Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15334
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Oh, hello, Adam, I've missed you. | Oh,merhaba Adam,özledim seni. Oh,merhaba Adam,özledim seni. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
No, no, no, I'm taking the day off tomorrow, so you do not need to come in. | Hayır,hayır,gelmene gerek yok,yarın izin yapacağız. Hayır,hayır,gelmene gerek yok,yarın izin yapacağız. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yes, I'm sure. | Evet,eminim. Evet,eminim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, in that case, have fun moving Jackie's mother's furniture. | Bu arada,Jackie'annesinin mobilyalarını taşırken sana iyi eğlenceler. Bu arada,Jackie'annesinin mobilyalarını taşırken sana iyi eğlenceler. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I see many happy years ahead of you. | Önünde çok mutlu yıllar olduğunu görebiliyorum. Önünde çok mutlu yıllar olduğunu görebiliyorum. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Okay, bye. | Tamam,hoşçakal. Tamam,hoşçakal. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You know what I wish? | Ne isterdim biliyor musun? Ne isterdim biliyor musun? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I wish that as an older, wiser couple, | Yaşlı,olgun bir çift olduğumuz zaman, Yaşlı,olgun bir çift olduğumuz zaman, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
we could give them some advice like Clay and Emma gave us. | Clay ve Emma'nın bize verdiği gibi onlar tavsiyeler vermeyi isterdim Clay ve Emma'nın bize verdiği gibi onlar tavsiyeler vermeyi isterdim | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Or we could just send them to Ray for the weekend. | Ya da onları bir hafta sonu Ray'a göndeririz Ya da onları bir hafta sonu Ray'a göndeririz | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Rae. | Rae. Rae. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
We'll call her Rae. R A E. Rae. | Ona Rae adını verelim. R A E. Rae. Ona Rae adını verelim. R A E. Rae. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I quite like that. I quite like that. | Bu hoşuma gitti.Bu hoşuma gitti. Bu hoşuma gitti.Bu hoşuma gitti. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Do you like that? Yes. | Sen bunu sevdin mi? Evet. Sen bunu sevdin mi? Evet. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
No, no, not you. You. What are your thoughts? | Hayır,hayır.Sen Sen ne düşünüyorsun? Hayır,hayır.Sen Sen ne düşünüyorsun? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Rae? Rae Morgan. | Rae? Rae Morgan. Rae? Rae Morgan. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Hey, this is our new apartment, Rae. | Bu bizim yeni evimiz, Rae. Bu bizim yeni evimiz, Rae. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
It's the one we had to get | Bu evi sonradan aldık çünkü Bu evi sonradan aldık çünkü | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
because I didn't want to stay in the old one after Mummy slept there with Larry. | annen orada Larry ile yatmıştı. annen orada Larry ile yatmıştı. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
She doesn't need to hear this. | Bunu duymasına gerek yok. Bunu duymasına gerek yok. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Now, listen. | Bak,dinle. Bak,dinle. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Come here, little girl. It's got... | Gel baklaım küçük kız... Gel baklaım küçük kız... | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Come on. | Gel baklaım. Gel baklaım. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
...3,000 square feet. | ...3,000 feet yükseklik. ...3,000 feet yükseklik. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
And a very spacious master bedroom. | Ve çok özel bir büyük yatak odası. Ve çok özel bir büyük yatak odası. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
And come see this view. Come look at this view, little lady. | Gel ve şu manzaraya bak. Şu manzaraya bak küçük bayan. Gel ve şu manzaraya bak. Şu manzaraya bak küçük bayan. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Right here, look at that. | Bak şuraya. Bak şuraya. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Can you believe? | İnanabiliyor musun? İnanabiliyor musun? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Is that something? | Burda bir şey mi var? Burda bir şey mi var? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
It is, it is. | Var,var. Var,var. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
That is quite a beautiful view. | Asıl bu harika bir manzara. Asıl bu harika bir manzara. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
How are you feeling, by the way? Good. | Sen nasıl hissediyorsun? İyi. Sen nasıl hissediyorsun? İyi. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Everything all right? Very good. | Her şey yolunda mı? Çok iyi. Her şey yolunda mı? Çok iyi. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
It'll be funny if this one comes out Chinese, as well. | Çin'den bir kişinin eksilmesi iyi olmuştur . Çin'den bir kişinin eksilmesi iyi olmuştur . | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Meryl? Meryl? Meryl? | Meryl? Meryl? Meryl? Meryl? Meryl? Meryl? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Meryl? Meryl? | Meryl? Meryl? Meryl? Meryl? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You should be in bed. I do not sleep. | Yatakta olmalıydın. Uyuyamıyorum. | Die-1 | 2010 | ![]() |
I'm not sure yet. | Emin değilim. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Them. | At. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Go to sleep now. But ... | Yatağına git şimdi. Ben... | Die-1 | 2010 | ![]() |
In autumn 2005, consisted of between six foreign liaison | 2005 sonbaharında, altı yabancı insan bir takım korkunç olay sonucu... 1 | Die-1 | 2010 | ![]() |
police "cooks" designated by the terrible events. | ...sonsuza dek birbirine bağlandı. Polis onlara "Davalar" adını verdi. | Die-1 | 2010 | ![]() |
This is their story. 1 | Bu onların hikâyesidir. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Going somewhere? | Al bakalım. Gidiyor musun? | Die-1 | 2010 | ![]() |
I need to go to the patient. I will be late. | Bir hastamı görmem gerek. Beni bekleme. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Father, menemmehän game tomorrow? Absolutely. | Yarın maça gidiyoruz, değil mi baba? Kesinlikle. | Die-1 | 2010 | ![]() |
But the conditions are these: | Anlaşalım. | Die-1 | 2010 | ![]() |
You must be well behaved and do as mother says. | Uslu çocuk olup annenizin sözünden çıkmayacaksınız. | Die-1 | 2010 | ![]() |
.... This man has changed lives, often in a better direction. | Kendisi bir çok insanın hayatını iyi yönde etkilemiş birisi. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Ladies and gentlemen, may I introduce my good friend Robert Moretti. | Bayanlar ve baylar, dostum Robert Moretti. | Die-1 | 2010 | ![]() |
I will be brief, that we're drinking and eating. | Yemeye ve içmeye devam edelim diye kısa konuşacağım. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Times are tough for many, and many of us going so well. | Zor bir dönemden geçiyoruz. He zamankinden daha kötü durumdayız. | Die-1 | 2010 | ![]() |
We want to see them or not, they are everywhere. | Fark edip fark etmemeniz gerçeği değiştirmez. Onlar aramızda. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Today I ask you, which you have paid one thousand U.S. dollars Dinner | Bu yemeğe 1000 dolar ödeyen siz dostlarımdan isteğim... | Die-1 | 2010 | ![]() |
think about what else you can do. | ...onlar için başka nelere yapabileceğimizi düşünmeniz. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Do not forget the rest of the world just because you're doing well. | Rahatımız yerinde diye başkalarını umursamama hatasına düşmemeliyiz. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Hopefully you are hungry, because this is an expensive dinner. | Umarım açsınızdır çünkü bu yemeğe çok para verdiniz. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Free yourself Start a new life | Kendinizi Özgür Kılın. Yeni bir yaşama başlayın. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Hey, Sofia. What are you still doing here? | Merhaba, Sofia. Neden hâlâ buradasın? | Die-1 | 2010 | ![]() |
I was hoping that we could talk. Okay, sit down. | Konuşabileceğimizi umuyordum. Pekâlâ, otur. | Die-1 | 2010 | ![]() |
I meant somewhere else. You can offer me a drink. | Başka bir yere gidelim. İçki ısmarlayacak mısın? | Die-1 | 2010 | ![]() |
Okay, let's go for a drink. | Tamam, hadi içmeye gidelim. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Say you get married and return to Italy. | Evlenip İtalya'ya döneceğini mi söylüyorsun? | Die-1 | 2010 | ![]() |
They came to visit yesterday. Two people. | İkisi bugün beni görmeye geldiler. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Why do not you? I know you better than anyone. | Neden sen? Seni herkesten iyi tanıyorum. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Answer the question. | Bunu fark et... Soruma cevap ver. | Die-1 | 2010 | ![]() |
They want me to prove that you were under the influence while shooting him. | Adamı vurduğunda alkollü olduğuna dair tanıklık etmemi istediler. | Die-1 | 2010 | ![]() |
It's funny. I pulled you into this hell, and now do you get me out. | Ne tuhaf! Seni bu cehenneme sürükleyen benim. Sen ise beni kurtarıyorsun. | Die-1 | 2010 | ![]() |
I'm not going just for this work you out. I do not intend to prove. | Hiçbir şeyden kurtarmıyorum. Tanıklık etmeyeceğim. Edeceksin. | Die-1 | 2010 | ![]() |
When you have seen such things which I, begins to live according to their own rules. | Benin gördüklerimi görseydin, kendi kurallarına göre yaşardın. | Die-1 | 2010 | ![]() |
You can not take the law into your own hands. It 's over, Sofia. I'm gone. | Yasaları sen uygulayamazsın. Her şey bitti, Sofia. Bittim. | Die-1 | 2010 | ![]() |
At my age a man starts to look back | Bir adam benim yaşıma geldiğinde... | Die-1 | 2010 | ![]() |
and the purpose of looking for something, something to be proud of ... | ...geriye dönüp bir anlam, gururlanacağı bir şeyler aramaya başlıyor. | Die-1 | 2010 | ![]() |
I have looked behind me, and I do not see anything. | Uzun süredir yaşadıklarıma bakıyorum ama bir şey bulamıyorum. | Die-1 | 2010 | ![]() |
I see only darkness and ugliness. | Tek gördüğüm karanlık ve çirkinlik. | Die-1 | 2010 | ![]() |
When I moved here from Italy, I left everything behind. Do you understand? | İtalya'dan buraya gelirken her şeyi geride bırakmıştım, anladın mı? | Die-1 | 2010 | ![]() |
You can still change things. | Hâlâ bir şeyleri değiştirebilirsin. | Die-1 | 2010 | ![]() |
There is no place where to escape from what I have become, Sofia. | Yaşadıklarımdan kaçabileceğim bir yer yok, Sofia. | Die-1 | 2010 | ![]() |
What has happened? A car accident. | Elimizde ne var? Trafik kazası. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Parents and two daughters. The oldest and parents died, | Anne, baba ve iki küçük kızları. Büyük kız, anne ve baba öldü. | Die-1 | 2010 | ![]() |
The youngest is paralyzed from the neck down. He is in room 309 | Küçük kızın ise boyundan aşağısı felç. 309'da yatıyor. | Die-1 | 2010 | ![]() |
I can stay to keep an eye on him if you want. | İstersen kalıp ona göz kulak olabilirim. Hayır. | Die-1 | 2010 | ![]() |
You look exhausted. Go home. | Yorgun görünüyorsun. Eve git. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Sorry. It went a bit violent. | Özür dilerim. Biraz sert davrandım. | Die-1 | 2010 | ![]() |
That probably covers it. | Bu karşılar sanırım. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Have we're even? | Tamam mı? | Die-1 | 2010 | ![]() |
Do you understand? Have we're even? Yeah. | Anladın mı? Tamam mı? Evet. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Where? Home. | Nereye? Eve. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Over. | Kaybettiniz. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Sometimes, when luck is not on my side, it could be switched to finish. | Şans senden yana değilse bırakmalısın. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Does not involve luck. | Bunun şansla bir ilgisi yok. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Vodka, please. | Votka, lütfen. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Not to worry. | Sorun yok. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Wake up now. | Endişelenme. Uyan, tatlım. | Die-1 | 2010 | ![]() |
All is well. | İyileşeceksin. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Nothing to worry about. | Sorun yok. İyisin. | Die-1 | 2010 | ![]() |
What's going on? Where am I? We do not know. | Neler oluyor? Neredeyim? Bilmiyoruz. | Die-1 | 2010 | ![]() |
Who are you? How long have you been here. | Siz kimsiniz? Ne zamandır buradasınız? | Die-1 | 2010 | ![]() |
We do not know. We woke up just like you. Who brought us here? | Emin değiliz. Senin gibi burada uyandık. Bizi buraya kim getirdi? | Die-1 | 2010 | ![]() |
It is trying to figure out. Why so much effort to see kaappaamiseksemme? | Anlamaya çalışıyoruz? Bu kadar zahmet niye ve neden biz? | Die-1 | 2010 | ![]() |