Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 157745

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Lot of girls do...	Çoğu kız direnir.	Sweet and Lowdown-1	1999
on a first date.	İlk randevuda yani.	Sweet and Lowdown-1	1999
Hold on. Hold it. Time out.	Dur. Dur. Mola.	Sweet and Lowdown-1	1999
Just I'm gettin' a little razzled with your pace.	Hızın beni şaşırttı.	Sweet and Lowdown-1	1999
You like me?	Benden hoşlandın mı?	Sweet and Lowdown-1	1999
Just expected more of a fight.	Biraz daha zor olur sanıyordum.	Sweet and Lowdown-1	1999
This is... It's like shootin' fish in a barrel.	Bu... Kova içinde balık avlamak gibi.	Sweet and Lowdown-1	1999
I knew you would.	Hoşuna gideceğini biliyorum.	Sweet and Lowdown-1	1999
They say I'm a wonderful lover.	Çok iyi bir âşık olduğumu söylerler.	Sweet and Lowdown-1	1999
You got a terrific body. You really do.	Muhteşem bir vücudun var. Gerçekten öyle.	Sweet and Lowdown-1	1999
Round. I like round. And I don't mean fat.	Yuvarlak. Yuvarlağa bayılırım. Şişman demiyorum.	Sweet and Lowdown-1	1999
You got some heft.	Çok iyisin.	Sweet and Lowdown-1	1999
Makes a fella feel like he's been someplace.	Erkeğe kendini iyi hissettiriyor.	Sweet and Lowdown-1	1999
Now get dressed.	Şimdi giyin.	Sweet and Lowdown-1	1999
I'm tired. I gotta go to sleep.	Yorgunum. Uyumam gerek.	Sweet and Lowdown-1	1999
If I don't get my sleep, I'm cranky.	Eğer uyumazsam, aksi bir adam olurum.	Sweet and Lowdown-1	1999
I'd give you cab fare, but I don't assume it's a long walk home.	Biraz para sıkışıklığım var, olmasa sana taksi de çağırırdım.	Sweet and Lowdown-1	1999
First time I had sex, seven years old.	İlk kez 7 yaşımda seks yaptım.	Sweet and Lowdown-1	1999
The guitar. Right.	Gitarım. Doğru ya.	Sweet and Lowdown-1	1999
Well, that's why we came up here.	O yüzden gelmiştik buraya.	Sweet and Lowdown-1	1999
All right, you get dressed.	Tamam, sen giyin.	Sweet and Lowdown-1	1999
I'm exhausted. What's your favorite song?	Çok yorgunum. En sevdiğin şarkı hangisi?	Sweet and Lowdown-1	1999
Oh, look who I'm askin'.	Kime soruyorum ki ben?!	Sweet and Lowdown-1	1999
I lived in Detroit...	Detroit'te yaşadım...	Sweet and Lowdown-1	1999
and Canada...	...ve Kanada'da,..	Sweet and Lowdown-1	1999
and New York...	...New York'ta,..	Sweet and Lowdown-1	1999
St. Louis.	...St. Louis'te.	Sweet and Lowdown-1	1999
My father was in the army.	Babam ordudaydı.	Sweet and Lowdown-1	1999
I never got along with him.	Onunla hiç iyi geçinemezdim.	Sweet and Lowdown-1	1999
He used to hit me with a belt.	Beni kemeriyle döverdi.	Sweet and Lowdown-1	1999
He's dead now.	Ama öldü.	Sweet and Lowdown-1	1999
Got asphyxiated.	Boğuldu.	Sweet and Lowdown-1	1999
I'm pretty sure my mother's dead too.	Annemin de öldüğüne eminim.	Sweet and Lowdown-1	1999
She used to get spells.	Büyü yaptırırdı.	Sweet and Lowdown-1	1999
I don't know if her family put her away somewhere...	Bir yerlere mi gitti, öldü mü...	Sweet and Lowdown-1	1999
or if she's dead.	...bilmiyorum.	Sweet and Lowdown-1	1999
She used to foam at the mouth.	Ağzı köpürürdü.	Sweet and Lowdown-1	1999
She sang beautifully.	Çok güzel şarkı söylerdi.	Sweet and Lowdown-1	1999
The most beautiful music I ever heard.	Duyduğum en güzel sesti.	Sweet and Lowdown-1	1999
Except for this...	Sadece şu...	Sweet and Lowdown-1	1999
gypsy guitar player in France.	...Fransa'daki çingene gitarist dışında.	Sweet and Lowdown-1	1999
Can you believe I can't listen to him without cryin'?	Onu ağlamadan dinleyemediğime inanabiliyor musun?	Sweet and Lowdown-1	1999
Give us a shot, would you?	Bize birer içki ver.	Sweet and Lowdown-1	1999
So I'm gonna be busy later. Somethin' came up.	Bu gece meşgulüm. Bir şey çıktı.	Sweet and Lowdown-1	1999
You just go get yourself home by yourself.	Bu akşam tek başına takıl.	Sweet and Lowdown-1	1999
Now wait. What was that look for?	Dur bakalım. O bakış ne içindi?	Sweet and Lowdown-1	1999
I got business.	İşim var.	Sweet and Lowdown-1	1999
We gotta spend every minute together?	Her dakikayı birlikte mi geçireceğiz?	Sweet and Lowdown-1	1999
You go get yourself a cab...	Kendine bir taksi tut.	Sweet and Lowdown-1	1999
and I'll see you tomorrow.	Yarın görüşürüz.	Sweet and Lowdown-1	1999
Stroudsburg, Pennsylvania?	Stroudsburg, Pennsylvania mı?	Sweet and Lowdown-1	1999
I take one puff in New Jersey, I end up in Stroudsburg, Pennsylvania?	New Jersey'de duman çektim, Stroudsburg, Pennsylvania'da mı uyandım?	Sweet and Lowdown-1	1999
I gotta get a cab.	Bir taksi bulmalıyım.	Sweet and Lowdown-1	1999
I need a taxi! Can I get a cab?	Bana bir taksi lazım! Taksi yok mu?	Sweet and Lowdown-1	1999
I'm sorry, Emmet. I had no choice.	Üzgünüm, Emmet. Başka şansım yoktu.	Sweet and Lowdown-1	1999
We got a contract. Look, I run a first class hotel here.	Bir kontratımız var. Bak, burada birinci sınıf bir otel işletiyorum.	Sweet and Lowdown-1	1999
This was an emergency. Yeah, an emergency.	Bu acil bir durumdu. Evet ya. Acil durum tabii.	Sweet and Lowdown-1	1999
What kind of emergency?	Ne tür bir acil durumdu?	Sweet and Lowdown-1	1999
My father died. Again?	Babam öldü. Yine mi?	Sweet and Lowdown-1	1999
How many times can your father pass away?	Baban kaç kere ölebiliyor senin?	Sweet and Lowdown-1	1999
I'm gonna come clean with you. I got abducted and I was threatened.	Sana gerçeği söyleyeceğim. Kaçırıldım ve tehdit edildim.	Sweet and Lowdown-1	1999
You were gone for four days. We had the police out.	4 gündür yoksun. Polis seni arıyor.	Sweet and Lowdown-1	1999
I'm tired of shootin' crap every night to see if my main attraction will show.	Her gece gösterimin en iyi adamı gelecek mi diye endişelenmekten yoruldum.	Sweet and Lowdown-1	1999
Look, I gotta borrow a few bucks for cab fare.	Bak, taksi için birkaç papel borç almam gerek.	Sweet and Lowdown-1	1999
You're kidding. How much?	Şaka mı yapıyorsun? Ne kadar?	Sweet and Lowdown-1	1999
Nine hundred dollars.	900 dolar.	Sweet and Lowdown-1	1999
What's the matter? Oh, I know this routine.	Sorun nedir? Bu işleri bilirim.	Sweet and Lowdown-1	1999
Look, I'm a free agent. I do as I please.	Bak, ben özgür bir erkeğim. İstediğimi yaparım.	Sweet and Lowdown-1	1999
I might as well tell you. I quit the job.	Bu arada söyleyeyim, işi bıraktım.	Sweet and Lowdown-1	1999
I told him to take that job and stick it.	İşini alıp bir tarafına sokmasını söyledim ona.	Sweet and Lowdown-1	1999
So the band's leavin' for Hollywood two weeks sooner than I thought.	Grup Hollywood'a düşündüğümden 2 hafta erken gidiyor.	Sweet and Lowdown-1	1999
I didn't tell you about Hollywood.	Sana Hollywood'dan bahsetmemiştim.	Sweet and Lowdown-1	1999
We're makin' a movie.	Bir film çekeceğiz.	Sweet and Lowdown-1	1999
Yeah. Just a little short one.	Evet. Çok büyük bir şey değil.	Sweet and Lowdown-1	1999
Just a couple of minutes of me and the boys playin' that tune, "All Of Me."	Birkaç dakikalık bir rol. Çocuklar ve ben "All Of Me"yi çalacağız.	Sweet and Lowdown-1	1999
You know? Good.	Bilir misin bu şarkıyı? Güzel.	Sweet and Lowdown-1	1999
What are you lookin' at me like that for? What?	Neden bana öyle bakıyorsun? Ne?	Sweet and Lowdown-1	1999
Look, I got together with a couple of guys, we had a few drinks.	Bak, birkaç adamla takıldım, birkaç içki içtim.	Sweet and Lowdown-1	1999
One thing led to another...	Biri diğerini izledi...	Sweet and Lowdown-1	1999
and the next thing I knew, I woke up out of town.	...ve sonra hatırladığım tek şey şehir dışında uyanmam oldu.	Sweet and Lowdown-1	1999
Look, I don't have to account to you. All right?	Bak, sana hesap vermek zorunda değilim. Tamam mı?	Sweet and Lowdown-1	1999
We're not married. I'm not the marryin' kind.	Biz evli değiliz. Ben evlenen tiplerden değilim.	Sweet and Lowdown-1	1999
I can't settle.	Bir şeye bağlanamam.	Sweet and Lowdown-1	1999
Whole idea leaves me cold.	Düşüncesi bile tüylerimi ürpertiyor.	Sweet and Lowdown-1	1999
So I thought I'd...	Ben düşündüm ki...	Sweet and Lowdown-1	1999
I thought I'd...	Düşündüm de...	Sweet and Lowdown-1	1999
buy you some lunch...	...sana yemek ısmarlarım...	Sweet and Lowdown-1	1999
and say good bye.	...ve vedalaşırız.	Sweet and Lowdown-1	1999
And I'll be comin' through here again, I'm sure, sometime.	Belki sonra yine görüşürüz. Eminim bir gün yine gelirim.	Sweet and Lowdown-1	1999
But you really are a spoiled dope, you know?	Ama sen arızalısın, biliyor musun?	Sweet and Lowdown-1	1999
I take you out to buy you things or go to the movies, you're fine.	Sana bir şeyler alırken ya da sinemaya giderken, iyisin.	Sweet and Lowdown-1	1999
But the minute somethin' doesn't go your way...	Ama işler istediğin gibi gitmeyince, kaçıyorsun.	Sweet and Lowdown-1	1999
I gotta go, and there's no way you can come with me.	Gitmem gerek ve benimle gelme ihtimalin yok.	Sweet and Lowdown-1	1999
I mean, you got responsibilities. You got a job.	Senin sorumlulukların var. Bir işin var.	Sweet and Lowdown-1	1999
You have...	Yıkaman gereken...	Sweet and Lowdown-1	1999
underwear and socks to wash.	...iç çamaşırları ve çoraplar var.	Sweet and Lowdown-1	1999
And I can't have my life cluttered. I'm an artist.	Ben hayatımı öyle darmadağın edemem. Ben bir sanatçıyım.	Sweet and Lowdown-1	1999
A truly great artist.	Gerçek bir sanatçıyım.	Sweet and Lowdown-1	1999
I need to be free...	Özgür olmalıyım.	Sweet and Lowdown-1	1999
so I'm saying good bye, okay?	Bu nedenle sana veda ediyorum, tamam mı?	Sweet and Lowdown-1	1999