• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155543

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
John, it's bad enough that my son may grow up without a father, John, oğlumun babasız büyüyecek olması ihtimali yeterince kötüyken,... John, oğlumun babasız büyüyebilecek olması zaten yeterince kötü,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
but if I were to be hurt or killed, ...ben yaralanır ya da ölürsem,... ...ama eğer bende yaralanır yada ölürsem,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
he would be left without a mother as well. ...aynı zamanda annesiz de kalabilir. ...aynı zamanda annesizde kalacak. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
It's tough. I know. Bu çok zor, biliyorum. Bu zor.Biliyorum. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
A friend from college, Üniversiteden bir arkadaşım,... Kolejden bir arkadaşım,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
she's a cop. Three kids. ...polis. Üç çocuğu var. ...bir polis.Üç çocuğu var. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
She goes through this every day when she goes to work. Bu düşündüğünü her gün işe gidişinde yaşıyor. Her gün işe gittiğinde bunları yaşıyor. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
How does she make peace with herself? Peki kendisini nasıl avutuyor? Kendiyle nasıl barışık olabiliyor peki? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Well, she figures she's fighting bad guys, Kötü adamlarla savaştığını düşününce,... Pekala, o kötü adamlarla uğraştığını anladı,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
keeping them off the streets, so ...onları sokaklardan uzak tuttuğunu bilince,... ...onları sokaklardan temizliyordu,yani... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
not only is she protecting her kids, she's protecting other kids too. ...sadece kendi çocuklarını değil, başkalarının da çocuklarını koruduğuna inanıyor. ...sadece kendi çocuğunu değil, diğer çocukları da koruyordu. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Look... Bak,... Bak. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
you have to understand... ...anlaman gerekir ki... ...anlamalısın ki... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
your child has a family here, ...çocuğunun burada bir ailesi var,... ...eğer sana birşey olursa,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
in case anything ever happens. ...her ne olursa olsun. ...senin çocuğunun burada bir ailesi var. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Category five? Kategori 5 mi? Kategori beş mi? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
The entire City? Tüm şehirde mi? Bütün şehir? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
This disease spreads more rapidly Bu hastalık şimdiye kadar... Ya bu salgın daha önce karşılaştıklarımızdan... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
than anything I've ever encountered. Something's wrong. ...karşılaştığım herşeyden daha hızlı yayılıyor. Bir sorun var. ...çok daha hızlı yayılıyor, yada... Birşeyler yanlış. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Look at the levels. Seviyelere bak. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Primary and secondary systems... Birincil ve ikincil sistemler,... Birincil ve ikincil sistemler... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
look, wild fluctuations in every sector. ...bak, tüm kısımlarda rasgele dalgalanmalar var. ...bak, herbir bölümde şiddetli dalgalanmalar var. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Other systems are down, too, not just communications. Başka sistemler de çökmüş, sadece iletişim değil. Sadece iletişim değil, diğer sistemlerde kapanmış. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Long range scanners are out, ventilation in several areas, Uzun menzilli tarayıcılar devredışı, pek çok yerde, bu kule de dahil,... Uzun mesafe tarayıcılar kapalı, bu kulede dahil olmak üzere... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
including this tower. ...havalandırma da iptal. ..havalandırma da. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Oh, oh, and plumbing, too... oh, dear. Su tesisatı da...Tanrım. Oh,oh,pompalama da devre dışı... Oh,tanrım. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
It's like the City's entire operating system is on the fritz. Sanki şehrin tüm işletim sistemi hapı yutmuş gibi. Sanki şehrin bütün çalışan sistemleri kafayı yemiş gibi. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Oh, this may not even be an outbreak at all. This entire lockdown Bu bir salgın da olmayabilir. Tüm bu kilitlenme... Oh, bu belki de bir salgın bile olmayabilir.Bütün bu kapanma... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
could be the result of a malfunction. ...bir arızanın sonucu olabilir. ...bir hatadan kaynaklanmış olabilir. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Don't worry, I'm sure McKay is sitting at a workstation, Endişelenme, eminim McKay bir bilgisayara oturmuş,... Eminim McKay biz konuşurken... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
fixing this problem as we speak. ...sorunu çözüyordur şu an. ...oturmuş bu sorunu çözüyordur. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I'm sure others are working on the problem. Eminim diğerleri bu sorun üzerinde çalışıyordur. Eminim diğerleri bunun üstünde çalışıyordur. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Dr. Keller, Dr. Keller,... Dr.Keller,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Dr. Zelenka, ...Dr. Zelenka,... ...Dr.Zelenka,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Colonel Carter... ...Albay Carter... ...Albay Carter. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Oh, they'd better be. Öyle olsalar iyi olur. Oh, öyle olsalar iyi olur. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
You tore your stitches. Dikişlerini açtın. Dikişlerini patlatmışsın. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Honestly, I don't think I've ever met anyone with such reckless aggression. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu kadar pervasızca hareket eden biriyle hiç tanışmamıştım. Gerçekten, saldırganlıktan dolayı kendini böylesine tehlike atan başka kimseyi tanıdığımı sanmıyorum. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
That's not a compliment. Bu bir iltifat değildi. Bu bir övgü değil. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
If you say so. Öyle diyorsan öyledir. Öyle diyorsan. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Lay down. Yat. Uzan. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Okay, look, I don't think we're going to have any luck Pekala, bak, bu kapıları kendimiz açmak gibi bir şansımız olacağını sanmıyorum. Tamam, bak, bu kapıları kendi başımıza... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
opening those doors on our own. ...açabileceğimizi pek sanmıyorum. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
We're probably just better off waiting for McKay and the others to Muhtemelen McKay ve diğerlerinin ne yapılması gerektiğini ve açılacak güvenli kapıları belirlemelerini... En iyisi bizim McKay ve diğerlerinin... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
figure out what needs to be done and ...ne yapılacağını bulmasını ve... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
which doors are even safe to open. ...beklemek daha doğru olur. ...hangi kapıların açılmasının güvenli olacağını söylemelerini beklemek. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
We're supposed to sit here and wait? Yes. Burada oturup bekleyecek miyiz? Evet. Öyleyse sadece burada oturup bekleyeceğiz öyle mi? Evet. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
And be ready at a moment's notice to Ve hastalığı tedavi etmek için gelecek uyarıya hazırlıklı olacağız. Ve hastaları tedavi etmeye... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
treat the sick. ...hazır olmamız gerek. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I'm not very good at sitting and waiting. Oturup beklemekte pek yetenekli değilim. Ben beklemek konusunda o kadar iyi değilim. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
No kidding. Şaka yapıyorsun. Hadi be. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Well, maybe we could pass the time by Belki de birbirimizi daha iyi tanıyarak vakit geçirebiliriz. Peki, belki de zamanı... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
getting to know each other better. ...birbirimizi daha iyi tanıyarak geçirebiliriz. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Oh! I... I mean, I didn't... Ben...Yani, benim kastettiğim... Oh! Ben...Yani, ben öyle... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
You know, I meant just, like, talk. Bilirsin, kastettiğim, oturup konuşalım. Bilirsin, sadece, sohbet etmek. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I didn't mean... Sanma ki... Ben şey demek... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Yeah, so, anyway... Evet, her neyse... Evet, peki, her neyse... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Let's talk. Konuşalım. Hadi konuşalım. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Can't you fiddle with this thing and get the door open? Bu şeyi kurcalayıp kapıyı açabilir misin? Bu şeyi kurcalayıp kapıyı açamaz mısın? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I could fiddle with it, sure. Kurcayabilirim, evet. Onu kurcalayabilirim, evet. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
As to actually getting the door open, not a chance. Kapıyı açma kısmı ise, bunda şansım olmaz. Kapıyı açma konusuna gelirsek, hiç şansım yok. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
The quarantine protocol completely disables the doors' control mechanisms. Karantina protokolü kapıların kontrol mekanizmalarını tamamen devredışı bırakıyor. Karantina protokolü kapıların kontrol mekanizmalarını tamamen devre dışı bırakır. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
The whole point of it is to keep people from getting out. Olayın amacı zaten insanların dışarı çıkmasını engellemek. Bütün yapılmak istenen insanların dışarı çıkmasını engellemek. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Oh, it's going to be okay. Herşey yoluna girecek. Oh, herşey düzelecek. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Dr. Keller and Zelenka... We don't know that. Dr. Keller ve Zelenka... Bunu bilmiyoruz. Dr.Keller ve Zelenka... Bunu bilmiyoruz. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
We have no idea if it's going to be okay. İşlerin yoluna gireceği konusunda bir fikrimiz yok. Hiçbir şey düzelecek mi hiçbir fikrimiz yok. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
For all we know, Zelenka and Keller could already be infected. Zelenka ve Keller da hastalık kapmış olabilir. Tüm bilebileceğimiz,hastalığın Zelenka ve Keller'a çoktan bulaşmış olma ihtimali. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
We don't even know how much of the City is in quarantine. Şehrin ne kadarının karantina altında olduğunu bilmiyoruz. Şehrin ne kadarının karantina altında olduğunu bile bilmiyoruz. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
This is serious, we have no reason to believe otherwise, Bu çok ciddiyse, tersine inanmamız için bir sebep yok,... Eğer bu ciddiyse, ve buna inanmamak için başka bir sebebimiz yok,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
we look at a City wide lockdown. You're thinking in the worst case. ...şehir çapında bir kilitlenmeden bahsediyoruz. Hep en kötüsünü düşünüyorsun. ...şehir çapında kapatılmayla karşı karşıya olabiliriz. Sen en kötü ihtimali düşünüyorsun. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Hello! This is what I do. Someone needs to think ahead Merhaba! Benim işim bu. Birileri uygun savunma için mümkün olan en kötü durumu düşünecek kadar öngörülü olmalı. Merhaba! Bu benim hep yaptığım şey. Birilerinin gerektiği zaman ona karşı koyabilmek için... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
to the worst possible situation in order to properly defend against it. ...her olayda en kötü olasılığı düşünmesi gerek. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Any situation? Even the good ones? Her durumda mı? En iyi durumda bile mi? Her olayda mı? İyilerinde bile mi? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Hey, it doesn't take much for a İyi durumların çirkinleşmesi çok da zor değildir. Hey, güzel durumların kötüye... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
good situation to turn ugly. ...dönmesi o kadar da zor değil. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
One minute, you're happily riding your bicycle back from Bir dakika, Lagrangian mekanikleri bilgini geliştirmekten... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
acing your Lagrangian mechanics mid term, you know, the ...yol almaktasındır, bilirsin,... ...bisikletinle mutlu bir şekilde dönerken... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
warm breeze in your face, and next, you're flying 'cause you hit a pothole. ...yüzünde ılık bir esinti hissedersin, ve birden farkedersin ki havada uçuyorsun, çünkü derin bir çukura girmişsin... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Oh, Rodney, did that happen to you? Oh, Rodney, bu başına mı geldi? Oh, Rodney, bu senin başına geldi mi? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
The point is, one must always be on guard, Önemli olan nokta şu, birilerinin her zaman tetikte olması,... Önemli olan şu, birisi mutlaka tetikte olmalı,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
always looking out for the potholes. Now, you can ...yoldaki çukurları gözlemesi gerekir. Şimdi bana... bilirsin, her zaman çukurları aramalı.Şimdi bana... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
call me a catastrophist, but it's a... ...felaket tellalı diyebilirsin, ama... ...katastrofist diyebilirsin, ama bu... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
it's a necessary burden I bear. ...bu taşımam gereken bir yük. ...taşımam gereken bir yük. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
A mindset like that, Böyle bir kafa yapısıyla,... Böyle bir kafa yapısıyla... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
and a person would live in a constant state of worry and fear. ...bir insan hep korku ve endişeyle yaşar. ...kişinin sürekli bir endişe ve korku içinde olması kaçınılmazdır. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
You forgot despair. Umutsuzluğu da ekle. Umutsuzluğu unuttun. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Well, it's definitely a malfunction, Kesinlikle bir arıza... Pekala, bu kesinlikle bir arıza... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
and surprisingly, it's nothing Rodney did. ...ve sürpriz bir şekilde, hata Rodney'nin değil. ...ve hayret verici olarak, Rodney'in suçu değil. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Look at that. I'm reading a sudden spike in power caused by Şuna bak. Bugün erken saatlerde bir iyonosferik fırtına olmuş. Şuna bir bak.Bu sabahki İyonosferik bir... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
an intense ionospheric storm earlier today. Güçte ani bir sıçramaya neden olduğunu görüyorum. ...fırtına yüzünden ani bir güç dalgalanması okuyorum. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
This new planet continues to surprise us. Bu yeni gezegen bize sürpriz yapmaya devam ediyor. Bu yeni gezegen bizi şaşırtmaya devam ediyor. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
It is going to require some drastic recalibration to Gelecekteki diğer iyonosferik aktiviteleri de hesaba katıp... Gelecekteki iyonosferik aktiviteler için... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
account for any future ionospheric activity. ...önemli değişiklikler yapmamız gerekecek. ...esaslı bir ayarlama gerekecek orası kesin. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Well, first things first. We need to get to a workstation Öncelikli işlerimiz var. Bir bilgisayar bulup... Pekala, ilk şeyler ilk.Bir çalışma istasyonuna gitmeli... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
and fix this malfunction. Yes. I agree. ...bu arızayı onarmalıyız. Evet. Aynı fikirdeyim. ...ve bu hatayı düzeltmeliyiz. Evet.Katılıyorum. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
I'm a little bit puzzled as to why Rodney hasn't solved this problem yet. Rodney'nin hala bu sorunu çözmemesi benim kafamı karıştırdı biraz. Bilirsin, Rodney'in neden hala bu sorunu çözemediği konusunda biraz kafam karıştı. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
He's been a little off his game lately. Bu aralar kafasını veremiyor. Son zamanlarda biraz kafası karışık. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Maybe he doesn't have access to a computer. Belki de bilgisayara erişimi yoktur. Belki de bir bilgisayara erişimi yoktur. Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
Rodney? Without his computer? Rodney mi? Bilgisayarsız mı? Rodney mi? Bilgisayarı olmadan? Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
This I have yet to witness. Well, whatever the cause, Bunu görmeden inanmam. Nedeni her neyse,... Bu daha tanık olmadığım birşey. Pekala, sorun ne ise,... Stargate: Atlantis Quarantine-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 155538
  • 155539
  • 155540
  • 155541
  • 155542
  • 155543
  • 155544
  • 155545
  • 155546
  • 155547
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim