Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 157817
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| eat it | ...ye bunu. | Swing-1 | 2002 | |
| You can find it beside the stones | Taşların arasında bulabilirsin. | Swing-1 | 2002 | |
| surround it with stones | Taşlarla etrafını döşe. | Swing-1 | 2002 | |
| When you back,chew it | Geri dönünce, çiğne bunu. | Swing-1 | 2002 | |
| It's a nice food | Güzeldir. | Swing-1 | 2002 | |
| Come here and look at it,Max | Gel buraya ve bak şuna Max! | Swing-1 | 2002 | |
| I'm scared, don't be stupid | Korkuyorum Aptal olma. | Swing-1 | 2002 | |
| Don't move | KımıIdama! | Swing-1 | 2002 | |
| Wait a moment | Bekle bir dakika. | Swing-1 | 2002 | |
| Pour the salt in | İçine tuz dök. | Swing-1 | 2002 | |
| Sleep,baby | "Uyu küçüğüm uyu" | Swing-1 | 2002 | |
| You become docile under the blanketry | "Hadi yatmaya hazırlan" | Swing-1 | 2002 | |
| fall asleep in my arms | "Uyu annenin kollarında" | Swing-1 | 2002 | |
| Soon,the sun will leave | "Güneş çıkacak yakında" | Swing-1 | 2002 | |
| We will awake his love | "Isıtacak seni sevgisiyle" | Swing-1 | 2002 | |
| crouch in my arms | "KıvrıI kollarımda" | Swing-1 | 2002 | |
| Soon,your father will leave | "Gelecek yakında baban" | Swing-1 | 2002 | |
| Come here. Two little birds | "Gel buraya. Bak iki küçük kuş var burada" | Swing-1 | 2002 | |
| Love you,hug you | "Seveyim seni, kucaklayım seni" | Swing-1 | 2002 | |
| watch you be happy | "İzleyim mutlulukla seni" | Swing-1 | 2002 | |
| I'm going to my room | Odama gidiyoruz. | Swing-1 | 2002 | |
| Like it was new,so great | Yeni gibi, çok güzel! | Swing-1 | 2002 | |
| A chair costs 300 franc | Bir sandalye 300 frank. | Swing-1 | 2002 | |
| I will give you something as an exchange to this chair | bu sandalyeyle değiş tokuş etmek için size bir şey vereceğim. | Swing-1 | 2002 | |
| I'll guide you to the place i'm going to | Gideceğim yeri sana göstereyim. | Swing-1 | 2002 | |
| Right here | İşte burası. | Swing-1 | 2002 | |
| She travels a lot | Sürekli seyahat eder. | Swing-1 | 2002 | |
| And cannot always stay at the same place. | Aynı yerde devamlı kalamaz. | Swing-1 | 2002 | |
| I don't want her always to stay with you. | Sürekli seninle kalmasını istemiyorum. | Swing-1 | 2002 | |
| Ask mama to let me go to the seaside? | Annemden beni deniz kenarına götürmesini isteyebilir misin? | Swing-1 | 2002 | |
| Then you'll have a lot of things to do. | O zaman yapacak bir sürü şeyin olur. | Swing-1 | 2002 | |
| This is my luck. | Bu benim uğurum. | Swing-1 | 2002 | |
| When I go out I bring it with me | Dışarı çıktığımda yanıma alırım. | Swing-1 | 2002 | |
| I pray to it and my wish will be realized. | dua ederim ve dileğim gerçekleşir. | Swing-1 | 2002 | |
| Always wander everywhere. | Her yeri gez. | Swing-1 | 2002 | |
| In the whole France... | Fransa'da herkes... | Swing-1 | 2002 | |
| ...all the people take with the children. | ...çocuklarıyla birlikte dolaşır. | Swing-1 | 2002 | |
| We're called Manon... | Bize Manon derler... | Swing-1 | 2002 | |
| It's a great scale for all the family to move. | Bütün ailenin taşınması büyük bir olay. | Swing-1 | 2002 | |
| But this is the requirements. | Ama bu zorunlu. | Swing-1 | 2002 | |
| This is the life. | Hayat böyle. | Swing-1 | 2002 | |
| Very well, you have the basic understanding. | Çok güzel, işin özünü kavramışsın. | Swing-1 | 2002 | |
| You can ask Shasha to learn more. | Daha fazla öğrenmek için Shasha'ya sorabilirsin. | Swing-1 | 2002 | |
| Who will know the end of the time. | Zamanın sonunu kim bilir. | Swing-1 | 2002 | |
| This makes us distressed. | Bu bizim üzüntümüzü giderir. | Swing-1 | 2002 | |
| There is some time when we stroll. | Dolaştığımız zamanlar oldu. | Swing-1 | 2002 | |
| ...we stop... | ...durduk bir yerde. | Swing-1 | 2002 | |
| ...and never play with the music any more. | Ve bir daha asla müzik çalmadık. | Swing-1 | 2002 | |
