Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151190
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Those who can testify, please stand up. | Şahit olabilecekler, lütfen ayağa kalkın. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| He came through my yard, pushing two of the victims. | Bahçemden geldi, kurbanların ikisini itti. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| A woman named Madeleine Mukasano | Madeleine Mukasano adında bir kadın | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| and a man named Dieudonn�. | ve Dieudonne adında bir erkek. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| When he arrived at my neighbour's house... | Komşumun evine geldiğinde... | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| that man over there hit Dieudonn� | oradaki adam Dieudonne'ye vurdu | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| with a machete and then cut Madeleine's feet off. | bir palayla ve sonra da Madeleine'in ayaklarını kesti. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| I speak the truth. | Doğruyu söylüyorum. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| The girls are here. | Kızlar burada. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| They're waiting for you. No. I can't. | Seni bekliyorlar. Hayır. Yapamam. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| (Girl) why don't you come? | Neden gelmiyorsun? | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| What's wrong with you? | Sorun nedir? | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Comel No. | Gel! Hayır. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Those cockroaches can't hurt us! We'll hunt them down wherever they are! | O hamamböcekleri canımızı yakamaz! Nerede olurlarsa olsunlar yakalarız! | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Run to that dormitory. Quickly! Run! Run, girls! | O yatakhaneye koşun. Çabuk! Koşun! Koşun, kızlar! | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Bring all those cockroaches here! | O hamamböceklerini buraya getir! | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| I'll take them to the music room. | Onları müzik odasına götüreceğim. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Come, listen. | Gelin, dinleyin. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| They are going to ask you for your identity cards. | Size kimlik kartlarınızı soracaklar. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| They want to separate us. | Bizi ayırmak istiyorlar. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| They want all Tutsis to come out. | Tüm Tutsi'lerin dışarı çıkmasını istiyorlar. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| I'll go, mistress. | Ben giderim, efendim. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| I'll go. I'll go. | Ben giderim. Ben giderim. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| There are more over there. | Daha çok buradalar. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Please do something. They're killing everybody. | Lütfen bir şey yapın. Herkesi öldürüyorlar. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| We stay together... | Beraber kalırız... | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| We are sisters... We stay together. | Kardeşiz... Beraber kalacağız. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Hutus here, Tutsis there. | Hutu'lar buraya, Tutsi'ler buraya. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Hutu girls behind me. All Inyenzis over there. | Hutu'lu kızlar benim arkama. Tüm lnyenzi'ler oraya. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| I will not say it again. | Bir daha söylemeyeceğim. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Think of them as your own daughters, please. | Onları kendi kızlarınızmış gibi düşünün, lütfen. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| My daughter is not a cockroach. | Benim kızım bir hamamböceği değil. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Mistress. Mistress. | Bayan. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| (Man) These are the sat photos from Kigali. | Bunlar Kigali'den uydu fotoğrafları. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| You can see here and here. | BM. Yönetim Bölgesi | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| We have clear evidence of mass killing. | ...toplu katliama dair açık kanıtlarımız var. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| These are freshly dug mass graves. | Bunlar yeni kazılmış toplu mezarlar. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| But if we can adequately back up the remaining 400 UN troops, | Ama eğer kalan 400 BM bölüğüne yeterince destek olabilirsek... | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| We're not going to put in any of our soldiers. There's no political will. | Kendi askerlerimizin hiçbirini koymayacağız. Politik istek yok. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Look, at the rate we've been arguing this, there won't be anybody left to save. | Bakın, bunu tartışıyorduk, kurtarılacak kimse kalmamış olacak. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| That's fine for you to say, but it's not Mogadishu. | Sizin için bunu söylemek kolay, ama bu Mogadishu değil. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Everyone here knows it's not Mogadishu. | Buradaki herkes Mogadishu olmadığını biliyor. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| But up on the Hill, Somalia's written all over it. | Ama yukarıda tepede, heryere Somali yazılmış. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| So we're talking in circles here. If we can't get any additional UN support | Yani burada aynı şeyleri konuşuyoruz. Eğer ek olarak BM desteği alamazsak... | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| then we need some fresh ideas. I'm on it. | ...o zaman yeni fikirlere ihtiyacımız var. Ben hallederim. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| What's happening with jamming Radio RTLM? | Radyo RTLM'yi kilitlemeye ne oldu? | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| We checked, too expensive. Oh, come on. | Kontrol ettik, çok pahalı. Haydi. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Our lawyers say it's against international laws to jam radios. | Avukatlarımız radyoları kilitlemenin yasalara aykırı olduğunu söylüyor. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Something about freedom of the press, freedom of speech. | Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile ilgili bir şey. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Yes, it's against the law to jam radios but not to exhort massive slaughter. | Evet, radyoları kapatmak yasalara aykırı ama toplu katliam değil. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Come on, we are talking about hate radio here. | Haydi, burada nefret radyodan bahsediyoruz. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Let's not lose our perspective. Radios don't kill people. | Mantığımızı kaybetmeyelim. Radyolar insanları öldürmez. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| (Radio) we will win the war anyway. | Her şekilde savaşı kazanacağız. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| We are the majority. | Çoğunluğuz. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Wherever you are, join the battle. | Her neredeysen savaşa katıl. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Come to Kigali. That's where the roaches are still hiding. | Kigali'ye gel. Orada saklanıyor hala hamamböcekleri | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Anne Marie, it's over. Wake up. | Anne Marie, bitti. Uyan. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Wake up. We have to leave. | Uyan. Gitmeliyiz. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Anne Marie. | Anne Marie. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| (Radio) Your beloved radio tells you the truth. | Sevgili radyonuz size gerçeği söylüyor. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Trust us, we're making it happen. | Bize güvenin, bunu gerçekleştiriyoruz. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| We're the truth with capital T. We always told you the truth. | Biz gerçeğin büyük harfiyiz. Size hep gerçeği söyleriz. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| that those Inyenzis will never be able to take Kigali. | o lnyenzis'in Kigali'yi alamayacağını söyledik. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Victorine. Victorine, come on! Come on! | Victorine. Victorine, haydi! Haydi! | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Wake up. Wake up, please. | Uyan. Uyan, lütfen. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| (Martine) Oh, dear God. | Yüce Tanrım. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Oh, dear God. Oh, dear God. | Yüce Tanrım. Yüce Tanrım. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| (Whispers) Wake up. | Uyan. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| One last step. Let's go. | Son bir adım. Haydi. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Help her. | Ona yardım edin. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| (Radio) Rwanda will always be ours. | Rwanda hep bizim olacak. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Let's sing together. | Beraber şarkı söyleyelim. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| "Let's rejoice, dear friends, let's rejoice. | ''Beraber olalım sevgili arkadaşlar, beraber olalım. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| "All is over now and God is just." | ''Herşey bitti şimdi ve Tanrı adil.'' | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| You can stay here until it gets dark. | Karanlık olana dek burada kalabilirsin. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| We have to finish them if we want our children | Eğer çocuklarımızın ve çocuklarımızın çocuklarının barış | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| and our children's children to live in peace. | içinde yaşamalarını istiyorsak onları sona erdirmeliyiz. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| We must finish our work. | İşimizi bitirmeliyiz. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Communal administrators, please be vigilant. Don't leave dead bodies in the street. | Toplum yazışmacıları, lütfen dikkatli olun. Sokakta ceset bırakmayın. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Fax this to the White House, and don't forget to save comments and copies for the UN. | Bunu Beyaz Saray'a faksla ve BM için yorum ve kopyaları saklamayı unutma. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Any news? I'm very sorry, Augustin. No news. | Hiç haber var mı? Çok üzgünüm, Augustin. Haber yok. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Nobody has seen Jeanne or the children. We have been trying. | Kimse Jeanne'ı ya da çocukları görmemiş. Deniyoruz. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| And we'll keep trying. | Ve denemeye devam edeceğiz. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Calm down. Don't be afraid. | Sakin ol. Korkma. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Alphonse Virgina! | Alphonse Virgina! | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Virgina, are you here? | Virgina, burada mısın? | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Robingo. Where is he? | Robingo. Nerede o? | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Robingo, come on out! | Robingo, ortaya çık! | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| I'm fine, Father Salomon. I'm fine. | Ben iyiyim, Peder Salomon. Ben iyiyim. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Robingo, Mathieu, you can come out! | Robingo, Mathieu, ortaya çıkabilirsiniz! | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Soldier, take him out. | Asker, onu dışarı çıkar. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Hokum. | Hokum. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Who is this man? He's Hutu. | Kim bu adam? O bir Hutu. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| He's just a foolish taxi driver. He got hurt trying to protect some Tutsi traitor in his car. | Sadece salak bir taksi şöförü. Arabasında bir Tutsi haini koruyordu. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| And I need a better list. | Ve benim daha iyi bir listeye ihtiyacım var. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| I'll work on it. I'll need more names. | Üzerinde çalışacağım. Daha çok isme ihtiyacım olacak. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| And I need them by tomorrow, understand? Yes, Officer. | Ve yarına lazım, anladın mı? Evet, efendim. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| You still can't remember? | Hala hatırlayamıyor musun? | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| roadblocks. | ...yol blokajları. | Sometimes in April-2 | 2005 | |
| Militias. | Militialar. | Sometimes in April-2 | 2005 |