Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20277
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Well, it was in your cards. | İskambil falında çıkmıştı. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Listen to me, this is your ticket out of here! | Beni dinle. Bu buradan gitmen için geri tepilmeyecek bir fırsat. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I fixed the white ones too. Okay. | Beyaz olanı da tamir ettim. Tamam. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Don't make the same mistake I made 30 years ago. | Benim otuz yıl önce yaptığım hatanın aynısını sen de yapma. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Go, honey, go! | Git, hayatım. Git. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Wait, mom, it's not that easy. | Anne, o kadar da kolay değil. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I have so many things to work out. | Hâlletmem gereken birçok şey var. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Mita! Yes! | Mita! Evet. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Mita! | Mita. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Yes, boss? | Buyurun, hanımefendi? Nerelerdeydin? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Stop it, you'll make me smudge it! | Dur be, her yerime oje bulaştıracaksın! | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I finally found something serious, near Milan. | Nihayet Milan'ın yakınında bir yerde ciddi bir iş buldum. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Turn that music down! | Kapat şu müziği yahu! | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
What? | Ne dedin? Hastabakıcılık. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Taking care of an old man. | Yaşlı bir adamın bakımını üstlendim. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Board, lodging and 900 euros a month. | Yeme, kalacak yer ve aylık 900 avro. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I have to leave on Monday. | Buradan pazartesi günü ayrılmam gerek. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
This coming Monday? Yeah. | Önümüzdeki pazartesi mi? Evet. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Are they serious people? | Bu insanlar işlerinde ciddi mi? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Falling asleep on me? | Karşımda uyuyor musun be? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Are they good people? | İyi insanlar mı? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I'll find out when I get there. | Oraya gittiğimde öğreneceğim. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Where? | Nereye? Papua Yeni Gine'ye, Mita! | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Aren't you listening to me? Near Milan. | Dinlemiyor musun beni? Milan'ın yakınında bir yer. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Who arranged this? Maria? | Bunu kim ayarladı? Maria mı? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
What difference does it make? | Kimin ayarladığı ne fark eder? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Better tell me what you think about this. | Bana ne düşündüğünü söylesen daha iyi olur. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
You have to leave this Monday? | Buradan bu pazartesi ayrılmak mı zorundasın? Evet. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Well, I think you should go for it. | Bence amaçlarının peşinden gitmelisin. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
You're letting me go so easily? | Gitmeme bu kadar kolay mı izin veriyorsun? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
How long have we been talking about this? | Bu konu hakkında ne kadar süredir konuşuyoruz? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Right, but talking's one thing... Doing it's different. | Doğru ama konuşmak başka, işleve geçirmek bambaşka. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Wanna get rid of me? | Beni başından savmak mı istiyorsun? Delirdin mi sen? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
You're coming, too, right? | Sen de geliyorsun, değil mi? Elbette. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I'll be there in a month. | Bir ay içinde orada olurum. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
That long? | O kadar sürecek mi? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I have to finish this deal I'm working on. | Üzerinde çalıştığım şu işi bitirmek zorundayım. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
What deal? | Ne işi? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
That one with the mattresses? | Şu yatak işi mi? Evet, o. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Didn't you say it'd be over by Easter? | O işin Paskalya'ya kadar biteceğini söylememiş miydin? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Business is business, | İş iştir sonuçta... | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
sometimes it can take longer than planned. | ...bazen plânlandığından daha uzun sürebilir. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
How much? | Ücreti ne kadar? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
2000 euros. | 2000 avro. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
When do you need the money? | Paraya ne zaman ihtiyacın var? Zamanında bulup bulamayacağıma bakarım. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Friday, but that's not an issue. I already have it. | Cumaya. Ama bu sorun yaratmaz. Parayı çoktan aldım. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
The towel! It's wet, pick it up. | Havlu! Islak, alsana onu. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Why won't you answer your phone? | Telefonuna neden bakmadın? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Hello?! I'm talking to you! | Merhaba! Sana diyorum! | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
When did you call me? Earlier. | Ne zaman aradın ki beni? Daha evvel. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Maybe there was no signal. | Belki de telefon çekmiyordur. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
What? There's no signal every afternoon? | Pardon? Her gün telefon mu çekmiyor? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Or maybe you had some lady over | Veya yanında rahatsız edilmekten... | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
who doesn't like being disturbed. | ...hoşlanmayan bir bayan vardı. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Did you say yes? I'll knock your block off! | Evet mi dedin sen? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Tell them to get in line, you've got unfinished business here. | Onlara sıraya girmelerini söyle, burada henüz bitmemiş işlerin var. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Still got debts? No. | Hâlâ borçların var mı? Yok. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Are you sure? Very sure. | Emin misin? Hiç olmadığım kadar. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I have to go tell my dad. | Gideceğimi babama söylemeliyim. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I can hear him now. | Diyeceklerini şu an duyabiliyorum. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Can you send your mom to play cards at a neighbor's tomorrow? | Yarın anneni komşularına kart oynamaya gönderir misin? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I wanna teach you some new tricks. Oh! | Sana yeni numaralar göstermek istiyorum. Vay! | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Mom! | Anne! Saç düzleştiricimi sen mi aldın? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I'm going! | Ben kaçtım. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Leaf spinach? | Yaprak ıspanak? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
A common trade, 13 letters. | Genel bir ticaret ismi, 13 harf. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Got no letters. | Hiçbir harfi çıkmamış. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
What sort of trade? | Ne tür bir ticaret? Genel. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Hello. Can I bother you for a sec? | Merhaba. Sizinle biraz konuşabilir miyim? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Yes, Italy is really dangerous. | Evet, İtalya cidden tehlikeli bir ülkedir. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I hear they kidnap Romanians off the street, | İtalya sokaklarında, Rumenlerin kaçırıldığını... | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
cut them open and take their organs. | ...vücutlarının açılıp tüm organlarının alındığını duydum. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Then they're released and don't remember a thing. | Sonrasında serbest bırakılıyorlar ve hiçbir şey hatırlamıyorlar. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
That's all fabrication, ma'am. No, it's true. | Bunların hepsi uydurma, hanımefendi. Hayır, doğru. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
They say we have the best organs in Europe. | Avrupa'nın geçiş noktasının biz olduğumuzu söylüyorlar. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I still say this is all rumors, ever since that horrible murder. | O korkunç cinayetten beri, bunların hepsinin bir uydurma olduğunu söylüyorum. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
The one with the gypsies in Rome. | Bir tanesi Roma'daki çingenelere yapılan muameleydi. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I think they're perfectly capable of that. | Sanırım onlar bu işin uzmanı olmuşlar artık. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I have an Italian neighbor. Two, actually. | Bir tane İtalyan komşum var. İki tane, aslında. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
One's from Milan and the other's from Verona. | Biri Milan'dan, diğeri ise Verona'dan. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
You know what? | Ve biliyor musun... | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
They both have this look... | ...ikisinde de... | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
kind of... weird. I think they'd do it. | ...bir gariplik var. Sanırım bunu onlar yaptı. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Ma'am, can you please help me with my problem? | Hanımefendi, bana yaşadığım sorunda yardım eder misiniz? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Fran! Yeah. | Fran. Evet. Kapıyı kapatır mısın? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Honey, for you, anything. | Her şey senin için. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Give 15 days' notice... | Sana 15 gün süre veriyorum. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
And then get a doctor's note. | Sonra bana doktor belgesini getir. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
But make sure no one here knows you're already gone. | Ama buradaki hiç kimse çoktan ayrıldığından haberi olmasın. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
I could get in trouble. | Başım belaya girebilir. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
No. Only the girls know, but I trust them. | Hayır. Sadece kızlar biliyor ki onlara sonuna kadar güveniyorum. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
So, is it possible? Yes. | Yani mümkün mü? Mümkün. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Thanks very much. | Çok teşekkür ederim. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Here's a little present for you. | Bu da sizin için. Çam sakızı çoban armağanı. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Oh, no! No, no, please. | Ah, hayır. Lütfen, kabul edin. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
It's natural silk. | Doğal ipek. Güzeldir, bu aralar çok rağbette. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
When was the last time you two spoke? | Siz en son ne zaman konuştunuz? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
With whom? Him? | Kiminle? Onunla mı? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Wait, I've another call. | Bekle, biri arıyor. | Francesca-1 | 2009 | ![]() |
Hi Fairy, how are you? | Merhaba, Fairy. Nasılsın? | Francesca-1 | 2009 | ![]() |