| I and my whole family are in a long line... | Ben ve bütün ailem... | Swing-1 | 2002 | |
| Man, woman, and children. | Erkek, kadın ve çocuk. | Swing-1 | 2002 | |
| ...the people who suddenly pass out. | ...insanların yanında kaldık. | Swing-1 | 2002 | |
| And we stay with the accompanier on the bus. | Otobüste bize eşlik edenlerle kaldık. | Swing-1 | 2002 | |
| I still remember... | Hafif dumanı... | Swing-1 | 2002 | |
| ...the light smoke. | ...hala hatırlıyorum. | Swing-1 | 2002 | |
| My mom waved to change with the potatoes. | Annem patatesleri değiştirirken elleri yanınca sallardı. | Swing-1 | 2002 | |
| We went far and long. | Epey uzun yol gittik. | Swing-1 | 2002 | |
| That was the enough time. | Bu yeterli bir süreydi. | Swing-1 | 2002 | |
| Keep us. | Koru bizi. | Swing-1 | 2002 | |
| Things are always the same. | Her şey aynıdır. | Swing-1 | 2002 | |
| We were like the stuff that was thrown out. | FırlatıIıp atıImış eşyalar gibiydik. | Swing-1 | 2002 | |
| How to end? | Sonu nasıI olur bilemem. | Swing-1 | 2002 | |
| Only I and brother were left. | Sadece ben ve kardeşim kaldık geriye. | Swing-1 | 2002 | |
| Others were all gone... | Diğerlerinin hepsi gitti... | Swing-1 | 2002 | |
| ...to save me and brother. | ...beni ve kardeşimi korumak için. | Swing-1 | 2002 | |
| All the people went in the rules... | Bütün herkes kurallara uygun bir şekilde gitti... | Swing-1 | 2002 | |
| It has been many years. | Uzun yıllar oldu. | Swing-1 | 2002 | |
| Come on, travel together. | "Haydi, birlikte seyahat edelim. " | Swing-1 | 2002 | |
| And finally we stay together... | "Sonunda yalnız kaldık.. " | Swing-1 | 2002 | |
| Look. | "Bak. " | Swing-1 | 2002 | |
| Our family has come. | "Ailemiz geldi. " | Swing-1 | 2002 | |
| They didn't see... | "Onları karşılamak... " | Swing-1 | 2002 | |
| ...the fire that was lit... | "... için yakıIan ateşi... " | Swing-1 | 2002 | |
| ...to welcome them. | "... görmediler. " | Swing-1 | 2002 | |
| It was from the far place. | "Uzak bir yerden geldiler. " | Swing-1 | 2002 | |
| The descendant of the Manu... | Manu'nun torunları... | Swing-1 | 2002 | |
| ...talk about the sad history. | ...hüzünlü geçmişlerinden bahsediyor. | Swing-1 | 2002 | |
| Only their conception and reality are left. | Geriye sadece onların düşünceleri ve gerçeklikleri kaldı. | Swing-1 | 2002 | |
| ...people didn't talk about the Manu. | ...insanlar Manu hakkında konuşmamışlar. | Swing-1 | 2002 | |
| they will take his stuff away. | onun eşyalarını götürecekler. | Swing-1 | 2002 | |
| Put this back to the home of Mandino. | Bunu Mandino'nun evine geri götür. | Swing-1 | 2002 | |
| And guitar? | Gitar nasıI gidiyor? | Swing-1 | 2002 | |
| That really makes me happy. | Bu beni gerçekten mutlu ediyor. | Swing-1 | 2002 | |
| Beauty spot. | Zarafet beni. | Swing-1 | 2002 | |
| This cannot work. | Bu işe yaramaz. | Swing-1 | 2002 | |
| I wanna catch you. | Seni yakalayacağım. | Swing-1 | 2002 | |
| Stop! | Dur yapma! | Swing-1 | 2002 | |
| Harder. | Daha güçIü. | Swing-1 | 2002 | |
| You should not smoke any more. | Çok fazla sigara içmemelisin. | Swing-1 | 2002 | |
| This is very imporatant. | Bu çok önemli. | Swing-1 | 2002 | |
| Take this. | Al bunu. Bu çok açık. | Swing-1 | 2002 | |
| The collaboration of woman band and man band. | Kadın ve erkek gruplarının ortak çalışması. | Swing-1 | 2002 | |
| There is no way. | Asla olmaz. | Swing-1 | 2002 | |
| Nothing will succeed without us, and we are the musicians. | Biz olmadan hiçbir şey olmaz, biz müzisyeniz. | Swing-1 | 2002 | |
| It's not like this and it's... | Öyle değil, böyle... | Swing-1 | 2002 | |
| No, what have you done? | Hayır, ne yaptın? | Swing-1 | 2002 | |
| No liaison. | Alakası yok. | Swing-1 | 2002 | |
| Come on, help me with this. | Haydi, bana yardım et. | Swing-1 | 2002 | |
| The rhythm. | Ritim. | Swing-1 | 2002 | |
| The expression rhythm. | Tonlu ritim. | Swing-1 | 2002 | |
| You can say... | Söyleyin bakayım... | Swing-1 | 2002 |