• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 19460

English Turkish Film Name Film Year Details
Look, Mal, I got no ruttin' idea. Bak Mal, hiçbir fikrim yok. Bak Mal, hiçbir fikrim yok. Firefly-1 2003 info-icon
I was here a few years back, like I said... Söylediğim gibi birkaç yıl önce buradaydım... Söylediğim gibi birkaç yıl önce buradaydım... Firefly-1 2003 info-icon
pulled a second story, stole a lot of scratch from the ...ve tepede oturan Magistra'dan yüklü... ...ve tepede oturan Magistra'dan yüklü... Firefly-1 2003 info-icon
magistrate up on the hill but things went... way south. ...para çaldım ama iş... boka sardı. ...para çaldım ama iş... boka sardı. Firefly-1 2003 info-icon
I had to hightail it. They don't put you Kaçmak zorunda kaldım. Bunun için adamın heykelini kasaba meydanına dikmezler. Kaçmak zorunda kaldım. Bunun için adamın heykelini kasaba meydanına dikmezler. Firefly-1 2003 info-icon
Yeah, 'cept I'm looking at some very compelling evidence says they do. Evet, ama diktiklerine dair çok ikna edici bir kanıta bakıyorum. Evet, ama diktiklerine dair çok ikna edici bir kanıta bakıyorum. Firefly-1 2003 info-icon
This must be what going mad feels like. Aklını kaçırmak böyle bir his olsa gerek. Aklını kaçırmak böyle bir his olsa gerek. Firefly-1 2003 info-icon
I think they captured him, though. You know, captured his essence. Ama çok iyi resmetmişler. Ruhunu resmetmişler. Ama çok iyi resmetmişler. Ruhunu resmetmişler. Firefly-1 2003 info-icon
Looks sorta angry, don't he? That's kinda what I meant. Biraz sinirli görünüyor, değil mi? Ben de onu kastediyorum. Biraz sinirli görünüyor, değil mi? Ben de onu kastediyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Shift four on duty. Shift four on duty. Dördüncü vardiya iş başına. Dördüncü vardiya iş başına. Dördüncü vardiya iş başına. Dördüncü vardiya iş başına. Firefly-1 2003 info-icon
Hey, I got an idea. Hey, bir fikrim var. Hey, bir fikrim var. Firefly-1 2003 info-icon
Instead of us hangin' around playin' art critic till I get pinched by the man... Burada takılıp, ben enselenene kadar sanat eleştirmenliği oynamak yerine... Burada takılıp, ben enselenene kadar sanat eleştirmenliği oynamak yerine... Firefly-1 2003 info-icon
how's about we move away from this eerie ass piece of work and... ...bu ürkünç sanat eserinden uzaklaşıp... ...bu ürkünç sanat eserinden uzaklaşıp... Firefly-1 2003 info-icon
get along with our increasingly eerie assed day, how's that? I don't know. ...giderek ürkünçleşen günümüze devam edelim, ne dersiniz? Bilemiyorum. ...giderek ürkünçleşen günümüze devam edelim, ne dersiniz? Bilemiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
This here's a spectacle might warrant a moment's consideration. Nazarı dikkate almamız gereken bir manzara ile karşı karşıyayız. Nazarı dikkate almamız gereken bir manzara ile karşı karşıyayız. Firefly-1 2003 info-icon
Everywhere I go, his eyes keep following me. Nereye gidersem gideyim, gözleri beni takip ediyor. Nereye gidersem gideyim, gözleri beni takip ediyor. Firefly-1 2003 info-icon
Come on, gorram it! We got a job. Let's go do it, get the hell outta here. Siktir et! İşimiz var. İşimizi yapıp, defolup gidelim. Siktir et! İşimiz var. İşimizi yapıp, defolup gidelim. Firefly-1 2003 info-icon
I crossed the magistrate of this company town. Understand? Bu kasabanın Magistra'sına kelek attım. Anladınız mı? Bu kasabanın Magistra'sına kelek attım. Anladınız mı? Firefly-1 2003 info-icon
He ain't exactly a forgivin' sort of guy. Hoşgörülü bir herif değildi. Hoşgörülü bir herif değildi. Firefly-1 2003 info-icon
Magistrate Higgins, I may presume. You may. Magistra Higgins diye tahmin ediyorum. Evet. Magistra Higgins diye tahmin ediyorum. Evet. Firefly-1 2003 info-icon
But I only make the people I own use my title. Ama sahip olduğum insanların bu unvanı kullanmasını isterim. Ama sahip olduğum insanların bu unvanı kullanmasını isterim. Firefly-1 2003 info-icon
Mr. Higgins... will do fine. Bay Higgins... diyebilirsiniz. Bay Higgins... diyebilirsiniz. Firefly-1 2003 info-icon
And you can call me Inara, Mr. Higgins. Siz de bana Inara diye hitap edebilirsiniz, Bay Higgins. Siz de bana Inara diye hitap edebilirsiniz, Bay Higgins. Firefly-1 2003 info-icon
It's a rare pleasure, your visit to my little moon. Küçük uydumu ziyaret etmeniz olağanüstü bir şeref. Küçük uydumu ziyaret etmeniz olağanüstü bir şeref. Firefly-1 2003 info-icon
Journey wasn't too taxing? Not at all. Umarım yolculuk çok yorucu değildi. Hiç değildi. Umarım yolculuk çok yorucu değildi. Hiç değildi. Firefly-1 2003 info-icon
I'm refreshed and ready. Shall we begin at, say, 7:30? Dinlendim ve hazırım. 7:30 diyelim mi? Dinlendim ve hazırım. 7:30 diyelim mi? Firefly-1 2003 info-icon
I have a feeling it will take all your art to deal with this particular problem. Bu problemi çözmek için bütün yeteneğinizi kullanmanız gereken sanırım. Bu problemi çözmek için bütün yeteneğinizi kullanmanız gereken sanırım. Firefly-1 2003 info-icon
Every problem, Mr. Higgins, is an opportunity in disguise. Her problem keşfedilmeyi bekleyen bir fırsattır, Bay Higgins. Her problem keşfedilmeyi bekleyen bir fırsattır, Bay Higgins. Firefly-1 2003 info-icon
What are we up to, sweetheart? Fixing your Bible. Ne yapıyoruz, hayatım? İncilini düzeltiyorum. Ne yapıyoruz, hayatım? İncilini düzeltiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Your Bible's broken. İncilin bozuk. İncilin bozuk. Firefly-1 2003 info-icon
Contradictions, false logistics... Doesn't make sense. Çelişkilerle dolu, lojistiği yanlış... Hiç mantıklı değil. Çelişkilerle dolu, lojistiği yanlış... Hiç mantıklı değil. Firefly-1 2003 info-icon
No, no. You can't... So we'll integrate non progressional Hayır, hayır. Yapamazsın Gelişimsel olmayan evrim teorisini... Hayır, hayır. Yapamazsın Gelişimsel olmayan evrim teorisini... Firefly-1 2003 info-icon
evolution theory with God's creation of Eden. ...Tanrı'nın cenneti yaratmasına uygulayacağız. Sadece daha üstün olduklarımdan. ...Tanrı'nın cenneti yaratmasına uygulayacağız. Firefly-1 2003 info-icon
Eleven inherent metaphoric parallels already there. 11 mecazi paralel esası zaten mevcut. 11 mecazi paralel esası zaten mevcut. Firefly-1 2003 info-icon
Eleven. Important number. Prime number. 11. Önemli bir rakamdır. Asal sayı. 11. Önemli bir rakamdır. Asal sayı. Firefly-1 2003 info-icon
One goes into the house of 11, 11 times but always comes out one. Biri on bir defa on bire taşırsın ama sonuç hep birdir. Biri on bir defa on bire taşırsın ama sonuç hep birdir. Firefly-1 2003 info-icon
Noah's ark is a problem. Really? Nuh'un gemisi bir problem. Öyle mi? Nuh'un gemisi bir problem. Öyle mi? Firefly-1 2003 info-icon
We'll have to call it "early quantum state phenomenon". Only way "Erken kuantum durumu fenomeni" dememiz gerekiyor. Bir gemiye... "Erken kuantum durumu fenomeni" dememiz gerekiyor. Bir gemiye... Firefly-1 2003 info-icon
to fit 5,000 species of mammal on the same boat. ...5.000 farklı memeliyi sığdırmanın başka yolu yok. ...5.000 farklı memeliyi sığdırmanın başka yolu yok. Firefly-1 2003 info-icon
Give me that. Ver bakayım bana. Ver bakayım bana. Firefly-1 2003 info-icon
River, you don't... fix the Bible. River, İncil'i... düzeltemezsin. River, İncil'i... düzeltemezsin. Firefly-1 2003 info-icon
It's broken. Bozuk ama. Bozuk ama. Firefly-1 2003 info-icon
It doesn't make sense. Mantıklı değil. Mantıklı değil. Firefly-1 2003 info-icon
It's not about... making sense. Mantıklı olması... gerekmiyor. Mantıklı olması... gerekmiyor. Firefly-1 2003 info-icon
It's about believing in something. Mesele bir şeye inanmak. Mesele bir şeye inanmak. Firefly-1 2003 info-icon
And letting that belief be real enough to change your life. Ve bu inancın hayatını değiştirecek kadar içten olmasına izin vermektir. Ve bu inancın hayatını değiştirecek kadar içten olmasına izin vermektir. Firefly-1 2003 info-icon
It's about faith. İnançla ilgilidir. İnançla ilgilidir. Firefly-1 2003 info-icon
You don't fix faith, River. İnancı düzeltemezsin River. İnancı düzeltemezsin River. Firefly-1 2003 info-icon
It fixes you. İnanç seni düzeltir. İnanç seni düzeltir. Firefly-1 2003 info-icon
You hang on to those, then. Onlar sende kalsın. Onlar sende kalsın. Firefly-1 2003 info-icon
Can't be a statue of me. No reason for it. Benim heykelim olamaz. Sebep yok. Son derece anlamsız. Benim heykelim olamaz. Sebep yok. Son derece anlamsız. Firefly-1 2003 info-icon
Won't argue with that. İtiraz etmem. İtiraz etmem. Firefly-1 2003 info-icon
They call it mudder's milk. Çamurcu sütü derler buna. Çamurcu sütü derler buna. Firefly-1 2003 info-icon
All the protein, vitamins and carbs of your Büyükannenin en lezzetli hindisindeki proteinler... Büyükannenin en lezzetli hindisindeki proteinler... Firefly-1 2003 info-icon
grandma's best turkey dinner, plus 15 percent alcohol. ...vitaminler, karbonhidratlar ve 15 derece alkol. ...vitaminler, karbonhidratlar ve 15 derece alkol. Firefly-1 2003 info-icon
It's horrific. Worked for the Egyptians. Korkunç bir şey. Mısırlıların işine yaradı. Korkunç bir şey. Mısırlıların işine yaradı. Firefly-1 2003 info-icon
What's that? The ancient Egyptians. O nedir? Eski Mısırlılar. O nedir? Eski Mısırlılar. Firefly-1 2003 info-icon
Back on Earth that was. Not so different from the ancestral Eski Dünya'da. Piramitleri inşa etmeleri için... Eski Dünya'da. Piramitleri inşa etmeleri için... Firefly-1 2003 info-icon
form of beer they fed the slaves to build pyramids. ...kölelere verilen biranın atasından çok farklı değil. ...kölelere verilen biranın atasından çok farklı değil. Firefly-1 2003 info-icon
It's liquid bread. It kept them from starving... Sıvı ekmek. Açlıktan ölmesinler... Sıvı ekmek. Açlıktan ölmesinler... Firefly-1 2003 info-icon
and knocked them out at night, so they wouldn't be inclined to insurrection. ...geceleri sızıp kalsınlar ve isyan çıkarmaya kalkışmasınlar diye. ...geceleri sızıp kalsınlar ve isyan çıkarmaya kalkışmasınlar diye. Firefly-1 2003 info-icon
Simon, that was so... historical. Simon, anlattıkların çok... tarihi. Simon, anlattıkların çok... tarihi. Firefly-1 2003 info-icon
Now, what's a gussied up fella like you doing in a place like this? Böyle bir yerde böyle süslü püslü bir adamın ne işi var? Böyle bir yerde böyle süslü püslü bir adamın ne işi var? Firefly-1 2003 info-icon
Shake your head, boy. Your eyes are stuck. Kafanı salla, evlat. Gözlerin takılmış. Kafanı salla, evlat. Gözlerin takılmış. Firefly-1 2003 info-icon
Git! Yaylan! Yaylan! Firefly-1 2003 info-icon
You wouldn't be looking for Kessler? Just havin' a brew. Kessler'ı aramıyorsunuzdur herhalde? Sadece içki içiyoruz. Kessler'ı aramıyorsunuzdur herhalde? Sadece içki içiyoruz. Firefly-1 2003 info-icon
I knew a Kessler. Knew? Kessler diye birini tanırdım. Tanırdım? Kessler diye birini tanırdım. Tanırdım? Firefly-1 2003 info-icon
He was a good middleman. Low profile. Didn't filch. İyi bir aracıydı. Göze batmayan. Çalıp çırpmazdı. İyi bir aracıydı. Göze batmayan. Çalıp çırpmazdı. Firefly-1 2003 info-icon
Last week, the factory foreman and his prod crew... Geçen hafta fabrika ustabaşısı ve tayfası kaçakçılık yaptığını duymuş. Geçen hafta fabrika ustabaşısı ve tayfası kaçakçılık yaptığını duymuş. Firefly-1 2003 info-icon
Gave him a peck of trouble for it. What kind of peck was that? Sıkı tartaklamışlar. Ne cins bir tartaklama? Sıkı tartaklamışlar. Ne cins bir tartaklama? Firefly-1 2003 info-icon
The kind where they hacked off his hands and feet with a machete... Pala ile ellerini ve ayaklarını uçurup... Pala ile ellerini ve ayaklarını uçurup... Firefly-1 2003 info-icon
...rolled him into the bog. They peck pretty hard around here. ...bataklığa yuvarladıkları cinsten. Buralarda sıkı tartaklıyorlarmış. ...bataklığa yuvarladıkları cinsten. Buralarda sıkı tartaklıyorlarmış. Firefly-1 2003 info-icon
Listen. My client off world is waiting for his delivery. Dinle. Gezegen dışındaki müşterim teslimatı bekliyor. Dinle. Gezegen dışındaki müşterim teslimatı bekliyor. Firefly-1 2003 info-icon
If the goods are gone... Not to worry. Eğer mallar elden gitmişse Merak etme. Eğer mallar elden gitmişse Merak etme. Firefly-1 2003 info-icon
Your man's merchandise is here, safe in Kessler's hiding place. Adamınızın malları burada, Kessler'ın zulasında güvendeler. Adamınızın malları burada, Kessler'ın zulasında güvendeler. Firefly-1 2003 info-icon
We just gotta figure out how to get it across town... Ustabaşı ve tayfası görmeden kasabanın... Ustabaşı ve tayfası görmeden kasabanın... Firefly-1 2003 info-icon
without being seen by the foreman and his prods. ...diğer ucundan nasıl getireceğimizi çözmeliyiz. ...diğer ucundan nasıl getireceğimizi çözmeliyiz. Firefly-1 2003 info-icon
I advise we all just lay low for a moment. Şimdilik dikkat çekmemeyi öneriyorum. Şimdilik dikkat çekmemeyi öneriyorum. Firefly-1 2003 info-icon
~ Jayne ~ * Jayne * * Jayne * Firefly-1 2003 info-icon
~ The man they call Jayne ~ * Jayne derler ismine * * Jayne derler ismine * Firefly-1 2003 info-icon
~ He robbed from the rich and he gave to the poor ~ * Çaldı zenginden, verdi fakire * * Çaldı zenginden, verdi fakire * Firefly-1 2003 info-icon
~ Stood up to the man and he gave him what for ~ * Kafa tuttu patrona, gösterdi nedenini * * Kafa tuttu patrona, gösterdi nedenini * Firefly-1 2003 info-icon
~ Our love for him now ain't hard to explain ~ * Zor değil açıklaması ona olan sevgimizin nedenini * * Zor değil açıklaması ona olan sevgimizin nedenini * Firefly-1 2003 info-icon
~ The hero of Canton The man they call Jayne ~ * Canton kahramanı, Jayne derler ismine * * Canton kahramanı, Jayne derler ismine * Firefly-1 2003 info-icon
~ Our Jayne saw the Mudders' backs breakin' ~ * Kahraman Jayne gördü çamurcuların eşek gibi çalıştırıldığını * * Kahraman Jayne gördü çamurcuların eşek gibi çalıştırıldığını * Firefly-1 2003 info-icon
~ He saw the Mudders' laments ~ * Duydu çamurcuların inleyip, ağladığını * * Duydu çamurcuların inleyip, ağladığını * Firefly-1 2003 info-icon
~ And he saw the magistrate takin'~ * Gördü Magistra'nın cebine indirdiklerini * * Gördü Magistra'nın cebine indirdiklerini * Firefly-1 2003 info-icon
~ Every dollar and leavin' five cents ~ * Her dolar karşılığında beş sent verdiğini * * Her dolar karşılığında beş sent verdiğini * Firefly-1 2003 info-icon
~ So he said You can't do that to my people ~ * "Yapamazsın bunu benim halkıma" dedi * * "Yapamazsın bunu benim halkıma" dedi * Firefly-1 2003 info-icon
Jayne? Jayne? Jayne? Firefly-1 2003 info-icon
Yeah, Mal? Evet, Mal? Evet, Mal? Firefly-1 2003 info-icon
You got any light you'd like to shed on this development? Bu gelişmeyi aydınlatacak bir açıklaman var mı? Bu gelişmeyi aydınlatacak bir açıklaman var mı? Firefly-1 2003 info-icon
~ Stole everything Boss Higgins had to steal ~ * Patron Higgins'ın çalacaklarını geri çaldı, hem de hepsini * * Patron Higgins'ın çalacaklarını geri çaldı, hem de hepsini * Firefly-1 2003 info-icon
No, Mal. Yok, Mal. Yok, Mal. Firefly-1 2003 info-icon
No, this must be what going mad feels like. Hayır, aklını kaçırmak öyle bir his olsa gerek. Hayır, aklını kaçırmak öyle bir his olsa gerek. Firefly-1 2003 info-icon
~ He stood up to the man and he gave him what for ~ * Kafa tuttu patrona, gösterdi problemi * * Kafa tuttu patrona, gösterdi problemi * Firefly-1 2003 info-icon
~ Now, here is what separates heroes ~ * Kahramanları ayıran * * Kahramanları ayıran * Firefly-1 2003 info-icon
~ From common folk like you and I ~ * Sen, ben gibi sıradan insanlardan * * Sen, ben gibi sıradan insanlardan * Firefly-1 2003 info-icon
~ The man they call Jayne he turned 'round his plane ~ * Jayne derler ismine, döndürdü uçağını * * Jayne derler ismine, döndürdü uçağını * Firefly-1 2003 info-icon
~ And let that money hit sky ~ * Savurdu göklere parayı * * Savurdu göklere parayı * Firefly-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19455
  • 19456
  • 19457
  • 19458
  • 19459
  • 19460
  • 19461
  • 19462
  • 19463
  • 19464
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact