Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15325
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It would be so much easier if I could just make myself forget. | Unutabilsem her şey çok daha kolay olurdu. Unutabilsem her şey çok daha kolay olurdu. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
when I look at you, I just feel regret | Ne zaman sana baksam pişmanlık hissediyorum Ne zaman sana baksam pişmanlık hissediyorum | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
and sadness | ve üzüntü ve üzüntü | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
and a deep desire to see you suffer intense pain. | Ruhunun derinliklerinde acı çektiğini görüyorum. Ruhunun derinliklerinde acı çektiğini görüyorum. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Listen, that's not a problem. That is not a problem. | Dinle,bu sorun değil. Bu sorun değil. Dinle,bu sorun değil. Bu sorun değil. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I am more than willing to hurt myself. Or would you prefer to do it? | Kendimi daha fazla incitebilirim. Sen ne yapmamı tercih edersin? Kendimi daha fazla incitebilirim. Sen ne yapmamı tercih edersin? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Whatever it takes. | Ne olursa söyle. Ne olursa söyle. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Look, just tell me what to do. Tell me. | Ne yapmam gerektiğini söyle. Ne yapmam gerektiğini söyle. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I don't know. I'm... | Bilmiyorum.Ben... Bilmiyorum.Ben... | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yeah. Look, the thing is, Meryl, I'm just trying to be realistic. | Şu var ki, Meryl,gerçekçi olmaya çalışıyorum. Şu var ki, Meryl,gerçekçi olmaya çalışıyorum. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You know, I'm human, I made a mistake. I'm not perfect. | Ben bir insanım,bir hata yaptım. Mükemmel değilim. Ben bir insanım,bir hata yaptım. Mükemmel değilim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
No, I know you're not. | Olmadığını biliyorum. Olmadığını biliyorum. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
But I was so in love with you, | Fakat sana aşıktım, Fakat sana aşıktım, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
and now I'm just... | Ben sadece... Ben sadece... | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I'm just... | Ben sadece... Ben sadece... | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I'm so disappointed, | Büyük bir hayalkırıklığı yaşadım, Büyük bir hayalkırıklığı yaşadım, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
and I don't trust you anymore. | Artık sana güvenemem Artık sana güvenemem | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Jackie, did you hear about the Morgans? | Jackie,Morganlarla ilgili bir şey duydun mu? Jackie,Morganlarla ilgili bir şey duydun mu? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Of course I heard. I'm totally devastated. | Tabi duydum.Tamamen harap olmuş durumdayım. Tabi duydum.Tamamen harap olmuş durumdayım. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
They're in protective custody. Adam, I heard. | Tanık koruma programındalar. Adam,duydum. Tanık koruma programındalar. Adam,duydum. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
What are we going to do? What can we do? We can't... | Biz ne yapacağız? Ne mi yapacağız? Biz... Biz ne yapacağız? Ne mi yapacağız? Biz... | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yes? There's a client here for Mrs. Morgan. | Evet? Bayan Morgan'ın müşterileri burada. Evet? Bayan Morgan'ın müşterileri burada. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Sure, send him back. | Tamam,içeri gönder. Tamam,içeri gönder. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
If you're busy, I can come back later. | Meşgulseniz ben daha sonra geleyim. Meşgulseniz ben daha sonra geleyim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Not at all. He was just leaving. | Pek sayılmaz.O da zaten gidiyordu. Pek sayılmaz.O da zaten gidiyordu. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I'm in the market for a two bedroom. A friend referred me to Meryl Morgan. | İki yatak odalı bir yer arıyorum.Meryl Morgan'ın bir arkadaşı bana onu tavsiye etti. İki yatak odalı bir yer arıyorum.Meryl Morgan'ın bir arkadaşı bana onu tavsiye etti. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Would you have a seat? Yeah. | Oturmaz mısınız? Tabii. Oturmaz mısınız? Tabii. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Excuse me. | Müsadenizle. Müsadenizle. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I'm Jackie, Mrs. Morgan's assistant. She's not in today. | Ben Jackie, Bayan Morgan'ın yardımcısıyım.Bu gün kendisi yok. Ben Jackie, Bayan Morgan'ın yardımcısıyım.Bu gün kendisi yok. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Can I get one of the other agents to talk to you? | Sizi başka bir temsilciyle görüştürebilir miyim? Sizi başka bir temsilciyle görüştürebilir miyim? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You know, if she's as good as everyone says, | Herkesin dediği kadar iyiyse, Herkesin dediği kadar iyiyse, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
then I'm sure she's probably worth the wait. | beklemem daha iyi olur galiba. beklemem daha iyi olur galiba. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
She is. | Öyledir. Öyledir. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
All right. Well, I'm sorry to have taken up your time, then. | Tamam,zamanınızı aldığım için özür dilerim. Tamam,zamanınızı aldığım için özür dilerim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Not at all. | Önemli değil. Önemli değil. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
That's a nice looking muffin, there. | Ordaki kek ne kadar güzel öyle. Ordaki kek ne kadar güzel öyle. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Enjoy your breakfast. | Afiyet olsun. Afiyet olsun. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Howdy. Hope I didn't wake you. | Nasılsın?Umarım seni uyandırmadım. Nasılsın?Umarım seni uyandırmadım. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Oh, no. No. I didn't really sleep. It's too quiet here. | Oh,hayır,uyumuyordum zaten. Burası çok sessiz. Oh,hayır,uyumuyordum zaten. Burası çok sessiz. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You hungry? | Aç mısın? Aç mısın? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
It smells good. | Çok güzel kokuyor. Çok güzel kokuyor. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Now, that's impressive. I've never turned my oven on. | Çok etkileyici.Ben mutfağımdaki fırının düğmesini bile çeviremem. Çok etkileyici.Ben mutfağımdaki fırının düğmesini bile çeviremem. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Wow, look at that, fire comes out and everything. | Wow, Her yerden ateş çıkıyor. Wow, Her yerden ateş çıkıyor. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Do you want sausage or bacon or both with your eggs and pancakes? | Yumurta ve gözlemelerinle beraber sucuk mu,salam mı istersin? Yumurta ve gözlemelerinle beraber sucuk mu,salam mı istersin? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Oh. No, no, thanks. I'm actually a vegetarian. | Oh,hayır teşekkürler.Ben vejeteryanım. Oh,hayır teşekkürler.Ben vejeteryanım. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I got news for you, Sheriff. Your cousin, here, is a vegetarian. | Sana haberlerim var şerif. Kuzenin vejeteryan. Sana haberlerim var şerif. Kuzenin vejeteryan. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You never think it's gonna happen in your own family. | Ailemde böyle şeylerin olabileceğini düşünmezdim. Ailemde böyle şeylerin olabileceğini düşünmezdim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Howdy. Howdy. | N'aber. N'aber. N'aber. N'aber. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Morning. How'd you sleep? | Günaydın. Nasıl uyudun? Günaydın. Nasıl uyudun? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Not brilliantly. It's very, very quiet, isn't it? | Pek parlak değil.Çok,çok sessiz bir yer değil mi? Pek parlak değil.Çok,çok sessiz bir yer değil mi? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I thought I could actually hear my cells dividing. | Sanırım,hücrelerimin bölünme seslerini duydum. Sanırım,hücrelerimin bölünme seslerini duydum. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I know. I kept praying for a siren. | Evet,biliyorum.Siren sesleri duymak için neler vermezdim. Evet,biliyorum.Siren sesleri duymak için neler vermezdim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yes, or a rumbling subway or something. | Ya da metronun raylarının seslerini. Ya da metronun raylarının seslerini. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Speaking of New York, have you heard anything? | New York'tan siz bir şey duydunuz mu? New York'tan siz bir şey duydunuz mu? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
No, ma'am. And you can ask every 5 minutes. | Hayır bayan. Her 5 dakikada bir sorabilirsiniz. Hayır bayan. Her 5 dakikada bir sorabilirsiniz. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
When they tell me, I'll tell you. | Onlar bana söylediğinde ben de size söylerim. Onlar bana söylediğinde ben de size söylerim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I saw a photo of a young man. Is that your son? | Genç bir adamın fotografını gördüm.Sizin oğlunuz mu? Genç bir adamın fotografını gördüm.Sizin oğlunuz mu? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
That's our boy, Clay Jr. | Bizim oğlumuz, Clay Jr. Bizim oğlumuz, Clay Jr. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Does he live in Ray, too? | O da mı Ray de yaşıyor? O da mı Ray de yaşıyor? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
No, he married a girl from Omaha so he moved to the big city. | Hayır,Omaha'dan bir kızla evlendi sonra da büyük şehre taşındı. Hayır,Omaha'dan bir kızla evlendi sonra da büyük şehre taşındı. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
The big city? Omaha. | Hangi büyük şehir? Omaha. Hangi büyük şehir? Omaha. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Here you go. Sunny side eggs, sausage with bacon, | Hadi gelin bakalım. Yumurta sarısı, sosis ve salam, Hadi gelin bakalım. Yumurta sarısı, sosis ve salam, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
home fries, homemade biscuits and country gravy. | evde kızartılmış,el yapımı bisküviler ve köy sosu. evde kızartılmış,el yapımı bisküviler ve köy sosu. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Can I get you anything else? No, thanks. Just an angiogram. | Başka bir şey ister misin? Hayır,teşekkürler.Sadece bir anjiyogram alayım Başka bir şey ister misin? Hayır,teşekkürler.Sadece bir anjiyogram alayım | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
We're gonna make our rounds. Probably best for you to stay put. | Biz bir tur atacağız. Sizin için de bu iyi olabilir. Biz bir tur atacağız. Sizin için de bu iyi olabilir. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Fewer people see you, the safer you are. | Ne kadar az insan sizi görürse o kadar emniyette olursunuz. Ne kadar az insan sizi görürse o kadar emniyette olursunuz. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Which is a shame, 'cause Ray is the friendliest place on Earth. | Ne kadar üzücü,Çünkü Ray dünyadaki en dost canlısı yerdir. Ne kadar üzücü,Çünkü Ray dünyadaki en dost canlısı yerdir. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Help yourself to anything in the fridge if you're hungry. | Eğer acıkırsanız dolapta birşeyler var,kendiniz hazırlarsınız. Eğer acıkırsanız dolapta birşeyler var,kendiniz hazırlarsınız. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
We'II be back in a couple of hours. | Biz bir kaç saate döneriz. Biz bir kaç saate döneriz. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I can't believe this is happening. | Bunun olduğuna inanamıyorum. Bunun olduğuna inanamıyorum. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, at least you didn't have the whole breakfast. | Sen en azından kahvaltı yapmadın. Sen en azından kahvaltı yapmadın. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I feel my organs shutting down one by one. | Organlarımın birer birer iflas ettiğini hissediyorum. Organlarımın birer birer iflas ettiğini hissediyorum. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I thought Disneyland was the friendliest place on Earth. | Disneyland'ın dünyadaki en dost canlısı yer olduğunu sanırdım. Disneyland'ın dünyadaki en dost canlısı yer olduğunu sanırdım. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
No, no, no. Disneyland is the happiest place on Earth. | Hayır,hayır. Disneyland dünyadaki en eğlenceli yer. Hayır,hayır. Disneyland dünyadaki en eğlenceli yer. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Ray is the friendliest place. | Ray en dost canlısı yer. Ray en dost canlısı yer. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
People probably get them confused all the time. | Muhtemelen insanlar herzaman karıştırıyordur. Muhtemelen insanlar herzaman karıştırıyordur. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
