Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155894
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| He ought to get a Police Reform bill passed! | Yeni bir polis reform yasası çıkarttırmalı... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Know where Bonny's vacationing? | Bonny nerede tatil yapıyor biliyor musunuz? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| ln Biarritz... 5 miles from Bayonne | Biarritz de... Bayonne'nın 5 mil mesafesinde. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| He's setting a trap for me... | Bana bir tuzak hazırlıyor... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Using fake jewels as collateral at the Municipal Loan Office | Belediye Borç Ofisi'ne sahte elmaslar kullanıldı diyerek... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Then he can investigate officially | konuyu resmi olarak inceleme yetkisi alacak. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| He's not stupid | O aptal biri değildir. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Let's go wake Arlette... | Biarritz'e gidip Arlette'yi... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| in Biarritz! | bilgilendirelim. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Aren't we dining with the Baron? | Baron ile akşam yemeği yememiz gerekmiyor muydu? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| We'll all go! Ready to roll all night? | Hep birlikte gideriz. Bütün gece araba sürebilir misin? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Let's buy flowers | Çiçek alalım. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Flowers... at 6 AM? | Sabahın altısında...Çiçek mi? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| No matter what time it is! | Saatin kaç olduğu farketmez. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l want a mountain of white flowers for Arlette | Arlette için bir tepe büyüklüğünde beyaz çiçekler istiyorum. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| We'll drag the florists out of bed... | Gerekirse çiçekçiyi yatağından kaldırırız... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Lilies, orchids, camelias, roses... | Leylaklar, orkidler, kamelyalar güller. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| White roses are very pretty | Beyaz güller çok güzeldir. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l dreamt it again | Bir kez daha rüya gördüm. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| The car was rolling on grass | Araba çimenlerin üzerinde süzülüyor... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| We were together... | Birlikteyiz... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Yes... l was in your arms | Evet senin kollarındaydım. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l heard your voice in my ear | Sesin kulağımda... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Saying the same words? | Aynı kelimeleri mi söylüyor | Stavisky...-1 | 1974 | |
| The same words... the ermine, the orchids... | Aynı kelimeler..ermin kürk, orkideler | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Your voice in my ear... | Senin sesin benim kulağımda. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| The car was picking up speed? | Araba hızını arttırıyor mu? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Going faster and faster... plunging down the hill | Gittikçe hızlanıyor... tepeden aşağı doğru. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| We went over a cliff | Uçuruma düşüyoruz.. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| The car took off in a cloud of white feathers | Araba beyaz tüylerin içinde uçuyor... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| No... they were snowflakes | Hayır..onlar kar taneleri. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| My mouth was filled with snow | Ağzım karla doluyor. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l couldn't breathe, couldn't see your face | Nefes alamıyorum, seni göremiyorum. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Snow everywhere... | Her tarafta kar var. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| There's no snow, Arlette | Kar yağmıyor Arlette. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| There's a July sun shining | Temmuz ayındayız. Güneş parlıyor. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| We're happy... | Mutluyuz... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| lt's lovely... Where's it from? | Çok güzel...nereden? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Yesterday at 10 AM a lady from Angoul�me was wearing it... | Dün sabah 10 da Claridge Oteli Lobbysinde | Stavisky...-1 | 1974 | |
| in the lobby of the Claridge | Angoulême lı bir bayan takmıştı... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| At 5 PM, l was in her bed | saat 17.00 de onun yatağına girmiştim... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Plump, smooth skinned, wicked... brainless! | Tonbul, pürüzsün bir teni kötü ve akılsız bir kadın. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| At 7 PM, the necklace was in my pocket | Saat 19.00 de gerdanlık benim cebimdeydi. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| You made her pay you...? | Sana ödeme mi yaptı? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Never! But l got it for a tenth of its value | Hayır ama ben değerinin onda birine satın aldım. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| The maids will be coming in... l don't care! | Hizmetçiler gelebilir... Benim için farketmez | Stavisky...-1 | 1974 | |
| MUNlClPAL LOAN OFFlCE OF BA YONNE | BAYONNE BELEDİYE BORÇ OFİSİ | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Three million in unpaid vouchers, Alex... | Geri ödenmemiş borç senetleri tutarı 3 milyon alex... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| lf a Tax lnspector notices that the numbers... | Eğer bir vergi müfettişi numaraların... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| don't match my accounts, l'm through! | hesabımla uyuşmadığını anlarsa ben biterim. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| You must reimburse, Alex | Geri ödemen gerek Alex. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| The inspector won't notice anything! | Müfettiş hiçbirşey fark etmeyecek. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Has he noticed anything before? | Daha önce hiç etti mi? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Relax, l'll send you the money next week | Rahatla, parayı haftaya san yollayacağım. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Watch out for lnspector Bonny! That's important... | Müfettiş Bonny'e dikkat et. Bu çok önemli.... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| How does it feel to have squandered such a fortune? | Geleceğini böyle çarçur etmek sana neler hissettiriyor? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l feel quite contented, Sacha | Çok hoşnutum Sacha. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| lt's the only real contentment! | Gerçek bir hoşnut olma, tıpkı... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| After conquering Europe for Napoleon... | Napolyon'un Avrupayı fethetmesinden sonra hissettiği gibi. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| my family went on to conquer a financial empire | benim ailem bir finans imparatorluğu kurmak için yola çıktı... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l dissipated those ill gotten gains in one long celebration! | O haksız kazançlar için uzun bir kutlama yaptım | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Of course, it took me 40 years to do it | Bu da tam kırk yılımı aldı.. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l envy you | Sana gıpta ediyorum | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l have to invent the money l squander | Ben çarçur edeceğim parayı bir yerde icat etmek zorundayım. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l had nothing | Hiçbir şeyim yoktu. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Bank is 10,000 francs, gentlemen... | Kasa 10,000 frank baylar... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| 9 to the bank... Baccarat! | 9 da bankaya... Bakara. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| lt's time to leave Biarritz | Biarritz den ayrılma zamanı. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| How's your coup d'�tat coming along, Montalvo? | Senin şu hükümet darbesi planın ne duruımda Montalvo? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Will Mussolini sell you the arms? | Mussolini silah satacak mı? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Don't worry, l'm silent as a tomb! | Korkma ben mezar kadar sessizimdir. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| No one... You went to ltaly so l guessed why | Kimse..Aniden İtalya'ya gittin ve bende tahmin ettim. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| You're very quick | Çok hızlısın. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Such a huge financial manipulation requires discretion | Bu denli büyük miktarda para manipülasyonu ihtiyat gerektirir. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Funds safely blocked while you negotiate... | Siz pazarlığınızı sürdürürken fonlar emniyetli şekilde bloke edilir. Ben de bu problemi çözmeye çalışıyordum. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l happen to have a Swiss company... | Benim İsviçre'de bir şirketim var... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| and Swiss bank accounts | ve İsviçre'de banka hesapları | Stavisky...-1 | 1974 | |
| What a timely offer! | Çok zamanında bir teklif... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l've been trying to solve that problem... | Ben de bu problemi çözmeye çalışıyordum. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Do you recall that American, Mrs Winters? | Amerikalı Bayan Witers'i hatırlar mısınız? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| The one who had her face enamelled... | Suratına emaye bir maske yaptırmıştı... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Surely you met her at Monte Carlo | Onu mutlaka Monte Carlo'da görmüşsündür. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Mirror always in hand, even in the street! | Sokakta yürürken bile elinde ayna vardı. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| The other day, it all went to pieces | Bir gün herşey bitti. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| She couldn't stand the sight | Görünüşüne dayanamadı. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| The truth of her age spilling out of the mask | Yaşlılığının göstergeleri maskeden taşıyordu. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| She slit her wrists... | Bileklerini kesti... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Please don't tell Sacha about it! | Bundan Sacha'ya bahsetme. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| lt's an anniversary | Bu bir yıldönümü. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| You're his friend, l can tell you... | Sen arkadaşısın sana söyleyebilirim... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Seven years ago... | 7 sene önce... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Sacha's father committed suicide | Sacha'nın babası intehar etti. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| A family matter... | Ailevi bir neden... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Sacha was away... on a trip | Sacha bir seyahatteydi | Stavisky...-1 | 1974 | |
| l didn't know! Count on me... | Bilmiyordum. Bana güven... | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Baron...? | Baron..? | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Glad you're here... Tonight, we celebrate! | Geldiğinize sevindim. Bu gece kutlamamız var. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Oscar Wilde was right. Prison is the worst thing in life | Oscar Wilde haklıymış. Hapis hayattaki en kötü şey | Stavisky...-1 | 1974 | |
| No, the worst thing in life... is death! | Hayır hayattaki en kötü şey ölüm. | Stavisky...-1 | 1974 | |
| Prison is worse than death | Hapis ölümden kötüdür. | Stavisky...-1 | 1974 |