Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 157914
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Let me have that. | Ver sunu bana. Ver şunu bana. Ver şunu bana. Ver şunu bana. | Swordfish-1 | 2001 | |
| This is not a nice place you got here, Stan. | Burası hiç güzeI bir yer değiI Stan. Burası hiç güzel bir yer değil Stan. Burası hiç güzel bir yer değil Stan. Burası hiç güzel bir yer değil Stan. | Swordfish-1 | 2001 | |
| here 5 minutes, and l already feel sorry for myself. | Daha beş dakikadır buradayım ve sana şimdiden acımaya başIadım. Daha beş dakikadır buradayım ve sana şimdiden acımaya başladım. Daha beş dakikadır buradayım ve sana şimdiden acımaya başladım. Daha beş dakikadır buradayım ve sana şimdiden acımaya başladım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you're wasting your time. l touch a computer, l go back to Leavenworth. | Vaktini boşa harcama. Bir biIgisayara dokunursam, Leavenworth'e giderim. Vaktini boşa harcama. Bir bilgisayara dokunursam, Leavenworth'e giderim. Vaktini boşa harcama. Bir bilgisayara dokunursam, Leavenworth'e giderim. Vaktini boşa harcama. Bir bilgisayara dokunursam, Leavenworth'e giderim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Do not pass Go, do not collect $200. | Beni hapse atarIar ve bu hatayı yapmam. Beni hapse atarlar ve bu hatayı yapmam. Beni hapse atarlar ve bu hatayı yapmam. Beni hapse atarlar ve bu hatayı yapmam. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lf l knew you were coming, l might have cleaned up. | GeIeceğini biIseydim ortaIığı toparIardım. Geleceğini bilseydim ortalığı toparlardım. Geleceğini bilseydim ortalığı toparlardım. Geleceğini bilseydim ortalığı toparlardım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l'm not here to suck your dick, Stanley. | Sana sakso çekmeye geImedim. Sana sakso çekmeye gelmedim. Sana sakso çekmeye gelmedim. Sana sakso çekmeye gelmedim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| he'll pay you just to meet you. | Tanışmak için para verecek. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l gotta go to work. | İşe gitmeIiyim. İşe gitmeliyim. İşe gitmeliyim. İşe gitmeliyim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Great work greasing pump jacks. | Pompa krikoIarını yağIamak harika bir iş. Pompa krikolarını yağlamak harika bir iş. Pompa krikolarını yağlamak harika bir iş. Pompa krikolarını yağlamak harika bir iş. | Swordfish-1 | 2001 | |
| So. . . | Son zamanIarda. . . Son zamanlarda... Son zamanlarda... Son zamanlarda... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .spoke to holly lately? | . . .HoIIy'Ie konuştun mu? ...Holly'le konuştun mu? ...Holly'le konuştun mu? ...Holly'le konuştun mu? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Shit! | Lanet oIsun! Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun! | Swordfish-1 | 2001 | |
| hello? | AIo? Alo? Alo? Alo? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Melissa. ls holly home? | MeIissa. HoIIy evde mi? Melissa. Holly evde mi? Melissa. Holly evde mi? Melissa. Holly evde mi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Why are you calling here? | Burayı niye arıyorsun? | Swordfish-1 | 2001 | |
| l just want to talk with holly. It's Saturday. She's at soccer. | HoIIy'Ie konuşmak istiyorum. Bugün Cüumartesi. Futbol idmanında. Holly'le konuşmak istiyorum. Bugün Cumartesi. Futbol idmanında. Holly'le konuşmak istiyorum. Bugün Cumartesi. Futbol idmanında. Holly'le konuşmak istiyorum. Bugün Cumartesi. Futbol idmanında. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt's illegal for you to talk to her. | OnunIa konuşman yasak. Onunla konuşman yasak. Onunla konuşman yasak. Onunla konuşman yasak. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Don't do this, Mel. lt's not good for holly. | Bunu yapma MeI. HoIIy için iyi değiI. Bunu yapma Mel. Holly için iyi değil. Bunu yapma Mel. Holly için iyi değil. Bunu yapma Mel. Holly için iyi değil. | Swordfish-1 | 2001 | |
| how would you know what's good for my daughter? | Kızım için neyin iyi oIduğunu sen ne biIeceksin? Kızım için neyin iyi olduğunu sen ne bileceksin? Kızım için neyin iyi olduğunu sen ne bileceksin? Kızım için neyin iyi olduğunu sen ne bileceksin? | Swordfish-1 | 2001 | |
| you spent the last two years in prison. | Son iki yıIı hapiste geçirdin. Son iki yılı hapiste geçirdin. Son iki yılı hapiste geçirdin. Son iki yılı hapiste geçirdin. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Mel. Stop calling me that, Stanley. | MeI. Bana Mel demeyi kes Stanley. Mel. Bana Mel demeyi kes Stanley. Mel. Bana Mel demeyi kes Stanley. Mel. Bana Mel demeyi kes Stanley. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Look, l just. . . . l just want to see my baby. | Bak, ben. . . Sadece kızımı görmek istiyorum. Bak, ben... Sadece kızımı görmek istiyorum. Bak, ben... Sadece kızımı görmek istiyorum. Bak, ben... Sadece kızımı görmek istiyorum. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Well, she doesn't want to see you, Stanley. | O seni görmek istemiyor. Yemin ederim, onunIa görüşmeye çaIışırsan. . . O seni görmek istemiyor. Yemin ederim, onunla görüşmeye çalışırsan... O seni görmek istemiyor. Yemin ederim, onunla görüşmeye çalışırsan... O seni görmek istemiyor. Yemin ederim, onunla görüşmeye çalışırsan... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .pay two skinheads to make a playground out of your ass. | . . .kıçını top sahasına dönüştürmeIeri için iki dazIağa para veririm. ...kıçını top sahasına dönüştürmeleri için iki dazlağa para veririm. ...kıçını top sahasına dönüştürmeleri için iki dazlağa para veririm. ...kıçını top sahasına dönüştürmeleri için iki dazlağa para veririm. | Swordfish-1 | 2001 | |
| You can take the girl out of the trailer park... | Bir kızı kenar mahalleden kurtarabilirsin... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .but can't take the trailer park out of the girl. | . . .ama icindeki kenar mahaIIeIikten kurtaramazsın. ...ama içindeki kenar mahallelikten kurtaramazsın. ...ama içindeki kenar mahallelikten kurtaramazsın. ...ama içindeki kenar mahallelikten kurtaramazsın. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l will not let myself be manipulated by you, Stanley. | Beni yönIendirmene izin vermeyeceğim. Beni yönlendirmene izin vermeyeceğim. Beni yönlendirmene izin vermeyeceğim. Beni yönlendirmene izin vermeyeceğim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Larry's her father now. | Onun babası artık Larry. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Larry's the porn king of Southern Calif | Larry, bir porno kraIı. . . Larry, bir porno kralı... Larry, bir porno kralı... Larry, bir porno kralı... | Swordfish-1 | 2001 | |
| Larry is a film financier. | Larry bir fiIm finansörü. Larry bir film finansörü. Larry bir film finansörü. Larry bir film finansörü. | Swordfish-1 | 2001 | |
| The films he chooses are for profit and none of your business. | Hangi fiIme yatırım yapacağına karar veriyor ve bu seni iIgiIendirmez. Hangi filme yatırım yapacağına karar veriyor ve bu seni ilgilendirmez. Hangi filme yatırım yapacağına karar veriyor ve bu seni ilgilendirmez. Hangi filme yatırım yapacağına karar veriyor ve bu seni ilgilendirmez. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Get help. Get into a program, get a therapist, get a dog. | Yardım buI. Bir programa katıI, terapist buI, bir köpek aI. Yardım bul. Bir programa katıl, terapist bul, bir köpek al. Yardım bul. Bir programa katıl, terapist bul, bir köpek al. Yardım bul. Bir programa katıl, terapist bul, bir köpek al. | Swordfish-1 | 2001 | |
| But whatever you do, stay away from my child. | Ne yaparsan yap, çocuğumdan uzak dur. | Swordfish-1 | 2001 | |
| your child? She's our child. She will never be your child. | Çocuğundan? O bizim çocuğumuz. Asla senin çocuğun olmayacak. Çocuğundan? O bizim çocuğumuz. Asla senin çocuğun olmayacak. Çocuğundan? O bizim çocuğumuz. Asla senin çocuğun olmayacak. Çocuğundan? O bizim çocuğumuz. Asla senin çocuğun olmayacak. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Forget holly. | HoIIy'yi unut. Holly'yi unut. Holly'yi unut. Holly'yi unut. | Swordfish-1 | 2001 | |
| What are you still doing here? | Ne isin var haIa burada? Ne işin var hala burada? Ne işin var hala burada? Ne işin var hala burada? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Look, l'm beginning to lose my sense of humor. | Bak, espri anIayışımı kaybetmeye başIıyorum. Bak, espri anlayışımı kaybetmeye başlıyorum. Bak, espri anlayışımı kaybetmeye başlıyorum. Bak, espri anlayışımı kaybetmeye başlıyorum. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Then l'll cut to the chase. | O haIde konuya gireyim. O halde konuya gireyim. O halde konuya gireyim. O halde konuya gireyim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lf you want your daughter back, you better listen up. | Kızını geri aImak istiyorsan, iyi dinIe. Kızını geri almak istiyorsan, iyi dinle. Kızını geri almak istiyorsan, iyi dinle. Kızını geri almak istiyorsan, iyi dinle. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Unless you want to stay here in this loser existence. . . | Tabii kızın, yeni babasının fiImIerinde porno yıIdızı oIurken. . . Tabii kızın, yeni babasının filmlerinde porno yıldızı olurken... Tabii kızın, yeni babasının filmlerinde porno yıldızı olurken... Tabii kızın, yeni babasının filmlerinde porno yıldızı olurken... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .while your daughter grows up to be a fluffer in her new daddy's videos. | . . .bu sefiI yaşantını devam ettirmek istiyorsan başka. ...bu sefil yaşantını devam ettirmek istiyorsan başka. ...bu sefil yaşantını devam ettirmek istiyorsan başka. ...bu sefil yaşantını devam ettirmek istiyorsan başka. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Please don't confuse your own childhood with my daughter's. | Kendi çocukIuğunIa, kızımınkini karıstırma. Kendi çocukluğunla, kızımınkini karıştırma. Kendi çocukluğunla, kızımınkini karıştırma. Kendi çocukluğunla, kızımınkini karıştırma. | Swordfish-1 | 2001 | |
| And look at your situation, Stanley. | Durumunu gözden geçir. | Swordfish-1 | 2001 | |
| For the past 20 months, you've been in and out of court 6 times? | YakIaşık son 20 aydır mahkemeye aItı kez gittin. Yaklaşık son 20 aydır mahkemeye altı kez gittin. Yaklaşık son 20 aydır mahkemeye altı kez gittin. Yaklaşık son 20 aydır mahkemeye altı kez gittin. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Each time your case was thrown out. | Her seferinde veIayet isteğin reddediIdi. Her seferinde velayet isteğin reddedildi. Her seferinde velayet isteğin reddedildi. Her seferinde velayet isteğin reddedildi. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Situation doesn't look good, sweetheart. | Durum iyi görünmüyor tatIım. Durum iyi görünmüyor tatlım. Durum iyi görünmüyor tatlım. Durum iyi görünmüyor tatlım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| how much money would it cost to hire the best family lawyer in the country? | ÜIkedeki en iyi aiIe avukatını tutmak ne kadara patIar? Ülkedeki en iyi aile avukatını tutmak ne kadara patlar? Ülkedeki en iyi aile avukatını tutmak ne kadara patlar? Ülkedeki en iyi aile avukatını tutmak ne kadara patlar? | Swordfish-1 | 2001 | |
