Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21215
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Gosh, what kind of nonsense is that? | Tanrım, bu ne biçim kuyruklu yalan böyle? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Dying is definitely not a good thing. | Ölmek kesinlikle iyi bir şey değildir. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ji Sook! | Anne! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
There are a few good things if I try to find them. | Ancak ölmekle ilgili birkaç güzel şey de var. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The money I make working for months... | Kazanmak için aylarca çalışacağım para bir seferde toplanır. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
My boss, who was born in order to make my life miserable | Hayatımı zindan etmek için bu dünyaya gelmiş olan... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
All my loans and debts will be wiped out. | Alacak verecek defterim tertemiz olur. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Oh my, Ji Sook. | Ji Sook. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'm sad that I won't be able to taste the bean stew my mom makes. | Artık annemin pişirdiği fasulye güvecini yiyemeyecek olmam beni hüzünlendiriyor. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I won't get to see my dad smiling, and Ji Hyuk acting up again. | Babamın gülümsemesini ve Ji Hyuk'un ahmakça hareketlerini artık göremeyeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's all because of that bastard. | Bunların hepsi o alçak yüzünden. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If that bastard hadn't taken away my happiness two days ago... | O alçak, mutluluğumu iki gün önce elimden almamış olsaydı... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
[Episode 1: Happiness of Three Million won] | 1. Bölüm Üç Milyon Wonun Mutluluğu | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Total revenue of SJ Department store last year was 1.217 trillion won. | Geçen sene SJ Alışveriş Merkezi'nin toplam geliri 1.217 trilyon wondu. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's been on the rise for the last three years. | Son üç yıldır yükselişte. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Again, it's been on the rise for the last three years. | ...ki o da son üç yıldır yükselişte. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
With the department store alone, it won't be able to continue this kind of growth. | Mevcut alışveriş merkezi ile bu miktardaki bir büyüme süreklilik göstermeyeceğinden... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If a large scale shopping mall is completed by 2020 | ...yalnızca büyük ölçekli alışveriş merkezinin inşaatının... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
In regards to building the shopping mall | Alışveriş merkezinin inşası için... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
For many years there has been an allegation | Belediye Başkanı'nın inşaat şirketinden bir akrabasının... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Won't that become a problem in the future? | İlerde sorun teşkil etmeyecek mi bu? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I took it as a rumor started by some economic groups. | Bunu, ekonomik grupların çıkardığı bir söylenti olarak görüyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Did you confirm if it's a rumor or not? | Söylenti olup olmadığını kontrol etmediniz mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Director Choi! | Müdür Choi! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Yes, Chairman Choi. | Başkanım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
There are so many companies that incompetent heirs have destroyed. | ...o büyük şirketlerin mahvına sebep olan... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It won't be over with the company's bankruptcy alone. | Bunu aklımızdan çıkarmamalıyız. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If the heir cannot prove that he's capable | Şayet varis liyakatli olduğunu ispat edemiyorsa... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will prove it. | Bunu ispat edeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
There is a rumor that you don't like women. | Kadınlardan hoşlanmadığına dair bir söylenti vardı. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I guess it was only a rumor. | Sanırım sadece söylentiymiş. Hoşuna giden bir tane buldun mu? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
That bag and those shoes. | Şu çanta ve oradaki ayakkabılar. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I can choose as many as I like, right? | İstediğim kadar çok seçebilirim, değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will know if I like them after wearing them. | Beğenip beğenmediğimi görmem için ilk önce denemem lazım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Why don't you ask for the whole department store? | Tüm alışveriş merkezini istemeye ne dersin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Then give it to me for a wedding present. | Öyleyse onu düğün hediyesi olarak ver. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
People will only be impressed if you give that much. | Ancak o kadar büyük bir hediye verirsen insanları etkilemiş olmaz mısın? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What? | Ne o? Çok mu fazla kaçıyor? Evet, çok fazla kaçıyor. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I don't like cheap guys. | Pinti adamlardan hiç haz etmem. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You heard that there is a guy I love. | Sevdiğim biri olduğu kulağına çalınmıştır. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
After we get married, I'll still see him. | Evlenmemizden sonra da onunla görüşmeye devam etmem... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You read the contract, didn't you? | Sözleşmeyi okudun, değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If you try to have any kind of physical relationship with me | Min Woo! Buradayım! Herhangi bir fiziksel ilişki istemen durumunda seni dava edeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will never have kids. | Asla çocuğum olmayacak. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We will skip the honeymoon. | Bunu aklına iyice sok ki balayında sarhoş olup da saçma bir şeye kalkışma. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
About the company shares... | Şirket hisselerine gelince... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Within twenty days of signing the contract | İmza atmandan itibaren 20 gün içerisinde yüzde ikisi hesabına geçirilecek. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If you violate the contract without justifiable reasons | Meşru bir sebep öne sürmeksizin sözleşmeyi ihlal edersen... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It will be hard for your family to handle. | Aksi takdirde ailen zor bir duruma düşebilir. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Good. | İçim rahatladı. Fikir ayrılığına düşeceğimizden endişeleniyordum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Who knows? We might become friends. | Günün birinde arkadaş bile olabiliriz, ne dersin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
People don't mix business with friendship. | İş yaptığın insanlarla arkadaş olmazsın. Sonu hiç iyi bitmez çünkü. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's the down payment, so please check. | Ön ödeme, lütfen kontrol et. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Does he even know that we're getting married? | Evlenmek üzere olduğumuzu biliyor mu? Sevdiğin şu adam... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
He will know after we get married. Poor guy. | Evlendiğimizde öğrenecektir. Zavallı adam. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I truly feel sorry for you and him. | O adam için de senin için de gerçekten yazık. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
There isn't anyone you love? | Sevdiğin biri yok mu? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I feel sorry for you... truly. | Çok yazık... gerçekten. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ji Sook! | Ji Sook! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
She can't be. | O olmasına imkân yok. Kovulmak mı istiyorsun? Beni kovabilir misin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
[Byun Ji Sook] | Byun Ji Sook | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Byun Ji Sook, tell me. | Byun Ji Sook, söyle bana! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What's going on with the sales for the first half? | İlk yarının satış rakamlarının neyi var böyle?! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If I made these few sales | Ben, ben... Bu satış rakamları benim olsaydı... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What's this? What's this, huh? | Nedir bu?! Bu, bu, bu! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
How can you call these results, huh? | Sen bunlara hâsıla mı diyorsun ha, hâsıla mı?! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
[Employee with lowest sales] | Bu ayın en düşük satış yapan elemanı: Byun Ji Sook | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Do you understand? | Anlıyor musun? Evet, gayet iyi anlıyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Myung Hwa. Don't pay attention to her. | Myung Hwa. Sen ona aldırma, unnie. Bilirsin o hep böyledir. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Am I making money to live? | Yaşamak için mi para kazanırsın, para kazanmak için mi yaşarsın? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You should start seeing someone. | Biriyle çıkmalısın, biriyle. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Don't just work, but be in a relationship too. | Hayatında bir tek iş olmasın bir sevgilin de olsun. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If it continues, you'll regret later when you're older. | Böyle devam edersen yaşlandığında buna pişman olursun. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Do you know who I saw earlier? | Sabahleyin kimi gördüğümü biliyor musun? Sakın şoka girme. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I saw a woman who looked just like you. | Tıpatıp sana benzeyen bir kadın gördüm. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Your round eyes... | Yuvarlak gözlerinin aynısı, yuvarlak yüzünün aynısı... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
even your round, curvy butt. | ...hatta kıvrımlı yuvarlak kalçanın aynısı. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Do you have a twin by any chance? | Acaba ikiz kardeşin var mı? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Here you go again. | Yine başladın. Geçen defa da tıpkı bana benzeyen birini gördüğünü söylemiştin. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I said it wasn't me. Seriously. | Ben değildim o. Cidden. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Anyway, she looked like she had a lot of money. | Her neyse, o kadın para içinde yüzen birine benziyordu. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
To begin with, she looked so rich and elegant. | Bir görüşte ne kadar zengin ve zarif biri olduğu belliydi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Are you sure you don't have a twin? | Bir ikizinin olmadığına emin misin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Before I inherit the company, I wanted to see what employees go through. | Şirketi devralmadan önce bir işçi olarak çalışmanın... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
From now on, I will run this cafeteria. | Şu andan itibaren, şirket kafeteryasını ben işleteceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You will have top quality rib eye beef every day. | Her gün fazladan bir tane Han Woo servis edilecek. Muhteşem bir mozaik yapısı olacak. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will fire the ones who get mean when you take too long to eat. | Yemekten geç gelen çalışanlara çıkışanları anında kapının önüne koyacağım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ji Sook, why are you telling us now? | Unnie, bunu neden bize şimdi söylüyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You heard that he had another daughter he's been hiding, right? | SJ Grup'un Başkanı'nın saklı üçüncü bir kızı olduğunu duyduğun için, değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
He told me to show this when I meet my long lost sister. | Kız kardeşimi gördüğümde bana bunu göstermem söylenmişti. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Enough! | Kesin şunu artık! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Actually, I'm your mother. | Aslına bakılırsa ben, senin annenim! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Mom! | Anne! Unnie! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Group hug. | Grup kucaklaşması. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Hey, I'm a VIP member here. | Baksana, şurada VIP'yim ben. Burada kaç para harcadığımı biliyor musun?! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Go check the CCTV! | Güvenlik kameralarınızı kontrol edin! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
But if you don't have the receipt... | Yine de elinizde fiş yoksa... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I can't talk to you. Go get your supervisor. | Sana laf anlatacak değilim. Amirini çağır! Amirini buraya çağır! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Then, I will refund your purchase this one time. | Öyleyse bir kereye mahsus iadenizi kabul edeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I have to yell for you to understand, huh? | Boş yere beni bağırtmak zorunda mıydın? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |