• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155544

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
since there's no outbreak, there's no reason ...salgın falan olmadığına göre, burada sıkışıp kalmanın nedeni yok. ...salgın olmadığından, burada tıkılıp... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
to be stuck in here. ...kalmamız için hiçbir sebep yok. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Well, yes, other than the doors being sealed shut. Evet, kapıların mühürlenmiş olması dışında. Pekala, evet, kapıların mühürlü olması dışında. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
And heavier than we had previously thought. Ve daha önce düşündüğümüzden daha da ağırlar. Ve önceden düşündüğümüzden de ağır. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Can you use this tablet to access this control panel? Bu bilgisayarı kontrol paneline erişmek için kullanabilir misin? Bu tableti kullanarak bu kontrol paneline girebilir misin? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Maybe we can at least figure out a way to get the doors open. Belki en azından bu kapıları açmak için bir yol buluruz. Belki en azından kapıları açmanın bir yolunu buluruz. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Doubtful. The transporter panel has no wireless interface, and Şüpheli. Taşıyıcı panelinin kablosuz arayüzü yok ve,... Pek olası değil.Taşıyıcı panelinin kablosuz arayüzü yok, ve... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
even if we could hook it up directly, with the limitations of the RAM ...doğrudan bağlasan bile, bu bilgisayarın RAM yetersizliğiyle... Müsaade edersen? ...doğrudan bağlansak bile, bu tabletteki belleğin... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
on this tablet... May I? ...kısıtlaması yüzünden... Deneyebilir miyim? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Thanks. Yes. Of course. Teşekkürler. Evet. Elbette. Teşekkürler. Evet.Elbette. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Well, lifesigns all over the City. Tüm şehirdeki hayat belirtileri. Pekala, yaşam sinyalleri şehrin her yerinde. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Everyone is trapped as we are. Herkes bizim gibi sıkışıp kalmış. Herkes bizim gibi kapana kısılmış. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Ventilation is down, which means we're running out of air. Havalandırma durmuş, bu da demek oluyor ki havamız bitiyor. Havalandırma kapalı, bu da demek oluyor ki havamız bitiyor. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
He's in the botany lab. Botanik laboratuarında. O botanik laboratuarında. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Who? Rodney. Kim? Rodney. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
He went to pick up Katie Brown for a lunch date. Katie Brown'u öğle yemeği randevusuna götürmeye gitti. Katie Brown'u öğle yemeği için almaya gitmişti. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Have you been in that plant room? Sen o bitki odasına hiç gittin mi? Sen oraya gittin mi hiç? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
There's no computers, no radio... If he's locked in there... Bilgisayar yok, telsiz yok,... Eğer orada kalmışsa... Bilgisayar yok, telsiz yok... Eğer orada sıkıştıysa... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
He's going to be freaking. Çıldırıyor olmalı. Panikleyecektir. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Are you all right? İyi misin? Sen iyi misin? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I don't know. I feel... Bilmiyorum. Sanki... Bilmiyorum.Ben biraz... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
a little dizzy, ...başım dönüyor,... ..biraz başım dönüyor,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
a little feverish. ...ateşim var gibi. ...biraz ateşim var. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Here. Gel. İşte. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Rodney, come on, sit down. Rodney, hadi ama, otur. Rodney, gel, otur. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
You don't feel warm. İyi değil gibisin. Sen sıcak değilsin. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Are you sure? 'Cause... Emin misin? Çünkü... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
my joints ache. It's usually the first sign of a fever. ...eklemlerim ağrıyor. Genelde ateşin ilk belirtisidir. ...eklemlerim ağrıyor.Genellikle ateşin ilk belirtileridir. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Pulse... Nabız... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
120? ...120 mi? 120 mi? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I've always had a rapid heartbeat. Kalbim hep hızlı atar. Kalbim her zaman hızlı atmıştır. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Ever since I was a kid. I mean, even when I was in a deep sleep. Ben çocukken de böyleydi. Yani, ben derin uykudayken bile. Çocukluğumdan beri.Yani, derin uykuda olduğumda bile. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Our family doctor once wrote a paper about it. Aile doktorumuz bu konuyla ilgili makale bile yazdı. Aile doktorumuz bir keresinde onun için rapor bile yazmıştı. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
