Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15865
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
very powerful woman. | ...tuttuğunu koparan bir kadındı. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Okay, now, she never wrenched people's teeth out of their head | Tamam, kimsenin dişlerini ağzından söküp atmadı... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Or inherited a ruthless crime syndicate, but she... | ...ya da miras olarak manyakça cinayet ipuçları bırakmadı ama... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Go, Emily! She was the heart of the family. | Bastır, Emily! ... ailemizin direğiydi. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Oh, God. Thank you. So let's raise a glass to Emily. | Hadi Emily'ye bir kadeh kaldıralım. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
And... and... and | Ayrıca, ayrıca... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
to the leading lady of my life... | ...her başarıIı erkeğin ardındaki kadınlardan olan... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
You own me, Susan. 1 | Kendimi sana adıyorum Susan. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Oh, I hope everyone heard that. | Umarım hepiniz duymuşsunuzdur. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Look, I know you're not a strong woman, but, Edgar, | Bak, güçIü bir kadın olmadığını biliyorum. Ama Edgar... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I owe you everything. We all do. | Her şeyi sana borçluyum. Hepimiz için öyle. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I haven't really found my feet with Mike yet. | Kendimi Mike'a uyduramadım bir türlü. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Not sure he likes me. | Beni sevmedi galiba. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Isn't that such a relief at our age? | Bizim yaşımızdakilerin tesellisi bu. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
So much simpler. | Her şey daha basit. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
You know they don't want to fuck you anymore, | Artık seni sikmek istemiyorlar... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
so you can just be the woman you always wanted to be. | ...bu yüzden her zaman olmak istediğin benliği bulabiliyorsun. 1 | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
or tiny islands or lily pads that can take your weight. | Küçük adalar ya da bizi taşıyabilecek nilüfer yaprakları. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Can they be sharks? | Köpekbalıkları da olsun mu? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Yes, good idea. | Olur, güzel fikir. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
You're Emily's assistant, right? | Emily'nin asistanı, değil mi? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Yeah. I'm Edgar's. | Evet. Ben de Edgard'ın. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Dolly, nice to meet you. Hi. | Dolly ben, memnun oldum. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Well, I mean, I'm not really Emily's assistant. I'm her best friend. | Yani aslında pek asistanı sayıImam, en yakın arkadaşıyım. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I'm just here to help her while she does this film. | Film çekimlerinde yardımcı olayım falan diye geldim. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Just an excuse to hang out, really. | Öyle vakit geçsin diye. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
But she's paying you, right? | Ama sana ödeme yapıyor, değil mi? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Okay, ready? | Tamam. Hazır mısın? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Out of my way, I'm gonna land... | Çekil bak. Atlıyorum. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I'm gonna ride the biggest shark here. | Oradaki en büyük köpekbalığına bineceğim. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
That was amazing. Did you see that? | Harikaydım. Gördünüz mü? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Oh, sweetie. Are you okay? | Tatlım, iyi misin? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
What the hell happened? | Neler dönüyor burada? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Well, we were just playing on the sofa | Kanepenin üzerinde oyun oynuyorduk. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
and I think your grandson fell off. Son. | Sonra galiba torununuz düştü. Oğlum. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Wha... what happened, Doll? What did you do? | Ne oldu Doll? Ne yaptın? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Well, we were just jumping off the sofa. | Kanepenin üzerinden atlıyorduk. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
It was fun... Into the sea. | Eğlence maksatlı. Denize doğru. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
But there are sharks. | Ama köpekbalıkları varmış. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, but that's not quite fair, Brian, | Evet ama haksızlık ediyorsun Brian. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
because you put all the cushions out and you wanted them to be sharks. | Çünkü minderleri atan sensin. Köpekbalığı olsun diyen sensin. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
But I was drowning. | Boğuluyordum ama. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Oh, this woman would never let you drown, sweetheart. | Bu kadın asla boğulmana müsaade etmezdi tatlım. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Well, it was a game. | Oyundu sadece. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Even in a game. Susan, I'm so, so sorry. | Oyunda bile olsanız. Susan, çok özür dilerim. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Dolly is too. Aren't you, Doll? | Dolly de diliyor. Değil mi, Doll? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
You're sorry. Yeah, no, I'm sorry, Brian. | Özür diliyorsun. Evet, özür dilerim Brian. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
That's it? I mean, tell him that you would never let | Bu kadar mı? Yani asla başına kötü bir şey... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
anything bad happen to him, right? | ...gelmesine müsaade etmezsin, değil mi? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Go on, Doll. | Hadi Doll. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I would never let anything bad happen to you, Brian. | Asla başına kötü bir şey gelmesine müsaade etmem Brian. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Don't patronize him. | Büyüklük taslama. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I promise, I would never let anything happen to you, Brian. | Yemin ederim ki başına bir şey gelmesine müsaade etmem Brian. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
"And I would never let you drown." | "Ayrıca boğulursan seni kurtarırım. " | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, but how could I if... | NasıI oluyor da ben... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Dolly! | Dolly! | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
And I would... I would obviously never let you drown. | Ayrıca tabi ki boğulursan kesinlikle seni kurtarırım. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
"Or be eaten by sharks." | "Ya da köpekbalıklarına yem olursan. " | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
See? It's okay now. | Gördün mü? Geçti bak. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
God, what a nightmare. I'm so sorry. | Tanrım, kabus gibi. Çok özür dilerim. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I saw some water wings earlier if you want to make believe again, | Buraya gelirken görmüştüm. Deniz kolluğu satan bir yer var. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
safely, with me. | Güvende olursun. Benimle. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Can I just say, I... | İnanır mısınız, size... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Idolize you. | Tapıyorum. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
You are my total inspiration for this role. | Rolümde kelimenin tam anlamıyla ilham kaynağımsınız. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I can't believe I'm... I'm here with you. | İnanıIır gibi değil. Burada sizinleyim. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I'll go... I'll go get them. Yeah, I'll go grab them. | Hemen gidip alıp getireyim. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
And you're all right, Brian? We're gonna get the water wings. | İyisin, değil mi Brian? Deniz kolluğumuz olacak. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
You in there? | Orada mısın? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Doll? What? | Doll? Ne var? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Look, it's okay. It's no big deal. I promise. | Bak, tamam. Büyütülecek bir şey değil. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
No big deal? | Büyütülecek bir şey değil mi? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Susan Sarandon just shout eat me, Em! | Susan Sarandon az önce bana bağırdı, Em! | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I know, I know. It was awful, | Gördüm. Gördüm. Çok kötü. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
but who cares, really? | Ama kimin umrunda? Sahiden? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Should we just go home? Yes. | Eve gidelim mi? Evet. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Okay, I'll say goodbye and I'll meet you outside, okay? | Tamam, herkesle vedalaşayım seninle çıkışta görüşürüz. Tamam? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Thank you so much. It was such a great party. | Teşekkür ederim. Harika bir kutlamaydı. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I loved it. | BayıIdım. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Oh, yeah, I've... I've just got a big day tomorrow. | Evet, ama yarın çok yorucu olacak. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I'm meeting you outside. I heard, I was just gathering mysel... | Çıkışta görüşürüz dedik işte. Kendimi topluyorum. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Oh, good. I can me... I can certainly meet you outside. | İyiymiş, ben... Kesinlikle çıkışta görüşürüm sizinle. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Did you think I was someone else? | Sanırım beni başkası sandınız. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, sorry about that. Oh, it's okay, | Evet, kusura bakmayın. Sorun değil. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
but you're not leaving? Don't leave. | Gitmiyorsunuz herhalde? Gitmeyin. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Well, I was gonna... I was supposed to leave. | Aslına bakarsanız, gitmem gerekiyor şu anda. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Who would want that? | Kim böyle olsun ister ki? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Aren't parties weird? Really? | Kutlamalar çok tuhaf değil mi? Cidden? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I know that's such a cliche. Why do you say? | Çok klişe gelecek ama. Neden? | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
But what I mean is that I always find even at my own parties | Demek istediğim şu ki, kendi kutlamalarımda bile... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
that all my best friends | ...en samimi olduklarımla bile... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
become sort of acquaintances | ...içli dışIı bir düzeye geliyorum. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
and all my acquaintances become people | Bütün içli dışIı olduklarım da... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
I've never met before in my life. | ...hiç tanımadığım insanlara dönüşüyorlar. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Then you meet somebody, | Sonra biriyle tanışıyorsun. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
you know, out of the blue, you don't know at all, | Anlarsın ya, mavilerin içinde. Hiç tanımıyorsun bile. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
and they're the person you want to... | Onlar da birlikte takıImak istediğin... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Hang out with. | ...kişiler çıkıveriyor. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, I know what you mean. | Evet, seni çok iyi anlayabiliyorum. | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |
The other aid to intimacy, I always find, | Samimiyet kurmanın temellerini de tamamen... | Doll Em-1 | 2013 | ![]() |