Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 148583
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Altered S 11's neural implants, disrupting serotonin levels. | S 11'in sinir implantlarıyla oynayıp serotonin seviyelerini bozmuş. Değişmiş S 11's nöral implantlar, serotonin düzeyini bozan. Değişmiş S 11's nöral implantlar, serotonin düzeyini bozan. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Making it more aggressive. | Onu daha saldırgan yapmış. daha agresif yapma. daha agresif yapma. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
That explains all the random attacks. | Bu tüm rastgele saldırıları açıklıyor. Tüm rasgele saldırılar açıklar. Tüm rasgele saldırılar açıklar. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You know what I gave up to be my dad's perfect little scientist? | Babamın küçük kusursuz bilimadamı olmak... Eğer ben vazgeçtim ne olduğunu biliyorum babam mükemmel küçük bilim adamı olmak için? Eğer ben vazgeçtim ne olduğunu biliyorum babam mükemmel küçük bilim adamı olmak için? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Now he goes and does this behind my back. | O da arkamdan bunu yapıyor. Şimdi o gidiyor ve sırtıma bunun arkasındaki yok. Şimdi o gidiyor ve sırtıma bunun arkasındaki yok. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Look, I'm sorry, Nicole. | Üzgünüm Nicole. Ben, Nicole üzgünüm, bak. Ben, Nicole üzgünüm, bak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
What can I say? He's my dad. I love him. | Ne diyebilirim ki? O benim babam. Onu seviyorum. Ne diyebilirim ki? O babam. Onu seviyorum. Ne diyebilirim ki? O babam. Onu seviyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(sonar pinging) Santos: Flynn. | Flynn. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It's the tracking device on my computer. S 11's near. | Bilgisayarımdaki takip cihazı. S 11 yakında. İzleme cihazın benim bilgisayar. S 11's yakın. İzleme cihazın benim bilgisayar. S 11's yakın. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Do you mind telling us the plan? | Bize plandan bahseder misin? Bize plan söylüyorum sakıncası var mı? Bize plan söylüyorum sakıncası var mı? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
We've been one step behind that freak all day. | Bütün gün o ucubenin bir adım gerisindeydik. Biz bir adım oldum o ucube bütün gün arkasında. Biz bir adım oldum o ucube bütün gün arkasında. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Time to cut it off. | Artık öne geçme zamanı. Zaman kesmek. Zaman kesmek. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You aren't gonna believe this. | Buna inanmayacaksın. Bu inanmayacaksın vardır. Bu inanmayacaksın vardır. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You're finally ready to admit you're attracted to me? | Nihayet benden hoşlandığını kabul mu edeceksin? Sonunda hazır Bana çekici konum itiraf etmek? Sonunda hazır Bana çekici konum itiraf etmek? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Thank God. The sexual tension was unbearable. | Çok şükür. Cinsel gerilim dayanılmazdı. Şükürler olsun. Cinsel gerginlik dayanılmazdı. Şükürler olsun. Cinsel gerginlik dayanılmazdı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Ew! Gross. God. | İğrençsin. Tanrım. Ew! Brüt. Tanrı. Ew! Brüt. Tanrı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You? All right, easy. | Sen mi? Tamam, sakin ol. Sen? Kolay Pekala. Sen? Kolay Pekala. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
A simple no would've sufficed. The captain has feelings, you know? | Basit bir "hayır" yeterdi. Kaptanın da hisleri var. A no olurdu basit yetti. Kaptan duygular vardır, biliyor musun? A no olurdu basit yetti. Kaptan duygular vardır, biliyor musun? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
All right, Jack, there has been another sighting of this creature. | Pekala Jack, yaratık bir yerde daha görüldü. Tamam, Jack, orada oldu Bu yaratık başka bir nişan. Tamam, Jack, orada oldu Bu yaratık başka bir nişan. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And now supposedly CNE is running footage of it. | CNE şu an görüntülerini yayınlıyor. Ve şimdi sözde CNE bunun görüntüleri çalışıyor. Ve şimdi sözde CNE bunun görüntüleri çalışıyor. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Really? Wow. | Gerçekten mi? Vay canına. Gerçekten? Wow. Gerçekten? Wow. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
How gullible do you think I am? Look, this isn't a joke, I swear. | Beni ahmak mı sanıyorsun? Bu bir şaka değil, yemin ederim. Nasıl saf sen beni ne sanıyorsun? Bu bir şaka değil, Bak, yemin ederim. Nasıl saf sen beni ne sanıyorsun? Bu bir şaka değil, Bak, yemin ederim. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Just, please, warn the audience. | Lütfen dinleyenleri uyar. Sadece seyirci uyarmak, lütfen. Sadece seyirci uyarmak, lütfen. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Okay, I'll warn them. (music turns off) | Tamam, onları uyaracağım. Tamam, ben onları uyarmak gerekir. Tamam, ben onları uyarmak gerekir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Attention all hands. This is your captain speaking. | Tüm tayfanın dikkatine. Kaptanınız konuşuyor. tüm eller Dikkat. Bu sizin kaptanı konuşuyor. tüm eller Dikkat. Bu sizin kaptanı konuşuyor. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
We're getting more reports about this half shark, half octopus creature | Kıyılarda terör estiren yarı köpekbalığı yarı ahtapotla... Bu konuda daha fazla raporlar alıyoruz yarım köpekbalığı, yarım ahtapot yaratık Bu konuda daha fazla raporlar alıyoruz yarım köpekbalığı, yarım ahtapot yaratık | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
that's terrorizing the coast, but please do not panic. | ...ilgili yeni haberler alıyoruz, ama lütfen panik yapmayın. Bu, sahil terör's ama panik yapmayın lütfen. Bu, sahil terör's ama panik yapmayın lütfen. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
There is a way we can stop this thing. | Bunu durdurmanın bir yolu var. bir yolu var Bu şey durduramaz. bir yolu var Bu şey durduramaz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Virgin sacrifices. | Bakire kurban etmek. Bakire kurban. Bakire kurban. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yes, the Mexican Fish and Game Commission assures me | Evet, Meksika Balık ve Kumar Komisyonu'na göre... Evet, Meksika Balık ve Oyun Komisyonu söylüyor Evet, Meksika Balık ve Oyun Komisyonu söylüyor 717 00:55:03,246 > 00:55:05,510 tek yolu yatıştırmak için Bu canavar | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
the only way to appease this beast | ...bu canavarı tatmin etmenin tek yolu... tek yolu yatıştırmak için Bu canavar | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
is to offer it a beautiful virgin, | ...güzel bir bakire kurban etmek. , Güzel bir bakire sunmaktır , Güzel bir bakire sunmaktır | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
preferably 18 to 25 years old. | Tercihen 18 25 yaşları arasında. eski tercihen 18 25 yıl. eski tercihen 18 25 yıl. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I repeat... sharktopus wants our virgins. | Tekrarlıyorum, köpekbaltopot bakire kızlarımızı istiyor. Tekrar ediyorum ... sharktopus bizim bakireler istiyor. Tekrar ediyorum ... sharktopus bizim bakireler istiyor. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
So all prospective candidates, | O yüzden tüm müstakbel adaylar, tüm muhtemel adaylar, So tüm muhtemel adaylar, So | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
please email your photos, preferably nudes, | lütfen tercihen çıplak fotoğraflarınızı... , Fotoğraflarınızı e posta gönderin tercihen nudes, , Fotoğraflarınızı e posta gönderin tercihen nudes, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
to Captain Jack at pvpirateradio. Com. | ...kaptanjack@pvpirateradio.com'a atın. Kaptan Jack pvpirateradio de. Com. Kaptan Jack pvpirateradio de. Com. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I wish there was another way. I'm sorry. | Keşke başka yolu olsaydı. Üzgünüm. Başka bir yolu olsaydı. Üzgünüm. Başka bir yolu olsaydı. Üzgünüm. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
This is our only hope. Damn you, sharktopus! | Bu tek umudumuz. Kahrolası köpekbaltopot! Bu bizim tek umudumuz. Lanet olsun sana, sharktopus! Bu bizim tek umudumuz. Lanet olsun sana, sharktopus! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Oh, what? Don't look at me like that. | Ne? Bana öyle bakma. Oh, ne? Bana bakma öyle. Oh, ne? Bana bakma öyle. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
How can you live with yourself? | Kendinle nasıl yaşayabiliyorsun? Nasıl yaşayabiliriz kendinizi? Nasıl yaşayabiliriz kendinizi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You're not punking me on this thing? No. | Benimle dalga geçmiyor musun? Hayır. Bu şey beni punking değil mi? Hayır. Bu şey beni punking değil mi? Hayır. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Stephie, this has to be a hoax, okay? It's gotta be. | Stephie, bu sahte olmalı tamam mı? Öyle olmalı. Stephie, bu tamam, bir aldatmaca olmak zorunda? O Olman gereken's. Stephie, bu tamam, bir aldatmaca olmak zorunda? O Olman gereken's. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
There's no way a shark octopus fishy thingy really exists. | Gerçekten bir köpekbalığı ahtapot karışımının olması imkansız. yolu yoktur bir köpekbalığı ahtapot fishy thingy gerçekten var. yolu yoktur bir köpekbalığı ahtapot fishy thingy gerçekten var. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Well, I hope you're right. Trust me, okay? | Umarım haklısındır. Bana güven tamam mı? Evet, haklısın umuyoruz. İnan bana, tamam mı? Evet, haklısın umuyoruz. İnan bana, tamam mı? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
There is no such thing as a sharktopus. | Köpekbaltopot diye bir şey yok. yok böyle şey yoktur bir sharktopus olarak. yok böyle şey yoktur bir sharktopus olarak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(thuds) Gotta love these Mexican roads. | Meksika yollarına bayılıyorum. Gotta bu Meksikalı yolları seviyorum. Gotta bu Meksikalı yolları seviyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Please, just keep your eyes on the road. | Lütfen gözlerini yoldan ayırma. Lütfen sadece yolda gözlerinizi tutmak. Lütfen sadece yolda gözlerinizi tutmak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Shame on you if you kill us before sharktopus does. | Bizi köpekbaltopottan önce öldürürsen sana yazıklar olsun. size yazıklar olsun bize öldürürseniz sharktopus yok önce. size yazıklar olsun bize öldürürseniz sharktopus yok önce. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Honey, why don't we go back to the resort? | Tatlım, niye tatil köyüne dönmüyoruz? Bal, neden biz geri dönmek çare? Bal, neden biz geri dönmek çare? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Not until I hook a fish. | Balık tutana kadar olmaz. Ben balık tutma kadar. Ben balık tutma kadar. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You still worried about that shark we saw? | Gördüğümüz köpekbalığı yüzünden mi endişeleniyorsun? Eğer hala endişe Bu köpekbalığı gördük? Eğer hala endişe Bu köpekbalığı gördük? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It wasn't a shark. | Köpekbalığı değildi. Bir köpekbalığı değildi. Bir köpekbalığı değildi. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Look, babe, relax. It's a big ocean. | Rahatla bebeğim. Okyanus büyük bir yer. dinlenmek, bebeğim, bak. Bu büyük bir okyanus. dinlenmek, bebeğim, bak. Bu büyük bir okyanus. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
No matter what it was, | Her neyse onu tekrar görmeyeceğiz. öyleydi ne olursa olsun, öyleydi ne olursa olsun, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
we're not gonna see it again. | biz tekrar görmek etmeyeceğiz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
What are we doing here? | Burada ne işimiz var? Biz burada ne yapıyoruz? Biz burada ne yapıyoruz? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
We're two miles off the last signal. Check your map. | Son sinyale 3 kilometre mesafedeyiz. Haritana bak. Biz son sinyal kapalı iki mil konum. Harita kontrol edin. Biz son sinyal kapalı iki mil konum. Harita kontrol edin. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You'll notice the distance between S 11's attacks are nearly equal. | S 11'in saldırıları arasındaki mesafeler neredeyse eşit. Eğer mesafe arasındaki fark edeceksiniz S 11 saldırılarından hemen hemen eşittir. Eğer mesafe arasındaki fark edeceksiniz S 11 saldırılarından hemen hemen eşittir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
How did you figure this out? | Nasıl anladın? Bunu nasıl anladın? Bunu nasıl anladın? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Back at Los Arcos | Los Arcos'tayken emin değildim. Los Arcos Back de Los Arcos Back de | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I wasn't sure. | Ben emin değildi. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And now you are? | Şimdi emin misin? Ve şimdi sen? Ve şimdi sen? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Nope, but I'm sick and tired of chasing the freak around all day. | Hayır, ama bütün gün o ucubeyi kovalamaktan sıkıldım. Hayır, ama hasta ve takip yoruldum her gün ucube. Hayır, ama hasta ve takip yoruldum her gün ucube. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
So if I'm right, it'll come to us. | Eğer haklıysam bize gelecektir. Haklıyım Yani, eğer bize geleceksiniz. Haklıyım Yani, eğer bize geleceksiniz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You're in no condition for diving. | Dalacak durumda değilsin. Eğer dalış için hiçbir koşul içindeyiz. Eğer dalış için hiçbir koşul içindeyiz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Wasn't planning on it. | Dalmayı düşünmüyordum. üzerinde planlama değil miydi. üzerinde planlama değil miydi. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
We can lure S 11 to the surface without using the tranqs. | S 11'i sakinleştirici kullanmadan yüzeye çekebiliriz. Biz yüzeye S 11 cazibesi olabilir tranqs kullanmadan. Biz yüzeye S 11 cazibesi olabilir tranqs kullanmadan. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And how do we do that? | Nasıl yapacağız? Ve nasıl yapabilirim? Ve nasıl yapabilirim? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Ugh! What? | Ne? Ugh! Ne? Ugh! Ne? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You've never seen five gallons of fish guts before? | Daha önce hiç 20 litre balık bağırsağı görmedin mi? Beş galon görmedim balık cesaret önce? Beş galon görmedim balık cesaret önce? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(reel clicking) Whoa! | Vay! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Come here. | Buraya gel. Gel buraya. Gel buraya. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Good! Did you get a fish? | Harika! Balık mı tuttun? Iyi! Eğer bir balık aldın mı? Iyi! Eğer bir balık aldın mı? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(grunting) Come on! | Hadi! Haydi! Haydi! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Got you. | Kandırdım. Yakaladım. Yakaladım. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I can't believe you bought that. | Bunu yemene inanamıyorum. Bunu satın inanamıyorum. Bunu satın inanamıyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Estupido. Oh, estupido? How about now? | Salak. Salak demek? Ya şimdi? Estupido. Oh, estupido? Nasıl şimdi? Estupido. Oh, estupido? Nasıl şimdi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
How about now, honey? No. No. | Ya şimdi tatlım? Hayır. Hayır. Peki, şimdi bal? No No Peki, şimdi bal? No No | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
How about now, honey? Huh? Huh? How about now? | Ya şimdi tatlım? Ya şimdi? Peki şimdi, bal? Ha? Ha? Nasıl şimdi? Peki şimdi, bal? Ha? Ha? Nasıl şimdi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Kevin! Kevin, where are you? | Kevin! Neredesin Kevin? Kevin! Kevin, neredesin? Kevin! Kevin, neredesin? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Kevin, where are you? | Neredesin Kevin? Kevin, neredesin? Kevin, neredesin? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Kevin! Oh my God. | Kevin! Aman Tanrım. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Kevin! (S 11 growls) | Kevin! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Get us over there. | Bizi oraya götür. Orada bizi al. Orada bizi al. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
No, the chum's working. S 11's coming to us. | Hayır, yem işe yarıyor. S 11 bize geliyor. Hayır, chum çalışma. S 11 bize geliyor. Hayır, chum çalışma. S 11 bize geliyor. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Nicole: S 11 has gone off the grid. The software is glitching. | S 11 ortadan kayboldu. Yazılım hata veriyor. S 11 grid off gitti. Yazılım glitching olduğunu. S 11 grid off gitti. Yazılım glitching olduğunu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Damn, lost the signal. | Kahretsin, sinyali kaybettim. Kahretsin, sinyal kaybetti. Kahretsin, sinyal kaybetti. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
No. Santos! | Hayır. Santos! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Nicole: Santos! | Santos! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Santos! Help me! | Santos! Yardım et! Santos! Bana yardım et! Santos! Bana yardım et! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Flynn: I got you, buddy. Santos, hold on. Don't let go. | Tuttum seni. Dayan Santos. Bırakma. Ben, dostum var. Santos, devam et. gitmesine izin vermeyin. Ben, dostum var. Santos, devam et. gitmesine izin vermeyin. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(S 11 growls) Santos: Flynn! | Flynn! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Nicole: Hold on! | Dayan! Bekle! Bekle! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Santos: Flynn! Shoot it, Flynn! | Flynn! Vur onu Flynn! Flynn! Ateş bu, Flynn! Flynn! Ateş bu, Flynn! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Damn you, you freak. Shoot it with a dart. | Kahrolası ucube. Okla vur onu. Lanet olsun sana, sen ucube. Bir dart ile vurdum. Lanet olsun sana, sen ucube. Bir dart ile vurdum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Shoot it with a dart. I can't, it's jammed. Don't let go. | Okla vur onu. Yapamıyorum, sıkışmış. Bırakma. Bir dart ile vurdum. Ben, o sıkışmış's olamaz. gitmesine izin vermeyin. Bir dart ile vurdum. Ben, o sıkışmış's olamaz. gitmesine izin vermeyin. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Don't let go. Don't let go. Don't let go. | Sakın bırakma. Sakın bırakma. gitmesine izin vermeyin. gitmesine izin vermeyin. gitmesine izin vermeyin. gitmesine izin vermeyin. gitmesine izin vermeyin. gitmesine izin vermeyin. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Don't let... (groaning) | Sakın... izin vermeyin ... izin vermeyin ... | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
No! Santos! | Hayır! Santos! | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |