Search
English Turkish Sentence Translations Page 156660
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Want to go to the beach tomorrow, go sailing? | Yarın sahile gidip, denize açılalım mı? | Summer-5 | 1986 | |
| Sailing? | Denize mi? | Summer-5 | 1986 | |
| OK for the beach, but sailing makes me sick. | Sahil tamam ama tekneler beni rahatsız ediyor. | Summer-5 | 1986 | |
| You get seasick? | Deniz mi tutuyor? | Summer-5 | 1986 | |
| Pisces isn't your sign, then. | O zaman balık burcu değilsin. | Summer-5 | 1986 | |
| No, I'm Capricorn. | Hayır, ben oğlak burcuyum. | Summer-5 | 1986 | |
| Good at signs? Sort of. I do some astrology. | Anlar mısın? Biraz. Astrolojiyle ilgilendim. | Summer-5 | 1986 | |
| Gerard is a Capricorn too, like me. | Gerard da oğlak, benim gibi. | Summer-5 | 1986 | |
| It's the sign of the goat climbing the mountain | Ama genellikle yalnız. İşareti, dağa tırmanan bir oğlak... | Summer-5 | 1986 | |
| all the way up. | ...hep yokuş yukarı. | Summer-5 | 1986 | |
| But it's usually alone. | Ama genellikle yalnız. | Summer-5 | 1986 | |
| That's a bit like you. | Biraz sana benziyor. | Summer-5 | 1986 | |
| That could be me. | Olabilir. | Summer-5 | 1986 | |
| It's true, we haven't known you long but we've the feeling | Bu doğru, seni fazla tanımıyoruz ama bize göre... | Summer-5 | 1986 | |
| that every time we suggest something, it's: | ...ne zaman sana bir şey önersek şöyle diyorsun: | Summer-5 | 1986 | |
| ''No, I'd rather not, no, not really...'' | "Hayır, almayayım, hayır ben gerçekten..." | Summer-5 | 1986 | |
| I'm not difficult. That's nonsense! | Ben zor biri değilim. Bu çok saçma! | Summer-5 | 1986 | |
| What do you like? | Ne seversin? | Summer-5 | 1986 | |
| What do you mean? I'm not being difficult. I've been sweet so far. | Ne demek istiyorsun? Şu ana dek hiç zorluk çıkarmadım, çok tatlıydım. | Summer-5 | 1986 | |
| Oh, very sweet! I haven't been difficult. | Çok tatlı! Hiç zorluk çıkarmadım. | Summer-5 | 1986 | |
| I've done errands, gone for walks. | Getir götür işi yaptım, yürüyüşlere katıldım. | Summer-5 | 1986 | |
| I've been nice, damn it! | Çok naziktim, kahretsin! | Summer-5 | 1986 | |
| Washed dishes. I washed dishes. | Bulaşık yıkadın. Bulaşık yıkadım. | Summer-5 | 1986 | |
| But you always tell me... What are you blaming me for? | Ama hep diyorsun ki... Beni neyle suçluyorsun? | Summer-5 | 1986 | |
| Nothing at all. | Hiçbir şeyle. | Summer-5 | 1986 | |
| We want to please you, do as much for you as we can here. | Burada elimizden geldiğince, seni memnun etmek istiyoruz. | Summer-5 | 1986 | |
| I'm OK, I feel fine. | Ben iyiyim, keyfim yerinde. | Summer-5 | 1986 | |
| What would really interest you? | Gerçekten, senin ilgini çeken şey ne? | Summer-5 | 1986 | |
| What are you really dying to do, | Burada olduğun sürece... | Summer-5 | 1986 | |
| while you're here? | ...yapmaya bayıldığın ne var? | Summer-5 | 1986 | |
| Just go for walks. | Yürüyüşe çıkmak. | Summer-5 | 1986 | |
| You're a plant! A plant. | Sen bir bitkisin! Bitkisin! | Summer-5 | 1986 | |
| I'm a plant? | Bitki miyim? | Summer-5 | 1986 | |
| SATURDAY, JULY 21 | 21 TEMMUZ CUMARTESİ | Summer-5 | 1986 | |
| There's Delphine! | İşte, Delphine! | Summer-5 | 1986 | |
| Been out walking? | Yürüyüşe mi çıktın? | Summer-5 | 1986 | |
| Walking, in the pasture. | Çayırda yürüyordum. | Summer-5 | 1986 | |
| You're destroying nature. | Doğayı mahvediyorsunuz. | Summer-5 | 1986 | |
| A big branch like that! Pretty, eh? | O kadar büyük bir dal! Güzel değil mi? | Summer-5 | 1986 | |
| For me? No, keep it. | Bana mı? Hayır, sende kalsın. | Summer-5 | 1986 | |
| I didn't pick any for you. I don't cut flowers. | Senin için toplamadım. Ben çiçek koparmam. | Summer-5 | 1986 | |
| You weren't bored? | Sıkılmadın mı? | Summer-5 | 1986 | |
| No, I saw the sea, I saw... | Hayır, denizi seyrettim... | Summer-5 | 1986 | |
| In you go! | Binin! | Summer-5 | 1986 | |
| With Mommy! | Annemle! | Summer-5 | 1986 | |
| With uncle. | Ben amcamla! | Summer-5 | 1986 | |
| SUNDAY, JULY 22 | 22 TEMMUZ PAZAR | Summer-5 | 1986 | |
| He likes the job, anyway he chose it! | İşini seviyor, ne de olsa kendisi seçti. | Summer-5 | 1986 | |
| It's always work, work, work! | Her zaman iş, iş, iş. | Summer-5 | 1986 | |
| Fran�oise? What? | Françoise? Efendim? | Summer-5 | 1986 | |
| I can't stay here. Take me with you. | Burada kalamam. Beni de götür. | Summer-5 | 1986 | |
| What's the matter? Don't you like it here? | Sorun ne? Buradan hoşlanmadın mı? | Summer-5 | 1986 | |
| Sure, it's fine. | Tabi ki hoşlandım. | Summer-5 | 1986 | |
| Aren't they nice? They're very nice. | Sana karşı kibar değiller mi? Çok kibarlar. | Summer-5 | 1986 | |
| But I can't stay here all alone. | Ama burada onlarla yalnız kalamam. | Summer-5 | 1986 | |
| I'll find something to tell them. | Onlara bir bahane bulmalıyım. | Summer-5 | 1986 | |
| They're smart, they'll understand. | Zeki insanlardır, anlarlar. | Summer-5 | 1986 | |
| I'm embarrassed. Don't worry. | Çok mahcubum. Merak etme. | Summer-5 | 1986 | |
| It'll be nice. How many of us will there be? | Güzel olacak. Kaçımız orada olacak? | Summer-5 | 1986 | |
| Is this good bye? | Bu bir veda mı? | Summer-5 | 1986 | |
| Yes, but I also want to tell you: | Evet ama size bir şey daha söyleyeceğim: | Summer-5 | 1986 | |
| Delphine's leaving. She angry? | Delphine gidiyor. Kızgın mı? | Summer-5 | 1986 | |
| Not at all. But she'd rather the 3 of us went back together. | Hayır. Ama üçümüzün birlikte dönmesini arzu etti. | Summer-5 | 1986 | |
| I'm not surprised. It's a pity. She's nice. | Hiç şaşırmadım. Yazık. Çok hoş bir kızdı. | Summer-5 | 1986 | |
| Well, after all, she's different from us. | Sonuçta, bizden farklı. | Summer-5 | 1986 | |
| So we're taking her to Paris. | Yani, onu Paris'e götürüyoruz. | Summer-5 | 1986 | |
| Delphine's leaving? That's right. | Delphine gidiyor mu? Evet. | Summer-5 | 1986 | |
| Well, since we're going, it's better. | Biz gidiyoruz diye. Böylesi daha iyi. | Summer-5 | 1986 | |
| She'll be all alone in Paris! | Paris'te tek başına kalacak. | Summer-5 | 1986 | |
| Don't ask... | Orasını hiç sorma. | Summer-5 | 1986 | |
| MONDAY, JULY 23 | 23 TEMMUZ PAZARTESİ | Summer-5 | 1986 | |
| You want my photo? | Fotoğrafımı ister misin? | Summer-5 | 1986 | |
| Why not? You're beautiful! | Neden olmasın? Çok güzelsin. | Summer-5 | 1986 | |
| It's Delphine. You OK? | Benim, Delphine. İyi misin? | Summer-5 | 1986 | |
| I'm in Paris. | Paris'teyim. | Summer-5 | 1986 | |
| Cherbourg was nice, but... | Cherbourg güzeldi ama... | Summer-5 | 1986 | |
| I came back, that's all. | ...geri geldim. Hepsi bu. | Summer-5 | 1986 | |
| I wanted to ask you: can I use your place in the mountains... | Senin dağ evinde kalabilir miyim diye soracaktım. | Summer-5 | 1986 | |
| WEDNESDAY, JULY 25 | 25 TEMMUZ ÇARŞAMBA | Summer-5 | 1986 | |
| Paulo here? | Paulo burada mı? | Summer-5 | 1986 | |
| Hi, Delphine! | Selam, Delphine! | Summer-5 | 1986 | |
| Hi, Michel! Things OK? | Selam, Michel! İşler yolunda mı? | Summer-5 | 1986 | |
| Just arrived from Paris. Paulo has Jean Pierre's keys. | Paris'ten yeni geldim. Paulo'da, Jean Pierre'in anahtarları varmış. | Summer-5 | 1986 | |
| Paulo's in the valley. Be back at 6 p.m., | Paulo vadiye indi. Saat altıda döner. | Summer-5 | 1986 | |
| with the keys, I guess. | Umarım, anahtarlar yanındadır. | Summer-5 | 1986 | |
| Want to wander around? I wouldn't mind. | Çevreyi dolaşmak ister misin? Olabilir. | Summer-5 | 1986 | |
| I'll mind your bags. | Çantalarına ben bakarım. | Summer-5 | 1986 | |
| I'll take my white hat. lf you like. | Şapkamı alayım. Nasıl istersen. | Summer-5 | 1986 | |
| See you, Michel. | Görüşürüz, Michel. | Summer-5 | 1986 | |
| You OK, Paulo? Fine. Just get here? | Nasılsın, Paulo? İyiyim. Yeni mi geldin? | Summer-5 | 1986 | |
| I've the apartment keys. | Evin anahtarları. | Summer-5 | 1986 | |
| I don't need them. Why not? | İhtiyacım yok. Neden? | Summer-5 | 1986 | |
| I'm going home. What for? | Eve dönüyorum. Ne oldu? | Summer-5 | 1986 | |
| You came to air your luggage? | Çantalarına hava aldırmaya mı geldin? | Summer-5 | 1986 | |
| No, I'm all mixed up. | Hiçbir şey anlamadım. Hayır, kafam çok karışık. | Summer-5 | 1986 | |
| Just give me my bags. I'm leaving. | Bana çantalarımı ver. Gidiyorum. | Summer-5 | 1986 | |
| I don't get it at all. | Hiçbir şey anlamadım. | Summer-5 | 1986 | |
| Just give them to me. It's OK. | Sen çantalarımı ver bana. Sorun değil. | Summer-5 | 1986 | |
| Thanks, Paulo. Sorry. | Teşekkürler, Paulo. Özür dilerim. | Summer-5 | 1986 | |
| They've aired. They're healthy. | Havalandılar. Çok sağlıklılar. | Summer-5 | 1986 |