What if we never get out of here? | Ya buradan hiç gidemezsek? Ya buradan hiç gidemezsek? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
What if we never go to Lincoln Center again, or see the Mets, | Ya tekrar Lincoln Center veya, Metsleri,arkadaşlarımızı göremezsek, Ya tekrar Lincoln Center veya, Metsleri,arkadaşlarımızı göremezsek, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
or see our friends, or sit on the Great Lawn reading The New York Times, | veya büyük çayırda oturup New York Times okuyamazsak veya büyük çayırda oturup New York Times okuyamazsak | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
or watch Shakespeare in the Park, or go to Nobu, or order Chinese. | Shakespeare tekrar izleyemezsek,ya da Nobu'ya gidemezsek, veya Çin yemeği yiyemezsek. Shakespeare tekrar izleyemezsek,ya da Nobu'ya gidemezsek, veya Çin yemeği yiyemezsek. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Oh, God. Do you know how long it would take to order Chinese? | Oh Tanrım,ne kadar zamandır Çin yemeği ısmarlamadım biliyor musun? Oh Tanrım,ne kadar zamandır Çin yemeği ısmarlamadım biliyor musun? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
lt'd be weeks and it would be cold! | Haftalar oldu! Haftalar oldu! | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Okay, stop, stop, stop. Now, listen to me. Listen to me. | Tamam,dur artık. Beni dinle,beni dinle. Tamam,dur artık. Beni dinle,beni dinle. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
We are here, and there's nothing we can do about it. | Şu an burdayız ve bununla ilgili yapabileceğimiz bir şey yok. Şu an burdayız ve bununla ilgili yapabileceğimiz bir şey yok. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
There's no phone calls to make, | Telefon araması yapamayız, Telefon araması yapamayız, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
there's no connections to work, there's no favors to call in. | İşle bağlantı kuramayız,Kimseden iyilik isteyemeyiz. İşle bağlantı kuramayız,Kimseden iyilik isteyemeyiz. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I think that you should treat it as a vacation, a welcome break in your busy schedule. | Sanırım bunun bir tatil olduğunu düşünsen ve programına biraz ara versen daha iyi olacak. Sanırım bunun bir tatil olduğunu düşünsen ve programına biraz ara versen daha iyi olacak. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Okay, you're right. Okay. | Tamam,haklısın tamam. Tamam,haklısın tamam. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
There. Lovely. | İşte böyle.Güzel. İşte böyle.Güzel. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Oh, God, I'm going mad! I can't take it! | Oh,Tanrım,çıldırıyorum!Bunu kaldıramayacağım! Oh,Tanrım,çıldırıyorum!Bunu kaldıramayacağım! | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, at least you gave it your best shot. That's really all we can ask. | Sen en azından en iyi atışını yaptın. Bu isteyebileceğin en iyi şey. Sen en azından en iyi atışını yaptın. Bu isteyebileceğin en iyi şey. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
They did say not to leave. Oh, come on. | Buradan ayrılmamamızı söylemişlerdi. Oh, Hadi ama. Buradan ayrılmamamızı söylemişlerdi. Oh, Hadi ama. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, perhaps I should come with you, to protect you. | Belki de seni korumak için seninle gelmeliyim. Belki de seni korumak için seninle gelmeliyim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
And I'd really rather not be left here on my own. | Ve tek başıma burda kalmak istemem. Ve tek başıma burda kalmak istemem. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Oh, God, I can't breathe. The air is too clean. Oh, my God. | Oh,Tanrım nefes alamıyorum,hava çok temiz. Oh,Tanrım. Oh,Tanrım nefes alamıyorum,hava çok temiz. Oh,Tanrım. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Oh, God. | Oh,Tanrım. Oh,Tanrım. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
All right, I'm gonna shower. Okay. I'm gonna... | Tamam,ben duşa alacağım. Tamam,bende... Tamam,ben duşa alacağım. Tamam,bende... | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Paul? | Paul? Paul? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Paul, don't move. Sorry? | Paul, kıpırdama. Afedersin? Paul, kıpırdama. Afedersin? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
There's a bear behind you. | Arkanda ayı var. Arkanda ayı var. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |