Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 157637
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
She loves nobody | O kimseyi sevmiyor. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
but you. | Ama sen. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Although she didn't tell me directly that she loves you. | Bana doğrudan seni sevdiğini söylemese de... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
But I know | ...ben biliyorum. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Meimei's feelings. | Meimei'nin duyguları. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
the Happy Tavern was closed down. | ..."Mutlu Taverna" kapatıldı. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
none of this had ever happened. | ...bunların hiç biri olmamış gibiydi. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
No Happy Tavern, | "Mutlu Taverna" yok. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
no boss... no Meimei... | Patron yok, Meimei yok... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
no Mermaid. | ...Denizkızı yok. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Some time later, a courier delivered | Bir süre sonra, bir kuryeci... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
strange package. | ...tuhaf bir paket teslim etti. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
It said: | Dediği şey... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
'Thank you. You let me find her.' | "Onu bulmama izin verdiği için teşekkürler." | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Now I can tell you the end of the story.' | Şimdi, sana hikayenin sonunu söyleyebilirim. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
'I found her in a 24 hour shop | Onu kenar mahallerinin dışında ki... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
out in the suburbs.' | ...24 saat açık marketlerin birinde buldum. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
'I had heard they sold | Onların Buffolo grass votka... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
buffalo grass vodka.' | ...sattığını duymuştum. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
'The vodka found Moudan for me.' | Bu votka Moudan'ı benim için buldu. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Do you have | "Wild buffolo grass" votkanız.. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Yes, we have. That's 175. | Evet, var. 175 bin. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Mardar... Take me home. | Mardar... Beni eve götür. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
The knocking on the door brought me | Kapımdaki tıklama beni hayallerimin... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
out of my daydream. | ...dışındaki bir yere getirdi. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
They wanted me to identify a body. | Benden vücutları tanımlama mı istediler. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
It happened not far from the bridge | Bu Moudan'ın atladığı köprüden... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
They told me that the guy was a courier | Bana onların bir kuryeci ve... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
and the girl worked | ...24 saat açık marketlerden birinde çalışan bir... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I was scared | Cesetleri görmekten... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
to see the bodies, | ...korkmuştum. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
But it was Mardar. | Bu Mardar'dı. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
They found my address and telephone number on him. | Üzerinde benim adresimi ve numaramı bulmuşlardı. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Next to him was a girl | Yanındaki de tıpkı Meimei'ye... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
who looked exactly the same Meimei. | ...benzeyen bir kızdı. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I couldn't believe it wasn't her... | Bunun o olduğuna inanamazdım. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I needed to see her... | Onu görmem gerekti. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I saw Meimei on her houseboat. | Meimei'yi onun yüzen evinde görmüştüm. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
She knew nothing. | Hiçbir şey bilmiyordu. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I told her what had happened. | Ona neler olduğunu anlattım. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
She was choked but insisted on seeing for herself. | Şok olmuştu ama kendisi de görmekte kararlıydı. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Mardar is dead. | Mardar öldü. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I thought | Bunun sadece... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
it was just a story. | ...bir hikaye olduğunu düşünmüştüm. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I didn't think Moudan really existed. | Moudan'ın gerçekten var olacağını düşünmedim. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I thought it was me he wanted. | Aradığının ben olduğunu sandım. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
But he wasn't lying... | Ama, yalan söylemiyormuş. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
He never lied. | Asla yalan söylememiş. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
If I left you... | Eğer senden ayrılsaydım... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
...would you look for me? Like Mardar? | ...beni Mardar gibi arar mıydın? | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Forever? Yes. | Sonsuza kadar mı? Evet. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Things like that... | Böyle bir şey... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
only happen in love stories. | ...yalnızca aşk hikayelerinde olur. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Your don't believe me? | Bana inanmıyor musun? | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
No, I don't. Do you mean it? | Hayır, inanmıyorum. Gerçekten mi? | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
On that rainy day on Meimei's houseboat... | O yağmurlu günde Meimei yüzen evdeydi. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
we were together again. | Tekrar birlikteydik. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Like old times. | Eski zamanlardaki gibi. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I sat up all night watching old videos I had shot of her. | Bütün gece oturdum ve onu çektiğim bütün eski videoları izledim. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
In the morning, I went back to see her. | Sabahleyin, onu görmek için geri gittim. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
There was so much | ...ona söylemek istediğim... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I wanted to say to her. | ...çok fazla şey vardı. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
But I was too late. | Ama çok gecikmiştim. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Find me if you love me | Eğer beni seviyorsan, bul. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
It was the best damn drink I'd ever had. | Bu sahip olabileceğim en lanetli içecekti. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
of the days I had with Meimei. | Meimei ile olduğum günler vardı. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
If she hadn't run away, | Eğer kaçmasaydı... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
maybe we'd be drinking together now, | ...belki de şimdi birlikte içiyor olurduk. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
like we used to. | Eskiden içtiğimiz gibi. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
Floating down the Suzhou River | Aşağıya, denize doğru... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
to the sea. | ..."Suzhou Nehri" süzülürken... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
The sun would come out... | ...güneş doğmuş, nehir temiz... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
and the river would be clear and full of fish. | ...ve balıklarla dolu olurdu. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I could run after her, | Peşinden gidebilirim. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
look for her like Mardar. | Tıpkı onu arayan Mardar gibi. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
I could go back to my balcony... | Balkonuma geri dönüp köprüde belirmesini ve... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
and wait for her to appear on the bridge, walking with her hands crossed... | ...ellerini çaprazlayarak yürümesini bekleyebilirim. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
So I'll just take another drink and close my eyes... | Bu yüzden, sadece başka bir içecek alıp, gözlerimi kapatacağım... | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
waiting for the next story to start. | ...ve sıradaki hikayenin başlamasını bekleyeceğim. | Suzhou he-1 | 2000 | ![]() |
'Thank you. You let me find her. ' | "Onu bulmama izin verdiği için teşekkürler." | Suzhou he-2 | 2000 | ![]() |
Now I can tell you the end of the story. ' | Şimdi, sana hikayenin sonunu söyleyebilirim. | Suzhou he-2 | 2000 | ![]() |
out in the suburbs. ' | ...24 saat açık marketlerin birinde buldum. | Suzhou he-2 | 2000 | ![]() |
buffalo grass vodka. ' | ...sattığını duymuştum. | Suzhou he-2 | 2000 | ![]() |
'The vodka found Moudan for me. ' | Bu votka Moudan'ı benim için buldu. | Suzhou he-2 | 2000 | ![]() |
My life started on 15 September 1975. | Avrupa'nın bittiği ama hiç başlamadığı Balkanlar'da bir yerde... | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Somewhere in the Balkans where Europe ends but never starts. | ...15 Eylül 1975'de dünyaya geldim. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
This is my mother gentle and kind. | Bu gördüğünüz benim annem. Anlayışlı ve naziktir kendisi. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Lives in her own world of books and music. | Kitaplardan ve müzikten ibaret kendi şahsi dünyasında yaşıyor. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Hesitant and beautiful as the Gobelins she sews. | Ördüğü goblenler misali ikircikli ve güzel. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
My father never still in a hurry not to miss something. | Babam. Hiçbir şeyi gözden kaçırmamak için işini aceleye getirmez. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Making plans, looking for new paths to follow. | Planlar yapar, izleyecek yeni yollar arar. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Grandma in feverish search of sugar for my birth. | Dünyaya gelişimin hatırına, anneannem telaşlı bir şeker arayışındaydı. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Addicted to pastries she was convinced the world spun on a lump of sugar. | Hamur işlerine bayılırdı, ki dünyanın... | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Got sugar today? | Şeker geldi mi bugün? | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Grandma Sladka (pastry) was her nickname. | Anneannemin lakabı Sladka'ydı. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Sugar in today? Not yet. | Şeker geldi mi bugün? Daha gelmedi. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
But the world is big and she knew that sugar cane grew far away. | Ama dünya kocamandı ve şeker kamışının uzaklarda yetiştiğini biliyordu. | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
What's in today? Sugar, Cuban sugar! | Bugün ne var? Şeker, Küba şekeri! | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Hey, comrade, come back! Stand in the line! Keep order! | Hop, yoldaş, geri dön! Sıraya gir! Düzeni bozma! | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |
Aren't you ashamed, comrade? | Senin utanman yok mu, yoldaş? | Svetat e golyam i spasenie debne otvsyakade-1 | 2008 | ![]() |