Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19723
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
They didn't go to Biafra. | Biafra'ya gitmediler ki. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Did you wet your pants? I washed the car, like you told me to. | Pantalonunu mu ıslattın? Dediğin gibi arabayı yıkadım. Pantalonunu mu ıslattın? Dediğin gibi arabayı yıkadım. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I meant the car, not your crotch. Hurry up and change, it's almost 12:30. | Arabayı kastetmiştim, pantalonunun ağını değil. Acele et, değiş hemen. Saat neredeyse 12:30. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
And my salon's off limits while we're away, Kristina. Is that clear? | Ve Kristina, biz gelene kadar etraf dağıtılmayacak Anlaşıldı mı? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Ever had a real boyfriend? | Hiç erkek arkadaşın oldu mu? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Have you? | Senin oldu mu? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Maybe I have. | Galiba bir tane var. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You told me you couldn't catch a guy. | Bana hiç bir erkeğin seninle ilgilenmeyeceğini söylemiştin. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Because you're too fat. | Çünkü çok şişmansın. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Things change... | Bazı şeyler değişti... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
My cousin's coming next week. | Haftaya kuzenim geliyor. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Gisela? Yeah, all the way from Stockholm. | Gisela mı? Evet, Stockholm'den. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
She's had lots of boyfriends. One of them had a car. | Onun o kadar çok erkek arkadaşı var ki. Hatta bir tanesinin arabası bile var. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You can blow dry my hair now. | Şimdi saçlarımı kurutabilirsin. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Go on! | Hadi ama! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Tina couldn't come over, she had to clean her closet. | Tina gelemez. Tuvaleti temizlemek zorunda. Tina gelemez. Tuvaleti temizlemek zorunda. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Why don't you call that cute boy? What cute boy? | Neden şu hoş çocuğu çağırmıyorsun? Hangi hoş çocuk? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
The one over at the farm, who lives with his dad. He seems really nice. | Çiftliğin sonunda olan, hani babasıyla yaşayan. Çok hoş görünüyor hani. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Ola? Yeah. | Ola mı? Evet. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I don't even know him. | Henüz tanışmadım onunla. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Besides, he's stupid and smells like a barnyard. | Ayrıca, o çocuk hem aptal hem de ahır gibi kokuyor. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Like a barnyard? | Ahır gibi? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I don't know... Hey, give people a chance. | Bilmiyorum... Hey, insanlara bir şans vermelisin. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
So, what does he smell like? | Ee, ne kokuyor bir söyle bakalım? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Hello there. Great, come on in. Did you ride your bike? | Merhaba. İçeri gir. Bisikletini sürüyor musun? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Let's see... There she is. | Görelim... Orada. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I'll go make some lemonade. | Biraz limonata yapacağım. Biraz limonata yapacağım. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
We have... lemonade left. | Limonatamız var. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, everything's fine. | Herşey yolunda. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
She takes her swimming lessons and she's been really good. | Yüzme derslerini almaya devam ediyor, gerçekten çok iyi. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Right, but you haven't been eaten by wild beasts so far, have you? | Hala bir vahşi haycan tarafından yenmediniz mi? Yoksa yendiniz mi? Hala bir vahşi haycan tarafından yenmediniz mi? Yoksa yendiniz mi? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Give me a break, I am an adult, after all. | Merak etmeyin, yetişkin biriyim herşeyden önce. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Yeah... Sure, hang on. Bye. | Tamam ona veriyorum, sonra görüşürüz. Tamam ona veriyorum, sonra görüşürüz. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Hello. Hi, Mom. | Alo. Selam anne. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I can swim 25 meters. | 25 metre yüzebiliyorum. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Black pudding, I think. | Black pudding, bence. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Bye bye. Listen, Mom... | Görüşürüz. Şey... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
No, it's nothing. | Birşey yok tamam. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Yes, I'm sure. | Evet eminim, birşey yok. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Can you really handle alcohol? | Gerçekten alkolün üstesinden gelebilecek misin? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I can't handle much of anything. | Bir çok şeyin üstesinden gelemem. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
But a person's entitled to have fun, right? | Ama bunu kişisel bir eğlenme olarak algılayabiliriz, değil mi? Ama bunu kişisel bir eğlenme olarak algılayabiliriz, değil mi? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Where are you going? I... | Nereye gideceksin peki? Ben... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I figured I'd go into town, okay? Bye. | Şehre ineceğim, tamam mı? Sonra görüşürüz. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Hey, sweetie pie... | Selam, ballı turtam... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Look who's here. | Bak burada kim var. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
My little niece... | Benim küçük yeğenim... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I have my ups and downs... | Med cezirler yaşıyorum... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Dear Claes, I love you. | Sevgili Claes, seni seviyorum. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I'd love to go sailing. Call me. | Denizlere açılmayı çok istiyorum. Beni ara. Denizlere açılmayı çok istiyorum. Beni ara. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
'Sincerely, Anna' | 'Sevgilerimle, Anna' 'Sevgilerimle, Anna' | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You'll be all right, won't you? Promise? | Herşey iyi olacak, anlaştık mı? Söz ver bakalım? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You know what it's like when your gut tells you something's meant to be... | Biliyorsun bazen içgüdülerinin sana söyledikleri şey anladığın şey olmayabilir... Biliyorsun bazen içgüdülerinin sana söyledikleri şey anladığın şey olmayabilir... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Promise you won't tell Mom and Dad? I promise. | Annene babana söylemeyeceğine söz ver? Söz. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You understand how important it is for me to take this chance, don't you? | Bunun benim için ne kadar önemli olcuğunu anlıyorsun değil mi? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
And I'll be back, I won't be away that long. | Geri döneceğim, Pek fazla uzun sürmeyecek. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Hey... You've got to be strong. Yes. | Hey... Dik dur, daha da güçlü olacaksın. Evet. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Can you be strong? Yes. | Güçlü olabilir misin? Evet. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Let me hear you say it. I'm strong. | O zaman söyle de duyayım. Ben güçlüyüm! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Bye. See you later. | Sonra görüşürüz. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Cheers... | Bravo... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
'December 28. Motala General Hospital.' | '28 Aralık Motala Genel Hastanesi' | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
'A baby girl. Height: 48 cm.' | 'Kız çocuğu. Boyu: 48 cm.' | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Well, how about this? No, that. | Peki bu nasıl? Hayır, bunu istiyorum. Peki bu nasıl? Hayır, bunu istiyorum. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You like that one... | Bundan hoşlandın demek... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Pink might be prettier on a little girl like you. Don't you think so? | Pembe senin gibi küçük bir kızın üzerinde çok hoşdurur, öyle değil mi? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
No? You like red better. I see... | Hayır? Kırmızıyı daha çok seviyorsun. Anlıyorum... Hayır? Kırmızıyı daha çok seviyorsun. Anlıyorum... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Here, I'll give you the tester. Thank you. | Sana şu deneme boyunu veriyorum. Teşekkürler. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Well, hello... | Merhaba küçük hanım... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Nisse would a sailor be... No, not here. Sit down. | Nisse denizci olacaktı... Hayır burda olmaz. Otur bakalım. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
People might think you're crazy. | İnsanlar deli olduğunu düşünecek. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Where's your aunt? At the post office. | Teyzen nerede? Postanede. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Want a ride home? No thanks, we'll take the bus. | Eve gitmek ister misin? Hayır teşekküler, otobüsle döneceğiz. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
All right. Bye. | Peki. Görüşürüz. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Gunnar... | Gunnar... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Anna said it was all right. She'll catch a bus later. | Anna seninle gidebileceğimi söyledi. Sonra otobüsle gelecekmiş. Anna seninle gidebileceğimi söyledi. Sonra otobüsle gelecekmiş. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Okay, toss your stuff in the trunk. | Tamamdır, poşetlerini bagaja koy. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Does your aunt have a boyfriend? Yes. | Teyzenin erkek arkadaşı var mı? Var. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I might come over one of these days and mow the lawn for you. | Şu aralar gelip çimlerini biçmeliyim. Şu aralar gelip çimlerini biçmeliyim. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You don't need to do that. | Bunu yapmana gerek yok. Bunu yapmana gerek yok. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
We don't usually mow the lawn. | Çimleri biçmemize gerek yok. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Have you learned to swim yet? Sort of. | Yüzmeyi öğrendin mi? Biraz. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Oh, I thought I detected some webbing between your toes... | Ayak parmaklarının, tıpkı balık yüzgeçleri gibi olduğunu gördüğümü sanmıştım... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Got you, didn't I? | Espriyi anladın mı? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Hey, I know those two from somewhere. | Hey, bu ikiliyi biryerden tanıyorum. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I look more like her, my hair is blonder. | Onun gibi görünmek istiyorum, benim saçlarım daha fazla sarı. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Mine's longer, so I'm more like her. No way. | Benimkiler uzun, yani ben ona daha çok benziyorum. Hiç de bile. Benimkiler uzun, yani ben ona daha çok benziyorum. Hiç de bile. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
It's my room and my record. So what? | Burası benim odam ve benim eşyalarım. Ee n'olmuş? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
It's my record and my stuff. Like that has anything to do with it! | Bunların hepsi benim. Hiç birşey yapmadıktan sonra ne önemi var! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Then let's just forget the whole thing, and I'll go back home. | Tamam unutalım herşeyi, eve gideceğim. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Can't you go get some ice cream? Me? | Biraz dondurma getirir misin? Ben mi? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Just make sure Mom doesn't see you. | Anneye görünmediğinden emin ol. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
So move it already, I want ice cream. | Kalksana, dondurma istiyorum. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Out with the old and in with the new. Exactly. | Eskisi dışarı, yenisi içeri. Kesinlikle. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Like you can see, we need to get rid of some of this meat. | Biraz şu etlerden kurtulmak lazım, tüm gereken bu. Biraz şu etlerden kurtulmak lazım, tüm gereken bu. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
The freezer's a mess. | Dondurucu çok karışık. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
'Pork roast, 1 977'... | 'Domuz rostosu, 1977'... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
That's pretty ancient. | Bayağı eskiymiş bu. Bayağı eskiymiş bu. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Touch me, for God's sake... | Allah aşkına dokun bana... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
What are you doing? Stop it. | Ne yeapıyorsun? Dursana. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |