Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 149560

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Hi, David. Hi, Maria.	Merhaba, David. Merhaba, Maria.	Sitcom-1	1998
She isn't too heavy? No.	Çok ağır değil ya? Hayır.	Sitcom-1	1998
'Cause she never eats anymore.	Hiçbir şey yemiyor da ondandır.	Sitcom-1	1998
It's about the ad... What ad?	İlan için gelmiştim... Ne ilanı?	Sitcom-1	1998
For the group session.	Grup seansı için.	Sitcom-1	1998
0h right! Excuse me, I forgot.	Oh doğru ya! Kusura bakmayın, unutmuşum.	Sitcom-1	1998
For the ad?	İlan için mi?	Sitcom-1	1998
Hello, miss. Hello, sir.	Merhaba hanımefendi. Merhaba beyefendi.	Sitcom-1	1998
The group session? Yes.	Grup seansı için mi? Evet.	Sitcom-1	1998
Upstairs, first room on the right.	Üst katta, sağdaki ilk oda.	Sitcom-1	1998
Shall I take your briefcase?	Çantanızı almamı ister misiniz?	Sitcom-1	1998
No thanks, I'll be needing it later.	Hayır sağolun, daha sonra ona ihtiyacım olacak.	Sitcom-1	1998
It's the doctor.	Doktor.	Sitcom-1	1998
Have you been a good doggy?	Uslu bir köpek oldun mu?	Sitcom-1	1998
Good boy, you brought mommy a bone.	Aferim oğluma, anneye bir kemik getirmişsin.	Sitcom-1	1998
You'll get your reward.	Ödülünü alacaksın.	Sitcom-1	1998
We should try the tits.	Bir de göğüsleri deneyelim.	Sitcom-1	1998
No, I've had it.	Hayır, ben denemiştim.	Sitcom-1	1998
Had it with what?	Ne demek denemiştim?	Sitcom-1	1998
Had it with all these games.	Artık bu oyunlardan sıkıldım.	Sitcom-1	1998
You don't desire me anymore?	Beni artık arzulamıyor musun?	Sitcom-1	1998
0f course I do, but not this way.	Tabii ki arzuluyorum, fakat bu şekilde değil.	Sitcom-1	1998
My wheelchair turns you off.	Tekerlekli sandalyem senin cinsel arzunu öldürüyor.	Sitcom-1	1998
You're not funny.	Hiç komik değil.	Sitcom-1	1998
Want me to whip you while you lick me?	Sen beni yalarken seni kırbaçlamamı ister misin?	Sitcom-1	1998
I was looking for something.	Bir şey arıyordum da.	Sitcom-1	1998
What's this? It's nothing.	Yüzüne ne oldu? Yok bir şey.	Sitcom-1	1998
But you're bleeding!	Fakat kanıyor!	Sitcom-1	1998
We need to disinfect it. Come on!	Yarayı hemen dezenfekte etmeliyiz. Benimle gel!	Sitcom-1	1998
I need affection.	Aşka ihtiyacım var.	Sitcom-1	1998
I've got something for you.	Sana bir sürprizim var.	Sitcom-1	1998
A Spanish specialty.	Bir İspanyol spesiyalitesi.	Sitcom-1	1998
Who's there? The neighbor boy.	Kim o? Komşu çocuk.	Sitcom-1	1998
Come in, Gregory.	Gelsene Gregory.	Sitcom-1	1998
Sorry, but he needs love.	Üzgünüm, ama aşka ihtiyacı vardı.	Sitcom-1	1998
You give him pain.	Sense ona sadece acı veriyorsun.	Sitcom-1	1998
Isn't Abdu enough?	Abdu sana yeterli gelmedi mi?	Sitcom-1	1998
I've got a game too.	Bende de bir oyun var.	Sitcom-1	1998
Anonymous photos and letters, blackmail...	Anonim fotoğraf ve mektuplar, şantaj...	Sitcom-1	1998
Just a game.	Sadece bir oyun.	Sitcom-1	1998
Give us the photo.	Fotoğrafı bize ver.	Sitcom-1	1998
I forgot my keys. There they are.	Anahtarlarımı unutmuşum. İşte buradalar.	Sitcom-1	1998
What is it now, Maria? 0h, nothing.	Yine neler oluyor Maria? Oh, yok bir şey.	Sitcom-1	1998
You disgust me. I don't even feel like hitting you.	Beni iğrendiriyorsun. İçimden sana vurmak bile gelmiyor.	Sitcom-1	1998
I beg you, punish me!	Sana yalvarırım, cezalandır beni!	Sitcom-1	1998
You don't deserve it. Beat it.	Bunu haketmiyorsun. Defol git!	Sitcom-1	1998
You're repeating yourself.	Kendini tekrarlıyorsun.	Sitcom-1	1998
Want to try something else?	Başka bir şey denemek ister misin?	Sitcom-1	1998
Answer me. Let me think.	Bana cevap ver. Düşünüyorum.	Sitcom-1	1998
I could hurt you too. Go ahead if it turns you on!	Ben de senin canını yakabilirim. Eğer seni tahrik ediyorsa hiç durma!	Sitcom-1	1998
David, what's going on? I'm alright.	David, bir şey mi oldu? Ben iyiyim.	Sitcom-1	1998
What did she do to you now?	Sana yine ne yaptı?	Sitcom-1	1998
I said I'm alright.	Söyledim ya, ben iyiyim.	Sitcom-1	1998
There, there, what happened?	Ağlama hayatım, ne oldu?	Sitcom-1	1998
She doesn't love me. She doesn't love me anymore.	Beni sevmiyor. Beni artık sevmiyor.	Sitcom-1	1998
Yes, she does.	Yanılıyorsun, seviyor.	Sitcom-1	1998
But the accident's been hard on her. Try to understand.	Fakat kazadan kötü etkilendi. Anlamaya çalış.	Sitcom-1	1998
Don't touch me! It's your fault.	Dokunma bana! Hepsi senin yüzünden.	Sitcom-1	1998
Hey asshole, you said you needed affection!	Hey göt herif, aşka ihtiyacın olduğunu söylemiştin!	Sitcom-1	1998
Please Maria, can't you see David is upset?	Lütfen Maria, David'in üzgün olduğunu görmüyor musun?	Sitcom-1	1998
So? I may be the maid but I won't take this abuse.	Ne olmuş yani? Hizmetçiniz olabilirim ama bu kadar aşağılanmayı da kaldıramam.	Sitcom-1	1998
It doesn't matter. I better go.	Sorun değil. Gitsem iyi olacak.	Sitcom-1	1998
You sure you're alright?	İyi olduğuna emin misin?	Sitcom-1	1998
You won't do anything foolish?	Aptalca bir şey yapmayacaksın, değil mi?	Sitcom-1	1998
Go home, then.	Evine git öyleyse.	Sitcom-1	1998
Tell me, Maria, was he injured or was I hallucinating?	Söylesene Maria, yaralı mıydı yoksa yanlış mı gördüm?	Sitcom-1	1998
0h, it was just a scratch.	Oh, bana sadece bir çizik gibi geldi.	Sitcom-1	1998
Do you think that Sophie... It's possible.	Sence bunu Sophie... Mümkündür.	Sitcom-1	1998
Stay, Gregory. No, you're a bunch of cheaters!	Dur, bekle Gregory. Olmaz, beni aldatıyorsunuz!	Sitcom-1	1998
Who is it? Me, Sophie.	Kim o? Benim, Sophie.	Sitcom-1	1998
No, we've got too many already.	Olmaz, zaten çok kalabalığız.	Sitcom-1	1998
C'mon. I need to try new things.	Ne olur. Yeni şeyler tecrübe etmem lazım.	Sitcom-1	1998
I'll ask the others.	Diğerlerine bir sorayım.	Sitcom-1	1998
Hi Abdu, how are you?	Merhaba Abdu, nasılsın?	Sitcom-1	1998
Fine. Is Maria here?	İyiyim. Maria burada mı?	Sitcom-1	1998
She just left for her class...	Daha yeni çıktı. Şey dersine gidecekmiş...	Sitcom-1	1998
African Dance? That's it.	Afrika Dansı? Hah, evet.	Sitcom-1	1998
0h well. I'll be going then.	Anladım. Yola koyulayım o halde.	Sitcom-1	1998
0K, bye bye. Bye.	Peki, güle güle. Hoşçakalın.	Sitcom-1	1998
Do you have time for tea?	Çay için zamanın var mı?	Sitcom-1	1998
You know, in Nicolas' case, I'm not sure sports are enough.	Nicolas'ın durumunu biliyorsun, Spor onun için yeterli olacak mı emin değilim.	Sitcom-1	1998
It's just a start, we should delve deeper.	Bu sadece bir başlangıç, zamanla daha derine inmeliyiz.	Sitcom-1	1998
But even so, this change is so sudden.	Fakat yine de, bu kadar değişim çok ani oldu.	Sitcom-1	1998
You still have that creature?	Bu yaratık hala sizde mi?	Sitcom-1	1998
Don't remind me!	Sakın hatırlatma!	Sitcom-1	1998
My husband's crazy about it. We can't get rid of it.	Kocam onun için çıldırıyor. Evden atamıyoruz.	Sitcom-1	1998
Still no name?	Hala ismi yok mu?	Sitcom-1	1998
How can you name a rat?	Bir sıçana nasıl isim verebilirsin ki?	Sitcom-1	1998
Excuse me, Abdu.	İzninle Abdu.	Sitcom-1	1998
Ah, Fran�oise, feeling better?	Ah, Françoise, daha iyisin ya?	Sitcom-1	1998
No, I haven't spoken to Sophie yet.	Hayır, henüz Sophie ile konuşmadım.	Sitcom-1	1998
She's so hard to talk to anymore.	Artık onunla konuşmak o kadar zor ki.	Sitcom-1	1998
Hello. Just a minute.	Merhaba hanımefendi. Bir dakika.	Sitcom-1	1998
Are you a friend of Nicolas'? Yeah.	Sen Nicolas'ın arkadaşı mısın? Evet.	Sitcom-1	1998
Where's the kitchen, please?	Mutfak nerede acaba?	Sitcom-1	1998
Down the hall, to the left.	Merdivenin yanından giderken solda.	Sitcom-1	1998
Sorry Fran�oise,	Kusura bakma Françoise,	Sitcom-1	1998
it was one of Nicolas' friends. He seems charming.	Nicolas'ın arkadaşlarından biriydi. Etkileyici görünüyor.	Sitcom-1	1998
I don't know. There are a few of them.	Bilmiyorum. Birkaç tane var aslında.	Sitcom-1	1998
No, Nicolas is doing better.	Hayır, Nicolas daha iyi.	Sitcom-1	1998