How are you feeling? Sen nasılsın? Nasıl hissediyorsun? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Okay, well, you let me know when you start feeling sick, all right? Pekala, kendini hasta hissetmeye başlarsan bana söyle, tamam mı? Tamam, peki, hasta hissetmeye başladığında bana söyle, tamam mı? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
It seems as though there was some kind of disturbance Görünüşe göre birkaç saat önce gezegenin iyonosferinde bir dengesizlik olmuş. Görünüşe göre birkaç saat önce... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
in the planet's ionosphere a few hours ago. ...gezegenin iyonosferinde bir karışıklık olmuş. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
After that is when the system became unstable. İşte ondan sonra sistem kararsızlaşmış. Bundan sonra sistem kararsız hale gelmiş. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
New planet, new problems. Yeni gezegen, yeni sorunlar. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Well, there may not even be a disease outbreak. Bir hastalık salgını olmayabilir bile. Pekala, belki de bir salgın bile yoktur. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Yeah, and the City's still on lockdown. Evet, ama şehir hala kilit altında. Evet, ve şehir hala kilit altında. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
If Rodney can't get ahold of a computer, he's not gonna be able to shut it down. Eğer Rodney bir bilgisayara ulaşamazsa, bunu asla kapatamaz. Biliyorsun, eğer Rodney bir bilgisayara erişemiyorsa, bunu kapatamayacaktır. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Perhaps Dr. Zelenka or Colonel Carter can do it. Belki Dr. Zelenka ya da Albay Carter kapatabilir. Belki de Dr.Zelenka yada Albay Carter bunu yapabilir. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
If they could've, they'd have done it already. Eğer yapabilselerdi, şimdiye kadar yaparlardı. Pekala, eğer öyle olsaydı, şimdiye halletmiş olurlardı. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
They probably can't get ahold of one either. Muhtemelen onlar da birbirlerine ulaşamıyorlar. Muhtemelen onlarda bilgisayara uzaktalar. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Can anyone do it? Bunu yapabilecek olan var mı? Peki, başka kimse yapamaz mı? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
They'd have to know Rodney's password. Rodney'nin şifresini bilmeleri gerekir. Rodney'in şifresini bilmeleri gerek. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Fortunately... Ne mutlu ki,... İyi ki... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I do. ...ben biliyorum. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
He told you his password? Well, he didn't think I'd remember it. Sana şifresini mi söyledi? Hatırlayabileceğimi düşünmemişti. Sana şifresini mi söyledi? Peki, hatırlayabileceğimi düşünmüyordu. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
1... 6... 4... 3... 1... 6... 4... 3... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
1... 8... 7... 9... 1... 8... 7... 9... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
1... 9... 6... 8... 1... 9... 6... 8... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
4... 2. 4... 2. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
See? Doesn't take a genius. Gördün mü? Dahi olmak gerekmez. Gördün mü?Bunun için dâhi olmak gerekmiyor. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
It doesn't? Öyle mi? Gerekmiyor mu? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
1643 is the year Isaac Newton was born. 1643 Isaac Newton'ın doğum yılıdır. 1643 Isaac Newton'un doğduğu yıl. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
1879, Einstein, and 1968... 1879, Einstein ve 1968... 1879, Einstein, ve 1968 de... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
The year Rodney was born. Rodney'nin doğduğu yıl. Rodney'in doğduğu yıl. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Never underestimate the size of that man's ego. O adamın egosunun büyüklüğünü asla küçümseme. O adamın egosunu hiçbir zaman küçümsemeyeceksin. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Wait. Weren't there other numbers? Bekle. Başka sayılar da yok muydu? Bekle.Başka numaralar da yokmuydu? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
What is that? It's the ultimate answer O nedir? O hayat, evren ve... O ne? Yaşam, evren, ve... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
to the great question of life, the universe, and everything. ...herşeyle ilgili en büyük sorunun nihai cevabıdır. (ÇN: Bkz: Otostopçunun Galaksi Rehberi) ...geri kalan herşey, sorusuna verilecek nihai cevap. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Oh, that's a good idea. Bu iyi fikir. Oh, bu iyi bir fikir. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Okay, much better. Tamam, daha iyi. Tamam, çok daha iyi. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Yes. Much better. Evet. Çok daha iyi. Evet.Çok daha iyi. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
The control panel won't recognize authentication. Kontrol paneli doğrulama yapmıyor. Kontrol paneli şifreyi kabul etmiyor. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Because it's not configured, as I said earlier... Çünkü ayarlanmadı, daha önce de söylediğim gibi... Çünkü,önceden de söylediğim gibi, daha ayarlanmadı. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I know, which is why I've written a workaround to free up Biliyorum, bu yüzden yerel aygıt girişi için hafızayı boşaltmak amacıyla bir çevre programı yazdım. Biliyorum, işte bu yüzden bir program yazıp... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
memory to allow for local device input. ...belleği yerel aygıt kullanımına ayırdım. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
So fast? Bu kadar hızlı mı? Bu kadar çabuk mu? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Well, there's obviously not enough RAM to handle the City's entire Tüm şehrin işletim sistemini kaldıracak kadar RAM olmadığı belli, ama en azından bu kapıları açabilmeliyiz. Pekala, açıkcası şehrin bütün işletim sistemini yönetmek için... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
operating system, but we should at least be able to open these doors. ...yeterli bellek yok, ama en azından bu kapıları açabilmemiz lazım. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
All I need to do is get it to recognize the authentication command. Doğrulama komutunu tanıtabilsem yeter. Tek yapmam gereken şifremi tanımasını sağlamak. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Perhaps if you bypassed the secondary crystals and go directly... Belki de ikincil kristalleri pas geçip doğruca... Belki de ikincil kristalleri ayarlayıp doğrudan... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
No... God, Radek! Hayır...Tanrım, Radek! Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
They didn't open. Açılmadılar. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
And the tablet's fried. Ve bilgisayar da yandı. Ve tablette yandı. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Oh, crap. Lanet. Oh, lanet. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Part of the lockdown program includes broadcasting an alert beacon Kilitleme programının bir kısmı da yaklaşan gemileri hastalık salgınından haberdar etmek için uyarı yayınlamak. Kapatma programının bir bölümü yaklaşan gemileri salgın hakkında.... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
to approaching ships to warn them about a disease outbreak. ...uyaran bir sinyal gönderiyor. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
The City is doing this right now? Şehir şu an bunu mu yapıyor? Şehir şu anda bunu mu yapıyor? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Five by five, clear enough for the entire neighborhood to pick up. Dört dörtlük, tüm mahallenin duymasına yetecek kadar. Mükemmel bir şekilde, bütün komşuların algılayabileceği bir biçimde. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Can you shut it off? Not from here. Kapatabilir misin? Buradan olmaz. Kapatabilir misin? Buradan yapamam. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
It can only be turned off from the subspace transmitter, Sadece altuzay vericisinden kapatılabilir,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
which is up in the control room, which means ...o da kontrol odasında, bu da demektir ki... ...ki o da yukarda kontrol odasında, bu da demek oluyor ki... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
the guys upstairs either haven't noticed it, or, more likely, ...yukarıdaki adamlar ya farketmediler, ya da daha büyük ihtimalle,... ...üst kattakiler ya bunun farkına varmadı, yada, daha muhtemel... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
don't have Rodney's password to turn it off. ...kapatabilmek için Rodney'nin şifresine sahip değiller. ...kapatmak için Rodney'in şifresine sahip değiller. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
As long as that signal is broadcast, Atlantis is vulnerable to discovery. Sinyal yayınlandıkça, Atlantis bulunabilir. Sinyal yayınlandığı sürece, Atlantis bulunma tehditi altında olacak. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
If it hasn't already happened. Şimdiye kadar bulunmadıysa. Eğer bu zaten olmadıysa. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
You look like you could use some cheering up. Biraz neşelendirilmeye ihtiyacın var gibi. Sanki biraz neşelenmeye ihtiyacın varmış gibi görünüyorsun. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
As a matter of fact, I could. Aslına bakarsan, öyle. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
It's nothing. Birşey değil. Hiçbir şey. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Oh, hey, isn't that the... Oh, hey, o şey değil mi,... Oh, hey, bu o değil mi... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
The Rodneyana Villosa? Rodneyana Villosa? The Rodneyana Villosa mı? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
The plant I named for you. Senin ismini verdiğim çiçek. Adını verdiğim bitki. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
It's grown. Büyümüş. Büyümuş. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Yes, it's really flourished here. Evet, burayı çok sevdi. Evet, burada gerçekten gelişti. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I've... I've been kind of doting on it, giving it a little extra TLC, Ben...ben bir bakıma üzerine titriyorum onun, sevgimi veriyorum... Ben...Ben onun üzerine titriyorum, daha fazla ilgileniyorum,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
and it just... ...ve o da... ..ve o da sadece... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 155539
  • 155540
  • 155541
  • 155542
  • 155543
  • 155544
  • 155545
  • 155546
  • 155547
  • 155548
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim