Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 149368
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You've been a very good girl, Nancy. | Bir ortaklığı sona erdirmek için müthiş bir yol. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
At least that's what I pray it is. | En azından öyle olmasını ummuştum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You would risk engender ating ill will on the part of our employers. | Dayanıklılığı son derece üstün seviyede. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
But it won't slow down. | Ama yavaşlamayacak. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Get over it. | Endişe etme Lucille. Sadece birkaç çizik. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Let's give them some time together. Give them some privacy. | Onları baş başa bırakalım. Biraz yalnız kalsınlar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
But you've got nothing to be scared of. | Fakat korkacak bir şey yok. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
That's all. Just a nice talk. Just you and me. | Hepsi bu. Hoş bir sohbet. Sadece sen ve ben. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
It's nothing. Barely a flesh wound. On your feet, old man. | Bir şey yok. Sadece bir yara. Ayağa kalk yaşlı adam. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Look at you. You can't even lift that cannon you're carrying. | Şu haline bak. Silahını bile taşıyamıyorsun. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Sure, I can. | Elbette ki taşıyabiliyorum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Cover your eyes, Nancy. I don't want you watching this. | Gözlerini kapat Nancy. Bunu görmeni istemiyorum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Don't make me kill you. Doin' fine, Bob. | Bir İrlandalıya asla intikam için sebep verme. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Don't listen to him. He's a crazy man. | Hiç daha iyi olmadım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You shoot your partner in the back... | Ortağını sırtından vurdun ve şimdi de... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Sit down or I'll blast you in half. | Sana da birşeyler ayarlayabilirdik ama bu şansı kaybettin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You'll never be able to stop me. | Beni asla durduramazsın. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The sirens are close now. | Ama ben ayaktaydım ve vücudumun her gramı birilerini öldürmek istiyordu. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Things go dark. I don't mind much. | Dwight öldü. Herşey kötüleşiyor. Artık umursamıyorum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
An old man dies, | Yaşlı adam ölür ve... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The night is hot as hell. | Gece cehennem gibi sıcaktı. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I want you. | Önemli değil. O kurtulacak. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The perfect woman. | Tatlı Cordelia'm. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Three hours later and my head is feeling several sizes too big. | Üç saat sonra kafamı olduğundan daha büyük hissediyordum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
She was murdered and I was right here when it happened. | O öldürüldü ve o sırada ben de buradaydım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Lying next to her, stone drunk, just like she was. | bazen de bir sürü insanı öldürmek anlamına gelir. Tam yanında yatıyordum, körkütük sarhoştum, tıpkı onun gibi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The cops they're telling me too much, | Polislerin, sadece benim ve katilin... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
showing up before anybody but me and the killer | Tamam senin olsun. Aman Tanrım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
No reason at all to play it quiet. | Kimsin sen Goldie? Birilerinin öldürmek isteyeceği kadar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
No reason to play it any way but my way. | Başkalarının kurallarıyla oynamak için de hiçbir neden yok. Acaba iyi miydi? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And when I find out who did it, | Ama her perşembe yeni bir mektup geliyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And when his eyes go dead, the hell I send him to | Öldüğü zaman, onu gönderdiğim cehennem... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
will seem like heaven after what I've done to him. | ...ona yaptıklarımdan sonra ona cennet gibi gelecek. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Now, don't worry, Lucille. I was just grazed. | Öldüğü zaman, onu gönderdiğim cehennem... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Go ahead. You're worse without 'em. | Devam et. Onlarsız daha kötüsün. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
She's a dyke, but God knows why. | Ama sokak karanlık ve çok dar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Haven't seen you like this in a while. | Seni uzun zamandır böyle görmemiştim. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Not that I know of. But they know they've been in a fight, that's for damn sure. | Bildiğim kadarıyla hayır. Ama kavgada olduklarını kesinlikle biliyorlar. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Or some creep with a gas can trying to torch someone. | ...delinin tekinin benzinle kendini yakmaya çalışması değildi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Settle down, Marv. Take another pill. Hey, there ain't no settlin' down! | Sakin ol Marv. Bir hap daha al. Hey, bunlar sakinleştirmiyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
They're back. There's no choices left. | Geri döndüler. Başka seçenek kalmadı. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And I'm ready for war. | Artık seçenek kalmadı...Ve ben savaşa hazırım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Prison was hell for you, Marv. It's gonna be life this time. | Hapishane senin için cehennemdi Marv. Bu seferki ömür boyu olabilir. Dwight, Ne yaptın? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
It took somebody who was kind to me getting killed to do it. | Ne oldu? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Plenty of nights I've drooled over Nancy, | Bir çok gece ben de bu serserilerle birlikte... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
shoulder to shoulder with all the other losers like me. | Old Town'ın kızlarıyla aşık atmanın ona nelere patladığını görebilsin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
A shot and a brew, Shellie, and keep 'em comin'. | Bir viski ve bira Shellie, devamı da gelsin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Sure, honey. You take it slow, now. | Elbette tatlım. Yavaş ol. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
He'd be right at home on some ancient battlefield, | Birilerinin suratına balta sallayıp... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
They'd have tossed him girls like Nancy back then. | O zamanlar Nancy gibi kızlardan bir sürü vardı. Daha yeni ısınıyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The guy who did that, he knew what he was doing. | Açıklayacak zaman yok. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
So tell me, man. Who sent you? | Söyle bakalım. Seni kim gönderdi? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Then the damnedest thing happens. | Sonra olabilecek en kötü şey oldu. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
For a second, I smell the angel smell that belonged to my Goldie. | Bir saniyeliğine, Goldie'me ait olan melek kokusunu duydum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You're gonna pay for what you did to me. | Bana yaptığın şeyin hesabını ödeyeceksin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
How many got paid off for the frame, Louie? Huh? | Konuşmak ister misin Louie? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
How many for the kill? | Connely yaptı. Bana tuzak kurdu. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
He'll never talk. | O asla konuşmaz. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Connelly talks. They all talk. | Connelly konuşur. Hepsi konuşur. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
that knows more than me, and I go and I ask them. | ...bilen birilerini ararım ve gidip onlara sorarım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Tortured 'em first. | Önce işkence yaptım. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
But it was Connelly, the money man, who fingered you, Padre. | Fakat beni sana gönderen ispiyoncu Connelly'ydi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Dear Lord, man, this is a house of God. | Tanrı aşkına, burası Tanrı'nın evi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
There's a farm at North Cross and Lennox. | North Cross ve Lennox'da bir çiftlik var. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Worth killing for. | ...öldürmeye de. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
When you got a condition, it's bad to forget your medicine. | Eğer sağlıklı değilsen, ilacını almayı unutmak iyi değildir. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
People have died here... | Burada insanlar ölmüş. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I don't want to fight, pooch. | Kavga etmek istemiyorum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Easy, boy. | Yavaş ol evlat. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
It's impossible. Nobody can sneak up on me. | Bu imkansız. Kimse bana bu kadar sessiz yaklaşamaz. Seninle tekrar görüştüğümde, büyüdüğümü ve güçlendiğimi gösterecektim. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You killed Goldie. | Onu sen öldürdün. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
He keeps the heads. He eats the rest. | Kafaları saklıyor. Kalanını yiyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
The wolf just gets scraps. | Bittin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
He eats people. | Seni piç. Görüşüm kayboldu. Tek bir ses yok. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Just like they were steaks. | Tıpkı pirzola gibi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Now he's got both of us. | Yanlızsın. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
It's all right. Take a nice, slow breath. | Tek başınasın. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
He made me watch him suck the meat off my fingers. | Neden işimi bitirmedi? Bana, etlerimi, parmaklarımdan söküşünü izletti. Parmaklarımdaki etleri emdi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
He made me watch! | Bana izletti. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
You've brought us some big trouble this time, Marv. | Bu sefer başımızı büyük bir belaya soktun Marv. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Whoever it is, he knew I was checking out that hooker almost before I did. | Bunların arkasında kim varsa her şeyi bizden önce biliyordu. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I didn't know she was a hooker. | Onun bir fahişe olduğunu bilmiyordum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Quiet. There's a car coming. | Oldukça. Bir araba geliyor. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Kevin! | Kevin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I'll see you later, Kevin. | Sonra görüşürüz Kevin. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Along the way, he happened to become the most powerful man in the state. | Bu sayede ülkedeki en güçlü insan oluverdi. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
He even made his rotten brother a US senator without breaking a sweat. | Beni dinleyin. Ben onun tahliye memuruyum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
I've got a condition. | Sağlık durumum iyi değil. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And with Lucille dead, I can't get my medicine. | Lucille'nin ölümüyle, ilaçlarımı alamaz hale geldim. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
What if I've finally turned into what they've always said I was gonna turn into? | Ya hep dönüşeceğimi söyledikleri şeye dönüştüysem? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
A maniac. | Böyle bir akşamda herkes birilerini arar yabancı. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
friends, maybe even family. | Arkadaşları, hatta ailesi olmalı. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Goldie. Yeah, sure, right. | Goldie. Evet, elbette. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Hit him again, Wendy. Harder. | Ona tekrar vur Wendy. Daha sert. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Just take a look at this mug. | Şu surata bir bak. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And I'll bet those cops didn't do a damn thing about those other girls, did they? | Bahse girerim ki polisler diğer kızlar için de hiçbir şey yapmadılar, değil mi? | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
But they didn't get me, and I've been killing my way to the truth ever since. | Ama beni yakalayamadılar ve o zamandan beri hedefe doğru öldürerek ilerliyorum. O zamandan beri öldürerek gerçeğe doğru ilerliyorum. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
So, go ahead, doll. | Devam et bebek. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
Nuts. | Benden başka kimse bu külüstürü kullanamaz. | Sin City-10 | 2005 | ![]() |
And I probably would have had to paste you one, | Ve sana bir tane yapıştırabilirdim ama... | Sin City-10 | 2005 | ![]() |