Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 148579
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Look, call me Andy. | Bana Andy de. Andy ara beni, bak. Andy ara beni, bak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(sighs) All right. | Pekala. Tüm hakkı saklıdır. Tüm hakkı saklıdır. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Let's just get this over with so I can get back to work. | Şu işi hemen bitirelim de işime döneyim. Hadi birlikte halledelim's ben işe geri alabilirsiniz. Hadi birlikte halledelim's ben işe geri alabilirsiniz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Give me your best line. | Bana en iyi cümleni söyle. en iyi çizgi ver. en iyi çizgi ver. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Okay. Um, here. | Peki. İşte. Tamam. Burada Um,. Tamam. Burada Um,. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
What? Souvenir from Baghdad... | Ne? Bağdat'tan hatıra, Ne? Bağdat'tan Souvenir ... Ne? Bağdat'tan Souvenir ... | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
piece of shrapnel from an IED. | bubi tuzağından bir şarapnel parçası. şarapnel parçası Bir IED dan. şarapnel parçası Bir IED dan. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Went in back here, played ping pong with my insides. | Buradan girdi, iç organlarımla ping pong oynadı. geri buraya gitti, içimi ile pinpon oynadı. geri buraya gitti, içimi ile pinpon oynadı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
If it weren't for Santos over there, | Eğer Santos olmasaydı... o, orada Santos olmasaydı o, orada Santos olmasaydı | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I probably wouldn't have made it. | ...muhtemelen ölürdüm. Herhalde yaptım olmazdı. Herhalde yaptım olmazdı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
So I have him to blame. | Demek onu suçlayacağım. Bu yüzden onu suçlu var. Bu yüzden onu suçlu var. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Look, I remember you too, Nicole, all right? | Seni de hatırlıyorum Nicole, tamam mı? Ben de seni hatırlıyorum bak Nicole, tamam mı? Ben de seni hatırlıyorum bak Nicole, tamam mı? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You spent your whole life in that lab. | Tüm hayatını o laboratuarda geçirdin. Hayatın boyunca harcanan Bu laboratuarda. Hayatın boyunca harcanan Bu laboratuarda. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
First one there, last one to leave. | İlk sen girdin, en son sen çıktın. İlk orada bir, sonuncusu bırakmak. İlk orada bir, sonuncusu bırakmak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And I get it. That was me once. | Seni anlıyorum. Ben de öyleydim. Ve anladım. Bana bir zamanlar. Ve anladım. Bana bir zamanlar. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
All right? My whole life was work. | Tamam mı? Tüm hayatım işti. Tamam mı? Tüm hayatım iş oldu. Tamam mı? Tüm hayatım iş oldu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Thanks to this little guy, | Bu ufaklık sayesinde... bu küçük adam sayesinde, bu küçük adam sayesinde, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
it looked like there was no tomorrow. | ...yarın olmayacakmış gibi yaşamaya başladım. gibi görünüyordu yarın yoktu. gibi görünüyordu yarın yoktu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
So that's my line. | İşte cümlem bu. Böylece benim hat. Böylece benim hat. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
What do you think? | Ne düşünüyorsun? Siz ne düşünüyorsunuz? Siz ne düşünüyorsunuz? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Being first in the lab earned me a doctorate from MIT | Laboratuara ilk gelen olarak MIT'de doktora yaptım... laboratuvarda ilk beni aldı olmak MIT'den doktora laboratuvarda ilk beni aldı olmak MIT'den doktora | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
and made me one of the best biomechanical engineers in the country. | ...ve ülkenin en iyi biyomekanik mühendislerinden biri oldum. ve bana biri haline iyi Ülkede biyomekanik mühendisleri. ve bana biri haline iyi Ülkede biyomekanik mühendisleri. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I care about what I do, Mr. Flynn. | Yaptığım işi umursuyorum Bay Flynn. Ben, benim dert Bay Flynn. Ben, benim dert Bay Flynn. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
As for you, | Sana gelince, size gelince, size gelince, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
you're a mercenary. | sen bir paralı askersin. Eğer bir paralı konum. Eğer bir paralı konum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Says it all. | Bu her şeyi açıklıyor. hepsi diyor. hepsi diyor. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Hmm. Okay. | Peki. Hmm. Tamam Hmm. Tamam | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
