Search
English Turkish Sentence Translations Page 156662
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
That when you see the green ray | Yeşil bir ışın gördüğünüzde... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
you can read your own feelings and other's too. | ...kendi duygularınızı ve başkalarınınkini okuyabilirmişsiniz. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Really? That's wonderful! lf it's true, | Gerçekten mi? Harika! Eğer bu doğruysa... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
we'd have heightened perception on seeing the green ray. | ...yeşil ışını görmek için gözümüzü dört açalım. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
That's what happened to his heroine. | Onun kadın kahramanına böyle oldu. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Who never sees the green ray, | Yeşil ışını hiç görmemişti... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
but who finally reads her own feelings | ...ama en sonunda, kendi duygularını... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
and those of the young man she's met. | ...ve karşılaştığı genç adamın duygularını okudu. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
And you, sir, are you familiar with the green ray? | Ya siz bayım, yeşil ışına aşina mısınız? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Very much so. I've seen it several times, | Oldukça. Birçok kez gördüm... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
perhaps 5 times in my life. It's very rare. | ...belki beş kere. Çok nadirdir. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Some summers you never see the green ray | Bazı yazlar hiç göremezsiniz... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
because atmospheric conditions are unfavourable. | ...çünkü atmosferik şartlar uygun değildir. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Today, for example, is too hazy. | Bugün, örneğin, çok puslu. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Too cloudy. | Fazla bulutlu. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
As my wife said, the atmosphere must be very clear. | Eşimin dediği gibi, atmosfer çok açık olmalı. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
And the reason for this phenomenon | Bu doğa olayının nedeni... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
is the diffraction...refraction? | ...difraksiyon... refraksiyon muydu? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Refraction. | Refraksiyon. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Refraction in the atmosphere. | Atmosferdeki kırılma. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Shall I explain it in detail? | Detaylı anlatabilir miyim? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You see the sun, there. | Güneşi orada görüyorsunuz. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
It is not exactly where you see it. | Aslında tam gördüğünüz yerde değil. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
It's really a little lower, | Gerçekte, biraz daha aşağıda. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
because the sun's rays curve in the atmosphere, | Güneş ışınları atmosferde büküldüğü için... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
and the closer the sun is to the horizon, | ...güneş ufka yaklaştıkça... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
the greater the diffraction in the atmosphere. | ...atmosferdeki kırılma daha büyüyor. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
When the sun seems to touch the horizon, | Güneşin ufka değdiğini gördüğünüz anda... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
it is in fact already below the horizon. | ...aslında ufuk çizgisinin altında. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
The solar disk seems slightly raised, | Güneş yuvarlağı hafifçe yükselmiş durumda.. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
perhaps half a degree. | ...belki yarım derece kadar. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
That's the first reason for the green ray. | Bu yeşil ışının ilk nedeni. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
The second is that there's also the dispersion of colours, | İkincisi ise renklerin bir prizma içinde... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
as in a prism. | ...dağılıyor olması. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
When light passes through a prism, there's a spectrum, | ...ve en çok bükülen renk... Işık bir prizmadan geçerken, renk tayfı oluşur... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
and the colour that's most curved | ...ve en çok bükülen renk... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
is blue! | ...mavidir. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
I'd have guessed green. | Ben yeşil sanmıştım. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
No, the green is near the blue. | Hayır, yeşil de maviye yakın. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
There are red, yellow, green, | Kırmızı, sarı, yeşil... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
blue and violet. | ...mavi ve mor. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Blue and violet are very weak. | Mavi ve mor çok zayıf. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
What we can clearly observe are the colours yellow and green. | En net şekilde gözlemlediklerimiz sarı ve yeşildir. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
So when the sun sets, | Yani güneş batarken... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
the disk is slightly raised, | ...küre yavaşça yükselir... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
but the blue colours, | ...ama mavi renkler... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
the greens, are higher than the reds. | ...ve yeşiller kırmızıdan daha yukarıda kalır. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
So when the disk sinks below the horizon, | Güneş ufuk çizgisinin altına indiğinde... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
the last ray you see is the green. | ...son gördüğünüz renk yeşildir. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Is the green! A lovely green. | Yeşildir! Çok güzel bir yeşil! | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You're like a scientist | "'Aristobulus Ursicloss" adlı kitaptaki... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
in the book named ''Aristobulus Ursicloss''. | ...bilim adamı gibisiniz. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
What a name! I haven't read it. | Ne isim ama! Ben okumadım. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
FRIDAY, AUGUST 3 | 3 AĞUSTOS CUMA | Summer-5 | 1986 | ![]() |
It's OK, leave it. It's all right. | Tamam, kalsın. Sorun değil. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Feels great. | Harika bir duygu. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Haven't been in yet? | Daha girmedin mi? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
No, but I will. I'll have a little dip. | Hayır ama birazdan bir dalıp çıkacağım. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You've got some tan already! | Yeterince bronzlaşmışsın zaten. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You're the one who's tanned. | Bronz tenli olan sensin. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
I don't think so. I can't be tanned already, after all. | Hiç sanmam. Ben kolay yanamam. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Just since day before yesterday. | Daha evvelki gün geldim. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You know this beach already? | Bu sahili biliyor musun? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
I've been here several days. | Ben de birkaç gündür buradayım. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
That so! You on vacation? That's it. | Öyle mi? Tatilde misin? Aynen öyle. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You're German? No. Guess! | Alman mısın? Hayır. Tahmin et! | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Excuse my French. I speak it badly. | Fransızcamı bağışla. Kötü konuşuyorum. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Lots of mistakes. | Bir sürü hata. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
I understand you perfectly. | Seni gayet iyi anlıyorum. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
I don't know... are you Dutch? | Bilemiyorum... Hollandalı mısın? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
A little higher up. | Biraz daha yukarıdan. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Norwegian? Swedish? Right, Swedish. | Norveç? İsveç? Doğru, İsveç. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
And you're French? | Sen Fransız mısın? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Very good. A pretty country, France. | Çok iyi. Fransa çok güzel bir ülke. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
I don't know if I've time to see it all, | Tamamını görmeye vaktim olur mu bilmiyorum... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
because, a trip once a year, on vacation... | ...çünkü yılda bir kere, tatile çıkıyorum... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You touring all over France? | Bütün Fransa'yı mı dolaşıyorsun? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
No, because I came here with a plane, | Hayır, çünkü buraya uçakla geldim... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
and then I'm going to Spain. | ...daha sonra da İspanya'ya gideceğim. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You're travelling alone? | Yalnız mı seyahat ediyorsun? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
I love it! | Buna bayılıyorum. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
I love to travel alone because you see a lot of things | Yalnız dolaşmaya bayılıyorum, çünkü çok şey görüyor... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
and meet new people and like that. | ...ve böyle, yeni insanlarla tanışıyorsun. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You travelling alone? | Sen yalnız mısın? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
It's really nice here! | Burası gerçekten harika! | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Listen, dry yourself. You swim with that bathing suit? | Kurulansana. Bu mayoyla mı yüzüyorsun? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Why not? | Neden? Nesi var? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Why don't you take it off? It makes you a chill. | Neden çıkarmıyorsun? Seni üşütüyor. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Not at all, it's fine. | Hayır, hayır, böyle iyi. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Don't think so? | Ama mayonun izleri çıkar. Öyle mi düşünüyorsun? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You sunbathe with it, too? | Güneşte de böyle mi yatıyorsun? | Summer-5 | 1986 | ![]() |
But it leaves stripes...marks. | Ama mayonun izleri çıkar. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Listen, you... | Ne bileyim... Buna alıştım artık. Sen kendine baksana... | Summer-5 | 1986 | ![]() |
I'm better with nothing. Look at the beach. | Ben böyle iyiyim. Sahile bak. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Because... I don't know, I'm used to it. | Ne bileyim... Buna alıştım artık. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
In Scandinavia we're always half naked. | İskandinavya'da, biz hep böyle yarı çıplağız. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
You see everything here. It's nice! | Buradan her yer görünüyor. Harika! | Summer-5 | 1986 | ![]() |
See that good looking guy? | Şu yakışıklı oğlana bak. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
That one. He's a good swimmer. | Şuradaki. İyi yüzücü. | Summer-5 | 1986 | ![]() |
Nice build, too. Don't you think? | Vücudu da iyi. Sence de öyle değil mi? | Summer-5 | 1986 | ![]() |