Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20321
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Right, and since you're afraid to leave, | Dışarı çıkmaya korktuğundan en çok sen istemelisin. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You're a good lawyer smarter than these two. | Sen iyi bir avukatsın Bu ikisine toz yutturursun. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Stanton. | Stanton. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yello. Stanton, good morning. | Stanton, günaydınlar. Henüz günüm aydın değil. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| So, tell me, how was your evening? | Nasıl geçti akşamınız? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Great. We're sending wine for Christmas. | Olağanüstü. Bu Noel tanıdığımız herkese şarap göndereceğiz. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| So I take it that you weren't there | O halde polis Larry'i tutuklarken orada değildiniz? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| What? No. What happened? | Ne? Hayır. Ne oldu? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Apparently, he landed his helicopter | Bu sabah helikopterini Beverly Hilton'a indirmiş. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Well, we weren't flying the thing. | Biz uçmuyorduk sonuçta. Hatırladığım kadarıyla yani. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Stanton, it was a big night. | Stanton, fena bir geceydi. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I trusted you two | Size epey kârlı olabilecek bir işi emanet etmiştim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Now he equates Infeld Daniels with sitting in a cell. | Şimdi Infeld Daniels'ı nezarete atılmakla eşdeğer görüyor. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| So, go get him out. | Gidin çıkarın adamı. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| We're on it. | Hemen ilgileniyoruz. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| That's bad. | ...ne bileyim, ben şu an çalışıyor olurdum. Fena oldu. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Are you wearing eyeliner? | Sen göz kalemi mi sürdün? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| No. Are you wearing lipstick? | Hayır. Sen ruj mu sürdün? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Our new partners. | Ortağımız olacak adamlara bak. Firmanın ortaklık önermeden... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| requires a 5 year probationary period | ...5 yıllık bir deneme devresi istemesinin bir sebebi var. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Ah, not anymore. | Karp tekliflerde çok iyi, dava celplerinde de. Artık yok. Yönetmelikte bir değişiklik mi ne olmuş. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Damien, you know, you and they | Damien, senin onlarla çok... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| you have a highly complex relationship. | ...karmaşık bir ilişkin var. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| But the ancient bristlecone pine | Ama dikenli çam, kutup ispinozu olmadan yaşayamaz. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yeah, super. Look, there's a potentially lucrative client | Tamam, anlaşıldı. Dinle, hayli kârlı olabilecek... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| cooling his heels in lock up. | ...bir müşterimiz şu anda nezarette şaşakalmış halde. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Listen, I can't go, I have a meeting with | Ben gidemem ki. Toplantım var. Ben kendimi kastetmiştim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Fine, Damien. | Nasıl biliyorsan öyle yap, Damien. Franklin ve Bash'in... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| unless you're absolutely certain | ...kayalıklara çarpacağından emin olmadan sabote etme ama! | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| How about the minty ones? | Naneli olan ne diyorsun? Trans yağ var onda. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Now get us in front of judge Mosley. | Hakim Mosley'nin karşısına çıkar şimdi bizi. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Gentlemen, are we ready? | Beyler, hazır mıyız? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Your honor, while Mr. Reynolds | Sayın hakim, helikopterin idaresi Bay Reynolds'da... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| it was the pilot's obligation not to land it. | ...olsa bile, pilot indirmeme inisiyatifini kullanmalıydı. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| After all, the Beverly Hilton is a high end establishment | Sonuçta Beverly Hilton da konuklarına helikopter pisti... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I'm never gonna go there again, ever. | Bir daha gitmeyeceğim oraya. Asla. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Given the misunderstanding, I'm inclined to recommend a warning. | ...olduğu kanaatindeyim ve ihtarla serbest bırakıyorum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yeah, I can understand why. Risky move. | Nedenini anlayabiliyorum. Çok riskli bir harekettii. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Do you have any Advil? | Ağrı kesicin var mı? Yok. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Maybe pick up some of that spicy pho soup, too. | Baharatlı Pho çorbası da al. Ben şu ikisiyle konuşacağım. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| We launched a new microbrew six months ago, Kurt's Amber Ale. | Altı ay önce Kurt's Amber Ale adlı yeni bir bira çıkardık. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I'm gonna be in town awhile. I'd like to see you work. | Bir süre buralarda olacağım. Çalışmanızı görmek istiyorum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| If it does, yeah, you're hired. | Zor. Sende durumlar nasıl? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| All right. [ Laughs ] | Pekala. Hadi o zaman. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Oh. [ Clears throat ] How do I get out of here? | Ne taraftan çıkıyorum? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Go down that way, take the elevator to the parking garage. | Bu taraftan ilerle asansörle otoparka in. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| No. No, that's the judge's chambers. | Hayır, orası değil. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| The elevator. Elevator. | Hayır orası hakimin odası. Asansöre. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Right by the hooker. Yep. | Fahişenin hemen yanında. Evet. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yes. Yes. | Yaşasın be, yaşasın. Dostum, gitmemiz lâzım. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| It's gonna be weird if we go | Ama öyle gidersek olmaz Evet, bu taraftan gidelim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Carmen, you're the best. | Carmen, bir tanesin. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| No. Bye. | Hayır. Görüşürüz. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You get the cellphone footage of keg man? | Fıçı Adam'dan cep telefonu görüntülerini aldın mı? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yep. Dope. | Evet. Aslansın. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Also filed a pitchess motion on officer Wendy. | Pitchess talebinde de bulundum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You know, it's not like Facebook, | Sonuçta Facebook değil; tatilde bikinili resimleri yok. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Stop. 9 out of 10 cops have misconduct complaints. | Saçmalama. 10 polisin 9'una görevini istismar etmekten... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| She tried to put Robbie in an armbar, | ...şikayet gelir. Robbie'ye kaba kuvvet kullanmış... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| If she doesn't, she will now. | Olmasa da, bunda sonra olacak. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| That's really good. | Çok güzelmiş. Mayamız eşsiz köpüğünü veriyor. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Uh, we're looking for Joan Harris, the owner. | Bu müessesenin sahibi Joan Harris'le görüşecektik. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You got her. What can I do for you guys? | Buyrun, benim? Ne isteğiniz vardı? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I'm afraid not. | Maalesef. Pacific Shores tarifin tüm haklarına sahip. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Not Kurt, my father, the brewer? | Birayı yapan babam Kurt değil mi ve de? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| into the golden state brew off. | ...Bira Yarışması'na sokmuş. Kendisine verilen şartnameyi... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| relinquishing all trademark and ownership to Kurt's Amber | Kurt's Amber'ın markasını ve tüm mülkiyet haklarını... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| in exchange for $30,000 in prize money. | ...30.000 dolar ödül parası karşılığında devretmiş. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| This is insane. | Akıl alır gibi değil. Birayı bir ahırda yapıyorum ben. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Can I keep these? | Bende kalabilir mi acaba? Amcam avukat, o da baksın. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Sure. Hey, dude. | Olur. Dostum, duruşmamız var. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I wouldn't waste money fighting it. | Ben olsam paramı ziyan etmem. Peki. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Robbie Ambriano did not resist arrest | Robbie Ambriano tutuklanmaya karşı koymadı, çünkü... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| because he never thought he was under arrest. | ...tutuklandığını düşünmedi. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| He thought officer Cowell was a civilian in a police costume. | Memur Cowell'ın polis kostümlü bir sivil olduğunu düşünmüştü. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Was that foolish? | Aptalca bir davranış mı? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yes. | Evet. Peki suç teşkil eder mi? Hayır, etmez. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| No. Just watch, okay? | İzlemekle yetin sadece. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| And rather than taking the time | İşini makul bir şekilde açıklayacağı yerde... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| This is the weirdest courtship I've ever seen. | Bu kadar tuhaf bir kur yapma sahnesi hiç görmemiştim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Shut up. | Saçmalama. Belgesel izliyor gibiyim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Are you gonna bite her? | Isıracak mısın? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Mr. Bash, are you prepared to call your first witness? | Bay Bash, ilk tanığınızı çağırmaya hazır mısınız? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Your honor, have you had time to review our pitchess motion? | Sayın hakim, Pitchesss talebimizi incelediniz mi? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I don't want him in my file. | Dosyamda istemiyorum onu. Kaliforniya eyaleti de... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Neither does the state of California, officer. | ...istemiyor, memur hanım. Kusura bakmayın Bay Bash... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| but without prior evidence of misconduct | ...ancak Memur Cowell'ın görevini istismar ettiğine... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| on the part of officer Cowell, her police file stays closed. | ...dair kanıtınız yoksa, polis dosyası kapalı kalacak. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Well, in that case, your honor, I'd like to call officer Cowell | Sayın hakim, Memur Cowell'ı kürsüye çağırıyorum o halde. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Unfortunately, none of our video captured | Maalesef görüntülerde polis kostümlü diğer kadınlar... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I mean, it must have been crazy. | Curcuna olmuş. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Especially for someone who weighs, what, a buck 20? 15? | Özellikle 52 54 kiloluk bir kadın için? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Objection. Argumentative. | Ben ilgilenirim. İtiraz ediyorum. Vekil tartışmacı davranıyor. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Complimentary. | Övgü maksatlı söylemiştim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Mr. Bash, is there a point? | Bay Bash, bir amacınız var mı? Evet, sayın hakim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I suspect my client didn't know he was being arrested | Memur Cowell korktuğu ve aşırı tepki verdiği için... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| because officer Cowell was scared and overreacted. | ...müvekkilimin tutuklandığını anlamadığını iddia ediyorum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I reacted the same as I always do. | Her zamankinden farklı olmayan bir tepki verdim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| "The same as you always do." | "Her zamankinden farklı olmayan." Ne zaman bu? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Officer Cowell compared | Memur Cowell bu tutuklamayı öncekilerle kıyasladı. | Franklin Bash-1 | 2010 |