As smooth as ever, huh? | Her zamanki gibi iyisin galiba? pürüzsüz her zamanki gibi ha gibi? pürüzsüz her zamanki gibi ha gibi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Oh, shut up. (laughs) | Kapa çeneni. Oh, kapa çeneni. Oh, kapa çeneni. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Okay, if that didn't get your booty shaking, | Eğer bu sizi heyecanlandırmadıysa... Tamam, eğer alamadım ganimetini, çalkalama Tamam, eğer alamadım ganimetini, çalkalama | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
have somebody check your pulse, 'cause you might be dead. | ...biri nabzınıza baksın, çünkü ölmüş olabilirsiniz. Birisi senin nabız kontrol var Çünkü sen ölmüş olabilir. Birisi senin nabız kontrol var Çünkü sen ölmüş olabilir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I'm Captain Jack and this is PV Pirate Radio, | Ben Kaptan Jack ve bu da PV Pirate Radio, Ben Kaptan Jack kulüpler ve bu PV Pirate Radio, bir Ben Kaptan Jack kulüpler ve bu PV Pirate Radio, bir | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
your spring break destination. Just in case they're listening, | bahar tatili varış noktanız. Eğer dinliyorlarsa... senin bahar sonu hedef. Sadece durumda onlar, dinleme konum senin bahar sonu hedef. Sadece durumda onlar, dinleme konum | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I wanted to give a special shout out to the FCC, | ...FCC'ye özel bir şey söylemek istiyorum, Ben vermek istedim FCC için özel bir not çıkışı, Ben vermek istedim FCC için özel bir not çıkışı, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
'cause those are the boys who kicked my ass out of America. | çünkü beni Amerika'dan şutlayan çocuklar onlar. Çünkü olanlardır erkek kim Amerika kıçımı dışarı attı. Çünkü olanlardır erkek kim Amerika kıçımı dışarı attı. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And, boys, you have doomed me | Ve çocuklar, beni muhteşem kumlu plajlar, süper seksi... Ve, çocuklar, beni mahkum var Ve, çocuklar, beni mahkum var | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
to a life filled with sandy beautiful beaches, | dolu bir yaşam için kumlu güzel plajları ile, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
smoking hot senoritas and ice cold pina coladas. | ...kızlar ve buz gibi piña coladalar olan bir hayata mahkum ettiniz. sıcak senoritas sigara ve buz pina coladas. sıcak senoritas sigara ve buz pina coladas. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You sure taught me a lesson. (both laugh) | Bana bir ders verdiğiniz kesin. Tabii ki sen bana bir ders öğretti. Tabii ki sen bana bir ders öğretti. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Folks, I may never leave here. | Millet, burayı asla terk etmeyebilirim. Dostlar, ben burada asla terk edebilir. Dostlar, ben burada asla terk edebilir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
God, I hate it here. | Tanrım, buradan nefret ediyorum. Tanrı, ben burada nefret ediyorum. Tanrı, ben burada nefret ediyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
You're kidding me, right? I mean, this place is amazing. | Şaka yapıyorsun değil mi? Burası müthiş bir yer. Sen sağ, ben şaka yapıyorsun? Ben bu yerde şaşırtıcı olduğu anlamına gelir. Sen sağ, ben şaka yapıyorsun? Ben bu yerde şaşırtıcı olduğu anlamına gelir. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, whatever. | Neyse ne. Evet, ne olursa olsun. Evet, ne olursa olsun. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
And what is it with all this... what do you call it? | Peki tüm bu şey ne... Ne diyorsunuz? Ve tüm bu nedir ... ne diyorsunuz? Ve tüm bu nedir ... ne diyorsunuz? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Sunshine? Yes. Sunshine. | Güneş ışığı mı? Evet. Güneş ışığı. Sunshine? Evet. Güneş. Sunshine? Evet. Güneş. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Enough with the freaking sun already. | Bu kadar güneş yeter. Yeterli ile zaten güneş heyecanlanıyorum. Yeterli ile zaten güneş heyecanlanıyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It's annoying. (phone chimes) | Sinir bozucu. O sinir bozucu. O sinir bozucu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
What do you got here? | Ne oldu? Burada ne var? Burada ne var? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Tell you in a sec. You are live in five. | Birazdan söyleyeceğim. Beş saniye sonra canlı yayındasın. Bir saniye içinde size söyle. Beş yaşamak vardır. Bir saniye içinde size söyle. Beş yaşamak vardır. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Four, three, two... | Dört, üç, iki... Dört, üç, iki ... Dört, üç, iki ... | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Hey, party people, it's Captain Jack | Selam parti insanları, ben Kaptan Jack... Hey, parti insanlar, o Kaptan Jack's Hey, parti insanlar, o Kaptan Jack's | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
and you are listening to PV Pirate Radio. | ...ve şu an PV Pirate Radio'yu dinliyorsunuz. ve dinlerken PV Korsan Radyosu. ve dinlerken PV Korsan Radyosu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
First mate Stephie has just handed me some breaking news. | İkinci kaptanım Stephanie bana bir son dakika haberi verdi. İlk arkadaşı Stephie sadece teslim edildiğini Bana biraz breaking news. İlk arkadaşı Stephie sadece teslim edildiğini Bana biraz breaking news. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Apparently a half shark, half octopus | Görünüşe göre Playa Del Sol'un 3 kilometre güneyindeki... Görünüşe göre bir buçuk köpekbalığı, yarım ahtapot Görünüşe göre bir buçuk köpekbalığı, yarım ahtapot | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
has been sighted off the coast | kıyıları görüşlü olmuştur | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
two miles south of Playa Del Sol. | iki mil güneyinde Playa Del Sol. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
According to sources, it is armed and dangerous. | Kaynaklara göre silahlı ve tehlikeli. , Kaynaklara göre silahlı ve tehlikeli. , Kaynaklara göre silahlı ve tehlikeli. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yes, it's half octopus, so it would be eight armed and dangerous, right? | Yarı ahtapot olduğuna göre sekiz kollu ve tehlikeli olmalı değil mi? Evet, bu yarım ahtapot, bu yüzden olacak sekiz silahlı ve tehlikeli değil mi? Evet, bu yarım ahtapot, bu yüzden olacak sekiz silahlı ve tehlikeli değil mi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Well, Stephanie apparently is hitting the tequila a little early today | Belli ki Stephanie bugün tekilaya biraz erken başlamış... Iyi, Stephanie görünüşte vuruyor tekila biraz erken bugün Iyi, Stephanie görünüşte vuruyor tekila biraz erken bugün | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
and she's not sharing with her captain. | ...ve kaptanıyla da paylaşmıyor. ve o paylaşımı değil Onun kaptan ile. ve o paylaşımı değil Onun kaptan ile. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(clicks) I always share with you. | Her zaman paylaşırım. Hep seninle paylaşmak. Hep seninle paylaşmak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. So what is this, Stephie? | Evet. Peki ne bu Stephie? Evet. Böylece, Stephie nedir? Evet. Böylece, Stephie nedir? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Is this some mad experiment gone horribly wrong? | Feci yanlış giden çılgınca bir deney mi? Bu biraz deli deneme mi korkunç yanlış gitti? Bu biraz deli deneme mi korkunç yanlış gitti? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Maybe they're doing a movie. Oh, yeah. I could see that now. | Belki bir film çekiyorlardır. Evet. Gözümde canlandırabiliyorum. Belki de bir film yapıyoruz. Oh, evet. Ben artık görebiliyordum. Belki de bir film yapıyoruz. Oh, evet. Ben artık görebiliyordum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
A former Navy SEAL slash oceanographer | Eski bir deniz komandosu olan bir oşinograf... Eski Deniz Kuvvetleri SEAL oceanographer slash Eski Deniz Kuvvetleri SEAL oceanographer slash | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
is tracking down this abomination before it takes any more lives. | ...daha fazla can almaması için bu iğrenç şeyi takip ediyor. Bu iğrenç aşağı izleme Bundan daha hayatını alır önce. Bu iğrenç aşağı izleme Bundan daha hayatını alır önce. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I'd watch it. | Ben izlerdim. Onu izlemek istiyorum. Onu izlemek istiyorum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, I know you would, Stephanie. That's because you're easily amused. | Biliyorum Stephanie. Çünkü kolayca eğlenebiliyorsun. Evet, seni istiyorum Stephanie biliyorum. kolayca eglencelisin olmasıdır. Evet, seni istiyorum Stephanie biliyorum. kolayca eglencelisin olmasıdır. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I've seen you mesmerized | Mikrodalgada dönen donmuş bir burritoyu... Seni mesmerized gördüm Seni mesmerized gördüm | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
watching a frozen burrito rotate in a microwave oven. | ...izlerken büyülendiğini gördüm. Donmuş bir börek döndürmek izliyor Bir mikrodalga fırında. Donmuş bir börek döndürmek izliyor Bir mikrodalga fırında. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Let's get back to the music, shall we? | Müziğe geri dönelim tamam mı? Kullanıcı geri dönelim müzik, olur mu? Kullanıcı geri dönelim müzik, olur mu? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Coming up next, it's the Cheetah Whores, | Sırada Cheetah Whores var, , Sonraki Geliyor o, Cheetah Whores's , Sonraki Geliyor o, Cheetah Whores's | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
very hot band out of New York City. Here is their latest hit. | New York'dan çok başarılı bir grup. İşte son hit şarkıları. New York'un çok sıcak grup dışarı. Burada en son isabet. New York'un çok sıcak grup dışarı. Burada en son isabet. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
It's called "Hot Rod Hell Kitten." Meow. | Adı "Hot Rod Hell Kitten." Ne denir "Hot Rod Hell Kitten." Miyav. Ne denir "Hot Rod Hell Kitten." Miyav. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(rock music playing) What are you doing with this stuff? | Bunlarla ne yapıyorsun? Eğer bu malzeme ile ne yapıyorsunuz? Eğer bu malzeme ile ne yapıyorsunuz? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I'm a hot rod hell kitten, get inside | Ben, yavru sıcak bir çubuk cehenneminim içeri | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I'm a hot rod hell kitten, take a ride | Ben sıcak bir çubuk kulüpler cehennem gezmeye gitmek, kedi yavrusu | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Itty bitty pretty kitty | Itty bitty güzel pisi | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Let's go out and prowl the city | 's dışarı gidelim ve sinsi sinsi şehir | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Do you wanna be my pet? | benim pet olmak ister misiniz? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Do you wanna be my pet? | olmak ister misiniz benim pet mi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
I'm a cheetah whore, can you run with that? | Ben, bir çita fahişe değilim o ile çalıştırabilirim? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Well, this is it. | İşte burası. Eh, bu kadar. Eh, bu kadar. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Nice view, huh? Yeah yeah, breathtaking. | Güzel manzara, değil mi? Evet, nefes kesici. Güzel görünüm, ha? Evet evet, nefes kesici. Güzel görünüm, ha? Evet evet, nefes kesici. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Hey! There. | İşte. Hey! Orada. Hey! Orada. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Thank you. | Sağ ol. teşekkür ederiz. teşekkür ederiz. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Hook me up? Not a chance. | Bana da takar mısın? Asla olmaz. Bağlayın bana? Değil bir şans. Bağlayın bana? Değil bir şans. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Aw, you're no fun. | Hiç eğlenceli değilsin. Aw, hiç eğlenceli konum. Aw, hiç eğlenceli konum. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
So what makes you think it'll come back here? | Neden buraya geleceğini düşünüyorsun? Böylece ne düşündürüyor? Burada geri dönecek? Böylece ne düşündürüyor? Burada geri dönecek? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Well, when you spend your days gutting fish, | Günlerini balık temizlemekle geçirince... Iyi, harcama balık zarar verecek eğilimlere kapılabilir günlerin, Iyi, harcama balık zarar verecek eğilimlere kapılabilir günlerin, | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
you learn a thing or two about marine life. | ...deniz hayatı hakkında birkaç şey öğreniyorsun. Eğer bir şey öğrenmek deniz yaşamı hakkında ya da iki. Eğer bir şey öğrenmek deniz yaşamı hakkında ya da iki. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
(spits) Hard to believe you're still single. | Hala bekar olduğuna inanmak güç. Hard hala tek bir konum inanmak. Hard hala tek bir konum inanmak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Would've thought some lucky lady would've snapped you up by now. | Şanslı bir kız şimdiye kadar seni kapar sanıyordum. Bazı şanslı bayan düşündüm misiniz Şimdiye kadar sizi ısırır olurdu. Bazı şanslı bayan düşündüm misiniz Şimdiye kadar sizi ısırır olurdu. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
As I was saying, octopi are very territorial. | Dediğim gibi ahtapotlar bölgelerine çok sadıktırlar. Ben diyordu octopi çok toprak vardır. Ben diyordu octopi çok toprak vardır. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
He'll be back. | Geri dönecek. O döneceğim. O döneceğim. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Nicole: Santos, take it 20 miles south and stop by the rocks. | Santos, 30 kilometre güneye gidip kayaların orada dur. Santos, 20 mil güneyinde götürün ve kayaların durdurmak. Santos, 20 mil güneyinde götürün ve kayaların durdurmak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Let me see that thing. | Şuna bir bakayım. Bana o şeyi görelim. Bana o şeyi görelim. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
Easy, bro. Those spears inject enough MS 222 | Sakin ol. Bu mızraklarda bir boğa köpekbalığını... Kolay, bro. Bu spears yeterli MS 222 enjekte Kolay, bro. Bu spears yeterli MS 222 enjekte | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
to put a bull shark to sleep. | ...uyutacak kadar MS 222 var. uyuyacak bir boğa köpekbalığı koymak. uyuyacak bir boğa köpekbalığı koymak. | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |
But it can't bring down S 11? | Ama S 11'i durduramaz mı? Ama S 11 yıkamaz değil mi? Ama S 11 yıkamaz değil mi? | Sharktopus-1 | 2010 | ![]() |