Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18793
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Girl or boy? | Kız mı oğlan mı? Kız mı oğlan mı? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Ya onlar yanlış yolda, sen doğru yoldaysan? Ya onlar yanlış yolda, sen doğru yoldaysan? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
|
The Romans burned him alive. | Romalılar canlı canlı yakmış. Romalılar canlı canlı yakmış. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
They hunt. | Avlanırlar. Avlanırlar. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
It's why I never bought into The Jungle Book. | Bu yüzden Orman Çocuğu'na hiç inanmadım. Bu yüzden Orman Çocuğu'na hiç inanmadım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
to get down on all fours and let the dog hump her. | ...köpeğin ona girmesinin komik olacağını düşündü. ...köpeğin ona girmesinin komik olacağını düşündü. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
And he's not leaving till he gets what he came for. | İstediğini elde edene kadar da gidecek gibi değil. İstediğini elde edene kadar da gidecek gibi değil. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
she wants to get up. | ...kalkmak istiyor. ...kalkmak istiyor. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Here's what I owe ya. | Bu da sana borcum. Bu da sana borcum. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Oh, not bad. Just trying to figure this thing out. | Eh işte. Bir şeyi çözmeye çalışıyordum. Eh işte. Bir şeyi çözmeye çalışıyordum. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Yeah, so I was wondering. | Merak ediyordum da, bu tutukladığım adam... Merak ediyordum da, bu tutukladığım adam... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
On that street, I mean, if he is our guy, | Tabii adamımız oysa diyorum... Tabii adamımız oysa diyorum... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
and not, you know, some pastor, actually. | ...gerçekten bir papaz değilse. ...gerçekten bir papaz değilse. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
what I'm looking for is the problem. | ...ne aradığımı ben de bilmiyorum. ...ne aradığımı ben de bilmiyorum. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Plus, you know, it's dark out, so maybe go back out tomorrow. | Ayrıca şu an hava karanlık, belki yarın gene bakarım. Ayrıca şu an hava karanlık, belki yarın gene bakarım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
What'd ya get for four? | Sen dörde ne yazdın? Eşkenar dörtgen. Sen dörde ne yazdın? Eşkenar dörtgen. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Well, friend, there's no need for that. | Dostum, ona hiç gerek yok. Dostum, ona hiç gerek yok. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Children play in the streets. My children. | Çocuklar sokaklarda oynuyor. Benim çocuklarım. Çocuklar sokaklarda oynuyor. Benim çocuklarım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
We have block parties, fruit punch. | Açık hava partilerimiz var, meyveli içkilerimiz. Açık hava partilerimiz var, meyveli içkilerimiz. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
We don't need a man in a dark car doing things. | Karanlık bir arabadaki bir adamın bir şeyler yapmasını istemiyoruz. Karanlık bir arabadaki bir adamın bir şeyler yapmasını istemiyoruz. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
This is a community. | Burası bir topluluk. Burası bir topluluk. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Someone gets sick, someone dies, you bring a casserole, help. | Birisi hastalanırsa veya birisi ölürse, çorba getirirsin, yardım getirirsin. Birisi hastalanırsa veya birisi ölürse, çorba getirirsin, yardım getirirsin. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
No, you have black eyes. You're trouble. | Hayır, senin gözlerin siyah. Sen problemsin. Hayır, senin gözlerin siyah. Sen problemsin. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Now the truth comes out. | Şimdi gerçek dökülüyor. Şimdi gerçek dökülüyor. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
So the bell rings, but the cops don't come. | Yani alarm çalıyor ama polis gelmiyor. Yani alarm çalıyor ama polis gelmiyor. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Well, she did just have a baby, so... | Daha yeni doğum yaptı, yani... Evet. Hepimiz hak verdik. Daha yeni doğum yaptı, yani... Evet. Hepimiz hak verdik. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
How you holding up? | Sen nasılsın? Sen nasılsın? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I just look tired. | Ablam beklemekte hiç iyi olmamıştı. O da beni aldı. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
How much do you I don't need details. | Ne kadar Ayrıntıları istemiyorum. Uğraştığını söyle, yeter. Ne kadar Ayrıntıları istemiyorum. Uğraştığını söyle, yeter. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Vern's idea. His mother's name. | Vern'ün fikriydi. Annesinin adı. Vern'ün fikriydi. Annesinin adı. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I think it's pretty, so... | Bence çok tatlı... Güzel. Çünkü dadısı sensin. Bence çok tatlı... Güzel. Çünkü dadısı sensin. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I gotta go to Duluth in the AM, | Sabah Duluth'a uğrayacağım ama sonra uğrarım, tamam mı? Sabah Duluth'a uğrayacağım ama sonra uğrarım, tamam mı? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
the perfect storm or what have you. | ...kusursuz fırtına gibisinden, ya da adını siz koyun. ...kusursuz fırtına gibisinden, ya da adını siz koyun. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
This is definitely one for the record books. | Kitaplara girecek düzeyde bu. Aynen öyle Norm. Kitaplara girecek düzeyde bu. Aynen öyle Norm. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
also expect poor road conditions and even closures. | ...kötü yol durumları, hatta yol kapatmalarına da hazır olun. ...kötü yol durumları, hatta yol kapatmalarına da hazır olun. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Gosh, avoid going out | Hatta dışarı bile çıkmayın. Hatta dışarı bile çıkmayın. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Storm of the century, they're saying. | Dediklerine göre yüzyılın fırtınasıymış. Dediklerine göre yüzyılın fırtınasıymış. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Said he saw this fella sitting in his car | Apartmanın dışında bir adamın arabasında oturduğunu görmüş. Apartmanın dışında bir adamın arabasında oturduğunu görmüş. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
May even have followed me here, I'm thinking. | Beni takip etmiş olabilir diye düşünüyorum. Beni takip etmiş olabilir diye düşünüyorum. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
So the neighbor Jewish fella | Komşu, Yahudi adam yani, bu adamı ihtar ediyor. Komşu, Yahudi adam yani, bu adamı ihtar ediyor. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
a kinda "move along." | "Devam et," babında. "Devam et," babında. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Said the fella was real menacing in return. | Adamın tehlikeli biri olduğu çıkmış. Adamın tehlikeli biri olduğu çıkmış. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Had a police scanner, he said. | Polis telsizi tarayıcısı varmış. Polis telsizi tarayıcısı varmış. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
come back and kill the neighbor and his family. | ...öldürebileceğinden bahsetmiş. ...öldürebileceğinden bahsetmiş. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Aw, jeez. | Amanın. Merkeze bildirdin mi? Amanın. Merkeze bildirdin mi? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I don't think they'd believe me is the thing. | Bana inanacaklarını sanmıyorum. Bana inanacaklarını sanmıyorum. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I mean, not after, you know, I arrest the wrong fella, | Yanlış adamı tutukladığımı düşünmelerinden sonra yani. Yanlış adamı tutukladığımı düşünmelerinden sonra yani. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
So there's that. | Öyle işte. Komşun plakayı almış mı? Öyle işte. Komşun plakayı almış mı? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Yeah, yeah. | Evet, evet. Bu... Arayıp bildirdim. Evet, evet. Bu... Arayıp bildirdim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
SUV of some type, company car. | Bir SUV, şirket arabası. Bir SUV, şirket arabası. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Which company? | Hangi şirket? Hangi şirket? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
The grocery chain, you know. July in January. | Marketler zinciri. Ocakta haziranı yaşatan. Marketler zinciri. Ocakta haziranı yaşatan. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Phoenix Farms. Right. | Phoenix Farms. Evet. Phoenix Farms. Evet. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
This Malvo fella's saying he's a pastor, | Malvo denen bu adam papaz olduğunu söyledi... Malvo denen bu adam papaz olduğunu söyledi... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
so I'm not sure of the connection there. | ...ama aradaki bağlantıyı çözemedim. ...ama aradaki bağlantıyı çözemedim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Yeah. Let me get changed. | Tamam. Önce bir üstümü değiştireyim. Tamam. Önce bir üstümü değiştireyim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Morning, Mr. Creech. | Günaydın Bay Creech. Günaydın Bay Creech. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
And how are we feeling there, Mr. Nygaard? | Siz nasılsınız Bay Nygaard? Siz nasılsınız Bay Nygaard? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Well, now, that's up to him, I suppose. | O karar ona bağlı. O karar ona bağlı. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Uh, yeah, not bad. | Fena değil. Fena değil. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
So maybe a three? | Üç olur mu? Üç olur mu? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Wh what's with, uh... | Neden bu... Neden bu... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Why is there a police officer outside? | Dışarıda neden bir memur var? Dışarıda neden bir memur var? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Not for me to say, is it? | Onu ben cevaplayamam. Onu ben cevaplayamam. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Okay, Mr. Creech, | Pekâlâ Bay Creech, on dakika sonra sizi radyolojiye götürmek için geleceğim. Pekâlâ Bay Creech, on dakika sonra sizi radyolojiye götürmek için geleceğim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I'm his brother, Chazz. | Ben kardeşiyim, Chazz. Chazz Nygaard. Ben kardeşiyim, Chazz. Chazz Nygaard. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Lester, it's me. | Lester, ben geldim. Lester, ben geldim. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
When? Come on, Lester. | Ne zaman? Yapma Lester. Ne zaman? Yapma Lester. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
There's a deputy outside the door, for Pete's sake. | Dışarıda bir memur var Tanrı aşkına. Dışarıda bir memur var Tanrı aşkına. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
cut my hand on a some rusty nail. | ...paslı bir çiviyle elimi yaraladım. ...paslı bir çiviyle elimi yaraladım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Not sure how that involves local law enforcement. | Polisle ne alakası var, anlamadım. Polisle ne alakası var, anlamadım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
They said you were there when the police chief got murdered. | Polis şefi öldürüldüğü sırada sen de oradaymışsın. Polis şefi öldürüldüğü sırada sen de oradaymışsın. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Well, heck. | Yok artık. Öyle olsa hatırlardım. Yok artık. Öyle olsa hatırlardım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Unless... I don't know, | Tabii... Ne bileyim, belki kafama gelen darbeyle... Tabii... Ne bileyim, belki kafama gelen darbeyle... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
'Cause things You're lying. | Hani... Yalan söylüyorsun. Hani... Yalan söylüyorsun. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
S says who? | Kim demiş? Kim demiş? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
That cop, the female, says you're a suspect. | Şu kadın polis, senin şüpheli olduğunu söylüyor. Şu kadın polis, senin şüpheli olduğunu söylüyor. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Suspect of what? Murder. | Neyden şüpheli? Cinayetten. Neyden şüpheli? Cinayetten. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
For for Pearl, the Chief. Even Sam Hess. | Pearl cinayeti, şefin cinayeti... Hatta Sam Hess cinayetinden. Pearl cinayeti, şefin cinayeti... Hatta Sam Hess cinayetinden. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
That is crazy is what that is. | Delilik bu. Delilik bu. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I'm the victim! Me! | Kurban benim! Ben! Kurban benim! Ben! | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
He came to my house. They! | Adam benim evime geldi. Onlar! Adam benim evime geldi. Onlar! | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I almost died. Did you tell her that? | Ölümün kıyısından döndüm. Bunu da söyledin mi polise? Yalan söyleme bana! Ölümün kıyısından döndüm. Bunu da söyledin mi polise? Yalan söyleme bana! | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
I took you in m my house... | Seni evime aldım... Seni evime aldım... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
This is ...around my kid. | Saçmalıyorsun... ...çocuğumun yanına. Saçmalıyorsun... ...çocuğumun yanına. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Oh, boy. | Tanrım. Tanrım. Tam bir klasik. Tanrım. Tanrım. Tam bir klasik. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Cops can't figure out who did it, | Polis faili bulamaz, o yüzden herkese suç atmaya başlarlar. Polis faili bulamaz, o yüzden herkese suç atmaya başlarlar. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
You said you were kidnapped. | Kaçırıldığını söylemiştin. Beni toplantıdayken aradın... Kaçırıldığını söylemiştin. Beni toplantıdayken aradın... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
said you were mixed up in something. | ...ve bir şeylere karıştığını söyledin. ...ve bir şeylere karıştığını söyledin. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
That was I told you I was just pranking you. | Dedim ya, şaka yapıyordum sana. Dedim ya, şaka yapıyordum sana. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
No, you said you were in the trunk of a car, | Hayır, bir arabanın bagajında olduğunu, adamların seni yakaladığını söyledin. Hayır, bir arabanın bagajında olduğunu, adamların seni yakaladığını söyledin. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
What are you mixed up in, Lester? | Neye karıştın Lester? Ne oluyor ortada? Neye karıştın Lester? Ne oluyor ortada? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Chazz, I swear to you, this is all | Chazz, yemin ederim ki bunlar sadece... Chazz, yemin ederim ki bunlar sadece... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Heck, you're my brother. You should be on my side. | Sen benim kardeşimsin. Benim tarafımda olman gerekir. Sen benim kardeşimsin. Benim tarafımda olman gerekir. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
People are dead, Lester. | Ortada ölen insanlar var Lester. Kendi karın. Ortada ölen insanlar var Lester. Kendi karın. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
like maybe you hired a fella to... to... | Şey için bir adam tutmuşsun... Şey için bir adam tutmuşsun... | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
To? | Ne için? Ne için? | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
What? | Ne? Söyle hadi. Ne? Söyle hadi. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
Chazz, I swear to God. I did not do this. | Chazz, yemin ederim ki ben yapmadım. Hiçbir şey yapmadım. Chazz, yemin ederim ki ben yapmadım. Hiçbir şey yapmadım. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |
so you gotta give 'em something. | ...o yüzden ellerine bir şey vermelisin. Birini. ...o yüzden ellerine bir şey vermelisin. Birini. | Fargo-3 | 2014 | ![]() |