Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156317
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I thought you cancel. | Vazgeçtiğini sanıyordum. | Strigoi-1 | 2009 | |
| What scoop here? | Ne arıyorsun burada? | Strigoi-1 | 2009 | |
| It's too sure of himself if son of a bitch thinks he can make anything. | Uğraştığın bu lanet şeylerin hepsi başka şeyler de getiriyor. | Strigoi-1 | 2009 | |
| No possibility to wait until tomorrow? | Yarını bekleyemedin mi? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Do not have much time. Hai! | Çok fazla vaktimiz yok. Hadi gidelim! | Strigoi-1 | 2009 | |
| For that you called me? I do not even know what I'm doing. | Gerçekten bunu yapmaya ihtiyacımız var mı? Ne aradığımı bile bilmiyorum. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Barry's plot. Have you talked to Constantine? | Florin'in toprağını. Konstantin ile konuştun mu? | Strigoi-1 | 2009 | |
| He said that Stefan had falsified records. | O kayıtları Stefan'ın dosyaladığını söyledi. | Strigoi-1 | 2009 | |
| They have stolen the land of Florin. You think you killed him? | Florin'in arazisini onlar çalmışlar. Sence onu, onlar mı öldürmüştür? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Now I believe what he said about Barry? | Florin hakkında dediklerime şimdi inanıyorsun, değil mi? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Believe me? | İnanıyor musun? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Wait! | Bekle bir saniye! Bekle. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Are you going to report? You have evidence sufficient? | Şimdi rapor edecek misin? Yeterli kanıt buldun mu? | Strigoi-1 | 2009 | |
| We need to find Barry's act. | Hayır. Sadece Florin'in evraklarını bulduk. Daha fazlasına ihti,yacımız var. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Take care of that. Do not show anyone. | Bunlar sende kalsın, kimseye de gösterme. | Strigoi-1 | 2009 | |
| No, do you take care of it. | Hayır, hayır! Sende kalsınlar. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I do not want to assume responsibility and to compromise the investigation. | Onlara bir şey olursa sorumlu tutulmak istemem. Aaraştırma yaparken rahat olmak istiyorum. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Then there would have to sign death certificate. | Daha önce hiç imzalı ölüm belgesi gördün mü, göstermeli miyim?. | Strigoi-1 | 2009 | |
| If you needed money, would have had to say. | Eğer paraya ihtiyacın varsa, üzgün olmalısın. | Strigoi-1 | 2009 | |
| How could you sell and Constantine? | Konstantin'e nasıl satarsın? | Strigoi-1 | 2009 | |
| What? You forgot, huh? | Ne? Unuttun mu, ha? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Or �iganii they sold? | Yoksa çingeneler mi sattı? | Strigoi-1 | 2009 | |
| It is my land! Just mine. | O benim toprağım! Benim... | Strigoi-1 | 2009 | |
| Have you sold. No, I acts. | Onu sattın. Hayır, belgeleri var. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Do not match. | Uyuşmuyorlar! | Strigoi-1 | 2009 | |
| �mpu�i�i communists! | Siktiğimin komünistleri! | Strigoi-1 | 2009 | |
| There are communists. Now you are capitalist nenoroci�i. | Onlar artık komünist değil. Onlara siktiğimin kapitalistleri diyoruz. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Ace're communists I will not take their land again. | Siktiğimin komünistleri toprağımı tekrar alamayacaklar. | Strigoi-1 | 2009 | |
| It is my land. I'll kill you! | O benim toprağım. Onları öldüreceğim! | Strigoi-1 | 2009 | |
| You should not kill them. | Onları öldürmene gerek yok. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Just give me papers. | Sadece şu evrakları bana ver. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I'll kill myself. Tomorrow. | Ben öldüreceğim. Yarın. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I do not know why you ask God's forgiveness. | Neden Tanrı'dan af dileniyorsun bilmiyorum. Onu sen öldürmedin. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You killed me. I have not killed me, but Peter. | Onu ben öldürmedim. Onu sen öldürdün. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Nobody touched me if you do not consim�eai. | Ben olduğum kimsenin aklına bile gelmez. Sen bir şeyler yapmamış olsaydın. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I had to do it. You could not leave unpunished. | Bir şeyler yapmak zorundaydım. Seni öylece cezasız bıakamazdık. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You pray for the salvation of the soul the bad things they do. | Pis işlere sebep olmakta oldukça iyisin. | Strigoi-1 | 2009 | |
| And suppose he has, and must after the incident. | Yapmak zorunda olduğunu farz ediyorum. | Strigoi-1 | 2009 | |
| It is useless to pray for my forgiveness. | Benim bağışlamamı kazanmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I'll tell... | Sana anlatacağım... | Strigoi-1 | 2009 | |
| everything. | ...her şeyi. | Strigoi-1 | 2009 | |
| All the bad things and how you betrayed. And for what? | Güvenilir gözükmek için yaptığın her türlü pisliği... Peki ne için? | Strigoi-1 | 2009 | |
| To church. | Bir kale için. | Strigoi-1 | 2009 | |
| How true... | Ne kadar... | Strigoi-1 | 2009 | |
| Can I go to the neighbors and to find something to eat. | Komşulara gidip yiyecek bir şeyler bulabilirim. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Provide more. | Daha fazla getirebilirim. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Last night I saw lleana Tirescu. | Dün gece İlyana Tirescu'yu gördüm. | Strigoi-1 | 2009 | |
| The undead. | O ölmemiş. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Why do this? | Ne yaptı? | Strigoi-1 | 2009 | |
| He came to me and ate everything I then began to bite you. | Evime geldi ve her şeyi yedi. Sonra da beni yemeye çalıştı. | Strigoi-1 | 2009 | |
| He ate everything. | Her şeyi yedi. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I do not know why people give them funeral tomorrow. | Yarın cenazeden sonra herkesi nasıl doyuracağım bilmiyorum. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You have to do dishes again. | Her şeye yeniden başlamalıyım. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Ought to give him garlic. He ate and garlic. | Ona sarımsak vermeliydin. Sarımsağı da yedi. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Then there is the undead. Ghosts do not like garlic. | O zaman hayalet değil. Hayaletler sarımsağı sevmezler. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I know, but he ate. Then there is the undead. | Biliyorum, ama yedi. O zaman hayalet değil işte. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Then what is? | O zaman ne? | Strigoi-1 | 2009 | |
| It is normal to see her after the incident. It's okay. | Onu gördükten sonra böyle olman normal. Sorun yok. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You will not believe a review. No, Mr. Mayor. | Onu tekrar göreceğini sanmam. Hayır, sayın Belediye Başkanı. | Strigoi-1 | 2009 | |
| We return with safety and we will eat Tosi... | Geri gelecek ve yine her şeyi yiyecek. | Strigoi-1 | 2009 | |
| and then I will drink the blood. | Ondan sonra da kanımı içecek. | Strigoi-1 | 2009 | |
| What I did was a mistake. We need to unearth. | Bir hata yapıyoruz. Mezarlarını kazmalıyız. | Strigoi-1 | 2009 | |
| And they seemed to have seen it. So who ate all meat me? | Senin sinirlerin bozuk. Onu kafaya takmışsın. O zaman benim domuzumu kim yedi? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Oh, God! While I sleep? | Ah, Tanrım! Ne kadar uyumuşum? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Now I really need one Cigars. | Şimdi gerçekten bir sigaraya ihtiyacım var. | Strigoi-1 | 2009 | |
| No, they're mine! Keep them. | Hayır, onlar benim! Saklıyorum onları. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Where the hell did you hide? �iganii! He stole. | Hangi cehenneme sakladın? Çingeneler! Çingeneler çaldı onları. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You could not smoke them all, they must be hidden elsewhere. | Hepsini içemezsin, onları çok uzağa da götüremezsin. Saklayacak başka bir yerin olmalı. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Where's my dog? I want him back! Your dog died. | Köpeğim nerede? Köpeğimi istiyorum. Köpeğin öldü. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Priest killed him. What I killed? | Papaz onu öldürdü. Kimi öldürdüm? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Dog. | Köpeği. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Where's the dog? | Köpeği mi? Köpek nerede? | Strigoi-1 | 2009 | |
| I do not know what Vorbis. Liar... | Neyden bahsettiğinizi bilmiyorum. Yalancı... | Strigoi-1 | 2009 | |
| Who has said he killed the priest? | Sana papazın yaptığını kim söyledi? | Strigoi-1 | 2009 | |
| Communists. | Komünistler. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Vlad, the standby, I would like to talk to you privately. | Vlad, eğer müsaitsen seninle özel konuşmak istiyordum. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Do not give him "bac and �"... | Ona sakın bahşiş verme... Hayır... | Strigoi-1 | 2009 | |
| and keep an eye on him. This one steal. | Ona dikkat et, bir şey çalmasın. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Where did you put your dog? | Eee, köpeği nereye koydun? | Strigoi-1 | 2009 | |
| I talked with Stefan. | Stefan ile konuştum. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Police promise to always keep aside if you give Barry's acts. | Eğer evrakları verirsen polisleri bu işten uzak tutacağını söyledi. | Strigoi-1 | 2009 | |
| What do you mean? It seems that you did some things last night. | Sen neden bahsediyordun? Dün gece, anlaşılan sessizce bir şeyler yapmışsınız. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Theft of office documents is a serious crimes. | Resmi evrakları çalmak ciddi bir suçtur, Vlad. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Neither their forgery is not legal. | Asıl onların sahteciliği yasal değil. | Strigoi-1 | 2009 | |
| It would be better to return them. | O evrakların geri dönmesi daha iyi bir başlangıç olur. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I found Barry's acts and know that you have. | Florin'in evraklarını biliyoruz. Onların sende olduğunu biliyoruz. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I'm with Expired safety... | Onların senin için önemli olduğunu biliyorum,... | Strigoi-1 | 2009 | |
| but for the good of all would be better to give us. | ...ama hepimizin güvenliği için onları bize vermen daha iyi olur. | Strigoi-1 | 2009 | |
| What are you talking about? Not me. | Sen neden bahsediyorsun? Florin'in evrakları bende değil. | Strigoi-1 | 2009 | |
| You go to the police. Octav knows your plan. | Polise ben gideceğim. Octav ne çevirdiğinizi biliyor. | Strigoi-1 | 2009 | |
| I wanted to avoid that... | Böyle olmasını istememiştim... | Strigoi-1 | 2009 | |
| but I was told that you Mins As for the Barry's death certificate. | ...ama söylemeliyim ki Florin'in ölüm belgesinde senin imzan var ve polislere seni hediye etmemi istiyorsun. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Do not want you advertised, but as a representative of the locals... | Seni şikayet etmek istemiyorum, ama bunun insanlarımız için önemli... | Strigoi-1 | 2009 | |
| Then do it! I have proof. I know what pl�nui�i. | Şikayet et o zaman! Kanıtım var. Neler olduğunu biliyorum. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Barry really do not have documents? | Gerçekten Florin'in evrakları sende yok, değil mi? | Strigoi-1 | 2009 | |
| No, but I have proof. | Hayır, ama kanıtım var. | Strigoi-1 | 2009 | |
| From the Land Registry. | Arazi kayıtlarından. | Strigoi-1 | 2009 | |
| Hosu! Hosu! | Seni hırsız! Hırsız! | Strigoi-1 | 2009 | |
| Comunistule! �iganule! | Komünist! Çingene! | Strigoi-1 | 2009 | |
| Hosu! | Hırsız! | Strigoi-1 | 2009 |