Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 149366
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
She left not a clue. | Hiç ipucu bırakmıyordu. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Clever girl. And so pretty, so pretty. | Zeki kız. Çok güzel. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
A little old for my taste, but I can forgive that just this once. | Benim için biraz yaşlı ama bu seferliğine bunu unutabilirim. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Nancy, don't scream. | Nancy, sakın çığlık atma. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Whatever he does to you, don't scream. | Sana ne yaparsa yapsın bağırma. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
She'll scream. I'm gonna take all night doing dear old Nancy. | Bağıracak. Bütün gece onunla uğraşacağım... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
And you're gonna die knowing that it's all your fault. | ...ve sen de bunun senin hatan olduğunu bilerek öleceksin. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
They've all screamed, Hartigan. | Hepsi bağırdılar Hartigan. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Dozens of them maybe a hundred. | Düzinelercesi. Belki yüz tane. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Eight years' worth. Every one of them has screamed. | 8 yıl boyunca hepsi bağırdı. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
And if there weren't so many people hereabout, | Eğer insanların duymasını da istersem... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
I would show you how I'm gonna make dear old Nancy scream. | ...sana onu nasıl bağırtacağımı gösteririm. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
It's gonna be one hell of a show! | Çok harika bir parti olacak. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
This is it. No way to fight it now. | Buraya kadar. Çabalamanın bir faydası yok. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
No hope left. | Umut kalmadı... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
No chance. | Şans yok... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
This is it. This is the end. | Buraya kadar... Bu son... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Give it a shot. Old man. Keep your neck tight. Move. | Bir dene moruk. Boğazını sıkı tut. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
The window maybe there's an alarm. The window. | Sallan, pencereye doğru. Belki bir alarm vardır. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Stay conscious. | Bayılma... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
No alarm. | Alarm yok. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
The glass! Cut the rope. | Cam parçası. İpi kes. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
You can do it. You can do it. | Yapabilirsin. Yapabilirsin. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
It is inclement upon me | Bu fırtınalı havada,... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
to comment with marked displeasure on your rash impulsiveness | ...böylesine dikkat çeken ve pratik olmayan bir araba çalmandaki aptalca tutkun... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
in selecting such an eye catching and impractical car to heist, Mr. Shlubb. | ...hakkında yorum yapmak benim için şart haline geldi, Bay Shlubb. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Protest though you might, Mr. Klump, | Sizi protesto ediyorum, Bay Klump. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
you must nonetheless admit the phallic magistry of said Ferrari's performance. | Yine de itiraf etmeliyim ki, Ferrari'nin performansı ve tutuşu bambaşka. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
An engine of Cyclopean power throbs beneath this steel stallion's hood. | Ve motor gücü o kadar iyi ki, arabanın kabutunu damızlık at gibi itiyor. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Irrelevant to said mission is the following query, which I now put forth to you. | Konudan ayrı olarak belirtmek istediğim... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Wherein this most streamlined and trunkless of transports | ...yakın zamanda ölmüş olan kargomuzu... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
boner inspiring though it may be | ...bu bagajsız sayılan arabanın... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
wherein are we to reposit our recently deceased cargo? | ...neresine koyacağımızdır. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
A worthy concern. | Saygıdeğer bir mesele. | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
Neatly elucidated. | Bu durum karşısında sadece... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
I can only express puzzlement that borders on alarm. | ...şaşkınlığımı ifade edebilirim. Bu konuda işimiz var... | Sin City-5 | 2005 | ![]() |
(Nancy whimpers) | Seni bilmem ama ben çok eğleniyorum. | Sin City-6 | 2005 | ![]() |
(Hartigan) Lucille. She wouldn't give up on me back before the trial. | Lucille. Bana duruşmadan önce asla destek çıkmayacaktır. | Sin City-6 | 2005 | ![]() |
This is it. No way to fight it now. | Buraya kadar. Çabalamanın bir faydası yok. | Sin City-6 | 2005 | ![]() |
This is it. This is the end. | Buraya kadar... Bu son... | Sin City-6 | 2005 | ![]() |
Give it a shot. Old man. Keep your neck tight. Move. | Bir dene moruk. Boğazını sıkı tut. | Sin City-6 | 2005 | ![]() |
The window maybe there's an alarm. The window. | Sallan, pencereye doğru. Belki bir alarm vardır. | Sin City-6 | 2005 | ![]() |
You can do it. You can do it. | Yapabilirsin. Yapabilirsin. | Sin City-6 | 2005 | ![]() |
(Klump) It is inclement upon me | Bu fırtınalı havada,... | Sin City-6 | 2005 | ![]() |
She shivers in the wind like the last leaf on a dying tree | Bütün suçları üzerime attılar, sadece öldürdüklerimi değil... | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
All the things I see in your eyes | Gözlerin. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
The silencer makes a whisper of the gunshot | Böylece kızının bir fahişe olduğunu öğrenirdi. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
blood and terror, triumph that represents | ...kanla, terörle ve zaferle geçen 30 yıl. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You're going to get us both killed | Sonra Goldie'nin ölmüş olduğunu anlıyorum. Üzerinde herhangi bir iz yok. Buraya ne yapışmış böyle? Lanet olsun Hartigan. Bunu yapmana izin vermeyeceğim. Öldürteceksin kendini. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
They can kill me too. I ain't putting up with that | Ben senin ortağınım. Beni de öldürebilirler. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You ain't saving anyone | 60'a yaklaştın. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Don't be scared | Bu pis farelerin hepsini öldürmeliyiz. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You would risk engendering an ill will on the part of our employers | Yapabileceğinizin en iyisi bu mu sizi hanım evlatları. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
2 any job there is thugs with dellusions of eloquance | ...anlık bir düşüş. Otomobil zevkinde çok küçük bir tat... Sustum. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
mentioned consequences of which I so recently made mention | ...Amerika başkanı olan ilk Roark olabilirdi ama... | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Just take the pill he gave you | Doktor böyle olacağını söylemişti. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
No need to play it quiet. Not anymore | Sessiz olmanın bir gereği yok. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Breath steady old man. Prove you're not completely useless | Devamlı nefes al moruk. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You can't touch me, you piece of shit cop | Bir şey yok... doğru dürüst bir yara bile değil. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Never better | Hiç daha iyi olmadım. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
By time, just a few more minutes. Just until backup gets here | Onu konuştur. Zaman kazan. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Skinny little Nancy | Küçük cılız Nancy. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Run home, Nancy. Run for your life | Ne yapacağız? Onları durdur Dallas. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I finally sit down, just like you told me to | ...sonra da küçük bir kızı korkutmaya çalışıyorsun. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
An old man dies. Little girl lives | Güvende olacak. Yaşlı adam ölür. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
The goddess | Tanrıça. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Goldie | Goldie. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
She says her name is Goldie | Bana isminin Goldie olduğunu söyledi. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Lying next to her | O öldürülmüştü ve bu olurken ben de tam buradaydım. Tam yanı başında. Tıpkı onun gibi küfeliktim. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
No reason at all to play it quiet | Sessiz olmak için hiç bir sebep yok. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I don't know why you died, Goldie | Neden öldüğünü bilmiyorum Goldie. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
It'll be loud and nasty. My kind of kill | Seninki gibi ani ve sessiz bir ölüm olmayacak. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
And when his eyes go dead, the Hell I send him to will seem like Heaven after what I've done to him | Sesli ve acı olacak. Benim tarzım. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
No way I'm giving you any alcohol | Bira var mı? Sana alkol vermeyeceğim. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Besides, it's not what you came here for anyway, is it | Benden alkol bekleme. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
and I'm going to give him the hard good bye | Ve ona son elvedayı sunacağım. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
shoulder to shoulder with all the other losers like me | ...en büyük en korkunç aygırı aramaya başladın ve beni buldun. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Or in a Roman arena taking a sword to other Gladiators like him | Bir çok gece benim gibi serserilerle beraber Nancy'i ağzımın suları aka aka seyretmişimdir. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I love hitmen. No matter what you do to them, you don't feel bad | Tetikçilere bayılırım. Onlara ne yaparsan yap kendini kötü hissetmiyorsun. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Thanks again | Bütün kurşunları üstüne boşaltabilirim. Ve tutuklanmam | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
That way, for instance, in fact, I killed 3 men tonight | ...bazen biraz sert sorarım. Mesela bu akşam üç adam öldürdüm. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Amen | Cehenneme gitmeye de. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
That wasn't Goldie back there. Goldie's dead | Oradaki Goldie değildi. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
So I sniff around to see what's burried | Neden sana bunca yıl mektup yazdım sanıyorsun? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I go blind. Not a sound. Nobody's that quiet | Sadece korkuyorsun. Korkmuyorum. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Nobody except the one who snuck in that hotel room 2 nights ago | İnsanlar öldü buralarda. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I blew it, Goldie. I found your killer, but he was better than me | Beceremedim Goldie. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Too quiet. Too quick. A killer born | Çok sessiz, çok hızlı. Öldürmek için doğmuştu. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
He eats... people | Ayrıca anladığım kadarıyla birilerini vurman gerekebilir. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Heads on the wall. The heads on the... | Goldie'yi sen öldürdün. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Whoever's behind this little thing, has his connections right in the department | Aynı zamanda artıklarını da yiyor. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
But I didn't know that | Ama bunu bilmiyordum. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Wait. There's a car coming | Sana oldukça iyi vakit geçirtmiş olmalı. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
No, don't shoot. Please, listen to me. I'm his parole officer | Onun bir fahişe olduğunu bilmiyordum. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Patrick Henry Roark. Man of the cloth | Hatta kendi paramı ortaya koyup daha fazla ameliyat olmanı sağlayacağım. Sana o mektupları neden yazdım zannediyorsun. Bu taraftan geliyorlar. Bu taraftan geliyorlar. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
I'm getting used to the idea. More and more, I'm liking the sound of it | Düşük bir ihtimal. Ama belki orada arkadaşları vardır. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
What if I've imagined all of this | Nancy'ye olmuş olabilcek herhangi bir ipucunu bulabileceğim yer burasıdır. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
You can't be Goldie. Goldie's dead | ...çiftlik. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
Goldie and the other 6. Where are they? What did you do to them? | Kriz geldiğinde daha yarı yolda bile değildim. | Sin City-8 | 2005 | ![]() |
And I'll bet those cops didn't do a damn thing about those other girls tonight | Eminim o polisler diğer kızlar için de bir şey yapmadılar değil mi? | Sin City-8 | 2005 | ![]() |