Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15328
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I will. Okay. | Yapacağım. Tamam. Yapacağım. Tamam. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Would you mind coming out and taking a look at the place? | Gelip eve bakmanın bir sakıncası var mı? Gelip eve bakmanın bir sakıncası var mı? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Not at all. | Yok tabii ki. Yok tabii ki. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Can you spare her, Paul? | Ondan ayrılabilir misin Paul? Ondan ayrılabilir misin Paul? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, absolutely. Yes, I'm used to being separated. | Kesinlikle.Bayağı bir zamandır ondan ayrıyım zaten. Kesinlikle.Bayağı bir zamandır ondan ayrıyım zaten. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
The shoulder, I mean. Shoulder. | Omuzumdan yani.Omuzumdan. Omuzumdan yani.Omuzumdan. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
That's not separated. | Bu bir kopma değil. Bu bir kopma değil. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
It's a tiny little bruise. Wouldn't hurt a schoolgirl. | Küçücük bir çürük.Bir kızı bile incitmez. Küçücük bir çürük.Bir kızı bile incitmez. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Hi there. Hey. Hey. | Merhaba. Merhaba. Merhaba. Merhaba. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
How's your arm feeling? | Omuzun nasıl? Omuzun nasıl? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
It's nothing. It's nothing. I just went to the doc 'cause Meryl was so worried. | Bir şey yok,önemli değil.Meryl çok endişelendiği için doktora göründüm. Bir şey yok,önemli değil.Meryl çok endişelendiği için doktora göründüm. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Can I give you a hand, there? | Sana yardım edeyim mi? Sana yardım edeyim mi? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
If you're up to it. Yeah, no problem. | Yapabilirsen. Sorun değil. Yapabilirsen. Sorun değil. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
So, I really just wanted to apologize | Sebep olduğum şeyler için Sebep olduğum şeyler için | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
for any trouble we may have caused you. You know, I know there's been | çok özür dilerim.Bütün bu çok özür dilerim.Bütün bu | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
a certain amount of screaming and shouting and so on. | Bağrışlar,ateş etme falan. Bağrışlar,ateş etme falan. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
That's okay. I know what it's like. Me and Clay had a few humdingers. | Önemli değil.Bu işlerin nasıl olduğunu bilirim. Ben ve Clay de arada tartışırız. Önemli değil.Bu işlerin nasıl olduğunu bilirim. Ben ve Clay de arada tartışırız. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You see, that's quite comforting to hear, 'cause you two seem so happy. | Çok sessizsiniz.İkiniz de çok mutlu görünüyorsunuz, Çok sessizsiniz.İkiniz de çok mutlu görünüyorsunuz, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
We are. But it doesn't mean we haven't almost called it quits a few times. | Öyleyiz.Ama bu bizim de sessiz olmayan anlarımız olumuyor demek değil. Öyleyiz.Ama bu bizim de sessiz olmayan anlarımız olumuyor demek değil. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
How did you two patch things up, if I might ask? | Sormamın sakıncası yoksa, bunları nasıl tamir ediyorsunuz? Sormamın sakıncası yoksa, bunları nasıl tamir ediyorsunuz? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, | Şöyle, Şöyle, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
he bought me a Remington. 270 with a night scope and "Emma" engraved on it. | Bana bir Remington aldı. 270 lik gece görüşlü üzerine "Emma" kazınmış. Bana bir Remington aldı. 270 lik gece görüşlü üzerine "Emma" kazınmış. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
And he gave me some cows. I love cows. | Ve bir kaç inek aldı.İnekleri çok severim. Ve bir kaç inek aldı.İnekleri çok severim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I wish I had thought of the cows thing. That's good. | Keşke şu inek işini ben de düşünseydim.Bu iyiymiş. Keşke şu inek işini ben de düşünseydim.Bu iyiymiş. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, there was this one time, we were really butting heads. | Bir keresinde çok kötü bozuşmuştuk. Bir keresinde çok kötü bozuşmuştuk. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Something about his brother. | Kardeşiyle ilgili bir şeydi. Kardeşiyle ilgili bir şeydi. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
It's not important. | Önemli bir şey değildi. Önemli bir şey değildi. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
But, anyway, it got to where we weren't even hardly talking, | Fakat,herneyse,zar zor konuşuyorduk, Fakat,herneyse,zar zor konuşuyorduk, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
and he asked me out on a date. | bana çıkma teklif etti. bana çıkma teklif etti. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
A date? | Çıkma mı? Çıkma mı? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yeah. Just like two kids in high school. | Evet,liseli iki çocuk gibi. Evet,liseli iki çocuk gibi. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
He asked me out, we went out to dinner, | O teklif etti,yemeğe çıktık, O teklif etti,yemeğe çıktık, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
we talked and it worked like magic. | konuştuk,sihirli bir şekilde işe yaradı. konuştuk,sihirli bir şekilde işe yaradı. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Very interesting. | Çok ilginç. Çok ilginç. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, speaking of work, | İş dışında konuştuk, İş dışında konuştuk, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I think we're probably pretty much done here, | Sanırım burada işim bitti, Sanırım burada işim bitti, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
so I'll talk to you later. | sonra tekrar konuşuruz. sonra tekrar konuşuruz. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Thanks for coming. Just while we're standing here, | Geldiğin için sağol. Bir süre burada duralım, Geldiğin için sağol. Bir süre burada duralım, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I just want to point out a few things. | Evin dışı ile ilgili bir kaç noktayı göstereyim. Evin dışı ile ilgili bir kaç noktayı göstereyim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
This whole railing is brand new, and, actually, Doc built it himself. | Tüm bu parmaklıklar bizzat doktor tarafından yeni yapıldı, . Tüm bu parmaklıklar bizzat doktor tarafından yeni yapıldı, . | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Fresh coat of paint. | Boyası taze. Boyası taze. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
So I don't know if you guys wanna go inside, kind of get a lay of the land. | İçeriye girmek ya da yere uzanmak isterseniz buyurun İçeriye girmek ya da yere uzanmak isterseniz buyurun | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I'm staying with you. You're staying with me? | Ben seninle kalıyorum. Benimle mi kalıyorsun? Ben seninle kalıyorum. Benimle mi kalıyorsun? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I'm taking my boots off and climbing. Listen, before you take those boots off, | Aykkabılarımı çıkarıp ağaca tırmanacağım. Dinle,ayakkaabılarını çıkarmadan önce, Aykkabılarımı çıkarıp ağaca tırmanacağım. Dinle,ayakkaabılarını çıkarmadan önce, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
do you want to go look around and see how big this yard is? | bahçenin büyüklüğünü görmek ister misin? bahçenin büyüklüğünü görmek ister misin? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yeah. I'm gonna be right back, | Evet. Birazdan geliyorum, Evet. Birazdan geliyorum, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
'cause I'm gonna have a very quick conversation with him. | Çünkü onunla biraz konuşmam lazım. Çünkü onunla biraz konuşmam lazım. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Oh, and you know that kitchen wall? | Mutfak duvarını gördünüz mü? Mutfak duvarını gördünüz mü? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Show them, it's not bearing, so you can take it down. | Göster onlara,istinat duvarı değil. Onu yıkarak içeriye alabilirsiniz. Göster onlara,istinat duvarı değil. Onu yıkarak içeriye alabilirsiniz. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You can build a gorgeous playroom for them. | Onun için harika bir oyun odası yapabilirsiniz. Onun için harika bir oyun odası yapabilirsiniz. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
What's up? | N'aber? N'aber? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
This may sound strange, | Bu sana çok tuhaf gelebilir,fakat Bu sana çok tuhaf gelebilir,fakat | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
but would you like to go on a date with me? | benimle çıkar mısın? benimle çıkar mısın? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You know, that does sound strange. | Evet,gerçekten tuhafmış. Evet,gerçekten tuhafmış. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
It's been a while since we dined together. And I hope... | Biliyorum daha yeni seninle yemek yemiştik. Biliyorum daha yeni seninle yemek yemiştik. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, we just had dinner in New York. | Yemeği New York'ta yemiştik. Yemeği New York'ta yemiştik. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
And I thought that went well until the murder. | Cinayete kadar gayet iyi gidiyordu. Cinayete kadar gayet iyi gidiyordu. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Hey, Meryl, you coming? Oh, yeah. Just one minute. I'll be in. Sorry. | Hey, Meryl, geliyor musun? Oh,evet.Bir dakikaya kadar orada olurum.Üzgünüm. Hey, Meryl, geliyor musun? Oh,evet.Bir dakikaya kadar orada olurum.Üzgünüm. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Shall we say 7:30? It's a place called Annette's. | O zaman 7:30 diyelim mi? Annette'nın yerinde O zaman 7:30 diyelim mi? Annette'nın yerinde | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I am told it is the only place to eat in town. Literally. | Kasabada yemek yenecek tek yer orası. Kasabada yemek yenecek tek yer orası. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
And it'll just be a chance to sit and talk like we used to, before the infertility. | Belki şu doğurganlık ve sadakatsizlik ve ayrılık şeylerinin Belki şu doğurganlık ve sadakatsizlik ve ayrılık şeylerinin | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
And the infidelity. And the separation. | öncesinde yaptığımız gibi oturup konuşma şansımız olur. meseleri öncesinde yaptığımız gibi oturup konuşma şansımız olur. meseleri | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I will pay. | Ben ısmarlıyorum. Ben ısmarlıyorum. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, I mean, if you're gonna pay. | Eğer sen ısmarlıyorsan,tamam. Eğer sen ısmarlıyorsan,tamam. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Luckily, I called ahead and got a table near the mayonnaise. | Ne kadar şanslıyız.Önceden arayıp mayonezlerin önündeki masayı kaptık. Ne kadar şanslıyız.Önceden arayıp mayonezlerin önündeki masayı kaptık. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
You must know someone. | Birin tanıyor olmalısın. Birin tanıyor olmalısın. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
And I know you said no more presents, | Başka hediye istemediğini söylemiştin ama, Başka hediye istemediğini söylemiştin ama, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
but I went online, under Emma's supervision, | İnternete girdim,tabii ki Emma'nın gözetiminde, İnternete girdim,tabii ki Emma'nın gözetiminde, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
and downloaded a CD of New York noises to help you sleep. | New York seslerini indirdim.Uyumana yardım eder. New York seslerini indirdim.Uyumana yardım eder. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Car horns, subways, women fighting in Bloomingdale's. | Araba kornaları,metro sesi, Bloomingdale'de kavga eden kadınlar Araba kornaları,metro sesi, Bloomingdale'de kavga eden kadınlar | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I think you might actually be on here. | Sanki oradaymışsın gibi hissedeceksin. Sanki oradaymışsın gibi hissedeceksin. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, thank you. Very welcome. | Teşekkür ederim. Bir şey değil. Teşekkür ederim. Bir şey değil. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Two salads. Thanks, Kelly. | İki salata. Teşekkürler Kelly. İki salata. Teşekkürler Kelly. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Actually, I had asked for mine with the dressing on the side. | Aslında benimkini üzeri süslenmiş istemiştim. Aslında benimkini üzeri süslenmiş istemiştim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I thought you were kidding. | Şaka yaptığını sandım. Şaka yaptığını sandım. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I know, that always gets a laugh. | Biliyorum,bu hep komik gelir. Biliyorum,bu hep komik gelir. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Have you been a waitress a long time, Kelly? | Ne kadar zamandır garsonsun Kelly? Ne kadar zamandır garsonsun Kelly? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Forever. | Her zaman. Her zaman. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I can't get by on nursing. There's just not enough sick people in town. | Hep hemşirelik yapamıyorum. Kasabada yeterince hasta yok. Hep hemşirelik yapamıyorum. Kasabada yeterince hasta yok. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
That's so unfair. | Ne kadar üzücü. Ne kadar üzücü. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
It's not so bad. Most people in Ray have two jobs. Some have three. | O kadar kötü değil. Çoğu kişinin Ray'de iki işi var.Bazılarının üç. O kadar kötü değil. Çoğu kişinin Ray'de iki işi var.Bazılarının üç. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I'm also Assistant Fire Chief. Oh, really? | Ben ayrıca itfaiye şefinin yardımcısıyım. Gerçekten mi? Ben ayrıca itfaiye şefinin yardımcısıyım. Gerçekten mi? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Then could you ask the gentleman behind us to please put out his cigarette? | Şu arkadaki beyefendiye sigarasını söndürmesini söyler misin lütfen? Şu arkadaki beyefendiye sigarasını söndürmesini söyler misin lütfen? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I can't do that. That's Earl. He owns the place. | Bunu yapamam. O Earl. Buranın sahibi. Bunu yapamam. O Earl. Buranın sahibi. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, why's it called Annette's? Annette was his wife. | Peki niçin buraya Annette'in yeri deniyor? Annette onun karısıydı. Peki niçin buraya Annette'in yeri deniyor? Annette onun karısıydı. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
She divorced him about 10 years ago. He doesn't want to repaint. | 10 yıl önce boşandılar.İsim değiştirmek istemedi 10 yıl önce boşandılar.İsim değiştirmek istemedi | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Excuse me? | Özür dilerim? Özür dilerim? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Hi. I'm Meryl Foster. I'm Clay's cousin. | Merhaba,ben Meryl Foster.Clay'in kuzeniyim. Merhaba,ben Meryl Foster.Clay'in kuzeniyim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
And this is my husband, Paul. We're visiting from Chicago. | Bu da benim kocam Paul. Chicago'dan ziyarete geldik. Bu da benim kocam Paul. Chicago'dan ziyarete geldik. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Howdy do? I'm Earl Granger. My granddaughter, Lucy. | N'aber? BEn Earl Granger. Bu da torunum Lucy. N'aber? BEn Earl Granger. Bu da torunum Lucy. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I was just wondering, would you mind terribly | Merak ediyordum da, sigaranızın dumanını başka Merak ediyordum da, sigaranızın dumanını başka | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
blowing the smoke in another direction? | tarafa üflemeniz mümkün mü acaba? tarafa üflemeniz mümkün mü acaba? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Chicago? | Chicago'dan mı geldiniz? Chicago'dan mı geldiniz? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I don't know how you do things in Chicago, I never been there, | Chicago'da bu işler nasıl olur bilmem,hiç orada bulunmadım, Chicago'da bu işler nasıl olur bilmem,hiç orada bulunmadım, | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
but this is God fearing American country. | Fakat burası tanrıdan korkan bir Amerikan kasabası. Fakat burası tanrıdan korkan bir Amerikan kasabası. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
We don't take kindly to outsiders trying to tell us how to live. | Biz başka insanlara nasıl yaşamaları gerektiğini söylemeyiz. Biz başka insanlara nasıl yaşamaları gerektiğini söylemeyiz. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, people in Chicago are just as American and God fearing as people in Wyoming. | Chicago dakiler de en az sizin kadar Amerikalı ve en az Wyoming'liler kadar Tanrıdan korkarlar. Chicago dakiler de en az sizin kadar Amerikalı ve en az Wyoming'liler kadar Tanrıdan korkarlar. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
I mean, not me, specifically. I'm an agnostic. | Ben hariç.Ben bilinmezciyim. Ben hariç.Ben bilinmezciyim. | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Next thing you'll be telling us you're Democrats. | Sonraki söyleyeceğiniz şey Demokratolduğunuz mu? Sonraki söyleyeceğiniz şey Demokratolduğunuz mu? | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |
Well, I mean, there's gotta be a few of us in town. | Kasabada bizim gibi bir kaç kişi vardır . Kasabada bizim gibi bir kaç kişi vardır . | Did You Hear About the Morgans-1 | 2009 | ![]() |