• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19464

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
It's all I have. Elimde bir tek bu var. Elimde bir tek bu var. Firefly-1 2003 info-icon
I mean, my way of being polite... Yani nazik olmam... Yani nazik olmam... Firefly-1 2003 info-icon
or however it's... ...ya da neyse artık... ...ya da neyse artık... Firefly-1 2003 info-icon
Well, it's the only way I have of showing you that I like you. ...senden hoşlandığımı bir tek böyle gösterebilirim. ...senden hoşlandığımı bir tek böyle gösterebilirim. Firefly-1 2003 info-icon
I'm showing respect. Saygı gösteriyorum. Saygı gösteriyorum. Firefly-1 2003 info-icon
So, when we made love last night... When we what? Dün gece seviştiğimizde Ne yaptığımızda? Gün gece seviştiğimizde Ne yaptığımızda? Firefly-1 2003 info-icon
You really are such an easy mark. Çok kolay lokmasın. Çok kolay lokmasın. Firefly-1 2003 info-icon
Don't make no sense. Çok anlamsız. Çok anlamsız. Firefly-1 2003 info-icon
Why the hell'd that mudder have to go and do that for, Mal... O çamurcunu ne demeye öyle yaptı, Mal... O çamurcunu ne demeye öyle yaptı, Mal... Firefly-1 2003 info-icon
jumpin' in front of the shotgun blast? ...neden silahın önüne atladı? ...neden silahın önüne atladı? Firefly-1 2003 info-icon
Hell, there weren't a one of 'em understood what happened out there. Teki bile orada ne olduğunu anlamadı. Teki bile orada ne olduğunu anlamadı. Firefly-1 2003 info-icon
They're probably sticking that statue right back up. Muhtemelen o heykeli yerine geri dikmişlerdir. Muhtemelen o heykeli yerine geri dikmişlerdir. Firefly-1 2003 info-icon
I don't know why that eats at me so. It's my estimation that... Neden beni rahatsız ettiğini bilmiyorum. Bana göre... Neden beni rahatsız ettiğini bilmiyorum. Bana göre... Firefly-1 2003 info-icon
every man ever got a statue made of him ...heykeli yapılan her adam bir çeşit orospu çocuğudur. ...heykeli yapılan her adam bir çeşit orospu çocuğudur. Firefly-1 2003 info-icon
Ain't about you, Jayne. Seninle alakalı değildi, Jayne. Seninle alakalı değildi, Jayne. Firefly-1 2003 info-icon
It's about what they need. Neye ihtiyaçları olduğuyla alakalıydı. Neye ihtiyaçları olduğuyla alakalıydı. Firefly-1 2003 info-icon
A real beauty, ain't she? Yes, sir. Çok güzel değil mi? Evet, öyle. Çok güzel değil mi? Evet, öyle. Çok güzel değil mi? Evet, öyle. Firefly-1 2003 info-icon
Tell you what. You buy this ship, treat her proper... Bak ne diyeceğim. Bu gemiyi satın al, iyi bak... Bak ne diyeceğim. Bu gemiyi satın al, iyi bak... Bak ne diyeceğim. Bu gemiyi satın al, iyi bak... Firefly-1 2003 info-icon
she'll be with you for the rest of your life. ...hayatının sonuna kadar yanında olur. ...hayatının sonuna kadar yanında olur. ...hayatının sonuna kadar yanında olur. Firefly-1 2003 info-icon
Well? Evet? Evet? Evet? Firefly-1 2003 info-icon
You paid money for this, sir? On purpose? Buna para mı verdiniz, efendim? Bilerek mi? Buna para mı verdiniz, efendim? Bilerek mi? Buna para mı verdiniz, efendim? Bilerek mi? Firefly-1 2003 info-icon
Wha... Come on, seriously, Zoe, what do you think? Ne var ki... hadi, çok ciddiyim. Nasıl buldun, Zoe? Ne var ki... hadi, çok ciddiyim. Nasıl buldun, Zoe? Ne var ki... hadi, çok ciddiyim. Nasıl buldun, Zoe? Firefly-1 2003 info-icon
Honestly, sir? I think you got robbed. Robbed? Wha... Açıkçası, bence soyuldunuz. Soyuldum mu? Ne... Açıkçası, bence soyuldunuz. Soyuldum mu? Ne... Açıkçası, bence soyuldunuz. Soyuldum mu? Ne... Firefly-1 2003 info-icon
It's a piece of junk. Junk? 1 Hurda. Hurda mı? 1 Hurda. Hurda mı? 1 Hurda. Hurda mı? 1 Firefly-1 2003 info-icon
Okay, she won't be winning any beauty contests anytime soon but she is solid. Tamam, güzellik yarışması filan kazanamaz ama sağlam gemi. Tamam, güzellik yarışması filan kazanamaz ama sağlam gemi. Tamam, güzellik yarışması filan kazanamaz ama sağlam gemi. Firefly-1 2003 info-icon
Ship like this, be with you till the day you die. Böyle bir gemi ölene kadar yanında olur. Böyle bir gemi ölene kadar yanında olur. Böyle bir gemi ölene kadar yanında olur. Firefly-1 2003 info-icon
Because it's a death trap. That's not... Çünkü ölümüne sebep olur. Öyle demek... Çünkü ölümüne sebep olur. Öyle demek... Çünkü ölümüne sebep olur. Öyle demek... Firefly-1 2003 info-icon
You are very much lacking in imagination. Hiç hayal gücün yok. Hiç hayal gücün yok. Hiç hayal gücün yok. Firefly-1 2003 info-icon
I imagine that's so, sir. Come on. You haven't even seen most of it. Sanırım öyle efendim. Daha içini görmedin. Sanırım öyle efendim. Daha içini görmedin. Sanırım öyle efendim. Daha içini görmedin. Firefly-1 2003 info-icon
Let me show you the rest, and try to see past what she is Sana göstereyim ve şu anki halini değil de... Sana göstereyim ve şu anki halini değil de... Sana göstereyim ve şu anki halini değil de... Firefly-1 2003 info-icon
...and on to what she can be. What's that, sir? ...ne olabileceğini hayal etmeye çalış. O nedir, efendim? ...ne olabileceğini hayal etmeye çalış. O nedir, efendim? ...ne olabileceğini hayal etmeye çalış. O nedir, efendim? Firefly-1 2003 info-icon
Freedom is what. I meant what's that? Özgürlük. O nedir demek istiyorum. Özgürlük. O nedir demek istiyorum. Özgürlük. O nedir demek istiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Yeah, just step around that. I think something must have been living in here. Evet, yanından geç. Sanırım burada bir şey yaşıyordu. Evet, yanından geç. Sanırım burada bir şey yaşıyordu. Evet, yanından geç. Sanırım burada bir şey yaşıyordu. Firefly-1 2003 info-icon
I tell you, Zoe, we get a mechanic, get her up and running again, İnan bana Zoe, bir teknisyen buluruz, çalışır duruma getiririz... İnan bana Zoe, bir teknisyen buluruz, çalışır duruma getiririz... İnan bana Zoe, bir teknisyen buluruz, çalışır duruma getiririz... Firefly-1 2003 info-icon
hire a good pilot, maybe a cook... ...iyi bir pilot tutarız, belki bir aşçı da. ...iyi bir pilot tutarız, belki bir aşçı da. ...iyi bir pilot tutarız, belki bir aşçı da. Firefly-1 2003 info-icon
Live like real people. Adam gibi yaşarız. Adam gibi yaşarız. Adam gibi yaşarız. Firefly-1 2003 info-icon
A small crew... They must feel the need to be free, take jobs as they come... Küçük bir ekip. Onlar da özgürlük istemeli. Bulduğumuz işleri yaparız... Küçük bir ekip. Onlar da özgürlük istemeli. Bulduğumuz işleri yaparız... Küçük bir ekip. Onlar da özgürlük istemeli. Bulduğumuz işleri yaparız... Firefly-1 2003 info-icon
They never have to be under the heel of nobody ever again. Bir daha kendilerini kimsenin boyunduruğunda hissetmeyecekler. Bir daha kendilerini kimsenin boyunduruğunda hissetmeyecekler. Bir daha kendilerini kimsenin boyunduruğunda hissetmeyecekler. Firefly-1 2003 info-icon
No matter how long the arm of the Alliance might get... İttifakın kolu çok ileriye uzansa da... İttifakın kolu çok ileriye uzansa da... İttifakın kolu çok ileriye uzansa da... Firefly-1 2003 info-icon
we'll just get ourselves a little further. ...biraz daha ilerisine gideriz. ...biraz daha ilerisine gideriz. ...biraz daha ilerisine gideriz. Firefly-1 2003 info-icon
"Get her running again"? Yeah. "Tekrar çalışır hale getirmek?" Evet. "Tekrar çalışır hale getirmek?" Evet. "Tekrar çalışır hale getirmek?" Evet. Firefly-1 2003 info-icon
So not running now? Not so much. Yani şimdi çalışmıyor? Hayır. Yani şimdi çalışmıyor? Hayır. Yani şimdi çalışmıyor? Hayır. Firefly-1 2003 info-icon
But she will. Ama çalışacak. Ama çalışacak. Ama çalışacak. Firefly-1 2003 info-icon
I already know what I'm gonna call her. Got a name all picked out. Ne isim vereceğimi biliyorum. Adını çoktan seçtim bile. Ne isim vereceğimi biliyorum. Adını çoktan seçtim bile. Ne isim vereceğimi biliyorum. Adını çoktan seçtim bile. Firefly-1 2003 info-icon
~ Take my love, take my land ~ * Senin olsun sevdiğim de, toprağım da * * Senin olsun sevdiğim de, toprağım da * * Senin olsun sevdiğim de, toprağım da * Firefly-1 2003 info-icon
~ Take me where I cannot stand ~ * Götür beni katlanamayacağım diyarlara * * Götür beni katlanamayacağım diyarlara * * Götür beni katlanamayacağım diyarlara * Firefly-1 2003 info-icon
~ I don't care, I'm still free ~ * Umurumda olmaz, özgürüm hâlâ * * Umurumda olmaz, özgürüm hâlâ * * Umurumda olmaz, özgürüm hâlâ * Firefly-1 2003 info-icon
~ You can't take the sky from me ~ * Silemezsin kalbimden gökleri * * Silemezsin kalbimden gökleri * * Silemezsin kalbimden gökleri * Firefly-1 2003 info-icon
~ Take me out to the black ~ * Karanlık diyarlara götür beni * * Karanlık diyarlara götür beni * * Karanlık diyarlara götür beni * Firefly-1 2003 info-icon
~ Tell them I ain't comin'back ~ * Söyle herkese geri dönmeyeceğimi * * Söyle herkese geri dönmeyeceğimi * * Söyle herkese geri dönmeyeceğimi * Firefly-1 2003 info-icon
~ Burn the land and boil the sea ~ * Yak toprağı, tutuştur denizleri * * Yak toprağı, tutuştur denizleri * * Yak toprağı, tutuştur denizleri * Firefly-1 2003 info-icon
~ There's no place I can be ~ * Kalmadı kendim gibi hissettiğim başka bir yer * * Kalmadı kendim gibi hissettiğim başka bir yer * * Kalmadı kendim gibi hissettiğim başka bir yer * Firefly-1 2003 info-icon
~ Since I've found serenity ~ * Serenity'yi bulduğumdan beri * * Serenity'yi bulduğumdan beri * * Serenity'yi bulduğumdan beri * Firefly-1 2003 info-icon
~ But you can't take the sky from me ~~ * Ama silemezsin kalbimden gökleri * * Ama silemezsin kalbimden gökleri * * Ama silemezsin kalbimden gökleri * Firefly-1 2003 info-icon
That is not true. No. Doğru değil. Hayır. Doğru değil. Hayır. Doğru değil. Hayır. Firefly-1 2003 info-icon
I swear it is. Yemin ederim öyle. Yemin ederim öyle. Yemin ederim öyle. Firefly-1 2003 info-icon
Surely one of you must have told him. Biriniz ona mutlaka söylemiştir. Biriniz ona mutlaka söylemiştir. Biriniz ona mutlaka söylemiştir. Firefly-1 2003 info-icon
No! Not one of the brethren had the heart to say anything. Hayır! Kardeşlerden hiçbiri söyleyecek gücü bulamadı. Hayır! Kardeşlerden hiçbiri söyleyecek gücü bulamadı. Hayır! Kardeşlerden hiçbiri söyleyecek gücü bulamadı. Firefly-1 2003 info-icon
He was so proud. Çok gururlanıyordu. Çok gururlanıyordu. Çok gururlanıyordu. Firefly-1 2003 info-icon
Of what? Neden? Neden? Neden? Firefly-1 2003 info-icon
What was he proud of? Who he? Neden dolayı gururlanıyordu? Kimden bahsediyorsunuz? Neden dolayı gururlanıyordu? Kimden bahsediyorsunuz? Neden dolayı gururlanıyordu? Kimden bahsediyorsunuz? Firefly-1 2003 info-icon
Looked rather natty, truth be told, you know. Gerçeği söylemek gerekirse, bayağı şık görünüyordu. Gerçeği söylemek gerekirse, bayağı şık görünüyordu. Gerçeği söylemek gerekirse, bayağı şık görünüyordu. Firefly-1 2003 info-icon
What was natty? I wanna hear about the natty thing. Şık olan neydi? Şık olanı duymak istiyorum. Şık olan neydi? Şık olanı duymak istiyorum. Şık olan neydi? Şık olanı duymak istiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Shepherd Book was just tellin' us funny stories about his life at the monastery. Rahip Book manastırdaki yaşamı ile ilgili bize komik hikâyeler anlatıyordu. Rahip Book manastırdaki yaşamı ile ilgili bize komik hikâyeler anlatıyordu. Rahip Book manastırdaki yaşamı ile ilgili bize komik hikâyeler anlatıyordu. Firefly-1 2003 info-icon
Monastic humor. I miss out on all the fun. Manastır esprileri. Eğlenceyi kaçırmışım. Manastır esprileri. Eğlenceyi kaçırmışım. Manastır esprileri. Eğlenceyi kaçırmışım. Firefly-1 2003 info-icon
And all the food too, apparently. Just who do you think you're married to? Ve görünüşe göre bütün yemeği de. Kiminle evlendiğini sanıyorsun? Ve görünüşe göre bütün yemeği de. Kiminle evlendiğini sanıyorsun? Ve görünüşe göre bütün yemeği de. Kiminle evlendiğini sanıyorsun? Firefly-1 2003 info-icon
Voila! I love my wife. Al bakalım! Karımı çok seviyorum. Al bakalım! Karımı çok seviyorum. Al bakalım! Karımı çok seviyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Or a single living soul, for that matter. Good. Way it should be. Bir Allah'ın kuluna da rastlamayacağız. Güzel. Böyle olmalı zaten. Bir Allah'ın kuluna da rastlamayacağız. Güzel. Böyle olmalı zaten. Bir Allah'ın kuluna da rastlamayacağız. Güzel. Böyle olmalı zaten. Firefly-1 2003 info-icon
Course, what should be an 18 hour trip's gonna Tabii ki 18 saat sürmesi gereken yolculuk bu yolla 1 haftaya yakın sürecek. Tabii ki 18 saat sürmesi gereken yolculuk bu yolla 1 haftaya yakın sürecek. Tabii ki 18 saat sürmesi gereken yolculuk bu yolla 1 haftaya yakın sürecek. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, we're in no rush. I like an easy, languorous journey. Acelemiz yok. Uzun süren, tembel yolculukları severim. Acelemiz yok. Uzun süren, tembel yolculukları severim. Acelemiz yok. Uzun süren, tembel yolculukları severim. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, gee, I wonder what that would be like. Let me help you with that. Nasıl olacak acaba? Sana yardım edeyim. Nasıl olacak acaba? Sana yardım edeyim. Nasıl olacak acaba? Sana yardım edeyim. Firefly-1 2003 info-icon
It's your turn. My turn? Sıra sende. Bende mi? Sıra sende. Bende mi? Sıra sende. Bende mi? Firefly-1 2003 info-icon
Well, Shepherd told us a funny story about being a preacher. Rahip bize vaiz olmakla ilgili komik bir hikâye anlattı. Rahip bize vaiz olmakla ilgili komik bir hikâye anlattı. Rahip bize vaiz olmakla ilgili komik bir hikâye anlattı. Firefly-1 2003 info-icon
Now you tell us a funny story about being a doctor. Şimdi de sen doktor olmakla ilgili komik bir hikâye anlat. Şimdi de sen doktor olmakla ilgili komik bir hikâye anlat. Şimdi de sen doktor olmakla ilgili komik bir hikâye anlat. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, a funny story. Yeah, 'cause sick people are "high larious." Komik bir hikâye... Çünkü hasta insanlar çok eğlendirici olur. Komik bir hikâye... Çünkü hasta insanlar çok eğlendirici olur. Komik bir hikâye... Çünkü hasta insanlar çok eğlendirici olur. Firefly-1 2003 info-icon
Well, they... They can be... Olabilirler... Olabilirler... Olabilirler... Firefly-1 2003 info-icon
Well, in... in fact, I... I remember this time... ...Aslında... bir keresinde... ...Aslında... bir keresinde... ...Aslında... bir keresinde... Firefly-1 2003 info-icon
I was working the E.R., and this... this... ...acil serviste çalışıyordum ve bir... ...acil serviste çalışıyordum ve bir... ...acil serviste çalışıyordum ve bir... Firefly-1 2003 info-icon
this fellow... this... you know, upright sort of citizen... ...bir adam, namuslu bir adam... ...bir adam, namuslu bir adam... ...bir adam, namuslu bir adam... Firefly-1 2003 info-icon
he... he comes in and he's, you know, complaining about... ...geldi ve şikâyeti ...geldi ve şikâyeti ...geldi ve şikâyeti Firefly-1 2003 info-icon
Inara, she's gotta have some funny whorin' stories, I'd wager. Inara, bahse girerim sende mutlaka komik orospuluk hikâyeleri vardır. Inara, bahse girerim sende mutlaka komik orospuluk hikâyeleri vardır. Inara, bahse girerim sende mutlaka komik orospuluk hikâyeleri vardır. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, do I ever. Hiç olmaz mı? Hiç olmaz mı? Hiç olmaz mı? Firefly-1 2003 info-icon
Funny and sexy. You have no idea. Komik ve seksi. Haberin bile yok. Komik ve seksi. Haberin bile yok. Komik ve seksi. Haberin bile yok. Firefly-1 2003 info-icon
And you never will. Ve olmayacak da. Ve olmayacak da. Ve olmayacak da. Firefly-1 2003 info-icon
I don't discuss my clients. Müşterilerimden bahsetmem. Müşterilerimden bahsetmem. Müşterilerimden bahsetmem. Firefly-1 2003 info-icon
Aw, come on, Inara. Who'd know? Yapma ya Inara. Kim bilecek ki? Yapma ya Inara. Kim bilecek ki? Yapma ya Inara. Kim bilecek ki? Firefly-1 2003 info-icon
You. A Companion doesn't kiss and tell. Sen. Bir Dam asla öpüp anlatmaz. Sen. Bir Dam asla öpüp anlatmaz. Sen. Bir Dam asla öpüp anlatmaz. Firefly-1 2003 info-icon
So there is kissin'? Öpüşme var yani? Öpüşme var yani? Öpüşme var yani? Firefly-1 2003 info-icon
Hey, Doc... I think Kaylee may need your help after all. Hey Doktor, sanırım Kaylee'nin yardımına ihtiyacı olacak. Hey Doktor, sanırım Kaylee'nin yardımına ihtiyacı olacak. Hey Doktor, sanırım Kaylee'nin yardımına ihtiyacı olacak. Firefly-1 2003 info-icon
Care to make the first incision, Dr. Tam? İlk kesiği atmak ister misin Doktor Tam? İlk kesiği atmak ister misin Doktor Tam? İlk kesiği atmak ister misin Doktor Tam? Firefly-1 2003 info-icon
Happy Birthday, Simon. Happy Birthday, Simon. Doğum günün kutlu olsun Simon. Nice senelere Simon. Doğum günün kutlu olsun Simon. Nice senelere Simon. Doğum günün kutlu olsun Simon. Nice senelere Simon. Firefly-1 2003 info-icon
This is... Bu Bu Bu Firefly-1 2003 info-icon
How did... How'd you know? Nereden bildiniz? Nereden bildiniz? Nereden bildiniz? Firefly-1 2003 info-icon
River, did you? "Day" is a vestigial mode... River, sen mi söyledin? "Gün", güneşin döngüsünü... River, sen mi söyledin? "Gün", güneşin döngüsünü... River, sen mi söyledin? "Gün", güneşin döngüsünü... Firefly-1 2003 info-icon
of time measurement based on solar cycles. It's not applicable. ...temel alan, basit bir zaman ölçüsüdür. Uygulanamaz. ...temel alan, basit bir zaman ölçüsüdür. Uygulanamaz. ...temel alan, basit bir zaman ölçüsüdür. Uygulanamaz. Firefly-1 2003 info-icon
I didn't get you anything. Sana hediye almadım. Sana hediye almadım. Sana hediye almadım. Firefly-1 2003 info-icon
Seems a fresh warrant for your arrest came up over the cortex. Sizler için yeni bir tutuklama emri Cortex'te yayınlandı. Sizler için yeni bir tutuklama emri Cortex'te yayınlandı. Sizler için yeni bir tutuklama emri Cortex'te yayınlandı. Firefly-1 2003 info-icon
Had your birth date attached right to it. Üzerinde doğum günün yazıyordu. Üzerinde doğum günün yazıyordu. Üzerinde doğum günün yazıyordu. Firefly-1 2003 info-icon
Really? I hope you like it. Öyle mi? Umarım beğenirsin. Öyle mi? Umarım beğenirsin. Öyle mi? Umarım beğenirsin. Firefly-1 2003 info-icon
Couldn't get ahold of no flour, so it's mostly protein. Un bulamadığım için proteinden yaptım. Un bulamadığım için proteinden yaptım. Un bulamadığım için proteinden yaptım. Firefly-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19459
  • 19460
  • 19461
  • 19462
  • 19463
  • 19464
  • 19465
  • 19466
  • 19467
  • 19468
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim