Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158233
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| For a cover story, it seems... a Iittle bit far fetched, doesn't it? | Sence bir örtbas için bu fazla detaylı bir hikâye değil mi? | Taken-12 | 2002 | |
| Mum's in a Iot of pain. | Annemin ağrısı var. Morfin işe yaramıyor. | Taken-12 | 2002 | |
| What are you doing, Jake? | Ne yapıyorsun Jake? | Taken-12 | 2002 | |
| It's all right, Tom. | Sorun yok Tom. | Taken-12 | 2002 | |
| Right from when John came, and you saw the Iights. | John geldiğinde ve ışıkları gördüğünde. | Taken-12 | 2002 | |
| Country's Ieading debunker turns out to have a half alien half brother? | Ülkenin en önde giden UFO karşıtı adam, melez bir uzaylının üvey kardeşi. | Taken-12 | 2002 | |
| Then at Ieast people would know it really happened. | En azından insanlar neler olduğunu bilirler. | Taken-12 | 2002 | |
| He kills this guy's father, then Ioses him. | Herifin babasını öldürmüş sonra da onu kaybetmiş Bu işi berbat ettiği kesin. | Taken-12 | 2002 | |
| And this one Jesse? | Ve bu Jesse? | Taken-12 | 2002 | |
| but our Iittle grey friends don't do squat. | Ama gri dostlarımız kıllarını kıpırdatmıyor. | Taken-12 | 2002 | |
| I don't think you can Iay that one on your father either. | Sanırım bunu da babanın üzerine atamazsın. | Taken-12 | 2002 | |
| Now that we're Iooking more into the genetics, we'II figure it out. | Artık genetik konusunda çok ilerlediğimize göre bunu anlayabiliriz. | Taken-12 | 2002 | |
| Failed attempts at crossbreeding, Iike that kid Jacob CIarke | Başarısız olmuş melez denemeleri. Tıpkı Jacob Clarke denen çocuk gibi. Baban onu Teksas'tan getirmeye çalışmıştı. | Taken-12 | 2002 | |
| And I'II Iay you diamonds to doughnuts this Jesse Keys is still alive. | Her şeyine bahse girerim ki bu Jesse Keys hala yaşıyor. | Taken-12 | 2002 | |
| Truck eight. Yeah. | Kamyon sekiz. Evet. | Taken-12 | 2002 | |
| Drunk, Iost control of the car, flipped it. | Alkollü sürücü, kontrolü kaybetmiş, takla atmışlar. Şoför hemen ölmüş. Arkadaki iki çocuk çok kötü durumda. | Taken-12 | 2002 | |
| We saw these Iights. In the sky. | Gökyüzünde ışıklar gördük. | Taken-12 | 2002 | |
| Look, you know what I Iove about this job? | Bu işin en sevdiğim yanı ne biliyor musun? | Taken-12 | 2002 | |
| You come to a scene, you Iook at it, | Bir kaza mahalline gelirsin, etrafa bakarsın. Durumu tartarsın ve işin orayı düzeltmektir. | Taken-12 | 2002 | |
| Get out of the road. You nuts? | Yoldan çekilsene manyak mısın? | Taken-12 | 2002 | |
| How Iong have I been out here? | Hep yanımda taşırım. Ne kadar zamandır buradayım? İki buçuk, üç saattir. | Taken-12 | 2002 | |
| Some people put a lot of work into their lawn. | Bazı insanlar, sanki bir parça yeşillik dünyanın en önemli şeyiymiş gibi çimlerine özen gösterirler. | Taken-12 | 2002 | |
| I've known your father a Iong time. | Babanı uzun zamandır tanırım. Onun hakkında bildiğim tek şey hiçbir şeyden korkmadığıdır. | Taken-12 | 2002 | |
| You pulled my son Moe out of our sweep auger Iast year. | Evet öyle. Geçen sene benim oğlum Moe'ya yardım etmiştin. Burada ne halt ediyorsun? | Taken-12 | 2002 | |
| Oh. You come to Iook at my Iower field. | Benim aşağı tarlaya bakmaya geldin. | Taken-12 | 2002 | |
| Lower field? My glow in the dark wheat. | Aşağı tarla mı? Karanlıkta parlayan buğdaylarıma. | Taken-12 | 2002 | |
| Look at it. Looks Iike a damn flying saucer. | ve ben de yapmam gerekeni yapacağım. Şuna bak. Kahrolası bir uçan daireye benziyor. | Taken-12 | 2002 | |
| Maybe, but they would've been Iess Iikely to do it again. | Belki, ama onlar da bunu bir daha göze alamazlar. | Taken-12 | 2002 | |
| How would you Iike to move? | Nereye taşınmak istersin? | Taken-12 | 2002 | |
| Like to Henderson, someplace a Iittle further outside of town? | Mesela Henderson gibi kasabanın az dışında bir yere? | Taken-12 | 2002 | |
| No. I was thinking more Iike Maine. | Hayır. Ben Maine gibi bir yer düşünüyorum. | Taken-12 | 2002 | |
| Don't you think this is a Iittle sudden? | Sence bu biraz ani değil mi? Baba, Maine'de uçan daireler var diye mi? | Taken-12 | 2002 | |
| Do you know the feeling | Kendinizi karanlık bir odada yürümeye zorladığınız zamanki hissi bilir misiniz? | Taken-12 | 2002 | |
| We've been through a Iot, you and I, yeah? | İkimiz çok şeyler atlattık değil mi? | Taken-12 | 2002 | |
| And we're gonna get through this, just Iike all the rest. | Bunu da diğerleri gibi atlatacağız. | Taken-12 | 2002 | |
| They'II just tell me I have a tumour. | Bir tümörüm olduğunu söyleyecekler. İlla öyle söyleyecekler diye bir şey yok. | Taken-12 | 2002 | |
| I was diagnosed with a brain tumour when I was 16. | 16 yaşındayken bende bir tümör tespit edilmişti. Babam aynı sebepten öldü. | Taken-12 | 2002 | |
| For god's sake, Jesse, would you Iisten to yourself?! | Tanrı aşkına Jesse, ağzından çıkanı kulağın duysun?! | Taken-12 | 2002 | |
| Your Ioudmouth brother's gonna ride both sides | Geveze kardeşin bu uzaylılar konusunda akşama kadar konuşacak gibi. | Taken-12 | 2002 | |
| Mr Clarke. I don't mean to question your ability oryour expertise. | Bay Clarke, yeteneğinizi ya da tecrübenizi sorgulayacak değilim. | Taken-12 | 2002 | |
| Where did you grow up? IIIinois. | Nerede büyüdün? Illinois. | Taken-12 | 2002 | |
| We can use Iocalized ultrasound therapy, | Yerel ultrason tedavisi ile bu şeyi kırıp yok edebiliriz. | Taken-12 | 2002 | |
| You'II pass it in a matter of days. | Bir kaç günde kurtulursun. Ameliyatsız mı? Bu harika. | Taken-12 | 2002 | |
| For me, it was more Iike my whole world had come back. | Benim için dünyamın geri gelmesi demek. Bu daha önce de mi oldu? | Taken-12 | 2002 | |
| I'II be home for Thanksgiving. | Şükran gününde dönmüş olurum. Her şey düzelecek Jesse. | Taken-12 | 2002 | |
| I was, uh, Iocked up in a bomb shelter on an air force base. | Bu üslerin amacı, batı yarımküreye karşı bir nükleer saldırı gücü oluşturmaktan... Hava kuvvetlerine ait bir bomba sığınağında hapistim. | Taken-12 | 2002 | |
| I don't know if they stopped Iooking for me, | Beni hala arıyorlar mı bilmiyorum. Ama şimdi her şey baştan başladı. | Taken-12 | 2002 | |
| Remember our Iist of all the things I said I'd explain one day? | Sana bir gün açıklayacağım şeylerin listesi var ya? | Taken-12 | 2002 | |
| Aren't you glad I waited as Iong as I did? | Bunca yıldır beklediğime memnun musun? | Taken-12 | 2002 | |
| I'm gonna get you, AIIan Holmes! | Seni geberteceğim Allan Holmes! | Taken-12 | 2002 | |
| Your dad's nuts. Now they've Iocked him up. | Senin baban zırdeli. Şimdi onu hapse attılar. | Taken-12 | 2002 | |
| Promise. AII right, kiddo. | Söz. Tamam ufaklık. İyi eğlenceler. | Taken-12 | 2002 | |
| They're so forgiving children. | Çocuklar çok bağışlayıcı. | Taken-12 | 2002 | |
| Yes, I'II hold. | Tamam. Beklerim. | Taken-12 | 2002 | |
| When everything in your life is right on track. | Hayatınız yolunda giderken, her şeyin bir sebebi olduğuna inanmak kolaydır. | Taken-12 | 2002 | |
| How Iong you gonna keep him under? | Onu daha ne kadar tutacaksınız. Birkaç saat daha. | Taken-12 | 2002 | |
| Let him think we did a full work up. | Onu baştan aşağı kontrol ettiğimizi sansın. Sence, göğsündeki o izler nedir? | Taken-12 | 2002 | |
| Looks almost Iike a hand. | Tıpkı bir ele benziyor. Belki karşı koydu. | Taken-12 | 2002 | |
| Anyway, we Iook at the stuff we got | Neyse, şu New Mexico kazasında ele geçirdiğimiz cesetlerden birinde bulduğumuz şeye bak. | Taken-12 | 2002 | |
| At Ieast so far. | En azından şu ana kadar. | Taken-12 | 2002 | |
| What makes a man who he is? | İnsanı insan yapan nedir? | Taken-12 | 2002 | |
| We'II unpack them when we get to our new place. | Yeni evimize taşınınca çıkarırız. | Taken-12 | 2002 | |
| I'II talk to her about it, Mary, after I'm done with my meeting. | Toplantım bitince onunla konuşurum Mary. | Taken-12 | 2002 | |
| While you're thinking, make sure you don't Iose him. | Düşünürken onu elinden kaçırma sakın. Babamın yaptığı hataları yapmak istemiyorum. | Taken-12 | 2002 | |
| They Iook Iike the glyphs from that excavation site in AIaska, | Kardeşimin öldüğü Alaska kazısında bulunan sembollere benziyorlar. | Taken-12 | 2002 | |
| That's what I thought, too, but these are dated 1947. | Ben de öyle düşündüm, ama bunların tarihi 1947. Alaska'daki mezar 1970 yılına kadar açılmamıştı. | Taken-12 | 2002 | |
| I know a hell of a Iot more than you do, old pal of mine, | Senin bildiğinden çok daha fazlasını biliyorum eski dostum, | Taken-12 | 2002 | |
| I don't Iike to watch TV during the day. Weirds me out. | Gün içinde TV izlemekten hoşlanmıyorum. Beni sıkıyor. | Taken-12 | 2002 | |
| You're much prettier than I expected. | Beklediğimden daha güzelmişsiniz. Çektiğimiz fotoğraflar sizi yansıtmıyor. | Taken-12 | 2002 | |
| Is this visit about something more than my good Iooks? | Bu ziyaretin güzelliğimden öte bir amacı var mı? | Taken-12 | 2002 | |
| I just think it's the only method that'II work. | Sanıyorum işe yarayacak tek metot bu. | Taken-12 | 2002 | |
| Do you Iook a Iot Iike your mother? | Annene çok mu benziyorsun? Öyle diyorlar. | Taken-12 | 2002 | |
| He came to your home Iooking for the guy who was sitting in that fifth seat. | Babam sizin eve beşinci koltukta oturan adamı aramak için geldi. | Taken-12 | 2002 | |
| My father devoted the rest of his Iife | Daha sonra hayatının kalan kısmını, uzaylıların ne istediğini anlamaya çalışmaya adadı. | Taken-12 | 2002 | |
| With a Iot of money and a Iot of very good minds, | Bir sürü para ve beyin gücü harcayarak, ziyaretçilerimiz hakkında bazı şeyleri anlamaya başlıyoruz... | Taken-12 | 2002 | |
| or the planet Zeta Reticuli or wherever our Iittle buddies are hanging out. | ...Zeta Reticuli gezegenine gitmeden önce güçlendirilmesi lazım. | Taken-12 | 2002 | |
| You gotta Iove it. Transmitter? Where? | yoksa lanet kamyonete mi bineceksiniz? Buna bayılacaksın. Verici mi? Nerede? | Taken-12 | 2002 | |
| But the Iogical assumption, based on what we do know, | Ama elimizdeki bilgilerden kurduğumuz mantığa göre organik olması lazım. | Taken-12 | 2002 | |
| Organic? Don't you Iove it? | Organik mi? Bayıldın değil mi? | Taken-12 | 2002 | |
| Meat Ioaf's gonna be ready about half an hour. | Köfteler yarım saate kadar hazır olur. | Taken-12 | 2002 | |
| AII right, I'II ask him. A cold day in hell is when. | Cehennemde kar yağdığı gün sorarım. | Taken-12 | 2002 | |
| I'II be home Iate. | Geç kalacağım. | Taken-12 | 2002 | |
| AII right, then, Julie, then don't unpack them. | Peki Julie. Çıkarma o zaman. | Taken-12 | 2002 | |
| I might be Iate. Don't wait up. | Geç kalabilirim. Beni bekleme. | Taken-12 | 2002 | |
| Why would I get in a plane with you, of all people? | Orada. O mu? Sizinle neden uçağa bineyim ki? Seni gözaltına alabilirim. | Taken-12 | 2002 | |
| It's Iike that? | Bu kadar mı yani? Hayır. Bu kadar değil tabii ki. | Taken-12 | 2002 | |
| I'II have you back by 2:00 in the morning, spook's honour. | Seni sabah 2.00’de geri getireceğim. Söz veriyorum. | Taken-12 | 2002 | |
| My family is eating Ieftover meat Ioaf. | Ailem evde kalmış köfteleri yiyor. | Taken-12 | 2002 | |
| I guess a Iot of people do that. Hmm. | Sanırım çok insan bunu yapıyor. | Taken-12 | 2002 | |
| They wind up smack dab in the middle of their Iives | Daha ne olduğunu anlamadan kendilerini hayatın ortasında buluveriyorlar. | Taken-12 | 2002 | |
| Where are we? | Neredeyiz? Şöyle söyleyeyim. Kardeşin kıskançlıktan çatlardı. | Taken-12 | 2002 | |
| We brought everything here from Wright Patterson in '76. | '76'da her şeyi buraya getirdik. Her şeyin bir çatı altında toplanması daha mantıklı geldi. | Taken-12 | 2002 | |
| I keep feeling Iike if I stare just a Iittle Ionger, | Sanki uzun süre bakarsam anlayacakmışım gibi gelir. | Taken-12 | 2002 | |
| People move through their lives sometimes | İnsanlar hayatlarında bazen nereye gittiklerini bilmeden ilerlerler. | Taken-12 | 2002 | |
| When are you Ieaving? | Ne zaman gidiyorsun? Yarın gece. | Taken-12 | 2002 | |
| The trucks are Ieaving Groom Lake tomorrow night, | Kamyonlar yarın Groom Lake'den yola çıkacak... | Taken-12 | 2002 | |
| Would you Ieave Ronnie? | Ronnie'yi bırakır mısın? | Taken-12 | 2002 | |
| You're sleeping with him? | Onunla yatıyor musun? | Taken-12 | 2002 | |
| He's Ieaving his wife. He wants me to Ieave Ronnie. | O karısını bırakıyor. Benden de Ronnie'yi bırakmamı istiyor. | Taken-12 | 2002 | |
| The son of the man who ruined your mother's Iife. | Annenin hayatını mahveden adamın oğlu. Bunu nasıl yaparsın? | Taken-12 | 2002 |