Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15674
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Why are you wearing those vests? | Üzerinizdeki yelekleri neden giyiyorsunuz? Neden o ceketleri giyiyorsunuz? | Divergent-1 | 2014 |  |
| War games. | Savaş Oyunları. Savaş oyunları. | Divergent-1 | 2014 | |
| Whoa. What are you doing? | Dur, ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? Geliyorum. Gelemezsin. | Divergent-1 | 2014 | |
| I'm coming. You can't. | Ben de geliyorum Yapamazsın. | Divergent-1 | 2014 | |
| Eric says you're done. | Eric, işinin bittiğini söyledi. Eric, senin işinin bittiğini söyledi. Ne? | Divergent-1 | 2014 | |
| He said you're out. | Elendiğini söyledi. Atıldığını söyledi. | Divergent-1 | 2014 | |
| Your father's on the council, tris. | Baban konseyde, Tris. | Divergent-1 | 2014 | |
| Maybe they'll make an exception and let you go home. | Belki sana bir istisna yaparlar ve evine dönersin. | Divergent-1 | 2014 | |
| We're sorry, tris. | Üzgünüz, Tris. Üzgünüz, Tris. Gitmeliyiz, yoksa treni kaçıracağız. | Divergent-1 | 2014 | |
| We gotta go. We're gonna miss the train. | Gitmeliyiz. Yoksa treni kaçıracağız. | Divergent-1 | 2014 | |
| Yeah, okay. | Peki, tamam. Pekâlâ. | Divergent-1 | 2014 | |
| Hi. What are you doing here? | Selam. Burada ne yapıyorsun? Merhaba. Sen ne yapıyorsun burada? | Divergent-1 | 2014 | |
| I just figured that I had to make it. | Burada olmam gerektiğini düşündüm. Başarmam gerektiğini fark ettim az önce. Seni kim dışarı çıkardı? | Divergent-1 | 2014 | |
| Who let you out? | Sana kim izin verdi? | Divergent-1 | 2014 | |
| I did. | Ben verdim. Ben çıktım. | Divergent-1 | 2014 | |
| You did? | Sen? Sen mi? | Divergent-1 | 2014 | |
| Okay. | Güzel. Pekâlâ. | Divergent-1 | 2014 | |
| Let's sit you down. | Hadi oturun. Hadi otur. | Divergent-1 | 2014 | |
| The game's simple. It's like capture the flag. | Oyun basit. "Bayrak kapmaca" gibi. Basit bir oyun. Bayrak kapma gibi. | Divergent-1 | 2014 | |
| Weapon of choice. | Kullandığımız silahlar... Seçim silahları. | Divergent-1 | 2014 | |
| You call that a gun? | Buna silah mı diyorsun? Silah mı diyorsun ona? | Divergent-1 | 2014 | |
| Neuro stim dart. | Sinir uyarıcı oklar. Neuro stim dart. | Divergent-1 | 2014 | |
| Simulates the pain of a real gunshot wound. | Gerçek mermi etkisi yaratır. Gerçek bir kurşun yarası gibi acı verir. | Divergent-1 | 2014 | |
| Only lasts a couple minutes. | İki dakika sürer. Sadece birkaç dakika sürer. | Divergent-1 | 2014 | |
| Two teams. Four and I are captains. | İki takım olacak. Dört ve ben kaptanlarız. İki takım. Four ve ben kaptanız. | Divergent-1 | 2014 | |
| You pick first. | İlk sen seç. İlk sen seç. | Divergent-1 | 2014 | |
| Okay. Edward. | Pekala, Edward. Pekâlâ. Edward. | Divergent-1 | 2014 | |
| I'll take the stiff. | Ben tutucuyu alıyorum. Ben Zorakiyi alıyorum. | Divergent-1 | 2014 | |
| Oh. Picking the weak ones | Kaybettiğinde suçlayacak biri olsun diye mi en güçsüzü seçiyorsun. Zayıfları seçiyorsun ki, kaybettiğinde suçlayacak birileri olsun. | Divergent-1 | 2014 | |
| Something like that. | Öyle denebilir. Öyle bir şey. | Divergent-1 | 2014 | |
| Where did Eric's team go? | Eric'in takımı nereye gitti? Diğer bitime gitmiş olmalılar. Eric'in takımı nereye gitti? | Divergent-1 | 2014 | |
| They must have gone to the end. | Sona gitmiş olmalılar. | Divergent-1 | 2014 | |
| All right. Lights off. | Işıkları kapatın. Toplanın, hadi. Pekâlâ, kapatın ışıkları. | Divergent-1 | 2014 | |
| Gather around. Come on. | Toplanın, hadi. | Divergent-1 | 2014 | |
| Okay. What's your strategy? | Pekâlâ, stratejiniz nedir? | Divergent-1 | 2014 | |
| We can hide the flag well enough so they can't find it. | Bayrağı saklayabiliriz, böylece onlar bulamaz. | Divergent-1 | 2014 | |
| Let's send out a team to scout their location. See if we can find their flag. | Yerlerini belirlemek için dışarı bir tarama ekibi yollayalım, bakalım bayrakları nerede. | Divergent-1 | 2014 | |
| I say we blitz them. Just beat them with sheer force. | Ben, onlara ani saldırı yapalım derim. Bir anda ezer geçeriz. | Divergent-1 | 2014 | |
| Yeah, that's the best way to lose quickly. | Evet, hızlıca yenilmenin en iyi yolu bu. | Divergent-1 | 2014 | |
| Let's make them come to us. | Bırakalım onlar bize gelsin. | Divergent-1 | 2014 | |
| End this quickly, they won't expect it. | Çabukça bitirelim, bunu beklemezler. Nerede olduklarını bilmiyoruz. | Divergent-1 | 2014 | |
| Okay, we split into two groups, defense and offense. | Pekâlâ, defans ve atak olarak iki gruba ayrılıyoruz. | Divergent-1 | 2014 | |
| Who put you in charge? | Senin patron olduğunu kim söyledi? | Divergent-1 | 2014 | |
| Someone has to make a decision. | Birinin bir karar vermesi gerekiyor. | Divergent-1 | 2014 | |
| We need to be more aggressive. | Daha agresif olmalıyız. | Divergent-1 | 2014 | |
| We need to be smart about it. | Zeki olmalıyız. | Divergent-1 | 2014 | |
| You're not gonna jump, are you? | Atlamayacaksın, değil mi? Atlamayacaksın, değil mi? | Divergent-1 | 2014 | |
| No, I'm just trying to get a good vantage point. | Hayır, iyi bir mevzi bulmaya çalışıyorum. Hayır, iyi bir bakış açısı bulmaya çalışıyorum. | Divergent-1 | 2014 | |
| Good thinking. | İyi düşünmüşsün. İyi düşünmüşsün. | Divergent-1 | 2014 | |
| You don't have to come with me. | Beni takip etmene gerek yok. Benimle gelmene gerek yok. | Divergent-1 | 2014 | |
| You should go easy. You took a beating. | Yavaştan almalısın. İyi hırpalandın. Hemen avlanabilirsin, daha yeni dayak yedin. | Divergent-1 | 2014 | |
| I'm surprised you noticed. | Fark etmene şaşırdım. Fark ettiğine şaşırdım. | Divergent-1 | 2014 | |
| I saw you leave during the fight. | Dövüş esnasında gittiğini gördüm. Gittiğini görmüştüm. | Divergent-1 | 2014 | |
| Yeah, well, it's not something I wanted to watch. | Evet, izlemek istediğim bir şey değildi. Evet, görmek istediğim bir şey değildi. | Divergent-1 | 2014 | |
| Hey! | Dikkat et. | Divergent-1 | 2014 | |
| Yeah. I'm fine. | Evet, iyiyim. | Divergent-1 | 2014 | |
| This is high enough. | Bu yeterince yüksek. Burası yeterince yüksek. Hayır, daha yükseğe gitmeliyiz. | Divergent-1 | 2014 | |
| No, we need to go higher. | Hayır, daha fazla çıkmalıyız. | Divergent-1 | 2014 | |
| You all right? | Sen iyi misin? Sen iyi misin? | Divergent-1 | 2014 | |
| You're afraid of heights. | Yoksa yüksekten mi korkuyorsun? Yükseklik korkun var. | Divergent-1 | 2014 | |
| Everyone's afraid of something. | Herkesin korkacak bir şeyi olmalı. Herkesin korktuğu bir şey vardır. | Divergent-1 | 2014 | |