| A lot. Come here. | Çok. Buraya geI. Çok. Buraya gel. Çok. Buraya gel. Çok. Buraya gel. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Come here. | Buraya geI. Buraya gel. Buraya gel. Buraya gel. | Swordfish-1 | 2001 | |
| That should get you started. | BaşIangıç için. Başlangıç için. Başlangıç için. Başlangıç için. | Swordfish-1 | 2001 | |
| hundred grand. | Yüz bin doIar. Yüz bin dolar. Yüz bin dolar. Yüz bin dolar. | Swordfish-1 | 2001 | |
| What do you got to lose? he just wants to meet you. | Kaybedecek neyin var Stan? SeninIe sadece tanışmak istiyor. Kaybedecek neyin var Stan? Seninle sadece tanışmak istiyor. Kaybedecek neyin var Stan? Seninle sadece tanışmak istiyor. Kaybedecek neyin var Stan? Seninle sadece tanışmak istiyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| One time. you don't like the situation. . . | Bir defa. Durumdan hosIanmazsan. . . Bir defa. Durumdan hoşlanmazsan... Bir defa. Durumdan hoşlanmazsan... Bir defa. Durumdan hoşlanmazsan... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .walk away. | . . .bırakırsın. ...bırakırsın. ...bırakırsın. ...bırakırsın. | Swordfish-1 | 2001 | |
| And that's it? That's it. And you keep the money. | Hepsi bu kadar mı? Bu kadar. Ve para sende kaIacak. Hepsi bu kadar mı? Bu kadar. Ve para sende kalacak. Hepsi bu kadar mı? Bu kadar. Ve para sende kalacak. Hepsi bu kadar mı? Bu kadar. Ve para sende kalacak. | Swordfish-1 | 2001 | |
| All right, look, look. | PekaIa, dinIeyin. Pekala, dinleyin. Pekala, dinleyin. Pekala, dinleyin. | Swordfish-1 | 2001 | |
| your client is wanted on 24 counts of electronic crimes. . . | MüvekkiIin 7 farkIı üIkede 24 eIektronik. . . Müvekkilin 7 farklı ülkede 24 elektronik... Müvekkilin 7 farklı ülkede 24 elektronik... Müvekkilin 7 farklı ülkede 24 elektronik... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .in 7 different countries. | . . .suç yüzünden aranıyor. ...suç yüzünden aranıyor. ...suç yüzünden aranıyor. ...suç yüzünden aranıyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| he has a Finnish passport. | FinIandiya pasaportu var. Finlandiya pasaportu var. Finlandiya pasaportu var. Finlandiya pasaportu var. | Swordfish-1 | 2001 | |
| These allegations are not recognized as crimes. your laws don't apply. | Bu sucIamaIarı suc oIarak kabuI etmiyor. YasaIarınız geçerIi değiI. Bu suçlamaları suç olarak kabul etmiyor. Yasalarınız geçerli değil. Bu suçlamaları suç olarak kabul etmiyor. Yasalarınız geçerli değil. Bu suçlamaları suç olarak kabul etmiyor. Yasalarınız geçerli değil. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Do you see a Finnish flag hanging on the wall, lKEA boy? | Duvarda FinIandiya bayrağı görüyor musun, Ikea adamı? Duvarda Finlandiya bayrağını görüyor musun, Ikea adamı? Duvarda Finlandiya bayrağını görüyor musun, Ikea adamı? Duvarda Finlandiya bayrağını görüyor musun, Ikea adamı? | Swordfish-1 | 2001 | |
| What did he say? he said lKEA is Swedish. | Ne dedi? Ikea İsvec maIı dedi. Ne dedi? Ikea, İsveç malı dedi. Ne dedi? Ikea, İsveç malı dedi. Ne dedi? Ikea, İsveç malı dedi. | Swordfish-1 | 2001 | |
| he understands English, huh? | İngiIizce anIıyor. İngilizce anlıyor. İngilizce anlıyor. İngilizce anlıyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Let me talk to him. he's all yours. | Bırak onunIa konuşayım. Senindir. Bırak onunla konuşayım. Senindir. Bırak onunla konuşayım. Senindir. Bırak onunla konuşayım. Senindir. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you're fucked up now, hamlet. | Basın beIada HamIet. Basın belada Hamlet. Basın belada Hamlet. Basın belada Hamlet. | Swordfish-1 | 2001 | |
| The thing is, they have you put the furniture together yourself. | OnIarın mobiIyaIarını kendin monte etmen gerekiyor. Onların mobilyalarını kendin monte etmen gerekiyor. Onların mobilyalarını kendin monte etmen gerekiyor. Onların mobilyalarını kendin monte etmen gerekiyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| My client has reserved his right not to answer any questions. | MüvekkiIim hiçbir soruya yanıt vermeme hakkını kuIIanıyor. Müvekkilim hiçbir soruya yanıt vermeme hakkını kullanıyor. Müvekkilim hiçbir soruya yanıt vermeme hakkını kullanıyor. Müvekkilim hiçbir soruya yanıt vermeme hakkını kullanıyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Why would the best hacker in the world. . . | Dünyanın en iyi biIgisayar korsanı. . . Dünyanın en iyi bilgisayar korsanı... Dünyanın en iyi bilgisayar korsanı... Dünyanın en iyi bilgisayar korsanı... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .risk life imprisonment by coming into the continental U.S.? | . . .ABD'ye gizIice geIerek, ömür boyu hapis riskini niye göze aIsın? ...ABD'ye gizlice gelerek, ömür boyu hapis riskini niye göze alsın? ...ABD'ye gizlice gelerek, ömür boyu hapis riskini niye göze alsın? ...ABD'ye gizlice gelerek, ömür boyu hapis riskini niye göze alsın? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Okay, what did he just say? | PekaIa, ne dedi? Pekala, ne dedi? Pekala, ne dedi? Pekala, ne dedi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| he never misses an episode of Survivor. | Yaşam Savaşı'nın hiçbir böIümünü kaçırmadığını. Yaşam Savaşı'nın hiçbir bölümünü kaçırmadığını. Yaşam Savaşı'nın hiçbir bölümünü kaçırmadığını. Yaşam Savaşı'nın hiçbir bölümünü kaçırmadığını. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Did he really say that? | Gercekten bunu mu dedi? Gerçekten bunu mu dedi? Gerçekten bunu mu dedi? Gerçekten bunu mu dedi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| how much do you weigh? how much do l weigh? | Kac kiIosun? Kaç kiIo muyum? Kaç kilosun? Kaç kilo muyum? Kaç kilosun? Kaç kilo muyum? Kaç kilosun? Kaç kilo muyum? | Swordfish-1 | 2001 | |
| We'll call you if we need you. | Gerekirse seni ararız. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Eat a dick. | Bok ye. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Wipe that smile off your face. | GüIümsemeyi kes. Gülümsemeyi kes. Gülümsemeyi kes. Gülümsemeyi kes. | Swordfish-1 | 2001 | |
| A year ago, l was head of the largest cyber criminal task force in the world. | Bir yıI önce, dünyanın en büyük siber suç araştırma biriminin başıydım. Bir yıl önce, dünyanın en büyük siber suç araştırma biriminin başıydım. Bir yıl önce, dünyanın en büyük siber suç araştırma biriminin başıydım. Bir yıl önce, dünyanın en büyük siber suç araştırma biriminin başıydım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| But l burned out. | Ama tükendim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l snapped. | Kendimi kaybettim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l shot a suspect in the hand. | Bir şüpheIinin eIine ateş ettim. Bir şüphelinin eline ateş ettim. Bir şüphelinin eline ateş ettim. Bir şüphelinin eline ateş ettim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you know how difficult it is to work a keyboard with one hand? | Tek eIIe kIavye kuIIanmak ne kadar zor biIiyor musun? Tek elle klavye kullanmak ne kadar zor biliyor musun? Tek elle klavye kullanmak ne kadar zor biliyor musun? Tek elle klavye kullanmak ne kadar zor biliyor musun? | Swordfish-1 | 2001 | |
| you don't understand. Whatever you want to do to me, he'll do worse. | AnIamıyorsun. O, sizin bana yapacağınızın çok daha kötüsünü yapar. Anlamıyorsun. O, sizin bana yapacağınızın çok daha kötüsünü yapar. Anlamıyorsun. O, sizin bana yapacağınızın çok daha kötüsünü yapar. Anlamıyorsun. O, sizin bana yapacağınızın çok daha kötüsünü yapar. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l'm already dead. | ÖIü sayıIırım. Ölü sayılırım. Ölü sayılırım. Ölü sayılırım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| My only chance is back in Europe. l have friends there. | Tek şansım Avrupa'ya dönmek. Orada dostIarım var. Tek şansım Avrupa'ya dönmek. Orada dostlarım var. Tek şansım Avrupa'ya dönmek. Orada dostlarım var. Tek şansım Avrupa'ya dönmek. Orada dostlarım var. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Tell me what l want to know. | Öğrenmek istediğim şeyIeri anIat. Öğrenmek istediğim şeyleri anlat. Öğrenmek istediğim şeyleri anlat. Öğrenmek istediğim şeyleri anlat. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you'll be on the first thing smoking. First class. | Hemen dönmeni sağIarım. Birinci sınıfta. Hemen dönmeni sağlarım. Birinci sınıfta. Hemen dönmeni sağlarım. Birinci sınıfta. Hemen dönmeni sağlarım. Birinci sınıfta. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Courtesy of the U.S. government. | ABD hükümetinin ikramı. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l don't know his name. you work for him. you don't know? | Adını biImiyorum. Sana iş veriyor ve adını biImiyorsun? Adını bilmiyorum. Sana iş veriyor ve adını bilmiyorsun? Adını bilmiyorum. Sana iş veriyor ve adını bilmiyorsun? Adını bilmiyorum. Sana iş veriyor ve adını bilmiyorsun? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Tell me something. | Bana biIgi ver. Bana bilgi ver. Bana bilgi ver. Bana bilgi ver. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l'll tell you what l know. | BiIdikIerimi söyIeyeceğim. Bildiklerimi söyleyeceğim. Bildiklerimi söyleyeceğim. Bildiklerimi söyleyeceğim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| he exists in a world beyond your world. | Sizin dünyanızdan ötede bir dünyada yaşıyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| What we only fantasize, he does. | Bizim hayal ettiğimiz şeyleri o yapıyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| He lives a life where nothing is beyond him. | Her şeye ulaşabileceği bir hayat sürüyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| But you know what? It's all a fa�ade. | Fakat biliyor musun? Tüm bunlar vitrin. | Swordfish-1 | 2001 | |
| For all his charm and charisma, his wealth, his expensive toys... | Onca cazibe, karizma, servet, pahalı aletlere rağmen... | Swordfish-1 | 2001 | |
| ...he is a driven, unflinching, calculating machine. | ...o kararlı, azimli, duygusuz bir makine. ... o kararlı, azimli, duygusuz bir makine. ... o kararlı, azimli, duygusuz bir makine. ... o kararlı, azimli, duygusuz bir makine. | Swordfish-1 | 2001 | |
| He takes what he wants, when he wants... | İstediği şeyi, istediği zaman alıyor... | Swordfish-1 | 2001 | |
| ...and disappears. | ... ve yok oluyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| So how do l find him? | Onu nasıI buIabiIirim? Onu nasıl bulabilirim? Onu nasıl bulabilirim? Onu nasıl bulabilirim? | Swordfish-1 | 2001 |