Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15678
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| The factions. | Gruplar. Fraksiyonlar. | Divergent-1 | 2014 |  |
| Why do you have all of them? | Neden hepsi var? Neden hepsinden var? | Divergent-1 | 2014 | |
| I don't want to be just one thing. | Sadece biri olmak istemiyorum. Sadece tek bir şey olmak istemedim. | Divergent-1 | 2014 | |
| I can't be. | Olamam. Olamam. | Divergent-1 | 2014 | |
| I want to be brave and I want to be selfless... | Cesur olmak istiyorum, fedakar olmak istiyorum... Cesur olmak istedim ve özverili olmak istedim... | Divergent-1 | 2014 | |
| Intelligent and honest and kind. | ...zeki, dürüst ve nazik olmak istiyorum. ...zeki olmak istedim, dürüst olmak istedim, kibar olmak istedim. | Divergent-1 | 2014 | |
| Although I'm still working on "kind." | Hala biraz naziklik üzerinde çalışıyorum. "Kibar" konusunda hala çalışıyorum ama. | Divergent-1 | 2014 | |
| I don't wanna go too fast. | Çok hızlı gitmek istemiyorum. Çok hızlı gitmek istemiyorum. | Divergent-1 | 2014 | |
| It's okay. | Sorun değil. Sorun değil. | Divergent-1 | 2014 | |
| I've already got my spot on the floor. | Yerde yerim var zaten. Yerdeki yerimi kaptım bile. | Divergent-1 | 2014 | |
| Morning. | Selam. Günaydın. | Divergent-1 | 2014 | |
| Come on. I'm gonna show you something. | Hadi, sana bir şey göstereceğim. | Divergent-1 | 2014 | |
| Erudite. Yeah. | Bilgeler. Evet. Bilgeler. Evet. | Divergent-1 | 2014 | |
| They're here every morning. | Her sabah buradalar. Her sabah buradalar. | Divergent-1 | 2014 | |
| I've been watching them for weeks. | Haftalardır onları izliyorum. Haftalardır onları izliyorum. | Divergent-1 | 2014 | |
| What are they doing at dauntless? | Korkusuzlar'la ne yapıyorlar? Korkusuzlarda ne yapıyorlar? | Divergent-1 | 2014 | |
| Loading in supplies. Computers. | Malzeme yüklüyorlar. Bilgisayarlar... Erzakları dolduruyorlar, bilgisayarları. | Divergent-1 | 2014 | |
| And these. | ve bunlar. Ve bunları. | Divergent-1 | 2014 | |
| I think it's some kind of cognitive transmitter. | Sanırım bir çeşit zihinsel verici. Kognitif bir verici sanırım. | Divergent-1 | 2014 | |
| You inject it like a serum. | Serum gibi enjekte ediyorsun. | Divergent-1 | 2014 | |
| It's supposed to make you more susceptible to suggestion, | Önerilere karşı daha fazla itaatkar yapıyor. Seni, önerilere daha açık hale getirmesi gerekiyor... | Divergent-1 | 2014 | |
| but as many as they have, they could create an army. | Bunu elde ederlerse... ...ama ellerinde oldukları sürece, bir ordu yaratabilirler. | Divergent-1 | 2014 | |
| Attention, | Dikkat. Dikkat... | Divergent-1 | 2014 | |
| all initiates report for final testing. | Bütün acemiler final testine. ...tüm yeni üyeler, final testi için rapor verin. | Divergent-1 | 2014 | |
| All initiates report for final testing. | Bütün acemiler final testine. Tüm yeni üyeler, final testi için rapor verin. | Divergent-1 | 2014 | |
| You're ready. | Hazırsın. Hazırsın. | Divergent-1 | 2014 | |
| You can do this. | Bunu yapabilirsin. Başarabilirsin. | Divergent-1 | 2014 | |
| They can see your hallucinations on the screen. | Halüsinasyonların ekranda görebiliyorum. Halüsinasyonlarını ekranda görebilirler. | Divergent-1 | 2014 | |
| So you get past your fears the way a dauntless would, | Korkularınla bir Korkusuz gibi yüzleş... Bu yüzden, korkularını bir Korkusuz gibi yen, ama bunu çabuk yap. | Divergent-1 | 2014 | |
| but do it quickly. | ...ama hızlıca yap. Tamam. | Divergent-1 | 2014 | |
| Right. If I'm too good, then they'll kill me, | Tamam. Eğer çok iyi olursam beni öldürürler... | Divergent-1 | 2014 | |
| and if I'm too slow, then I'll die. | ve eğer çok yavaş oluırsam ölürüm. ...ama çok yavaş olursam da, ölürüm. | Divergent-1 | 2014 | |
| Good luck. | Bol şans. İyi şanslar. | Divergent-1 | 2014 | |
| Good luck, tris. | Bol şans, Tris. İyi şanslar, Tris. | Divergent-1 | 2014 | |
| Hope you make it. | Umarım başarırsın. Umarım başarırsın. | Divergent-1 | 2014 | |
| Whoa. Four! | Dört... Dört! Dört! Four! | Divergent-1 | 2014 | |
| Stop! Four! | Dur Dört! Dur! Four! | Divergent-1 | 2014 | |
| Aren't you dauntless? | Korkusuz değil miydin? Sen Korkusuz değil misin? | Divergent-1 | 2014 | |
| Please tell me that you weren't watching that. | Lütfen bana izlemediğini söyle. Lütfen bunu izlemediğini söyle bana. | Divergent-1 | 2014 | |
| Would you feel better if I said no? | Eğer hayır desem daha iyi hisseder misin? Hayır desem daha iyi mi hissederdin? | Divergent-1 | 2014 | |
| You did well. | İyi iş çıkardın. İyi iş çıkardın. | Divergent-1 | 2014 | |
| Now... | Şimdi. Şimdi... | Divergent-1 | 2014 | |
| One final test. | Son bir final testi. ...son bir test. | Divergent-1 | 2014 | |
| You know what to do. | Ne yapman gerektiğini biliyorsun. Yapman gerekeni biliyorsun. | Divergent-1 | 2014 | |
| If you want to be dauntless. | Eğer Korkusuz olmak istiyorsan. Eğer Korkusuz olmak istiyorsan. | Divergent-1 | 2014 | |
| Do it. | Yap! Yap hadi. | Divergent-1 | 2014 | |
| That looked good to me, okay? | Bu bana iyi göründü, tamam mı? | Divergent-1 | 2014 | |
| Come on. Let's go. | Hadi, gidelim. Hadi, gidelim. 1 | Divergent-1 | 2014 | |
| Congratulations, | Tebrikler. Tebrikler, Korkusuzların yeni üyeleri. | Divergent-1 | 2014 | |
| new members of dauntless. | Korkusuzlar'ın yeni üyeleri. | Divergent-1 | 2014 | |
| Dauntless! Dauntless! Dauntless! | Korkusuz! Korkusuz! Korkusuz! Korkusuzlar! Korkusuzlar! Korkusuzlar! | Divergent-1 | 2014 | |
| Come on. Get in line. | Başardık! Hadi dizilin. Hadi, sıraya girin. | Divergent-1 | 2014 | |
| All right, everybody, line up. | Herkes sıraya girsin. Pekâlâ, millet, sıraya girin. | Divergent-1 | 2014 | |
| All right, listen up! | Pekala, dinleyin! Pekâlâ, dinleyin. | Divergent-1 | 2014 | |
| Before you leave tonight, I want you all in four lines. | Bu akşam çıkmadan önce dört sıra oluşturmanızı istiyorum. Bu gece gitmeden önce, sizi dört sırada görmek istiyorum. | Divergent-1 | 2014 | |
| Everyone gets a tracking device. | Herkesin bir takip cihazı olacak. Herkes bir izleme cihazı takacak. | Divergent-1 | 2014 | |
| Don't ask questions. It's just a precaution. | Soru sormayın, tedbir niteliğinde. Soru falan sormayın. Bu sadece bir önlem. | Divergent-1 | 2014 | |
| Do you see four? | Dört'ü gördün mü? Four'u gördün mü? | Divergent-1 | 2014 | |
| Next! | Sıradaki. Sıradaki! | Divergent-1 | 2014 | |
| What's going on? Oh, my God. | Neler oluyor? Aman tanrım. Neler oluyor? Tanrım. | Divergent-1 | 2014 | |
| You should be first in line, but... | Sıranın başında sen olmalısın. Sıranın başında olmalısın, ama... | Divergent-1 | 2014 | |
| I'll make it easy for you. | Dur senin için kolaylaştırayım. Bunu senin için daha kolay hale getiririm. | Divergent-1 | 2014 | |
| Hurts like a bitch, huh? | Epey acıtıyor değil mi? Fena ağrıtıyor, değil mi? | Divergent-1 | 2014 | |
| Now you're really one of us. | Artık gerçekten bizlerden birisin. Şimdi gerçekten bizden birisin. | Divergent-1 | 2014 | |
| Hey, what's... | Ne? Neler... | Divergent-1 | 2014 | |
| Oh, my God. | Aman tanrım. Tanrım. | Divergent-1 | 2014 | |
| They can see and hear us. | Bizi duyup görebiliyorlar ama aynı şekilde idrak etmiyorlar. Bizi görüp duyabilirler. | Divergent-1 | 2014 | |
| They just don't process it the same way. | Aynı şekilde davranmıyorlar sadece. | Divergent-1 | 2014 | |
| Commands come in through the transmitter. | Emirler verici yoluyla gidiyor. Emirler vericiden geliyor. | Divergent-1 | 2014 | |
| What's goin' on? | Neler oluyor? Neler oluyor? | Divergent-1 | 2014 | |
| What are we doin'? | Nereye gidiyorsunuz? Ne yapıyoruz? | Divergent-1 | 2014 | |
| Divergent. | Uyumsuz. Uyumsuz. | Divergent-1 | 2014 | |
| Everything's fine. There's nothing to worry about. | Her şey yolunda. Endişelenecek birşey yok. Her şey yolunda, endişelenecek bir şey yok. | Divergent-1 | 2014 | |
| Hurry up! Move! | Acele edin! Hadi! Acele edin! Kımıldayın! | Divergent-1 | 2014 | |
| Abnegation leaders must identify themselves. | Fedakarlık liderleri kendilerini tanıtmak zorundadır. | Divergent-1 | 2014 | |
| We need to find my parents. | Anne ve babamı bulmalıyız. Ailemi bulmalıyız. | Divergent-1 | 2014 | |
| Just keep moving. Where's your house? | Yürümeye devam et. Eviniz nerede? Yürümeye devam et. Evin neresi? | Divergent-1 | 2014 | |
| We are looking for information. | Bilgi toplanacaktır. Bilgi arıyoruz. | Divergent-1 | 2014 | |
| All houses will be searched. | Bütün evler aranacaktır. Tüm evler aranacak. | Divergent-1 | 2014 | |
| Do not resist. You will not be hurt. | Direniş göstermeyin. Zarar görmeyeceksiniz. Direnmeyin. Sizlere zarar verilmeyecek. | Divergent-1 | 2014 | |
| Mom? Dad? | Anne? Baba? Anne? Baba? | Divergent-1 | 2014 | |
| Where would they have gone? | Nereye gitmiş olabilirler? Nereye gidebilirler? | Divergent-1 | 2014 | |
| This can't happen here! Just stop it! | Bunun olduğuna inanamıyorum. Durdurun! Olamaz bunlar, durun! | Divergent-1 | 2014 | |
| Do not resist. | Direnmeyin! | Divergent-1 | 2014 | |
| All abnegation will be questioned. | Bütün Fedakarlık sorgulanacaktır. | Divergent-1 | 2014 | |
| The legendary four... | Efsanevi Dört... Efsanevi Four... | Divergent-1 | 2014 | |
| A mindless drone. | ...şuursuz bir robot. Aptal çocuk. | Divergent-1 | 2014 | |
| You were first in your class. Now you're... | Sınıfında birinciydin. Şimdi... Sınıfında birinciydin. Şimdi ise... | Divergent-1 | 2014 | |
| Nothing. | ...hiçbir şeysin. Hiçsin. | Divergent-1 | 2014 | |
| Think he might be... | Ne olacaktı ki? Düşünebilir... | Divergent-1 | 2014 | |
| There's one way to find out. | Anlamanın tek yolu var. Öğrenmenin tek yolu var. | Divergent-1 | 2014 | |
| Say goodbye, asshole. | Hoşçakal de, it herif! Güle güle de, ibne. | Divergent-1 | 2014 | |
| Goodbye. | Hoşçakal. Güle güle. | Divergent-1 | 2014 | |
| Move and you die! | Hareket edersen ölürsün. Kımıldarsan ölürsün! | Divergent-1 | 2014 | |
| The stiff? | Tutucu? Zoraki mi? | Divergent-1 | 2014 | |
| Two stiffs. | İki tutucu? İki Zoraki. | Divergent-1 | 2014 | |
| Two dead stiffs. | İki ölü tutucu! İki Ölü Zoraki. | Divergent-1 | 2014 | |
| You can't let a single divergent slip through. | Eğer tek bir uyumsuzu bile atlarsan... Tek bir uyumsuzun ölmesine bile izin veremezsin. | Divergent-1 | 2014 | |
| This is what happens. | ...işte böyle olur. Olaylar böyle oluyor. | Divergent-1 | 2014 | |
| She's not gonna shoot me. | Beni vurmayacak. Kız beni vuramaz. | Divergent-1 | 2014 | |
