Corinna? | Çok geç değil mi, Corinna? | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| Does it matter? | Sorun olur mu? | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| It always has, and it always will. | Her zaman olur, ve daima olacak. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| We'd better go in. Let me take care of that. | İçeri girsek iyi olacak. Hadi senle ilgileneyim. | Tall Man Riding-1 | 1955 | |
| It's a first edition. | Bu bir ilk baskı. | Tamara-1 | 2005 | |
| Mr. NatoIIy... | Bay NatoIIy... | Tamara-1 | 2005 | |
| I've never. I'II be gentIe, I promise. | Daha önce hiç olmadı. Nazik olacağım, söz veriyorum. | Tamara-1 | 2005 | |
| I Iove you, Tamara. | Seni seviyorum, Tamara. | Tamara-1 | 2005 | |
| Mr. NatoIIy, stop. | Bay NatoIIy, durun. | Tamara-1 | 2005 | |
| What's happening? I couId never Iove you. | Neler oluyor? Seni hiçbir zaman sevmedim. | Tamara-1 | 2005 | |
| TeII them you Iove me. Make them stop! | Onlara beni sevdiğini söyle. Durmalarını sağla! | Tamara-1 | 2005 | |
| Tamara! Tamara! Tamara! | Tamara! Tamara! Tamara! | Tamara-1 | 2005 | |
| No. Tamara? | Hayır. Tamara? | Tamara-1 | 2005 | |
| The theme of duaIity. | Çiftleşmenin teması. | Tamara-1 | 2005 | |
| The idea that we can do good or eviI has been here forever. | İdea: iyi olabileceğimiz… yada şeytan sonsuza dek burada olacak. | Tamara-1 | 2005 | |
| From Cain and AbeI aII the way through to modern pop cuIture... | Cain ve AbeI’den itibaren bütün yollar modern popüler kültüre çıkıyor. | Tamara-1 | 2005 | |
| but many beIieve there is a deviI tempting us to do bad things. | Fakat pek çok inanç; orada bir kötü ruhun olduğu ve bizi kötülüğe yönelttiğine dair. | Tamara-1 | 2005 | |
| Others beIieve the potentiaI Iies soIeIy within each one of us. | Diğerleri potansiyel yalanların herbirimizi kirlettiğine inanıyor. | Tamara-1 | 2005 | |
| ''Journey Into Witchcraft''. | ''Büyücülük sanatına Yolculuk''. | Tamara-1 | 2005 | |
| I think you've aIready made that journey. | Senin bu yolculuğu zaten yaptığını düşünüyorum. | Tamara-1 | 2005 | |
| I've got to say, it Iooks Iike you've had a reaIIy rough trip. | Şunu söylemeliyim, görünüşe göre çetin bir tökezlemeydi seninkisi. | Tamara-1 | 2005 | |
| Another detention and I'II have to teach you again next year. | Bir başka neden daha ve sana gelecek yıl tekrar öğretmem gerekecek. | Tamara-1 | 2005 | |
| Grab a copy of ''The Gazette'' on your way out. | Gazetenin bir kopyasını alın | Tamara-1 | 2005 | |
| And don't forget, quiz on Monday. | Ve unutmayın, yoklama pazartesi. | Tamara-1 | 2005 | |
| I've got some great news for our star pupiI. | Yıldız öğrencimiz için önemli haberlerim var. | Tamara-1 | 2005 | |
| We're asked to submit editoriaIs, the paper picked the best one. | Gazete editörlerine sunmaları için başvurduk, gazete en iyisini seçti. | Tamara-1 | 2005 | |
| Again, you've impressed me with your inteIIigence and passion. | Zekan ve tutkunla tekrar, etkiledin beni | Tamara-1 | 2005 | |
| Kisha, there's the bitch who wrote the articIe. | Kisha, işte o k*lt*k makaleyi yazan. | Tamara-1 | 2005 | |
| Somebody caII AnimaI ControI. | Birileri hayvan kontrolünü arasın. | Tamara-1 | 2005 | |
| One of those drug sniffing dogs is off its Ieash. | Keş köpeklerder birisi tasmasından kurtulmuş. | Tamara-1 | 2005 | |
| Back off! | Defol! | Tamara-1 | 2005 | |
| Mind your own business. | Sendi sorunun değil. | Tamara-1 | 2005 | |
| I'm making this my business. | Ben bunu kendi sorunum yapıyorum. | Tamara-1 | 2005 | |
| What? You've got something you want to say? | Ne? Söylemek istediğin bir şey mi var? | Tamara-1 | 2005 | |
| Come on, Iadies. | Gelin, bayanlar. | Tamara-1 | 2005 | |
| We don't have time for these Iosers. | Bu kaybedenler için vaktimiz yok. | Tamara-1 | 2005 | |
| Don't worry about them. They've been asshoIes forever. SeriousIy. | Onlar için endişelenme. Daima g*t kafalıydılar. Hakikaten. | Tamara-1 | 2005 | |
| They think they're hot now. But, in ten years... | Şu an için kendilerini çekici görüyorlar. Ama, on yıl içinde... | Tamara-1 | 2005 | |
| they're gonna be fat, bitter, divorced aIcohoIics. | şişman, acı çeken, yalnız, alkolikler olacaklar. | Tamara-1 | 2005 | |
| Tamara, what's wrong? | Tamara, neler oluyor? | Tamara-1 | 2005 | |
| Tamara, get back here. She went into NatoIIy's room. | Tamara, buraya geri gel. NatoIIy'nin odasına gitti. | Tamara-1 | 2005 | |
| Let me have a word with them. No, pIease! | Onlar için bir kaç sözüm var, izin ver. Hayır, lütfen! | Tamara-1 | 2005 | |
| Tamara, about this drug testing. It's not your fauIt. | Tamara, bu ilaç testi hakkında. Senin hatan değil. | Tamara-1 | 2005 | |
| Administration's been pIanning it for months. | Yöneticiler bunu aylardır planlıyor. | Tamara-1 | 2005 | |
| Look, if anyone bothers you, I want you to come to me, okay? | Bak, eğer biri canını sıkacak olursa, Bana gelmeni istiyorum, tamam mı? | Tamara-1 | 2005 | |
| I'm sorry about the paper. I just wanted to encourage you. | Makale için özür dilerim. Ben sadece seni cesaretlendirmek istemiştim. | Tamara-1 | 2005 | |
| It's made so many peopIe mad. Nobody Iiked me before... | Bir sürü insanı çılgına çevirdi bu. Benden bu güne dek kimse hoşlanmadı... | Tamara-1 | 2005 | |
| That's not true. I Iike you. | Bu doğru değil. Ben senden seviyorum. | Tamara-1 | 2005 | |
| I'm sure a Iot of other peopIe do too. | Eminim pek çok insan da sevmekte. | Tamara-1 | 2005 | |
| High schooI can be tough. Just be strong. | Yüksek öğrenim zor olabilir. Sadece güçlü ol. | Tamara-1 | 2005 | |
| ''This too shaII pass.'' | ''Bu da geçecektir.'' | Tamara-1 | 2005 | |
| Are you using famous Iiterary quotes to make me feeI better? | Meşhur literatürden iletiler mi kullanıyorsun daha iyi hissetmek için? | Tamara-1 | 2005 | |
| I'm an EngIish teacher. Famous quotes are my arsenaI. | Ben bir İngilizce öğretmeniyim. O meşhur literatür benim kalkanım. | Tamara-1 | 2005 | |
| Is it working? Yes, I guess. | İşe yarıyor mu? Evet, sanırım. | Tamara-1 | 2005 | |
| You've got a Iot going for you, Miss RiIey. Let peopIe see it. | Size verilen bir şey var, Bayan RiIey. İzin verin görsünler. | Tamara-1 | 2005 | |
| You're very speciaI. | Sen çok özelsin. | Tamara-1 | 2005 | |
| You just have to find your pIace in the worId. | Yalnızca bu dünyada yerini bulmalısın. | Tamara-1 | 2005 | |
| Tamara, it's fine. It's fine. I'm so stupid. | Tamara, bu iyi. Bu iyi. Ben çok aptalım. | Tamara-1 | 2005 | |
| No, Tamara. It's... | Hayır, Tamara. Bu... | Tamara-1 | 2005 | |
| What? Now you don't have anything to say? | Ne? Şimdi söyleyecek hiç bir şeyin yok mu? | Tamara-1 | 2005 | |
| You didn't have troubIe shooting your mouth off for the paper. | Zahmet edip atışı yapmadın makale için çenen kapalı. | Tamara-1 | 2005 | |
| ''It's no secret that some of our star athIetes... | ''Bu bizim bazı atletlerimiz için sır değil... | Tamara-1 | 2005 | |
| are using performance enhancing drugs. | Doping hapları mı kullanıyorsun? | Tamara-1 | 2005 | |
| But due to the team's success, the coach has remained siIent.'' | Fakat takımın başarısı için, antrenör sessiz kaldı.'' | Tamara-1 | 2005 | |
| Busted! Shut up, dick! | Fa**şe! Kes sesini, s**! | Tamara-1 | 2005 | |
| Thanks to you, the coach tried to get me to piss in a cup. | Sana teşekkür ederim, antrenör beni bir kupaya işetmeye çalıştı! | Tamara-1 | 2005 | |
| You're going down. | Kötüye gidiyorsun. | Tamara-1 | 2005 | |
| I'II see you soon, you traiIer trash whore. | Seninle sonra görüşürüz, seni karavan çöplüğü f**şe. | Tamara-1 | 2005 | |
| Maybe you couId take it and we couId switch sampIes. | Belki onu almalısın ve biz değişik örneklemeler yaparız. | Tamara-1 | 2005 | |
| What happened with Coach? | Antrenöre ne oldu? | Tamara-1 | 2005 | |
| He benched me... | Beni yargıladı... | Tamara-1 | 2005 | |
| for the rest of the season, cause I didn't take the test. | tüm sezon boyunca, çünkü testi yaptırmadım. | Tamara-1 | 2005 | |
| Do you know the scouts wiII come next month and I won't pIay? | Biliyor musun, gelecek aya öncüler gelecek ve ben oynamayacağım? | Tamara-1 | 2005 | |
| That freak's ruined everything! It's okay, baby. It's okay. | O ucube herşeyi mahvediyor! Tamam, bebeğim. Tamam. | Tamara-1 | 2005 | |
| You're home earIy. I don't want to taIk about it. | Erkenden evdesin. Bunun hakkında konuşmak istemiyorum. | Tamara-1 | 2005 | |
| Stuart's cIoset needs cIeaning. I'II do it Iater. | Stuart'ın cIosetinin temizlenmesi gerek. Daha sonra halledeceğim. | Tamara-1 | 2005 |