Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 148586
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Come on! | Hadi! Gelin | Sharktopus-1 | 2010 | |
| Oh my God. | Aman Tanrım. Aman Tanrım | Sharktopus-1 | 2010 | |
| Hold on. | Dayan. Bekle. | Sharktopus-1 | 2010 | |
| Oh, Dad. | Baba. Aman Tanrım. | Sharktopus-1 | 2010 | |
| Okay, I got it. | Tamam, buldum. Tamam, anladım. | Sharktopus-1 | 2010 | |
| Oh my God. (panting) | Aman Tanrım. | Sharktopus-1 | 2010 | |
| Nicole: Impressive. You need help? | Etkileyici. Yardıma ihtiyacın var mı? etkileyici. Eğer yardıma ihtiyacınız? | Sharktopus-1 | 2010 | |
| I'll live. | Yaşayacağım. Yaşayacak. | Sharktopus-1 | 2010 | |
| That thing better not jump out at us again. | O şey yeniden üstümüze atlamasa iyi olur. O şeyi daha iyi değil bizi Tekrar disari atlama. O şeyi daha iyi değil bizi Tekrar disari atlama. | Sharktopus-1 | 2010 | |
| No, that only happens in the movies. | Hayır, bu sadece filmlerde olur. Hayır, o sadece olur filmlerde. Hayır, o sadece olur filmlerde. | Sharktopus-1 | 2010 | |
| Your loss. | Kendin kaybedersin. Sen kaybedersin Sen kaybedersin | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Freeze it. | Dondur. Dondurulmuşmu bu? Dondurulmuşmu bu? | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Make me proud, Nicole. | Gururlandır beni Nicole. Nicole, gururlu olun. Nicole, gururlu olun. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Hold on! | Sıkı tutun! Bekle! Bekle! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| S 11 isn't responding to command. | S 11 emre itaat etmiyor. S 11 komuta cevap vermiyor. S 11 komuta cevap vermiyor. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| In three... | Üç... üç ayında ... üç ayında ... | Sharktopus-2 | 2010 | |
| We've lost our signal. | Sinyali kaybettik. Biz sinyali kaybettik. Biz sinyali kaybettik. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Splat! | >! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| It's all over with. | Her şey bitti. Onunla için hepsi. Onunla için hepsi. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Thanks. | Sağ ol. Teşekkürler. Teşekkürler. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Not like this! | Böyle olmaz! Bunun gibi değil! Bunun gibi değil! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Not anymore, amigo. | Artık değil dostum. Artık değil, amigo. Artık değil, amigo. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Do we have a location? No. | Yeri belli mi? Hayır. Biz bir yerde var mı? Hayır. Biz bir yerde var mı? Hayır. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Listo. Vamos! | Tamamdır. Hadi! Listo. Vamos! Listo. Vamos! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| All right. | Pekala. Tüm hakkı saklıdır. Tüm hakkı saklıdır. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Oh, shut up. | Kapa çeneni. Oh, kapa çeneni. Oh, kapa çeneni. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| You sure taught me a lesson. | Bana bir ders verdiğiniz kesin. Tabii ki sen bana bir ders öğretti. Tabii ki sen bana bir ders öğretti. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| It's annoying. | Sinir bozucu. O sinir bozucu. O sinir bozucu. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| I always share with you. | Her zaman paylaşırım. Hep seninle paylaşmak. Hep seninle paylaşmak. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| What are you doing with this stuff? | Bunlarla ne yapıyorsun? Eğer bu malzeme ile ne yapıyorsunuz? Eğer bu malzeme ile ne yapıyorsunuz? | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Hard to believe you're still single. | Hala bekar olduğuna inanmak güç. Hard hala tek bir konum inanmak. Hard hala tek bir konum inanmak. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Santos, take it 20 miles south and stop by the rocks. | Santos, 30 kilometre güneye gidip kayaların orada dur. Santos, 20 mil güneyinde götürün ve kayaların durdurmak. Santos, 20 mil güneyinde götürün ve kayaların durdurmak. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| S 11's metabolism is higher than a typical shark. | S 11'in metabolizması normal bir köpekbalığından daha güçlü. S 11 metabolizmasını Tipik bir köpekbalığı daha yüksektir. S 11 metabolizmasını Tipik bir köpekbalığı daha yüksektir. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Kind of like you and tequila, huh? | Sen ve tekila gibi. sen ve tekila, ha gibi Kind? sen ve tekila, ha gibi Kind? | Sharktopus-2 | 2010 | |
| I got a signal. | Bir sinyal aldım. Ben bir sinyal var. Ben bir sinyal var. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Inhale. | Nefes al. Nefes. Nefes. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Get out of there! | Çekil oradan! Çık oradan! Çık oradan! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Oh, this ain't happening. | Bu gerçek olamaz. Oh, bu olmuyor. Oh, bu olmuyor. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| My crew and I captured | Ekibim ve ben bu görüntüleri... Ekibim ve ben yakalandı Ekibim ve ben yakalandı | Sharktopus-2 | 2010 | |
| The creature appeared to be some hybrid of shark and octopus. | Yaratık bir köpekbalığı ve ahtapot karışımı gibi görünüyor. Yaratık olduğu ortaya çıktı köpekbalığı ve ahtapot bazı melez. Yaratık olduğu ortaya çıktı köpekbalığı ve ahtapot bazı melez. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| As viewers can see, | İzleyicilerin görebileceği üzere... izleyiciler Gördüğünüz gibi, izleyiciler Gördüğünüz gibi, | Sharktopus-2 | 2010 | |
| It's only a matter of time... It's Commander Cox. | Binbaşı Cox. Köpekbaltopotun yeniden... Bu sadece bir zaman meselesi ... It's Komutanı Cox. Bu sadece bir zaman meselesi ... It's Komutanı Cox. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Smart as hell, and not to mention stealthy. | Çok zeki ve sinsidirler. cehennem gibi Smart, ve gizli bahsetmiyorum bile. cehennem gibi Smart, ve gizli bahsetmiyorum bile. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Thank you. | Teşekkür ederim. teşekkür ederiz. teşekkür ederiz. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| The network is replacing you, Stacy. | Kanal yerine başkasını geçiriyor Stacy. Ağ Stacy size yerini almaktadır. Ağ Stacy size yerini almaktadır. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| You don't have a dog. | Senin köpeğin yok ki. Eğer bir köpek yok. Eğer bir köpek yok. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| What do you think? Two or three stitches? | Ne düşünüyorsun? İki üç dikiş mi? Siz ne düşünüyorsunuz? Iki veya üç dikiş? Siz ne düşünüyorsunuz? Iki veya üç dikiş? | Sharktopus-2 | 2010 | |
| This is nothing. | Bu hiçbir şey. Bu başka bir şey değildir. Bu başka bir şey değildir. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Shouldn't be concerned, should I? | Endişelenecek bir şey yok değil mi? Ben, söz konusu olmamalı mı? Ben, söz konusu olmamalı mı? | Sharktopus-2 | 2010 | |
| He's headed straight for that boat. | O tekneye doğru gidiyor. O tekne için düz başlı's. O tekne için düz başlı's. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| I'm pulling up behind them to get their attention. | Arkalarına yanaşıp dikkatlerini çekeceğim. Ben onların arkasında yukarı çekiyorum onların dikkatini çekmek için. Ben onların arkasında yukarı çekiyorum onların dikkatini çekmek için. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| What are you doing? | Ne yapıyorsunuz? Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? | Sharktopus-2 | 2010 | |
| What was that? | Neydi o? Ne o? Ne o? | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Okay, I'll warn them. | Tamam, onları uyaracağım. Tamam, ben onları uyarmak gerekir. Tamam, ben onları uyarmak gerekir. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Gotta love these Mexican roads. | Meksika yollarına bayılıyorum. Gotta bu Meksikalı yolları seviyorum. Gotta bu Meksikalı yolları seviyorum. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Come on! | Hadi! Haydi! Haydi! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| S 11 has gone off the grid. The software is glitching. | S 11 ortadan kayboldu. Yazılım hata veriyor. S 11 grid off gitti. Yazılım glitching olduğunu. S 11 grid off gitti. Yazılım glitching olduğunu. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| I got you, buddy. Santos, hold on. Don't let go. | Tuttum seni. Dayan Santos. Bırakma. Ben, dostum var. Santos, devam et. gitmesine izin vermeyin. Ben, dostum var. Santos, devam et. gitmesine izin vermeyin. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Flynn! | Flynn! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Hold on! | Dayan! Bekle! Bekle! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Flynn! Shoot it, Flynn! | Flynn! Vur onu Flynn! Flynn! Ateş bu, Flynn! Flynn! Ateş bu, Flynn! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Don't let... | Sakın... izin vermeyin ... izin vermeyin ... | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Right. | Pekala. Doğru. Doğru. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Keep your money. | Paran sende kalsın. Paranızı tutun. Paranızı tutun. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| The engine's toast. That's all she's got left. | Motor bitmiş. Karadan gitmeliyiz. Motorun tost. Ki o sol var, hepsi. Motorun tost. Ki o sol var, hepsi. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Oh my God. That's great. | Aman Tanrım. Bu harika. Aman Tanrım. Bu çok iyi. Aman Tanrım. Bu çok iyi. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Oh man! | Olamaz! Oh be! Oh be! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Move. Move! | Çekil. Çekil! Taşıyın. Hareket! Taşıyın. Hareket! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Eat this, you bastard. | Ye şunu adi pislik. Yemek bu, seni piç. Yemek bu, seni piç. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| You can't hide. | Saklanamazsın. Eğer gizleyemem. Eğer gizleyemem. | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Okay, how about this? | Peki buna ne dersin? Peki ya bu? Peki ya bu? | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Come on! | Hadi! Haydi! Haydi! 909 01:13:31,620 > 01:13:33,588 Hayır Hayır! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Dad, be careful. No! | Dikkatli ol baba. Hayır! Baba, dikkatli olun. Hayır! Baba, dikkatli olun. Hayır! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Nicole. Dad! | Nicole. Baba! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Jack! Oh my God! | Jack! Aman Tanrım! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Fine. Mom! | İyi. Anne! Güzel. Anne! Güzel. Anne! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Nicole, hurry! | Nicole, acele et! Acele et Nicole! | Sharktopus-2 | 2010 | |
| Impressive. You need help? | Etkileyici. Yardıma ihtiyacın var mı? etkileyici. Eğer yardıma ihtiyacınız? | Sharktopus-2 | 2010 | |
| For as long as I can remember, | Kendimi bildim bileli,... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| I've been drawn to sharks. | ...köpekbalıklarıyla iç içeyim. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| They're the most amazing and mysterious animal on Earth. | Onlar, dünya üzerindeki en muhteşem ve en gizemli hayvanlar. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| I thought if I studied them, I could learn about life. | Düşündüm ki, eğer onları incelersem, yaşam hakkında bir şeyler öğrenebilirdim. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| About balance in the ocean and how to survive on Earth. | Sualtı ortamının dengesi ve nasıl hayatta kalınacağı hakkında. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| That the one animal that we fear the most | Bu nadide yaratık, kendisinden en çok korktuğumuz... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| is the one we can't live without. | ...ve yokluğunda yaşayamayacağımız canlılardan biridir. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Predator of the sea, | Denizlerin avcısı,... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| terror of all men who enter the ocean, | ...okyanuslarda dolaşan bütün insanların dehşeti,... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| the very symbol of lurking danger: | ...pusuda yatan tehlikenin en büyük sembolü: | Sharkwater-1 | 2006 | |
| That is the shark. | Köpekbalığı. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| What is he really? | O gerçekte nedir? | Sharkwater-1 | 2006 | |
| We know little, except the shark was here | Kıtalar daha şu anki şekillerini almadan... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| before the continents took their present form, | ...ve dinozorlar dünya üzerinde var olmadan önce... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| before the dinosaur lived, and he is still here, | ...temelde neredeyse hiç değişmeden burada oldukları dışında... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| essentially unchanged. | ...çok az şey biliyoruz. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| One of the oldest living things on Earth. | Dünya üzerinde ki yaşayan en yaşlı canlılardan biri. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| How has the shark survived, | Neredeyse diğer bütün canlılar... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| when almost all that lived in the beginnings | ...değişir veya yok olurken... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| has either perished or changed? | ...köpekbalıkları nasıl hayatta kaldılar? | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Man must know all there is to know about this enemy. | İnsanlar bu düşman hakkındaki her şeyi bilmeliler. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Whether the shark is really an enemy. | Köpekbalıklarının gerçekten düşmanımız olup olmadığını. | Sharkwater-1 | 2006 |