Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 146577
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| She's covering because she's embarrassed she likes a nurse | Saklıyor çünkü bir hemşireden hoşlandığı için utanıyor,... | Scrubs His Story-1 | 2003 |  |
| and I really can't figure out why. | ...ama ben sebebini anlamıyorum. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| That's because you're doing a woman's job, son. | Çünkü bir kadının işini yapıyorsun, evlat. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Great. Why did you do that? | Harika. Bunu niye yaptın? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| You know, what I do for a living doesn't make me feel like any less of a man. | Hayatımı kazanmak için yaptığım şey,... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Neither does my love of baking or gardening, | Yemek yapmayı ya da bahçe işlerini sevmem de... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Stop worrying so much about what everybody else thinks. | İnsanların ne düşündüğü konusunda bu kadar endişelenmeyi bırak. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Go ahead. I'll see you outside. | Dışarıda görüşürüz. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Boy, I gotta say, your wife is hotter than I ever imagined. | Karın hayal ettiğimden daha ateşliymiş. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Hello, Perry. You're obviously trying to bully me. | Merhaba, Perry. Açıkça görülüyor ki bana kabadayılık taslamaya çalışıyorsun. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| But you can't bully me because I don't fear you. | Ama ben senden korkmuyorum. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Now I'm leaving. Kelso asked me to give him a physical. | Şimdi gidiyorum. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| He said thank you and told me he owed me one. | Bana teşekkür etti ve bana borçlandığını söyledi. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| You actually made a decision | Kişisel ve profesyonel hayatın... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| that benefited you personally and professionally? | ...için olumlu olan bir karar mı verdin? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Well, a resident kinda talked me into it. | Bir asistan doktor sayesinde oldu. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Come on. You're telling me | Haydi ama. Başka bir insan evladından... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| that you took the advice of another human being? | ...tavsiye aldığını mı söylüyorsun? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| This is a great moment for me. Congratulations. | Bu benim için harika bir an. Tebrikler. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| And, Perry, | Ve, Perry,... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| if there's someone at that hellhole of a hospital you actually listen to, | ...eğer o cehennem çukuru hastanede gerçekten dinlediğin bir kişi varsa,... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| do everything in your power to keep them around, | ...onu yanında tutabilmek için elinden geleni yap,... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Batcave. | Yarasa mağarası. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Hi, yeah, I'm stuck in the elevator. | Alo, asansörde takıldım. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Yeah, I'm afraid it might be a little while. | Maalesef biraz sürebilir. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Because you did this. | Çünkü bunu sen yaptın. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Ah, no. I think we both know you did this to yourself. | Ah, hayır. İkimiz de biliyoruz ki bunu sen kendine yaptın. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Well, I'll let you go. | Kapatıyorum. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Hello! | Alooo! | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Hey, Laverne, have you seen Turk around? | Hey, Laverne, Turk'ü gördün mü? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| He's off today, honey. How come you don't know that? | Bugün boş günü. Nasıl bilmezsin? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Everybody, I appreciate solidarity, | Dinleyin millet. Dayanışmanızı takdir ediyorum. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Stop leaving bedpans in my locker. It makes me cry. | Dolabıma lazımlık bırakmayın, beni ağlatıyor. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Paul and I are just different, OK? | Paul ve ben farklıyız, tamam mı? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Please, Elliot, this is not about Paul. | Lütfen, Elliot. Bunun Paul'la hiç alakası yok. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| This is about you. | Bunun seninle alakası var. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| from being the kind of person you always wanted to be. | ...olmak istediğin insandan kaçıyor olacaksın. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Carla, I just met the guy. | Carla, adamla daha yeni tanıştım. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| All right, here we go, baby. Here we go. | Tamam, bebeğim. İşte. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Are you talking to that chilli dog? | Sosisle mi konuşuyorsun? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| I find that they don't repeat on me as much if I'm real friendly to 'em. | Onlara arkadaşça davranırsam, dırdır etmediklerini fark ettim. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| It's weird seeing you in the real world, you know? | Seni dışarıda görmek çok tuhaf. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| I feel kinda guilty. You're so nice to me and my buddy | Kendimi suçlu hissediyorum. Bana ve kankama ... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| It's totally you. What? | Kesinlikle sana. Ne? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Vanilla over chocolate? Please. | Çikolata üstüne vanilya mı? Lütfen. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| In the event of a water landing. | Suya iniş sırasında... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Yeah. Incoming. How you doing? | Evet. İçeri geliyorum. Nasılsın? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Did you climb down an elevator shaft to torment me? | Bana işkence yapabilmek için asansör boşluğuna mı tırmandın? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Sometimes in life, you gotta do what you gotta do. | Bazen hayatınızda, yapmanız gereken şeyi yapmalısınızdır. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Look, I promise you the Door Open button was not working. | Kapı açma düğmesi çalışmıyordu. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| No, it's OK. We can work this thing out. | Hayır, önemli değil. Bunu halledebiliriz. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Seriously, put your hands together like you're praying. | Cidden, ellerini dua ediyormuş gibi bir araya getir. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Hey, Dr Cox! Good to see ya. | Ah, merhaba, Dr. Cox! Sizi görmek ne güzel. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| What the hell, he's a decent kid. | Çok efendi bir çocuk. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| For God's sake, Lily, stop being such a complete wuss | Tanrı aşkına, Lilly, sümsüklüğü bırakıp,... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Fine. Good. | Tamam. Güzel. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Give him a pat on the back. He's wanted it since day one. | Sırtına hafifçe vur. İlk günden beri bunu istiyor. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| I thought about how he always shows up just in time. | ...hep tam zamanında ortaya çıktığını düşündüm. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| I'll hang onto this. | Bu bende kalıyor. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| I guess in the end, everyhing comes down to timing. | Sanırım her şey, zamanlamayla alakalı. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Sometimes, you just have one moment to seize it. | Bazen, yakalayabilmeniz için elinizde sadece bir an olur. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| I know that I've been acting like an insecure idiot. | Özgüvensiz bir aptal gibi davrandığımı biliyorum. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| If you'll forgive me, I'd love to take you for dinner tonight. | Eğer beni affedersen, bu akşam seni yemeğe çıkarmak istiyorum. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Screw that. I'll cook for you. | Onu boş ver. Ben sana yemek yaparım. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| I've only got one apron, though, so bring your own if you wanna wear one. | Sadece bir tane önlüğüm var,... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Oh, please. You all wish you could bag a nurse. | Lütfen. Hepiniz bir hemşireyi yatağa atmayı istemişsinizdir. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| She's right. Shut up, Zeltzer. | Haklı. Kapa çeneni, Zeltzer. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| And ifyour timing is good and it works out for you... | Zamanlamanız iyiyse ve işe yaradıysa,... | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| ...make sure you cherish it. | ...kıymetini bilin. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Because bad timing can mess up everyhing. | Çünkü kötü zamanlama her şeyi karıştırabilir. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| You wanna grab a cup of coffee? | Kahve içmek ister misin? | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| I'll let you talk to it before you drink it. | İçmeden önce konuşabiliriz. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| OK. We can get one cup of coffee. | Tamam. Bir fincan kahve içebiliriz. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Just one cup. One cup. Sure. | Sadece bir fincan. Bir fincan. Elbette. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Hold on one second. Let me just answer this real quick. | Bir saniye. Buna hemen cevap vereyim. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Yeah, hello. Ask me again. | Evet, alo. Tekrar sor. | Scrubs His Story-1 | 2003 | |
| Go ahead and say it. She got jungle fever | Tamam söyle. Kızın ateşi çıkmış. | Scrubs His Story-2 | 2003 | |
| She got jungle fever | Kızın ateşi çıkmış. | Scrubs His Story-2 | 2003 | |
| Yep, everything's just great. | Evet, her şey harika. | Scrubs His Story-2 | 2003 | |
| lt'll take 15 minutes and it wouldn't hurt to be in with him. | On beş dakikanı alır ve bir kez olsun ona uymak sana bir zarar vermez. | Scrubs His Story-2 | 2003 | |
| Or you just get sick and tired ofjumping through hoops. | Ya da taşlı yollarda yürümekten bıkmışsınızıdır. | Scrubs His Story-2 | 2003 | |
| I guess in the end, everything comes down to timing. | Sanırım her şey, zamanlamayla alakalı. | Scrubs His Story-2 | 2003 | |
| And if your timing is good and it works out for you... | Zamanlamanız iyiyse ve işe yaradıysa,... | Scrubs His Story-2 | 2003 | |
| Because bad timing can mess up everything. | Çünkü kötü zamanlama her şeyi karıştırabilir. | Scrubs His Story-2 | 2003 | |
| It'll take 15 minutes and it wouldn't hurt to be in with him. | On beş dakikanı alır ve bir kez olsun ona uymak sana bir zarar vermez. | Scrubs His Story-5 | 2003 | |
| [J.D.] Turk and Carla were converting my old bedroom into a nursery, | Turk ve Carla eski odamı yenidoğan odasına dönüştürüyorlardı,... | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| so I helped paint a mural for the new baby. | ...ben de bebek için duvar resmi yapmalarına yardım ediyordum. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| Done. [Carla] Oh, hell no! | Bitti. Hayatta olmaz! | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| Is that big, ugly one shooting laser beams into the crib? | Şu büyük, çirkin olan, beşiğe lazerle ateş mi ediyor? | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| That's Optimus Prime. | O Optimus Prime. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| I don't think he'd appreciate you calling him the big, ugly one. | Ona büyük, çirkin denilmesinden hoşlanacağını sanmıyorum. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| No, he wouldn't. No. | Hayır, hoşlanmazdı. Hayır. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| Not Optimus. | Optimus değil. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| If Junior gets scared, he can always climb into bed with us. | Eğer ufaklık korkarsa, bizim yanımıza gelebilir. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| That's what I did with my mom. What do you mean "did"? | Ben de eskiden öyle yapardım. Ne demek "eskiden"? | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| Last Christmas, I walked in on Turk and his mom cuddling together in bed. | Geçen Noel'de Turk ve annesini yatakta birbirlerine sarılırken bastım. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| [J.D.] Turk gets defensive when it comes to his mother. | Konu annesi olduğunda Turk savunmaya geçer. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| You're jealous 'cause your mom's dead. | Bence annen öldüğü için kıskançlık yapıyorsun. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| Whoa! We should probably take a break. | Biraz ara versek iyi olur. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
| You'll finish building that crib like you promised. | O beşiği söz verdiğin gibi bitireceksin. | Scrubs His Story III-1 | 2006 | |