| I didn't think you were afraid of anything. | Senin hiçbir şeyden korkmadığını düşünüyordum. | Divergent-1 | 2014 | |
| Come on, tris. | Hadi ama, Tris. Hadi ama Tris. | Divergent-1 | 2014 | |
| Really? | Gerçekten mi? Cidden mi? | Divergent-1 | 2014 | |
| Are you even human? | İnsan mısın acaba? Sen insan mısın ya? | Divergent-1 | 2014 | |
| This isn't so bad. | Pekte kötü değil. Bu o kadar da kötü değil. | Divergent-1 | 2014 | |
| Good eye. | İyi gördün. Güzel gözlerin var. | Divergent-1 | 2014 | |
| Look! | Bak! Bak! Orada. | Divergent-1 | 2014 | |
| There it is. | Oldu işte. | Divergent-1 | 2014 | |
| All right. What's your plan? | Pekala, plan nedir? Pekâlâ, planın nedir? | Divergent-1 | 2014 | |
| We split into two groups. | İki gruba ayrılacağız. İki gruba ayrılalım. | Divergent-1 | 2014 | |
| We'll go up this side and let the rest of you engage Eric. | Biz bu tarafa gideceğiz, diğerleri Eric'e saldıracak. Biz bu taraftan gideceğiz ve geri kalanınız Eric'i oyalayacak. | Divergent-1 | 2014 | |
| I can see 'em. Go! Go! | Onları görüyorum! Hadi, hadi! Onları görebiliyorum! Hadi! Hadi! | Divergent-1 | 2014 | |
| Light 'em up! | Aydınlatalım şunları! Yakın! | Divergent-1 | 2014 | |
| There's two more! I'm gonna move in closer! | İki tane daha var! Biraz yaklaşacağım. İki tane daha var. Daha yakına gidiyorum! | Divergent-1 | 2014 | |
| Follow me. Go! | Beni takip et. Hadi! Beni takip et. Git! | Divergent-1 | 2014 | |
| Watch on your right! Go, go, go. | Sağınıza dikkat edin! Sağına dikkat et. Hadi, hadi, hadi. | Divergent-1 | 2014 | |
| Go. | Koş. Git. | Divergent-1 | 2014 | |
| Christina, let's go! | Christina, gidelim! Christina, gidelim. | Divergent-1 | 2014 | |
| Get 'em, get 'em! | Hadi haklayın şunları! | Divergent-1 | 2014 | |
| Cover me! All right. | Koruyun beni! Tamamdır. | Divergent-1 | 2014 | |
| Tell me if this hurts. | Acıtırsa söyle. Acıtırsa söyle. | Divergent-1 | 2014 | |
| You tell me. | Sen söyle. Sen söyle. | Divergent-1 | 2014 | |
| You bitch! | Sürtük. Orospu! | Divergent-1 | 2014 | |
| Asshole. | Göt herif. İbne. | Divergent-1 | 2014 | |
| That was awesome! | Harikaydı. Bu harikaydı! | Divergent-1 | 2014 | |
| Get covered! | Siper alın! Korunun! | Divergent-1 | 2014 | |
| Go, tris! I'll guard. | Git, Tris. Seni koruyacağım! Koş, Tris. Ben seni korurum. | Divergent-1 | 2014 | |
| Game over! | Oyun bitti! Oyun bitti. | Divergent-1 | 2014 | |
| Good job, tris! | Çok iyiydin, Tris. Aferin, Tris. | Divergent-1 | 2014 | |
| Hey, tris! | Tris. Tris! | Divergent-1 | 2014 | |
| Yeah? | Efendim? Evet? Bizimle gelsene. | Divergent-1 | 2014 | |
| Come with us. | Bizimle gelsene. | Divergent-1 | 2014 | |
| Where you going? | Nereye gidiyorsunuz? Kestirmeden döneceğiz. Nereye gidiyorsunuz? Kestirmeye. | Divergent-1 | 2014 | |
| A little initiation ritual, dauntless style. | Başlatma geleneği. Korkusuz tarzında. Ufak bir kabul töreni ritüeli, korkusuz şekli. | Divergent-1 | 2014 | |
| All right, let's do this! | Pekala, hadi yapalım şunu! Pekâlâ, yapalım şunu! | Divergent-1 | 2014 | |
| Good. All right, you good? | İyi misin? Evet. | Divergent-1 | 2014 | |
| Hang tight. Yeah. Go, go! | Sıkı dur! | Divergent-1 | 2014 | |
| Fly, baby. Whoo! | Görüşürüz bebeğim! Uç, bebeğim! | Divergent-1 | 2014 | |
| You're up. | Sıradaki sensin. Sıra sende. | Divergent-1 | 2014 | |
