Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172862
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Woman: Help me with the seatbelt. | Emniyet kemerini çözmeme yardım et. Kemeri çıkarmama yardım et. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Macavoy: Come here. Come here. | Buraya gel. Buraya gel. Gel hadi. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Eh? You and l. | Hı? Sen ve ben. Sen ve ben. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
...do something! But the bodies... | ... birşey yapın! Ama cesetler... Ama ya cesetler. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Macavoy: It's not coming up. | Çıkmıyor. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Nice outfit, Father. [high pitched whine] | Güzel kıyafet, Peder. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Macavoy: A policeman's been killed. | Bir polis öldürüldü. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Macavoy: I've seen him before. | Onu daha önce gördüm. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Miles: Whoo! Here we go. | Whoo! İşte başlıyoruz. Hadi bakalım. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Rob: Oh, shit. | O, kahretsin. Siktir. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Hamilton: Jesus fucking Christ. | Tanrı belanızı versin. Yok artık daha neler. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Miles: Don't... | Yapma... | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Hamilton: Let's bring a replay of that up on one. | Hadi şunu bir daha izleyelim. Şunun tekrarını izleyelim. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Rob: Jesus. | Tanrım. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Macavoy: Nothing's happening. I'm too tense. | Yapamıyorum. Fazla gerginim. Yapamıyorum. Çok gerginim. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
I haven't Now. | Ben daha Hemen. Ama daha... Hemen. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Rob: They're coming up on the Frenchman. | Fransıza doğru geliyorlar. Fransız'a doğru geliyorlar. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Hamilton: Jeez, they're going way too fast. | Tanrım, çok hızlı gidiyorlar. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Lai Lai: No cameras. | Kamera yok. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Rob: We'll give 'em something to watch. | Onlara izleyecek birşeyler vereceğim. Onlara izlenecek bir şeyler vereceğiz. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Joshua: Mary was my life. | Mary benim karımdı. Mary benim tüm hayatımdı. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Mary: I love you, baby. | Seni seviyorum, bebeğim. Seni seviyorum, tatlım. | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
"and to the mystery which is a mystery still." | "ve hala sır oldugundan sırra teşekkür etmeliyiz. " ...ve bilinmeyen hala bilinmediği için bilinmeyene şükretmeliyiz." | The Tournament-5 | 2009 | ![]() |
Not all things in the world | Dünyadaki hiçbir şey Dünya'da olup biten her şey... | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
Cleanup crew Delta | Temizlik ekibi Delta Temizlik ekibi Delta... | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
He's back. What did you do? | Geri geldi. Ne yaptın sen? Döndü. Nasıl yaptın? | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
Please, please | Lütfen, Lütfen Lütfen, lütfen... | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
Okay, maintain visual contact with Bogart. | Okey, Bogart ile görsel bağlantıyı kesmeyin. Pekala, Bogart ile görsel bağlantıyı koru. | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
Will you hurry up? | Acele edermisin? Biraz acele etsen? | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
Joshua, | Joshua, Joshua... | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
Bring it on! | Hepiniz gelin! | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
Joshua, wait! Wait! | Joshua, bekle! bekle! Joshua, yapma. Yapma! | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
Terror stepped up a notch today. | Terör bugün yeniden yükseldi. Bugün, terör kötü yüzünü yine gösterdi. | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
I'm reminded of the words | Size Amerikalı yazar Size, Amerikalı yazar Robert Nathan'ın sözlerini hatırlatmak isterim: | The Tournament-6 | 2009 | ![]() |
running for their lives. | ... yaşamak için kaçıyorlar. ...canlarını kurtarmaya çalışıyorlar... | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
the Feds are telling us it is not a terror attack. | ... FBI bunun bir terörist saldırı olmadığını söylüyor. ...Federaller bunun bir terör saldırısı olmadığını söylüyor. | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
the Fire Department is calling a major emergency. | ... İtfaiye acilen buraya çağrıldı. ...İtfaiye Örgütü acil duruma geçti. | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
wave of unexplained killings | ...pek çok açıklanamayan cinayet ...nedeni açıklanamayan bir ölüm dalgası... | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
Confirm one body. | Bir ceset onaylandı... | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
She was asking after you: | Sizi soruyordu. | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
Nice outfit, Father: | Güzel kıyafet, Peder. | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
Many major road accidents, | ... ana yollarda pekçok kaza var, ...büyük çapta yol kazaları vardı... | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
the debilitating lack of any CCTV footage... | ... herhangi CCTV izinin varlığının zayıflaması ... ...CCTV'nin görüntülerinde herhangi bir ize rastlanmaması... | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
To increase surveillance to blanket proportions. | ... soruşturmanın örtbas edilme olasılığını artırıyor. ...gözetleme işini daha kapsamlı bir şekilde yapma ihtiyacı doğurdu. | The Tournament-8 | 2009 | ![]() |
Newscaster | ... yaşamak için kaçıyorlar. ...canlarını kurtarmaya çalışıyorlar... | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
Newscaster | Polis şimdi itici... Polis kuvvetleri... | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
Newscaster | ... FBI bunun bir terörist saldırı olmadığını söylüyor. ...Federaller bunun bir terör saldırısı olmadığını söylüyor. | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
Newscaster | ... İtfaiye acilen buraya çağrıldı. ...İtfaiye Örgütü acil duruma geçti. | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
Newscaster | ...pek çok açıklanamayan cinayet ...nedeni açıklanamayan bir ölüm dalgası... | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
Man | Görüntü alınıyor. Hemen hemen tamam. Görüntü alınıyor. Neredeyse bitti. | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
Man | Bugün ne halt dönüyor? Bugün neler oluyor böyle? | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
Newscaster | ... ana yollarda pekçok kaza var, ...büyük çapta yol kazaları vardı... | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
Newscaster | ... herhangi CCTV izinin varlığının zayıflaması ... ...CCTV'nin görüntülerinde herhangi bir ize rastlanmaması... | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
Newscaster | ... soruşturmanın örtbas edilme olasılığını artırıyor. ...gözetleme işini daha kapsamlı bir şekilde yapma ihtiyacı doğurdu. | The Tournament-11 | 2009 | ![]() |
THE SMALL TOWN | "DivXPLANET Fansub! www.divxplanet.com" | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Good morning. Thank you. l swear to be honest... | Günaydın arkadaşlar. Sağ ol. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
To respect my elders. | ...küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak... | The Town-1 | 1997 | ![]() |
To love my homeland | ...yurdumu, milletimi... | The Town-1 | 1997 | ![]() |
and nation. | ...özümden çok sevmektir. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
My ideal is to rise, to progress. | Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
O Ataturk | Ey Büyük Atatürk! | The Town-1 | 1997 | ![]() |
l vow to | Açtığın yolda... | The Town-1 | 1997 | ![]() |
walk your path... | ...gösterdiğin hedefe... | The Town-1 | 1997 | ![]() |
to...to... | Hiç durma | The Town-1 | 1997 | ![]() |
towards the | ...durmadan yürüyeceğime... | The Town-1 | 1997 | ![]() |
goal you set. | ...ant içerim. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
l surrender my being to that of Turkey. | Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Happy is he who is a Turk. | Ne mutlu Türküm diyene! | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Good day friends. Thank you. | İyi dersler arkadaşlar. Sağ ol. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Good morning! Thank you! Sit down. | Günaydın. Sağ ol. Oturun. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Pinar? Here. Elif? Here. | Pınar? < Burada. Elif? < Burada. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Nazli. Here. lsmail. Absent. | Nazlı? < Burada. İsmail? < Yok. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Yes G�khan, read today's passage aloud. | Evet Gökhan, sen parçamızı oku bakayım şöyle bir sesli olarak. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Love and Loyalty in the family. | Aile bireyleri arasında sevgi, saygı bağı. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Families are like small societies. | Aile aynı evde oturdukları halde yaşayan bir topluluktur. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
They share joy and sorrow. | Üzüntüleri, mutlulukları daima ortaktır. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Family relations are based on love, respect and solidarity. | Ailede düzen, huzur, saygı, sevgi ve dayanışma esastır. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
The family is the nucleus of the nation and human society. | Aile bu haliyle milletin, devletin ve insanlığın temelidir. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
lt is the source of social peace. | Milli ve sosyal huzurun kaynağıdır. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Peace and order within families radiates outwards... | Bu huzurun düzen, akrabaya, komşuya... | The Town-1 | 1997 | ![]() |
to affect the entire society. | ...eşe, dosta ve bütün insanlara, halka aileden yayılır. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
lt is our duty to uphold this structure. | Bu yapıyı kuvvetli tutmak görevimizdir. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Children, is there a strange smell in the room? | Çocuklar, bir koku mu var sınıfta yoksa bana mı öyle geliyor? | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Yes. There is a smell. | Evet öğretmenim, bir koku var. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Everyone, take out your lunch boxes. | O zaman çıkarsın bakayım herkes beslenmelerini. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Put them on the desks. | Sıranın üzerine koysun. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
One of the meals smells. | Yiyecek kokusuna benziyor. Değil mi? Evet. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Asiye, dear. Didn't you notice this smell? | > Asiye, kızım fark etmiyor musun sen bunun koktuğunu? | The Town-1 | 1997 | ![]() |
No, l couldn't smell anything. | Öğretmenim, ben bunun koktuğunu hissedemedim. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
This could poison you, my girl. Your mother should be more careful. | Zehirler seni bu kızım. Annen hiç dikkat etmiyor mu beslenmeni hazırlarken? | The Town-1 | 1997 | ![]() |
How could she do this? | > Hiç çocuğa böyle şey konur mu? | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Please go and throw it away. | > Haydi kızım, götür at sen bunu en iyisi. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
l will arrange something else for you to eat. | < Ben sana yiyecek bir şeyler ayarlarım. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Tell your mother to be more careful. Come. | > Annene de söyle dikkat etsin bir daha. Olur mu? Haydi kızım. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Today's subject is the rules which govern social life. Who wants to read? | Evet, dersimizin konusunu toplum hayatını düzenleyen kurallar. Kim okumak ister? | The Town-1 | 1997 | ![]() |
The others should listen carefuly. Well. | > Diğerleri iyi dinlesin. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Doesn't anyone want to read? | > Evet, yok mu okumak isteyen? | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Yes, Nazli. | > Nazlı, sen oku bakayım kızım. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
The rules that regulate social life. | Toplum hayatını düzenleyen kurallar. | The Town-1 | 1997 | ![]() |
Society needs rules so that people can live in peace | Toplum hayatını huzur, barış ve güvenlik içinde devamlılığı... | The Town-1 | 1997 | ![]() |