• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158204

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
And try not to destroy the universe, all right? Evreni yok etmeyin oldu mu? Hoşça kal. Taken-4 2002 info-icon
We took this craft apart more than ten years ago. Bu gemiyi dağıtalı on yıldan fazla oluyor. Taken-4 2002 info-icon
More than ten years, and we still have no idea how it ran, On yıldan fazladır, nasıl çalıştığını, güç kaynağını ve aero dinamiğini çözemedik. Taken-4 2002 info-icon
In fact, we know less now Aslında şu anda, bu lanet şey hakkında onu ilk bulduğumuz zamandan daha az şey biliyoruz. Taken-4 2002 info-icon
Just chime in if I've left anything out, gentlemen. Eğer unuttuğum bir şey varsa hatırlatın beyler. Taken-4 2002 info-icon
Two years ago, some tiny circuit İki yıl önce elektrikle alakası olduğunu düşündüğünüz bir devre buldunuz. Yoksa veri depolayan bir şey miydi? Taken-4 2002 info-icon
The year before, you thought you'd found out Ondan bir yıl önce de geminin ana maddesini bulduğunuzu sandınız. Taken-4 2002 info-icon
Ten years, gentlemen, On yıl oldu beyler. Ağır çalışmanızın tek meyvesi pantolonumun artık kemer kullanmadan belimde durabilmesi oldu. Taken-4 2002 info-icon
Sir, we're dealing with technology so far beyond ours, Efendim bizimkinden çok daha ileri bir teknoloji ile uğraşıyoruz. Nereden başlayacağımızı dahi bilemiyoruz. Taken-4 2002 info-icon
We are in a space race. gentlemen. Biz uzay yarışındayız beyler. Sovyetler birliğine bir uçan dairenin düştüğünü ya da düşürüldüğünü farz edin. Taken-4 2002 info-icon
I hardly think that's likely. Böyle bir şeye ihtimal vermi... Sputnik'in başarısını açıklayabilir misin? Taken-4 2002 info-icon
Sput Do you? Sput… Açıklayabilir misin? Taken-4 2002 info-icon
This is Dr Kreutz. Bu Dr. Kreutz. Burada Lockheed'le birlikte radarlara yakalanmayan bir uçak teknolojisi üzerinde çalışıyorlar. Taken-4 2002 info-icon
You may have seen the prototype out in the yard. Prototipi bahçede görmüş olabilirsiniz. Taken-4 2002 info-icon
His is a project that shows some signs of yielding results. Onun projesi epey ilerleme kaydetti. Taken-4 2002 info-icon
Dr Kreutz has agreed to come to our program Dr. Kreutz süresiz olarak projemize katılmayı kabul etti. Taken-4 2002 info-icon
Of course, a physicist of such eminence Tabii onun gibi başarılı bir fizikçi, kendi kadrosuyla gelir. Taken-4 2002 info-icon
As of today, you gentlemen are reassigned to other duties. Bugünden itibaren sizler başka bir göreve atandınız. Taken-4 2002 info-icon
We've been receiving reports of very strange radio signals İzlanda'daki üssümüzden tuhaf radyo sinyalleri geliyor. Taken-4 2002 info-icon
Captain Bowen has the details of your transportation for you. Yüzbaşı Bowen, yolculuğunuzun detaylarını size veriyor. Taken-4 2002 info-icon
I'm afraid I owe you an apology, Doctor. Korkarım size bir özür borçluyum Doktor. Neden? Taken-4 2002 info-icon
One of the burdens that comes with this assignment Bu görevin zorluklarından biri, direk başkana rapor veriyor olmam. Taken-4 2002 info-icon
General Eisenhower is not a patient man. General Eisenhower sabırsız bir adamdır. Taken-4 2002 info-icon
I've led him to believe that some of your technological advances Onu, sizin bazı teknolojik gelişmelerinizin bizim araştırmamız sayesinde olduğuna inandırdım. Taken-4 2002 info-icon
What advances? Hangi gelişmeler? Taken-4 2002 info-icon
General Eisenhower was particularly impressed General Eisenhower, bu sene başında yolladığınız araştırma uydularından çok etkilendi. Taken-4 2002 info-icon
I hope when you meet the president, Umarım başkanla tanıştığınız zaman bozuntuya verip... Taken-4 2002 info-icon
Let me see your little bird. Sizin şu kuşu görelim bakalım. Taken-4 2002 info-icon
The interior wasn't damaged in the crash. İç kısım kazada hasar almamış. Bulduğumuz gibi duruyor. Taken-4 2002 info-icon
It is easy to see what has baffled your researchers Sizin araştırmacıları neyin yavaşlattığı bariz anlaşılıyor. Taken-4 2002 info-icon
No instrument panels, no monitoring devices. Kontrol paneli yok, monitör yok. Taken-4 2002 info-icon
And yet even now there is a sense of energy here. Ama hala bir enerji hissi var. Burada uzun süre kalamayız. Taken-4 2002 info-icon
There's some sort of field or something. Burada bir çeşit güç alanı var. Altı dakika kadar sonra başımız ağrımaya başlayacak. Taken-4 2002 info-icon
Twenty minutes maximum before you have a cerebral hemorrhage. Beyin kanaması geçirmeden önce yirmi dakikamız var. Taken-4 2002 info-icon
You will never get this craft off the ground without an engine. Bu gemiyi motorsuz uçuramazsınız. Motoru bulamadık. Taken-4 2002 info-icon
There were five of them. Beş tanelerdi. 1947'de öldüler. Taken-4 2002 info-icon
KREUTZ: These are beings İnanılmaz beyin gücüne sahip varlıklardı. Taken-4 2002 info-icon
The ability to reach inside a man's mind and give him Bir insanın beynine girip ona bir takım şeyler göstermek, bu gemiyi uçurmaktan daha fazla enerji gerektirir. Taken-4 2002 info-icon
the images lurking there surely that requires more energy Anlamıyorum seni. Ne? Taken-4 2002 info-icon
What do you suggest we do, Doc, Ne önerirsiniz Dr.? Bir tane daha düşmesini mi bekleyelim? Taken-4 2002 info-icon
That is one option. What's another one? Bu da bir ihtimal. Diğer ihtimal ne? Taken-4 2002 info-icon
Find someone else with unimaginable power of mind. İnanılmaz beyin gücüne sahip bir başkasını bulun. Taken-4 2002 info-icon
Oreos and a peanut butter and jelly sandwich. Bisküvi, fıstık ezmeli ve reçelli sandviç. Yanıldın. Taken-4 2002 info-icon
My mum promised me a steak sandwich and pie. Annem biftekli sandviç ve tart sözü verdi. Taken-4 2002 info-icon
How'd you do that, weirdo? Bunu nasıl yaptın ha? Taken-4 2002 info-icon
Your mum and dad had a fight last night Sizinkiler dün akşam, babanın alkolikliği yüzünden kavga ettiler. Taken-4 2002 info-icon
She used the steak on her eye. Annen bifteği gözüne koydu. Ortalığı karıştırmak istemedi. Taken-4 2002 info-icon
You're dead, brainier. Sen bittin oğlum. Taken-4 2002 info-icon
Talk to me about my parents again, creep. Yine ailem hakkında konuşsana sürüngen. Ne yapıyordun? Evimizi mi gözlüyordun? Taken-4 2002 info-icon
Tell me where you were, you little weirdo! Nerede saklandığını söyle! Taken-4 2002 info-icon
You're gonna die. Gebereceksin. Taken-4 2002 info-icon
Travis, look at me. Travis bana bak. Taken-4 2002 info-icon
No. No. No... Hayır. Hayır. Hayır... Taken-4 2002 info-icon
BOY: What did you do, freak? Ne yaptın manyak? Taken-4 2002 info-icon
I'm sorry I was late, hon. I got workin' in that shed. Üzgünüm geç kaldım canım. Kulübede biraz işim vardı. Vakit nasıl geçmiş anlamadım. Taken-4 2002 info-icon
How was the last day of school? Okulun son günü nasıldı? Herkes tatile çıkacağı için heyecanlı mıydı? Taken-4 2002 info-icon
Everybody excited about the big vacation? Ben aslında ''önleyici''ydim. Taken-4 2002 info-icon
Honey, are you feeling all right? Canım sen iyi misin? Taken-4 2002 info-icon
You don't have a fever. Ateşin yok. Taken-4 2002 info-icon
I made you some fried chicken and brought you a Pepsi. Sana tavuk kızarttım ve kola getirdim. İşte burada. Taken-4 2002 info-icon
You can eat it now or you can rest until we get to Amarillo. Şimdi de yiyebilirsin, Amarillo'ya gidene kadar bekleyebilirsin de. Taken-4 2002 info-icon
I love you, honey, Seni çok ama çok seviyorum canım. Taken-4 2002 info-icon
MAN: Rock'n' roll died last March 24th 24 Mart'ta Elvis askere gidince Rock 'n' roll'da öldü. Taken-4 2002 info-icon
Wouldn't you agree, Captain? Değil mi yüzbaşı? Elvis askere gidince Rock 'n' Roll öldü diyorum... Taken-4 2002 info-icon
Yeah, if you say so. Öyle diyorsan öyledir. Taken-4 2002 info-icon
The captain's not one for conversation. Yüzbaşı bu konuşmayı sevmiyor. Taken-4 2002 info-icon
The way he holds on to that ratty duffel of his, Şu elindeki pis çantayı nasıl sıkı tuttuğuna baksana. Sanki içinde altın var. Taken-4 2002 info-icon
Go easy. He is not right. Sakin ol. O haksız. Sadece muhabbet etmeye çalışıyorum. Taken-4 2002 info-icon
Man thinks he's the only one with a past. Sadece kendisinin geçmişinde bir şeyler var sanıyor. Taken-4 2002 info-icon
My father liked to say that there were these things in life Babam, sıklıkla, hayatta anlamsız bir sürü şey var derdi. En iyi oteller mi? Taken-4 2002 info-icon
and they could never make any sense. Bunların hiçbir zaman bir anlamı olmayacağını birazcık zekâsı olan herkes anlar derdi. Taken-4 2002 info-icon
But your job was not to give up. Ama sizin işiniz anlamsız şeyleri anlamaya çalışmak... Taken-4 2002 info-icon
trying to understand things that could never be understood. ...anlaşılamayan şeyleri anlamaya çalışmaktan hiçbir zaman vazgeçmemek olmalı derdi. Taken-4 2002 info-icon
I guess maybe people will always find different names Sanırım insanlar cevaplarına farklı isimler takacaklardır. Taken-4 2002 info-icon
but the one thing is Ama bir şey var ki... Soruları hep aynı kalacak. Taken-4 2002 info-icon
MAN : It was on my second trip to Venus Renuthia ile Venüs'e ikinci gidişimde tanıştım ve ona herkesin merak ettiği soruyu o zaman sordum. Taken-4 2002 info-icon
that I'm sure has brought you here this evening, Bu soru bu gece burada da sorulmuştur eminim: "Uzaylı kardeşlerimiz bizden ne istiyor?" Taken-4 2002 info-icon
Well, what they want more than anything En çok istedikleri hepimizin dost olması. Taken-4 2002 info-icon
is for all of us to be friends. Kızlar! Taken-4 2002 info-icon
Hey, Captain. Hey, yüzbaşı. Onları geri ver. Taken-4 2002 info-icon
Yeah, what the hell, Captain. Tabii yüzbaşı. Elbette. Taken-4 2002 info-icon
MAN: This is the dawning of a new era Barış ve anlayış çağının eşiğindeyiz. Taken-4 2002 info-icon
That is truly what they want us to know, Gerçekten anlamamızı istedikleri şey, hepimizin aynı bütünün parçaları olduğumuz. Taken-4 2002 info-icon
that we all belong to the light. Hepimiz ışığın bir parçasıyız. Onlar çok nazikler. Taken-4 2002 info-icon
Their message is only one of kindness. Mesajları da bu nezaketin bir parçası. Taken-4 2002 info-icon
You want to tell us what you think Elvis'in askere alınmasıyla ilgili fikrini söyleyecek misin yoksa hala kafan iyi mi? Taken-4 2002 info-icon
I want my things back. Eşyalarımı istiyorum. Kahramanlık madalyalarını mı? Bunları sana niye verdiler ki? Taken-4 2002 info-icon
What kind of man did you used to be Sen ruhunu kaybetmeden önce nasıl bir adamdın? Taken-4 2002 info-icon
You hit him again, I believe he'll die. Bir daha vurursan ölecek. Ya ölecek, ya da eşyalarını geri vermem gerekecek. Bunu istemiyorum. Taken-4 2002 info-icon
The Feds! Come on, fellas! Federaller! Gelin çocuklar. Taken-4 2002 info-icon
Whoa! Gerçek canavarlar ülkemizi yönetip masum insanları öldürüyorlar. Taken-4 2002 info-icon
Just go now! Hemen git! Taken-4 2002 info-icon
That is the message that I want to leave with you tonight. Bu gece vermek istediğim mesaj, onlar bizim için tehlike değil. Bize zarar vermek istemiyorlar. Taken-4 2002 info-icon
More than anything else, they want us to know... En çok bilmemizi istedikleri barış için gelmiş oldukları. Taken-4 2002 info-icon
RUSSELL: No! Hayır! Taken-4 2002 info-icon
No! No, not again, you bastards! Hayır! Gene mi. Adi herifler! Onunla yatacağım. Kiminle? Taken-4 2002 info-icon
No! Aah! Hayır! Taken-4 2002 info-icon
I've met them, too. One of them, at least. Ben de onlardan en az bir tanesiyle karşılaştım. Taken-4 2002 info-icon
Do you think they'll be comin' back soon? Sence yakında geri dönerler mi? Onlarla zaman kavramlarımız farklı. Taken-4 2002 info-icon
Are you planning on coming to our New Year's festival? Yeni yıl kutlamamıza gelecek misin? Haberim yoktu. Taken-4 2002 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 158199
  • 158200
  • 158201
  • 158202
  • 158203
  • 158204
  • 158205
  • 158206
  • 158207
  • 158208
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim