Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151059
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Fuck you, fat man. | Siktir oradan, şişko. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
What number won? | Kazanan sayı ne? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
23567. | 23567. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Shit! My daily disappointment. Another 200 pesetas wasted. | Hay sıçayım! Al işte. 200 peseta daha gitti. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
It could be worse. | Daha kötüsü de olabilirdi. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
How's your hand? Better. | Elin nasıl oldu? Daha iyi. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You're tough. | Yamansın. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Going back to the village? Yes, sir. | Köye mi dönüyorsunuz? Evet. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Have a good trip. Thanks. | İyi yolculuklar. Teşekkürler. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Not that one, | O değil, 7 daha iyi. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Luck comes from where you least expect it. | Şans, beklemediğin yerden gelir. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Here. You keep them. | Al. Sende kalsın. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Not both. Take one. No. | İkisi de değil. Birini al. Hayır. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You need luck more than I. | Senin şansa daha çok ihtiyacın var. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Go in and say goodbye. Don't insist, mother. | Gir de güle güle de. Israr etme, anne. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
If he's angry, he'll take it out on you. | Sinirliyse, acısını senden çıkarır bu sefer. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
We already said goodbye once, there's no need to repeat it. | Biz çoktan vedalaştık, tekrarlamaya gerek yok | Solas-1 | 1999 | ![]() |
I wish I could have | Keşke senle daha çok vakit geçirebilseydim. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
With me? | Benle mi, yoksa? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Don't get me wrong, | Çarparım ha:), seni düşündüğüm için. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
And the kitchen needs to be painted. | Mutfağın da boyanması lazım. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Forget about the kitchen. | Boş ver mutfağı. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You won't go in? | Girmeyecek misin? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
I like how you smell, mother. | Kokuna bayılıyorum, anne. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
That's from your dad, too. | Babandan almışsın. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
What? Smelling people. | Ne? İnsanları koklamayı. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
What else is from him? | Başka ne var? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Your bad temper. | Huysuzluğun. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Doctor? Yes. | Doktor? Evet. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
A lady's here to see you. Show her in. | Sizi görmek isteyen bir bayan var. İçeri al. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Since the analysis hasn't changed, | Tahlillerde bir değişiklik olmadığına göre.. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
keep giving him 250 milligrams. | 250 miligram vermeye devam edin. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
What's up? I have a present for you. | Ne haber? Size bir hediyem var. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Please accept it. lt's against my principles. | Lütfen kabul edin. Prensiplerime aykırı. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
At least look at it. | En azından, baksaydınız. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
A piece of art! | Sanat eseri! | Solas-1 | 1999 | ![]() |
My wife will love it. | Eşim bayılacak. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Sorry, what's your name? Rosa Jim�nez Pe�a. | Özür dilerim, isminiz neydi? Rosa Jiménez Peña. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Thank you, Rosa. | Teşekkür ederim, Rosa. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You have him ready? Yes. | Hazır mı? Evet. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
I'll come say goodbye. | Güle güle demeye geleceğim. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Bye. I'll be right there. | Hoşça kalın. Hemen geliyorum. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Your mother was going to cook it, | Annen bunu pişirecekti ama şimdi, ne olacak bilmiyorum. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
I don't feel like eating it, | Artık canım çekmiyor, ben de sana getirdim. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Is that coffee? | Kahve mi yapıyorsun? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
lt's burning. Shit! | Yanıyor. Kahretsin! | Solas-1 | 1999 | ![]() |
The old woman's senile. | Karı bunamış. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Laughing to herself! | Kendi kendine gülüyor! | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Better laugh than grumble. | Gülmek, şikâyet etmekten yeğdir. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
What do you mean? Nothing. | Ne demek istiyorsun? Hiçbir şey. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
My grandma said it's as easy to smile as to grumble. | Büyükannem, gülümsemek dırdır etmek kadar kolaydır derdi. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
The ambulance will take you home. You have my number, | Ambulans sizi eve kadar götürecek. Numaram sizde var. Tamam mı? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Why do you complain so much? | Neden bu kadar şikâyetçisin? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Have you suffered so? | Çok mu acı çektin? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Right, you're old, you know more. | Tabii, sen yaşlısın ya, daha çok bilirsin. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
I didn't say that. | Öyle demedim ben. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
But I am older. | Ama senden yaşlıyım. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
If I add up all my bad luck, I may beat you. | Başıma gelen şanssızlıkları toplasam, seninkini geçer. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Maybe not. | Belki de geçmez. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Look, it's absurd to fight about who's suffered more. | Bak, kim daha çok acı çekti diye kavga edilmez. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
What I am sure about | Ama eminim ki senden daha berbat durumdayım.. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
because my time is over, | çünkü fazla zamanım kalmadı. Seninse önünde çok yol var. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
We can agree on that, | Bunda mutabık olabiliriz, değil mi? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
I buy food every day, so as | Haftalık almaktansa, her gün alışverişe çıkarım. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
A plan for more than | Planın iki günden fazlası lükstür. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Don't be tragic, neighbor. | Çok acıklı oldu be komşu. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You're the tragic one. | Sensin acıklı. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Stop gabbing, | Gevezelik etme de gel, kâğıt oynayalım. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
But no betting just cigarettes or matches. | Ama bahis yok, sadece sigara ve kibrit. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
100 pesetas the game. | Oyun başı 100 peseta. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You'll lose lots, Miss. I'm generous. | Çok kaybedeceksin, küçük hanım. Cömerdimdir. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
But don't call me 3Miss3. | Ama bana küçük hanım deme. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
All right, neighbor. | Olur, komşu. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
I've worked in six houses here, | Burada 6 evde çalıştım, tüm ev hanımları aynı şeyi söylüyor: | Solas-1 | 1999 | ![]() |
3lt's so hard to find good help3. | İyi bir yardımcı bulmak çok zormuş. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
But then they pay shit. | Sonra da az ücret veriyorlar. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
They want hard work for bad pay. | Az ücrete çok iş istiyorlar. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Don't exaggerate. I'm not. | Abartma. Abartmıyorum. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You get what you pay for. Fine, don't get excited. | Parayı veren düdüğü çalar. Tamam, tamam ama biraz sakin ol. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
I only want to explain | Ben sadece yardımcıya paramın yetmeyeceğini söylüyorum. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Okay, fine. But you could pay someone | Tamam, iyi. Ama birkaç saatliğine gelecek birine gücün yeter. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
I don't like that. | Öyle sevmiyorum. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Why not? I don't know. | Niye? Bilmem. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
They come for two hours, | İki saatliğine geliyorlar, evi süpürüp gidiyorlar. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Cold? | Ruhsuz? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
More or less. | Gibi. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You want them to sing and dance for you? | Sana şarkı söyleyip dans mı etsinler? | Solas-1 | 1999 | ![]() |
No, just I don't like it. | Hayır, sevmiyorum öyle işte. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You don't want a maid. | Sen hizmetçi değil, sana eşlik edecek birini istiyorsun. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
More expensive. | Bu daha pahalıya patlar. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
Come on. I'm talking about friendship, you can't buy that. | Hadi ama, ben arkadaşlıktan bahsediyorum, bunun bedeli olmaz. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You can buy anything now. | Artık her şeyin bedeli var. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You want to count it? No. | Sayacak mısın? Hayır. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
My old man did teach me cards. | Bizim moruk, kâğıdı iyi öğretmiş. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
You owe me 3,500. | 3,500 içeridesin. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
This looks good! | Nefis gözüküyor! | Solas-1 | 1999 | ![]() |
My first bass. | İlk yapışım. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
My father gambled what we earned | Babam tarlalarda kazandığımızla kumar oynardı. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
The bastard got the money and went to play. | Şerefsiz, parayı alıp kumara giderdi. | Solas-1 | 1999 | ![]() |
If we complained | Laf edecek olsak, bizi dayaktan gebertirdi. | Solas-1 | 1999 | ![]() |