• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18792

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
He thinks I'm crazy. You think I'm crazy? Deli sanıyor beni. Sence ben deli miyim? Deli sanıyor beni. Sence ben deli miyim? Fargo-3 2014 info-icon
We're only as good as the promises we keep. İyiliğimiz, tuttuğumuz sözlerle belirlenir. İyiliğimiz, tuttuğumuz sözlerle belirlenir. Fargo-3 2014 info-icon
A million dollars? Bir milyon dolar mı? Bir milyon dolar mı? Fargo-3 2014 info-icon
A milli Bir mil... Kafa mı buluyorsun yoksa? Bir mil... Kafa mı buluyorsun yoksa? Fargo-3 2014 info-icon
Do you have a closet that locks? Yeah. Kilitlenebilen bir dolabın var mı? Evet. Evet, kiler kilitleniyor. Kilitlenebilen bir dolabın var mı? Evet. Evet, kiler kilitleniyor. Fargo-3 2014 info-icon
Oh, my God. A million do İnanmıyorum. Bir milyon... İnanmıyorum. Bir milyon... Fargo-3 2014 info-icon
Hey, uh, how big is that? A million dollars? Bir milyon dolar ne kadar büyüklükte? Bir milyon dolar ne kadar büyüklükte? Fargo-3 2014 info-icon
Does it fit into a suitcase? Bir çantaya dolar mı? Veya bir torbaya falan? Bir çantaya dolar mı? Veya bir torbaya falan? Fargo-3 2014 info-icon
Hey, can I can I lay in it? Üstünde yatabilir miyim? Üstünde yatabilir miyim? Fargo-3 2014 info-icon
Oh, and then they always they always take the money Sonra parayı ellerine alıp havaya savururlar. Sonra parayı ellerine alıp havaya savururlar. Fargo-3 2014 info-icon
And the money just... Sonra para... Sonra para... Fargo-3 2014 info-icon
Just, like, flutters down on top of 'em, you know. ...üstlerinden süzülerek aşağı iner ya. ...üstlerinden süzülerek aşağı iner ya. Fargo-3 2014 info-icon
Why, God damn, we're doing this. We're really Vay anasını, yapıyoruz bunu. Ciddi ciddi yapıyoruz. Vay anasını, yapıyoruz bunu. Ciddi ciddi yapıyoruz. Fargo-3 2014 info-icon
I got goose bumps. Wood screws. Tüylerim diken diken oldu. Ahşap vidaları. Tüylerim diken diken oldu. Ahşap vidaları. Fargo-3 2014 info-icon
I'm gonna buy real marble for the spa. Spa için gerçek bir mermer alacağım. 15 santim kalınlığında. Spa için gerçek bir mermer alacağım. 15 santim kalınlığında. Fargo-3 2014 info-icon
I got these French lotions on hold. Uzun zamandır Fransız losyonları tutuyorum. Ayçiçeği gibi kokuyorlar. Uzun zamandır Fransız losyonları tutuyorum. Ayçiçeği gibi kokuyorlar. Fargo-3 2014 info-icon
So what are we what are we do Şimdi ne yapacağız? Sabahleyin bunu arayıp... Şimdi ne yapacağız? Sabahleyin bunu arayıp... Fargo-3 2014 info-icon
tell him where to tell him where to meet us? ...buluşacağımız yeri mi söyleyeceğiz? ...buluşacağımız yeri mi söyleyeceğiz? Fargo-3 2014 info-icon
Or I don't know. These? Yeah. Give me a few. Ne bileyim. Ya bunlar? Evet. Birkaç tane ver. Ne bileyim. Ya bunlar? Evet. Birkaç tane ver. Fargo-3 2014 info-icon
Look at me, I'm sweating. Terden boğuldum. Terden boğuldum. Fargo-3 2014 info-icon
Here. Oh, man. Al. Vay be. Al. Vay be. Fargo-3 2014 info-icon
use that voice thing again? ...o ses şeysini kullanabilecek miyim? ...o ses şeysini kullanabilecek miyim? Fargo-3 2014 info-icon
You know, the Darth Vader Süper kötü Darth Vader sesi var ya hani, "Luke, ben senim babanım." gibi. Süper kötü Darth Vader sesi var ya hani, "Luke, ben senim babanım." gibi. Fargo-3 2014 info-icon
Please step in. Sure. İçeri gir lütfen. Tamam. İçeri gir lütfen. Tamam. Fargo-3 2014 info-icon
Hey, you know, I, uh... Baksana... Sana hiç sormadım. Baksana... Sana hiç sormadım. Fargo-3 2014 info-icon
What are ya gonna do with your share of the money? Paranın sana düşen kısmıyla ne yapacaksın? Paranın sana düşen kısmıyla ne yapacaksın? Fargo-3 2014 info-icon
I mean, I told ya about... Ben sana kendi payımla... Ben sana kendi payımla... Fargo-3 2014 info-icon
We got a big day tomorrow. Get some rest. Yarın büyük gün. Biraz dinlen. Yarın büyük gün. Biraz dinlen. Fargo-3 2014 info-icon
I don't want you getting cold feet. Korkudan altına etmeni istemiyorum. Sabah görüşürüz. Korkudan altına etmeni istemiyorum. Sabah görüşürüz. Fargo-3 2014 info-icon
I'm What am I supposed to Ben burada ne yapa... Ben burada ne yapa... Fargo-3 2014 info-icon
What what if I gotta go to the toilet? Ya tuvaletim gelirse? Ya tuvaletim gelirse? Fargo-3 2014 info-icon
You're a smart guy. You'll figure something out. Zeki adamsın sen. Bir şey bulursun. Zeki adamsın sen. Bir şey bulursun. Fargo-3 2014 info-icon
Lester? Lester? Benim hatam değil. Lester? Benim hatam değil. Fargo-3 2014 info-icon
No, you you bought me the tie. Bu kravatı sen aldın. Bu kravatı sen aldın. Fargo-3 2014 info-icon
Puncture, maybe. Hard to tell with all the gore. Delinme olabilir. Kuru kan yüzünden pek anlaşılmıyor. Delinme olabilir. Kuru kan yüzünden pek anlaşılmıyor. Fargo-3 2014 info-icon
Mr. Nygaard, we're getting you to the hospital. Bay Nygaard, sizi hastaneye götürüyoruz. Bay Nygaard, sizi hastaneye götürüyoruz. Fargo-3 2014 info-icon
What happened to your hand? Elinize ne oldu? Çoraplar. Elinize ne oldu? Çoraplar. Fargo-3 2014 info-icon
What about socks? Ne olmuş çoraplara? 55 dolara pompalıyı da ekledi. Ne olmuş çoraplara? 55 dolara pompalıyı da ekledi. Fargo-3 2014 info-icon
Made a deal, and then when he came for the money Anlaşma yaptınız ve Malvo para için gelince... Anlaşma yaptınız ve Malvo para için gelince... Fargo-3 2014 info-icon
I never paid. Ödeme yapmadım. Hiç para ödemedim. Ödeme yapmadım. Hiç para ödemedim. Fargo-3 2014 info-icon
Yeah, okay, but... Tamam... Tamam... Fargo-3 2014 info-icon
Two kids. İki çocuk. İki çocuk. Fargo-3 2014 info-icon
I got two kids and a wife who thinks out loud. Sesli düşünen iki çocuk ve bir karım var. Sesli düşünen iki çocuk ve bir karım var. Fargo-3 2014 info-icon
My socks have holes. But again, do I complain? Çoraplarım delik deşik. Yine soruyorum, şikâyetçi miyim? Çoraplarım delik deşik. Yine soruyorum, şikâyetçi miyim? Fargo-3 2014 info-icon
I do not. Hayır. Hayır. Fargo-3 2014 info-icon
The oldest needs braces. Büyüğüne diş teli lâzım. Büyüğüne diş teli lâzım. Fargo-3 2014 info-icon
The youngest once sneezed for three days straight. Küçüğü bir keresinde üç gün aralıksız hapşırdı. Küçüğü bir keresinde üç gün aralıksız hapşırdı. Fargo-3 2014 info-icon
Spiritually, I mean. Ruhsal bir soru. Ruhsal bir soru. Fargo-3 2014 info-icon
of, like, an ethical nature. ...ahlâk doğası gibi bir şey. ...ahlâk doğası gibi bir şey. Fargo-3 2014 info-icon
only, you know, I I can't prove it. ...ama ispatlayamıyorum. ...ama ispatlayamıyorum. Fargo-3 2014 info-icon
What am I sup Aman. Fargo-3 2014 info-icon
Yeah, okay, but here's the thing. Evet, tamam da sorun şu: Evet, tamam da sorun şu: Fargo-3 2014 info-icon
I'm no detective. Ben dedektif değilim. Ben dedektif değilim. Fargo-3 2014 info-icon
amazing, but I just... ...harika biri ama... ...harika biri ama... Fargo-3 2014 info-icon
And then there's Greta, you know, and, and Bir yandan da Greta var ve... Bir yandan da Greta var ve... Fargo-3 2014 info-icon
am I supposed to put myself in danger, Kendimi tehlikeye atmalı mıyım yoksa... Kendimi tehlikeye atmalı mıyım yoksa... Fargo-3 2014 info-icon
I don't know, just... let it go? Ne bileyim, oluruna mı bırakayım? Ne bileyim, oluruna mı bırakayım? Fargo-3 2014 info-icon
A rich man opens the paper one day. Zengin bir adam bir gün gazeteyi açmış. Zengin bir adam bir gün gazeteyi açmış. Fargo-3 2014 info-icon
Is this a, uh... Ne bu anlat Kısa bir hikâye. Ne bu anlat Kısa bir hikâye. Fargo-3 2014 info-icon
He sees the world is full of misery. Dünyanın sefaletle dolu olduğunu görmüş. Dünyanın sefaletle dolu olduğunu görmüş. Fargo-3 2014 info-icon
"Çocuk Hayır Kurumu 10 Milyon Dolar" Böylelikle tüm parasını bağışlamış. "Çocuk Hayır Kurumu 10 Milyon Dolar" Böylelikle tüm parasını bağışlamış. Fargo-3 2014 info-icon
The people are still suffering. İnsanlar hâlâ acı çekiyormuş. İnsanlar hâlâ acı çekiyormuş. Fargo-3 2014 info-icon
One day, the man sees another article. Bir gün başka bir yazı daha görmüş. Bir gün başka bir yazı daha görmüş. Fargo-3 2014 info-icon
So he goes to the doctor Doktora gitmiş ve demiş ki, "Doktor, bir böbreğimi bağışlamak istiyorum." Doktora gitmiş ve demiş ki, "Doktor, bir böbreğimi bağışlamak istiyorum." Fargo-3 2014 info-icon
So he goes back to the doctor. Yine doktora gitmiş. Yine doktora gitmiş. Fargo-3 2014 info-icon
He says, "Doctor, this time I want to give it all." Demiş ki, "Doktor, bu sefer hepsini vermek istiyorum." Demiş ki, "Doktor, bu sefer hepsini vermek istiyorum." Fargo-3 2014 info-icon
The doctor says, "What does that mean, 'Give it all'?" Doktor demiş ki, "O ne demek? Hepsini vermek? Doktor demiş ki, "O ne demek? Hepsini vermek? Fargo-3 2014 info-icon
I want to donate my heart, Kalbimi bağışlamak istiyorum ama sadece kalbimi değil. Kalbimi bağışlamak istiyorum ama sadece kalbimi değil. Fargo-3 2014 info-icon
Everything I am. All that I have." Beni ben yapan her şeyi. Tüm sahip olduklarımı." Beni ben yapan her şeyi. Tüm sahip olduklarımı." Fargo-3 2014 info-icon
but you can't give away your whole body piece by piece. ...tüm vücudunu parça parça bağışlayamazsın. İntihar olur bu. ...tüm vücudunu parça parça bağışlayamazsın. İntihar olur bu. Fargo-3 2014 info-icon
knowing that the people are suffering ...insanların hâlâ acı çektiğini bilerek... ...insanların hâlâ acı çektiğini bilerek... Fargo-3 2014 info-icon
and he could help. ...yaşayamamış adam. ...yaşayamamış adam. Fargo-3 2014 info-icon
Organ Bağışçısı Organ Bağışçısı Fargo-3 2014 info-icon
His life. Hayatını. Hayatını. Fargo-3 2014 info-icon
Jeremy Hoffstead Her Şeyini Veren Adam Jeremy Hoffstead Her Şeyini Veren Adam Fargo-3 2014 info-icon
And does it work? Does it stop the suffering? Peki işe yaramış mı? Acıları dindirmiş mi? Peki işe yaramış mı? Acıları dindirmiş mi? Fargo-3 2014 info-icon
You live in the world. What do you think? Bu dünyada sen yaşıyorsun. Sence? Bu dünyada sen yaşıyorsun. Sence? Fargo-3 2014 info-icon
So he killed himself for nothing? Bir hiç uğruna mı öldürmüş kendini? Öyle mi? Bir hiç uğruna mı öldürmüş kendini? Öyle mi? Fargo-3 2014 info-icon
What are you saying? Ne demeye çalışıyorsun? Ne demeye çalışıyorsun? Fargo-3 2014 info-icon
Yeah, but you gotta try, don't ya? Evet ama insan çabalamalı, değil mi? Evet ama insan çabalamalı, değil mi? Fargo-3 2014 info-icon
Say, dad, I was talking to the, uh, bug guy. Baba, böcekçi adamla konuştum. Baba, böcekçi adamla konuştum. Fargo-3 2014 info-icon
Not from around here. Buralı değillermiş. Buralı değillermiş. Fargo-3 2014 info-icon
So I called around to all the pet stores, Tüm hayvan dükkânlarını aradım ve hiç tahmin edemeyeceksin Tüm hayvan dükkânlarını aradım ve hiç tahmin edemeyeceksin Fargo-3 2014 info-icon
Look, kid, I don't have time for this now. Bak oğlum, şu an vakti değil. Bak oğlum, şu an vakti değil. Fargo-3 2014 info-icon
Just clean it up. Then pack your shit, okay? Ortalığı temizle ve pılını pırtını topla, tamam mı? Ortalığı temizle ve pılını pırtını topla, tamam mı? Fargo-3 2014 info-icon
Wally is coming to take you to the cabin. Kulübeye götürmek için Wally seni alacak. Kulübeye götürmek için Wally seni alacak. Fargo-3 2014 info-icon
Yeah, but, dad No buts! Ama baba Aması maması yok! Ama baba Aması maması yok! Fargo-3 2014 info-icon
'Scuse me. Bir dakika. Bir dakika. Fargo-3 2014 info-icon
Hey, there, Molly. Merhaba Molly. Merhaba. Lester iyi mi? Merhaba Molly. Merhaba. Lester iyi mi? Fargo-3 2014 info-icon
Well, he's had a bad week, that's for sure. Yeah. Kötü bir hafta geçiriyor, orası kesin. Evet. Kötü bir hafta geçiriyor, orası kesin. Evet. Fargo-3 2014 info-icon
On the plus side, the nose is healing nicely. İyi yönden bakacak olursak burnu iyileşiyor. İyi yönden bakacak olursak burnu iyileşiyor. Fargo-3 2014 info-icon
Oh, real mess there. Merhaba. Hoş geldin. Fargo-3 2014 info-icon
Super infected. Nasty stuff. Acayip enfekte olmuş. Çok pis. Acayip enfekte olmuş. Çok pis. Fargo-3 2014 info-icon
cut away the necrotic tissue, ...ölü dokuyu kestim ve antibiyotik doldurdum. ...ölü dokuyu kestim ve antibiyotik doldurdum. Fargo-3 2014 info-icon
He won't lose the hand, but it came close. Elini kaybetmeyecek ama kıl payı kurtarmış. Elini kaybetmeyecek ama kıl payı kurtarmış. Fargo-3 2014 info-icon
Yeah. Now, when you say, uh, "foreign object"? "Yabancı madde" derken? "Yabancı madde" derken? Fargo-3 2014 info-icon
Shotgun pellet, looked like. Pompalı tüfek saçması gibiydi. Üzerinde kumaş parçası vardı. Pompalı tüfek saçması gibiydi. Üzerinde kumaş parçası vardı. Fargo-3 2014 info-icon
Yeah, or someone. Veya birinin. Anlamadım? Veya birinin. Anlamadım? Fargo-3 2014 info-icon
Well, he's sedated now on account Getirildiğinde mikrop kapmış olduğundan dolayı şu anda sakinleştirilmiş durumda. Getirildiğinde mikrop kapmış olduğundan dolayı şu anda sakinleştirilmiş durumda. Fargo-3 2014 info-icon
Yeah, upstairs. Just had the baby. Evet, üst katlarda. Yeni doğurdu. Evet, üst katlarda. Yeni doğurdu. Fargo-3 2014 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 18787
  • 18788
  • 18789
  • 18790
  • 18791
  • 18792
  • 18793
  • 18794
  • 18795
  • 18796
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim