Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 149367
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
But as soon as they hit me for a fall guy, they showed up, guns blazing | Sen Goldie olamazsın. Goldie öldü. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
So go ahead doll... shoot me now. Or get the hell out my way | Diyeceğim, devam et... | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
And I don't hurt girls | Ben kızlara zarar vermem. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
But it was Cardinal Roark who was behind him and I don't know why | Goldie'yi öldüren, Kevin isimli bir çiftçi çocuğu idi. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Goldie worked the Clergy | Ben bağırmadıkça sertleşemiyorsun. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
So I'm in this one to the end | Ne oluyor? O halatları ben bağlamıştım. Bu benim uzmanlığımdır. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Gloves | Yanında olmama izin ver. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
We're close enough. Pull over | Ben etraftayken Goldie hakkında o şekilde konuşman iyi bir fikir değil. 8 uzun yıl pislik. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Heading downstairs to the kitchen. Getting himself a midnight snack | Yumuşak bir şey. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
and Kevin's guts are lying all over the place | Hartigan senin hakkında haklıymış. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
He never screams | Kalbimi yavaşlatmaya ve ciğerlerimdeki ateşi nefes alarak söndürmeye çalıştım. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
So going after Roark means dying, win, or lose? | Sana borçluyum ve borcumu ödeyeceğim. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Don't scream of I'll plug you | 8 yıl boyunca hepsi bağırdı. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
He had the voice... of an angel | Bir sene önce çocuğun teki bunu hırpaladı ama ben de ona iyi bir ders verdim. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
But the eating. It filled him with white light | Park etmiş bir taksiyi çaldım ve dikkat çekmemek için... | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Will that give you satisfaction, my son? | Bağırma yoksa vururum. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
seeing you like this | Seni birden bire böyle görünce. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Everything we've shared. It has to mean something to you | Bütün o paylaştıklarımızın sana bir şeyler ifade etmesi lazım. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
And he's got 4 friends out there in the hall, breathing had and just as drunk as he is | Koridorda en az onun kadar sarhoş dört tane de arkadaşı var. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I could kick this damn door to splinters | Beni sinirlendiriyorsun bebeğim. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You brought your whole pack with you? | Sürünü beraberinde mi getirdin. İçimdeki kötülüğü ortaya çıkardın. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
He's Superman. He flew out the window just as soon as he heard you were coming | O kim? Süpermen. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
There you go, lying about me again, right in front of my friends | İşte bak. Yine benim hakkımda yalan konuşuyorsun. Arkadaşlarımın önünde. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You're making a big mistake, man. A big mistake | Büyük bira hata yapıyorsun. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
The cop shuts off his siren | Artık önemi yok. O kadar hayatta kalmayacağım zaten. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Aww, sweetheart. I work the dayshift, and it's been a long day. Besides, I don't do group jobs | Ah tatlım. Ben gündüz vardiyası çalışıyorum. Ve yorucu bir gündü. Ayrıca gurup işi yapmıyorum. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Baby doll, I've had me 1 hell of a bad day | Konuşma işi de yapmam. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Are you having a good time? Humiliating me like this for no damn reason at all? | Beni nedensiz olarak bu şekilde küçük düşürerek iyi vakit geçiriyor musun? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
So how's the barmaid? You know, the one that never shuts up | Üzerimde bu polisi satın alabilecek kadar nakit para yok ama olsaydı bile... | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
That and your lousy taste in women | Senin bütün problemin bu Dwaight. Herşeyi çok takıyorsun. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I can't place it | Shellie'nin söylediği bir şey. Anlayamıyorum. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Oh, God, no | Bir de şu kadın seçmedeki kötü zevkin. En azından son zamanlarda. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
This is crazy | Lanet olsun Gail. Şimdi olmaz. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I got you... right where I want you | Onları buraya getiren polis arabasını unuttun mu? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
A goddamn hero cop | Gazeteler ona Demir Jack diyorlar. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
The cops stay out | Gerçek buydu. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
women's blood | Sokaklar kan gölüne dönecek. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
It'll be the bad old days, all over again | Yolları takibe alacaklardır. Seni yakalarlar. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
It's got you smoking there, bud | Sana sigara içirtiyor ha? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
It's got you hearing things. It's got your nerves shot | Sesler duyuyorsun, sinirlerin bozuluyor. Sana sigara içirtiyor. Şunun doğru olduğunu biliyorsun... | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
For all I know, he's an honest cop, regular guy | Dürüst bir polis, bu bölgenin devamlısı, | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
The tank goes dry a quarter mile from the pits | Çeyrek mil kala benzin bitti. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
There'll be arrests. There'll be deaths | Sus. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
But it is within your power to save many lives | Bittin. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
My man will find a way | Benim adamım bir yolunu bulacaktır. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Stay smart, stay cool | Sakin ol, akıllı ol. Arkadaşlarına bir işe yaradığını kanıtlamanın zamanı geldi. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Sometimes you can beat the odds with a careful choice of where to fight | Evet, evet. Bu işime yarar. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Dwight. Don't do this | Ev güvenliğini artırıyorsunuz öyle mi? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Now if you'll explain why we shouldn't blow both of you to pieces | Şimdi bana sizi neden öldürmememiz gerektiğini açılar mısın? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Every last one | Böylece kızının bir fahişe olduğunu öğrenirdi. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You'll always be mine. Always. And never | Bir tür not. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I don't... have to introduce myself, do I? | Kendimi tanıtmak zorunda değilim herhalde. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Pulling that trigger make you feel powerful? | Bu seni güçlü hissettirir. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You tell anybody the truth, and they're dead | Kaçış yok. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
They got it all backwards | Her şeyi yanlış anladılar. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
They'll kill you if you don't stay away | Uzak durmazsan seni öldürürler. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
For forever | Sana her hafta yazacağım, sonsuza kadar. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Start playing along with us, you just might get some of Tammy | Bizimle işbirliği yapmaya başla. Belki Tammy'nin tadına bakabilirsin. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Not in my book, you don't | Benim kitabımda bu olmaz. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
My sweet Cordelia | Eğer eşine gerçeği söyleyecek olursan, ölür. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
She was so careful. She never gave away where she lives or where she works | Çok dikkatliydi. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Prison's made you paranoid | Hapis seni paranoyak yapmış. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Like you said, Bob. "Water under the bridge" | Daha önce söylediğin gibi Bob... | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
maybe a bit too shy for her own good | Kendi iyiliği için biraz da utangaç. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
for all those years | Bütün bu yıllar boyunca. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
How the hell did they find her? | Onu nasıl buldular? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Maybe I should drive Not a chance | Daha önce söylediğin gibi Bob... | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Under the seat | Benden başka kimse bu külüstürü kullanamaz. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Kicks like a mule | Eşek gibi tepiyor. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Right. Stop the car. Confirm the kill | Ne? Arabayı durdur. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
We're out of time | Zamanımız yok. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You're just scared I'm not scared | Sadece korkmuşsun. Hayır korkmuyorum. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You're pathetic | Sen de bunun kendin hatan olduğunu düşünerek çıldıracaksın. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
It's over. Let her go | Artık bitti. Bırak onu. Hayal görüyorsun Hartigan. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I get to see your eyes while I fillet the woman of your dreams right in front of you | Hayal görüyorsun Hartigan. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
So long, Junior | Sessiz ve acımasız. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
By the time I get her to the car, Nancy stops shaking | Arabayı yaklaşık 2 km. kala bıraktım ve ormanın içinden ilerlemeye başladım. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You're not coming along? | Gitsen iyi olacak. Sen gelmiyor musun? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Roark's lost his goddamn legacy | Bunun yapabileceğimin en kötüsü olduğunu mu zannettin? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You want the head now, sweetheart? | Çenen nasıl? Daha kötü tokatlar da yemiştim. | Sin City-9 | 2005 | ![]() |
The big, fat kill. | Büyük, esaslı ölümler. | Sin City-9 | 2005 | ![]() |
with the pure, hateful, bloodthirsty joy of the slaughter, | ...nefretimsi keyiften dolayı gülümsüyor. | Sin City-9 | 2005 | ![]() |
The fire baby. | Ateş bebeğim... | Sin City-9 | 2005 | ![]() |
my warrior woman, my Valkyrie. | Benim savaşçı kadınım. | Sin City-9 | 2005 | ![]() |
If she hears what I'm gonna do, she'll probably slug me again. | Ne yapmak istediğimi duysa, muhtemelen beni yine yumruklayacaktır. | Sin City-9 | 2005 | ![]() |
All right, you son of a | Pekala seni orospu çocuğu... | Sin City-9 | 2005 | ![]() |
She's counting on you, old man. | Bir bira bile koymuşlar yanına. Nancy'de içtiğimden beri ilk. | Sin City-9 | 2005 | ![]() |
Are you as bored by that crowd as I am? | Sen de kalabalıktan benim kadar rahatsız mısın? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
It's not just your face, | Sadece yüzün değil... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
What is it you see in my eyes? | Gözlerimde neler görüyorsun? başka çaremiz yoktu. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The wind rises electric. | Rüzgar elektriği artırıyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
She's soft and warm and almost weightless. | O, yumuşak, sıcak ve neredeyse tüy kadar hafif. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I tell her that everything will be all right. | Ona, her şeyin düzeleceğini söyledim. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
It, and the 30 odd years of protecting and serving and tears | Koruma ve hizmet etmeyle, göz yaşıyla... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Let go of my coat, Bob. | Ceketimi bırak Bob. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You're draggin' me down with you. | Beni de kendinle birlikte aşağı çekiyorsun. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I'm your partner. They can kill me, too. | Ben senin ortağınım. Beni de öldürebilirler. Bunların hiçbiri akıllanmadılar mı ki hala seninle birlikteler? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Sure, Bob. We'll just wait. | Elbette Bob. Sadece bekleyeceğiz. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Real credit to the force, you are. | ...bir sürü kanlı cesede ihtiyacımız var. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Heck, Bob, | Evet Bob... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |