Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 152053
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Believe me, it was worth it. | İnanın bana, buna değdi. ...o ucube aptal burunlarından ve berbat parti şapkalarından! | Spawn-2 | 1997 | |
| I'll feel free to call if there are any further complications. | İlerleyen zamanlarda çıkacak karışıklıklardan sonra arayabilirim. | Spawn-2 | 1997 | |
| Word is you told the captain we're skimming off the top. | Komisere dediğine göre; zimmetimize para geçiriyormuşuz. | Spawn-2 | 1997 | |
| Retire. | Emekli olun. | Spawn-2 | 1997 | |
| Don't take shit from nobody. | Kimseye hesap verme. | Spawn-2 | 1997 | |
| And, oh, yeah, the big boy downstairs. | Ve evet, aşağıdaki koca oğlan. | Spawn-2 | 1997 | |
| Not with a bang, but with a lot of blood... | Bir patlamayla değil, ama bolca kan... Burada gölgelere saklanıyor... | Spawn-2 | 1997 | |
| After 400 years, a new warrior takes center stage... | 400 yıldan sonra, büyük savaşa hazırlanan... | Spawn-2 | 1997 | |
| preparing for the great battle. | Bana bu fotoğrafı yıllar önce verdiğini hatırlıyor musun? | Spawn-2 | 1997 | |
| I was here first. | Önce ben geldim. | Spawn-2 | 1997 | |
| That's what I told them. | Ben de onlara bunu dedim. | Spawn-2 | 1997 | |
| Don't hold your breath. Look, mister. | Söyleyiver gitsin. Bakın, bayım. | Spawn-2 | 1997 | |
| I used to work for a mortician. | Eskiden, cenaze levâzımatçısının yanında çalışıyordum. | Spawn-2 | 1997 | |
| You know, folks around here don't look or smell so nice... | Buradaki insanların görünüşleri veya kokuları hoş olmayabilir... | Spawn-2 | 1997 | |
| If you ask me, don't need to borrow any more problems. | Bana sorarsanız, daha fazla sorun getirmeye gerek yok. | Spawn-2 | 1997 | |
| Life's shitty enough. | Hayat yeterince boktan. | Spawn-2 | 1997 | |
| Maybe we can scrape together some food for him. | Belki onun için aramızda yemek toplayabiliriz. | Spawn-2 | 1997 | |
| He's not some goddamn pet you get to keep! | Besleyeceğin bir ev hayvanı değil o! | Spawn-2 | 1997 | |
| Yo! Look out! | Hey, şuraya bakın! | Spawn-2 | 1997 | |
| You're gonna give him my message. | Ona benim mesajımı vereceksin. | Spawn-2 | 1997 | |
| 'Cause as far as I know, I'm already dead. | Çünkü bil bakalım; bildiğim kadarıyla ben çoktan öldüm. | Spawn-2 | 1997 | |
| Meet Al. | Al ile tanışın. Ölmeden önce, o polis iki kişi olduğunu söylemiş. | Spawn-2 | 1997 | |
| Is he still alive? | Hâlâ yaşıyor mu? | Spawn-2 | 1997 | |
| I don't give a shit if he needs a doctor! | Doktora ihtiyacı olması sikimde bile değil! | Spawn-2 | 1997 | |
| Yeah, it's Tony. | Evet, ben Tony. | Spawn-2 | 1997 | |
| I'm calling in my marker. | Damgacımı arıyorum. | Spawn-2 | 1997 | |
| Let me guess. The first day on the pro bono case. | Tahmin edeyim. Kamu yararına davasında ilk günün. | Spawn-2 | 1997 | |
| Is it that obvious? It's the only time you get frazzled. | O kadar mı aşikâr? Bitap düştüğün tek dava bu. | Spawn-2 | 1997 | |
| I'm just going over the case files today. | Dava dosyalarının üzerinden geçeceğim bugün. | Spawn-2 | 1997 | |
| Indicted on four counts. Two of them, little girls. | Hakkında 4 suçlama var. İki tanesi, küçük kızlar. | Spawn-2 | 1997 | |
| I'm a United States senator! | Ben Birleşik Devletler senatörüyüm! | Spawn-2 | 1997 | |
| A friend in a very high place. | Easter Bunny bile olsa sikimde değil. | Spawn-2 | 1997 | |
| Sorry. Not good enough. | Özür dilerim. Yeterli değil. | Spawn-2 | 1997 | |
| seem like a mild fart on Capitol Hill. | İkisi de iyiler. ...Kongre Binası'ndaki ılık bir osuruk gibi kalır. | Spawn-2 | 1997 | |
| Last time I checked, you had friends and family. | Son baktığımda, arkadaşların ve ailen vardı. | Spawn-2 | 1997 | |
| I hear the cons on Riker's despise child killers. | Riker'daki mahkumların çocuk katillerinden tiksindiğini işittim. | Spawn-2 | 1997 | |
| So relax, bend over... | Bu yüzden rahatla, arkana yaslan... | Spawn-2 | 1997 | |
| The atmosphere. What do we know? | Atmosferi. Ne biliyoruz? | Spawn-2 | 1997 | |
| More of Tony Twist's crew. | Ölmeyeceksiniz Sen... O sendin... | Spawn-2 | 1997 | |
| Sending a message to big Tony. | Ne gibi? Sen söyle. | Spawn-2 | 1997 | |
| Twist doesn't like getting spanked this hard. | Twist, kıçına bu kadar sert şaplak yemekten hoşlanmaz. | Spawn-2 | 1997 | |
| There's gonna be a war down here... | Buralarda bir savaş çıkacak... | Spawn-2 | 1997 | |
| unless we can figure out what's going on. | ...tabii, biz neler döndüğünü çözmezsek. | Spawn-2 | 1997 | |
| His name's Jeff Stevens. | Sen bana bir şey söyle, ben de sana söyleyeyim. | Spawn-2 | 1997 | |
| So why's he driving Dumpsters on our beat? | Bizim mıntıkamızdaki çöp tenekelerinde ne işi varmış? | Spawn-2 | 1997 | |
| hoped to trade off his indictment for what he was sitting on... | ...elindeki bilgileri, kendi istekleriyle takas etmeyi umdu... | Spawn-2 | 1997 | |
| Burke, that fat bastard. | Burke, şu şişko piç. | Spawn-2 | 1997 | |
| Good. Pick him up the second he touches down and bring him to my office. | İyi. Yere iner inmez onu alın ve ofisime getirin. | Spawn-2 | 1997 | |
| The pain was cleansing. | Acı temizlendi. Sen de kimsin? | Spawn-2 | 1997 | |
| Right now someone's paying me top dollar on your behalf. | Ve şu anda, biri senin adına bana en yüksek meblağı veriyor. | Spawn-2 | 1997 | |
| Your men have had a bad week. | Adamların kötü bir hafta geçirdi. | Spawn-2 | 1997 | |
| Yeah. Well, I want the piece of shit responsible. | Evet. Bunlardan sorumlu olan pisliği istiyorum. | Spawn-2 | 1997 | |
| Bring me his bones in one bag and his organs in another, okay? | Kemiklerini bir çantada, organlarını başka çantada getir, tamam mı? | Spawn-2 | 1997 | |
| Right to the point. I really like that. | Hemen konuya geliyorsun. Bunu severim. | Spawn-2 | 1997 | |
| it's what does Hell want to do with you. | ...Cehennem'in senden ne istediği. | Spawn-2 | 1997 | |
| Care to know what that is? No? Okay. | Ne olduğunu umursuyor musun? Hayır mı? Tamam. | Spawn-2 | 1997 | |
| Yeah, kiss me first. All right? Anyway... | Tabii, önce beni öp ama. Olur mu? Neyse... | Spawn-2 | 1997 | |
| You're a Hellspawn. The Earth is ready to burn. | Sen bir Cehennem Tohumu'sun. Dünya kızarmaya hazır. | Spawn-2 | 1997 | |
| You think you're too good to be a Hellspawn? | Cehennem Tohumu olmak için fazla iyi olduğunu mu sanıyorsun? | Spawn-2 | 1997 | |
| for the privilege of being a ranking officer in this Hell's Army. | ...subay olma ayrıcalığı için Malebolgia'ya teşekkür etmen gerek. | Spawn-2 | 1997 | |
| But it's time you found out. | Ama öğrenme zamanın geldi. | Spawn-2 | 1997 | |
| Yeah, baby! Right there! | Evet, bebek! Tam orası! | Spawn-2 | 1997 | |
| That's how Daddy likes it! | Babacık böyle seviyor! | Spawn-2 | 1997 | |
| That's not why he chose you. | Seni seçme nedeni bu değil. | Spawn-2 | 1997 | |
| And when I come, you better be ready to rock and roll. | Ve döndüğümde, ortalığı sallamaya hazır olsan iyi olur. | Spawn-2 | 1997 | |
| And you, you're bringing the party favors. | Ve sen, partinin şeref konuklarını getiriyorsun. | Spawn-2 | 1997 | |
| You're going to have to trust yourself for the answers. | Cevaplar için kendine güvenmek zorundasın. | Spawn-2 | 1997 | |
| Just the way it's always been. | Her zaman olduğu gibi. | Spawn-2 | 1997 | |
| You have to pay attention to the world you're in. | İçinde bulunduğun dünyaya dikkat etmen gerek. | Spawn-2 | 1997 | |
| But you just can't go around killing without a little forethought. | Ama biraz sağduyulu davranmadan öldürmeye devam edemezsin. | Spawn-2 | 1997 | |
| you've still got a choice. | ...hâlâ bir seçeneğin var. | Spawn-2 | 1997 | |
| killed a handful of greasy wise guys. | ...öldürmüş olan birini arıyorum. | Spawn-2 | 1997 | |
| I'm less than nothing. I keep to myself! | Hiçten daha değersizim. Kimseye faydam dokunmaz! | Spawn-2 | 1997 | |
| Yeah. Ripped them apart. | Evet. Onları lime lime etti. | Spawn-2 | 1997 | |
| He seemed to enjoy it a little, you know? | Hoşuna da gidiyor gibiydi, anladın mı? | Spawn-2 | 1997 | |
| In a moment. First I need to borrow something. | Birazdan. Önce, bir şey ödünç almalıyım. | Spawn-2 | 1997 | |
| It's Rollo. | Rollo bu. | Spawn-2 | 1997 | |
| Just watch as he tore him apart. | Onu parçalamasını izledik sadece. | Spawn-2 | 1997 | |
| Tell me it's somebody with some balls... | İbne kıyafeti giyen yeteneksiz bir asalak olmadığını... | Spawn-2 | 1997 | |
| and not some no talent asshole with a faggy outfit. | ...taşaklı biri olduğunu söyle. | Spawn-2 | 1997 | |
| propelling him toward the inevitable: | Wanda ve Cyan'in sana ihtiyaçları var. | Spawn-2 | 1997 | |
| new warriors always seek their old ways first. | ...yeni savaşçılar, her zaman için ilk olarak eski yöntemlerine başvururlar. | Spawn-2 | 1997 | |
| "Ordnance" | "Savaş Gereçleri" | Spawn-2 | 1997 | |
| Go hot when you have target acquisition. | Hedefi görür görmez ateşe başlayın. | Spawn-2 | 1997 | |
| The first teleportation is the worst... | İlk teleport deneyimi en kötüsüdür. | Spawn-2 | 1997 | |
| Cops, fire trucks, dead bodies everywhere! | Polisler, itfaiye arabaları, cesetler her yerde! | Spawn-2 | 1997 | |
| Hey, Al. You okay? | Hey, Al. İyi misin? | Spawn-2 | 1997 | |
| Just need a second. | Bir saniye. | Spawn-2 | 1997 | |
| Oh, yeah? Who's gonna protect us from you? | Öyle mi? Bizi senden kim koruyacak? | Spawn-2 | 1997 | |
| What the hell are you looking at? You. | Neye bakıyorsun sen be? Sana. | Spawn-2 | 1997 | |
| I want someone monitoring the phones all day. | Gün boyunca telefonlara bakacak biri lâzım. | Spawn-2 | 1997 | |
| Overkill. Son of a bitch. | Overkill. Orospu çocuğu. | Spawn-2 | 1997 | |
| Next time... | Bir dahakine... | Spawn-2 | 1997 | |
| And believe me, it won't be as pleasant... | Ve inan bana, "cyborg"a yaptığım... | Spawn-2 | 1997 | |
| As of now, you work for me... | Bundan sonra, bana çalışıyorsun... | Spawn-2 | 1997 | |
| Give me my space. Understand? | Seninle ne yapmam gerek benim? | Spawn-2 | 1997 | |
| Got it, fat boy? Yes. | Anladın mı, tombalak? Evet. | Spawn-2 | 1997 | |
| Say it. I work for you... | Söyle. Sana çalışacağım... | Spawn-2 | 1997 | |
| and you want peace and quiet. | ...ve huzurla sükunet istiyorsun. | Spawn-2 | 1997 | |
| Let that little mystery keep you up at night. | Bırak, bu ufak gizem seni geceleri ayakta tutsun. | Spawn-2 | 1997 |