Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 169896
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| l got a tongue like... | Dilim sanki... | The Rum Diary-3 | 2011 | |
| Do l want a beer? | Bira ister miyim? | The Rum Diary-3 | 2011 | |
| No, l do not. | Hayır, istemem. | The Rum Diary-3 | 2011 | |
| l am never gonna touch alcohol again. | Bir daha alkole elimi sürmem. | The Rum Diary-3 | 2011 | |
| That's a write off. lsn't it? | Bu artık bir halta yaramaz, değil mi? | The Rum Diary-3 | 2011 | |
| You know what, l've got a brilliant idea. | Biliyor musun, aklıma bir fikir geldi. | The Rum Diary-3 | 2011 | |
| l'm gonna be a week late. | Bir hafta geç kalacağım. | The Rum Diary-3 | 2011 | |
| l suddenly realize how much l like you. | Bir anda senden ne kadar çok hoşlandığımı fark ettim. | The Rum Diary-3 | 2011 | |
| What do you mean, what am l doing? | Ne demek ne yapıyorsun? | The Rum Diary-3 | 2011 | |
| And by the way, l want to talk about. . . | Bu arada, şey konusunu... | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| This CV. . . This CV is a bunch of bullshit. | Bu CV tamamen saçma. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| and l just have to look around this building | Bunun nedenini anlamak için de etrafa bakıyorum. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| l know it might look like something else, but this is a. . . | Başka bir şey gibi göründüğünün farkındayım fakat bu | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| lt's a reluctant part of America. | Burası Amerika’nın isteksiz bölgesi. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Uh, that's. . . That's Mr. Clive Donovan, sports. | Şu arkadaş spor sayfasından Clive Donovan. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Ah, well, if l can write one, you can. | Ben yazabiliyorsam sen de yazarsın. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Oh. lt's good writing. | Güzel yazılmış. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Uh, sir. . . | Efendim. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Well, then l guess it's pointless, | O zaman seni içki içmeye davet etmem anlamsız olur. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Oh, yeah ! A lotta, lotta fun ! | Evet. Çok eğleniyoruz. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| lt's a rewrite. Yeah, l'm aware of that. | Bu yeniden yazım. Evet, farkındayım. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Oh. By that, l assume you mean the size of the bottles. | Sanırım şişelerin boyutundan bahsediyorsun. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Oh, l know why you're here. | Niye geldiğini biliyorum. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| lt's payday. (LAUGHS) | Bugün ödeme günü. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| You're fired ! | Kovuldun! | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Eat the death pill, Lotterman ! | Zıkkım ye, Letterman. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| And l want the negative of that picture destroyed ! | O negatifin yok edilmesini istiyorum! | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| l mean that in a. . . ln a very tasteful way. | İyi anlamda söylüyorum. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| l, uh, noticed you had some chickens in the bedroom. | Yatak odasında birkaç tavuk gördüm. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Come on, baby, come on ! | Hadi, yavrum, hadi. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Hey, on a trade wind, my boy! On a trade wind ! | Alize gibi, koçum. Alize gibi! | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Yeah. Oh, did l hear somebody say "good luck"? | Evet. Biri "iyi şanslar" mı dedi? | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Look upon the last face you'll see this side of hell ! | Cehennemin bu tarafında göreceğin son yüze iyice bak. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Fuck you, Lotterman ! | Lanet sana, Letterman! | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Ten years ago. . . Five. Five years ago, | On yıl önce... Beş. Beş yıl önce... | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Talking about Satan. . . | Şeytandan bahsetmişken... | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| MRS. ZlMBURGER: Yes, you are, honey. | Evet, sensin hayatım. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| MR. ZlMBURGER: There is no such thing as a liberal. | Liberal diye bir şey yoktur. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| SANDERSON: ln a sentence, we want to set something up, | Özetle bir şey yapmak istiyoruz... | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| MR. ZlMBURGER: lf l may say, Mr. Kemp, | Bay Kemp... | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| lt's called her fiance. | Adamın nişanlısı. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Oh ! And as l understand it, | Ve anladığım kadarıyla da evlenmek üzere. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| l haven't spent all day on a beach | Ben bütün günümü plajda suçlularla ıstakoz yiyerek geçirmedim. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Cerrado, Mister. . . | Kapalı, bayım. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| KEMP: Jesus Christ, man. (ROOSTER CLUCKlNG) | Ulu Tanrım! | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| l'm going to refer this case | Bu dosyayı yüksek mahkemeye sevk edeceğim. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Meanwhile, l remand you both | Bu sırada sizleri 30 günlüğüne cezaevinde göz altına aldırıyorum. | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| l got a tongue like. . . | Dilim sanki... | The Rum Diary-4 | 2011 | |
| Is it eggs? | Yumurta mı? | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| Looking for Mr. Letterman. | Bay Letterman'ı arıyordum. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| This is a medical condition, Mr. Letterman. | Bu sağlığımla ilgili, Bay Letterman. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| And this is Mr . Hubert, accounting. | O da muhasebeden Bay Hubert. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| The cuttings you sent to Letterman. | Letterman'a gönderdiğin gazete kupürleri. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| I'll give you 13 to 2 this thing's over by June. | Haziran'a kalmayacağına dair seninle 2'ye 13 bahse girerim. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| Letterman can't fire him because he never sees him. | Letterman onu kovamıyor çünkü onu göremiyor. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| It is just floating. | Başıboş yüzüyor zaten. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| How does anybody drink 161 miniatures? | Bir adam nasıl 161 minyatür içer? | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| Don't push me, Letterman. | Beni kızdırma, Letterman. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| Eat the death pill, Letterman! | Zıkkım ye, Letterman. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| It will in a minute. | Bir dakikaya yazarlar. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| In 15 minutes, I'm late. | 15 dakika. Geç kaldım. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| That's $217. | 217 dolar. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| $217 is a shitload of money. | 217 dolar havadan para. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| 10,000? | 10 bin mi? | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| Taking it to Letterman. | Letterman'a götüreceğim. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| I'd like to bring something in to Letterman. | Letterman'a ben de bir şey götürmek isterim. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| Fuck you, Letterman! | Lanet sana, Letterman! | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| 12,000 ton rust bucket went down in the bay | Körfeze hidroklorik asitle dolu 12 bin ton pas atık atılmış. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| Into a nut brown sunset. | Kahverengi bir günbatımına doğru. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| you're gonna have a 12 gauge shotgun | ...size ne yapacağınızı 12 kalibrelik pompalı söyler. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| if there ever was a kingdom of Satan, the Soviet Union is it. | ...eğer bir Şeytan Krallığı varsa o da Sovyetler Birliği'dir. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| And, incidentally, you don't worry about Letterman, okay? | Ve aklıma gelmişken, Letterman konusunu kafana takma, tamam mı? | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| Letterman? | Letterman mı? | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| What the hell's Letterman got to do with The New York Times? | Letterman'la New York Times'ın ne alakası var? | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| It isn't in this place. | Burada değil. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| It's called her fiance. | Adamın nişanlısı. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| No. if it involves her, no, I don't. | Hayır, kızla ilgili ise istemem. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| it seems to me there's a bad vibe developing. | İçimde kötü bir his oluşmaya başladı. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| it wasn't like he said. | Dediği gibi olmadı. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| if I may, Your Honor. | İzin verirseniz, Sayın Yargıç. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| It isn't my purpose to interrupt proceedings, | Yargılamaya müdahale etmek niyetinde değilim... | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| It would necessitate getting him out of bed, of course. | Tabii bu saatte onu yatağından kaldırmamız icap edecek. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| They've already had it 12 hours. | Zaten 12 saattir ellerinde. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| They can strip a train to axles in 12 minutes. | 12 dakikada bir treni akslarına kadar sökebilirler. | The Rum Diary-5 | 2011 | |
| There's something wrong with the axle. | Dingilde bir sorun var. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| Oh, my God, it's the cop we set on fire. | Aman Tanrım, bu üzerine ateş üflediğimiz polis. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| Try and look normal. | Normal görünmeye çalış. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| Make a right! Make a right! | Sağa dön! Sağa dön! | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| What right? There is no right. Any right! | Hangi sağa? Sağa yol yok ki. Herhangi bir sağa. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| SANDERSON: Oh, there he is. Paul, come in. | İşte geldi. Paul, içeri gir. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| Sorry. There were unexpected developments. | Özür dilerim. Beklenmedik gelişmeler oldu da. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| I had to go home and start the day again. | Eve gidip güne tekrardan başlamam gerekti. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| Tell me about it. Some days are two sizes too small. | Bir de bana sor. Bazen günler iki beden küçük geliyor. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| Well, I'm afraid some of us had to leave. | Ne yazık ki bazılarımız gitmek zorundaydı. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| But, Mr. Zimburger you know. | Bay Zimburger'i tanıyorsun. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| And this is Mr. Green of First National Maritime Bank. | Ulusal Denizcilik Bankası'ndan Bay Green. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| I think we should move right along, Hal. | Bence hemen konuya girelim, Hal. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| I gotta go. Sure. | Gitmem gerekiyor. Elbette. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| Sit down, Paul. | Otur, Paul. | The Rum Diary-6 | 2011 | |
| As you may know, Mr. Kemp, | Bay Kemp, sizin de bildiğiniz gibi... | The Rum Diary-6 | 2011 |