Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150606
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Well, when you decide, let me know. | Güzel, karar verdiğinde, Haberim olsun. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Home sweet home. | Evim evim güzel evim... | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Lex. Oh, thank God! | Lex. Oh, Tanrıya şükür! | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Trust me, I've done that already. | İnan bana, Çok şükrettim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| He seems to be the only one on my side lately. | Görünüşe göre, Benim tarafımda bir tek O vardı. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| But the rescue, it was called off. How...? | Fakat arama kurtarma çalışmaları durduruldu, Nasıl kurtuldun? | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Small fishing boat spotted the smoke from my fire. | Küçük bir balıkçı teknesi, Yaktığım ateşin dumanını gördü. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I never gave up hoping. | Asla ümidimi yitirmedim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Just in case, it was certainly generous of you to make me out to be a hero. | Beni bir kahraman olarak lanse etmen, Çok cömertçe. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I'm so sorry, Lex. I shouldn't have lied to everyone. | Çok üzgünüm, Lex. Herkese bu yalanı söylememeliydim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| So why did you? I just couldn't face... | Peki neden söyledin? Gerçekte orada olanlarla... | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| ...what really happened up there. | ...yüzleşemeyeceğimden. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I woke up to find the pilot parachuting from the plane... | Uyandığımda, Herkese söylediğim gibi... | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| ...just like I told everyone. I couldn 't wake you. | ...Pilotu, paraşütle atlarken gördüm, Ama seni uyandıramadım. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Lex! Lex! | Lex! Lex! | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I realized you drank a whole glass of champagne... | Sonra senin, Şampanyadan dolu bir kadeh içtiğini... | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| ...and I only had a sip. We must've been drugged. | ...fakat benim sadece bir yudum aldığımı fark ettim. İçkilerimize ilaç katılmış olmalıydı. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| The plane was going down, and I panicked. | Uçak çakılmak üzereydi ve panikledim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| You always think that you're gonna be brave in a situation like that... | Hep böyle bir durumda, Cesurca davranacağını düşünürsün... | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| ...but when it really happens, I guess, your survival instincts kick in. | ...Fakat gerçekle yüzleşince, Hayatta kalma içgüdün, geri tepiyor. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Survival of the fittest. | En uygunun, hayatta kalması. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I guess you really are a Luthor now. | Sanırım, artık tam bir Luthor'sun. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I know you worked for my father. | Babamla işler çevirdiğini biliyorum. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| After I gave you the blood back and apologized... | Ben sana, kanı geri verdikten ve özür diledikten sonra, | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| ...you turned around and sold it to him. | ...Taraf değiştirdin ve onu babama sattın. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Your father said if I gave him the blood, he'd leave us alone forever. | Baban, eğer kanı ona verirsem, Bizi sonsuza kadar yalnız bırakacağını söyledi. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| He's playing us against each other. | Bizi birbirimize karşı kışkırtarak, Bizimle oynuyor. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| We seem to do a good job of that on our own. | Kendi başına iyi bir iş çıkardığını düşünüyoruz. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| If you want to annul this marriage, I'll get out of your life. | Eğer evliliği feshetmek istersen, Hayatından çıkarım. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| But for what it's worth... | Fakat en önemlisi... | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| ...I do love you. | ...seni hep seveceğim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I must admit, this is the last place I expected you to show up. | Kabul etmeliyim ki, Burası olmanı beklediğim en son yer. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Where's my package? I don't have it. | Paketim nerede? Bende değil. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I wonder if the cops want to know where you are. | Merak ediyorum, Acaba polisler nerede olduğu öğrenirse ne olur? | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I don't think you heard me! | Sanırım, ne dediğimi duymadın! | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| The package is gone! | Paket gitti! | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Luthor doesn't know who took it, so forget about it! | Luthor onu kimin aldığını bilmiyor, Yani, unut gitsin! | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Take your hands off of him right now! | Ellerini hemen onun üzerinden çek! | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I said, now! | Hemen dedim! | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Take your sorry ass down the road back to Metropolis. | Kötü kıçını al ve, Metropolis'e geri dön. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I don't want to see you in Smallville again. Ever. | Seni bir daha Smallville'de görmek istemiyorum, Asla!. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Kind of far from your new hood, aren't you, Clark? | Yeni mekanından oldukça uzakta gibisin, Değil mi, Clark? | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I just came to say thank you. | Gelip teşekkür etmek istedim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Oh, it's one of those days. | Oh, demek bu o günlerden biri. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Because I can never tell with you whether it's gonna be an apology or an accusation. | Çünkü, suçlama mı yapacağını, yoksa özür mü dileyeceğini, asla anlayamıyorum. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Chloe, I gave you absolutely no reason to stand by me. | Chloe, benim tarafımda olmanı ben istemedim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| But you knew where I was all summer and didn't tell. | Fakat tüm yaz orada olduğumu bildiğin halde, Bunu hiç kimseye söylemedin. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Yeah, well, that's what friends do for each other, Clark. | Evet, arkadaşlar birbirleri için, Böyle şeyler yaparlar, Clark. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Talk to Lana yet? | Lana ile konuştun mu? | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| After two years of nonstop Lana lusting, that's the best you can do? Come on. | İki yıl boyunca sürekli Lana'yı arzuladın ve, Yapabildiğinin en iyisi bu mu? Hadi ama. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I think it's for the best. | Sanırım en iyisi, bu şekilde olması. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| You're not staying, are you? | Kalmayacaksın, Değil mi? | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I haven't made up my mind yet. | Henüz tam olarak karar vermedim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| You can't keep running away, Clark. | Sürekli kaçamazsın, Clark. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| We all do things we regret. | Hepimiz, pişmanlık duyacağımız şeyler yaptık. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Sometimes you have to stop and face your demons. | Bazen durup, Sorunların ile yüzleşmelisin. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Am I too early for the farm auction? | Çiftliğin açık arttırması için, çok mu erkenciyim? | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Three months on a deserted island was almost worth it... | Şu an yüzündeki ifadeyi görmek için, | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| ...to see the look on your face right now. | ...üç ay ıssız bir adada kalmaya değer. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Lex, we thought you died. | Lex, öldüğünü sandık. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Well, apparently, fate has bigger plans for me. | Açıkçası, Kaderin benim için daha büyük planları var. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I heard about the farm. | Çiftliği duydum. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Anything I can do? | Yapabileceğim, herhangi bir şey var mı? | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| No, Lex, you know my dad. | Hayır, Lex, Babamı biliyorsun. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Something I didn't know I was capable of. | Kavrayamayacağım bir şeyler. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| It's ironic. In the most remote solitude, I still manage to find an enemy. | Çok ironik. En yalnız olduğum anda bile, Bir düşman aramaya çalıştım. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I suppose I was just hallucinating from malaria. | Sanırım sıtma sebebi ile, Halüsinasyon görüyordum. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| But the enemy I found was real. | Fakat, bulduğum düşman gerçekti. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I got a good look at myself. | Kendimi baştan aşağıya değerlendirmeliyim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Or at least the part I've always tried to ignore. | En azından, Ret ettiğim tarafımı.. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Lex, l | Lex, Ben | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I guess we all gotta take a look at our dark side sooner or later. | Hepimizin er yada geç, Kötü taraflarımız ile ilgilenmemiz gerekiyor. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| The problem is, if you stare at it long enough... | Sorun şu ki, Eğer yeterince dikkatli bakarsan... | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| ...it can get hard to tell the two sides apart. | ...iki tarafın birbirinden ayrı olduğunu söylemek, Zorlaşır. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| You can't keep avoiding me, Lana. I'm not avoiding you. | Benden saklanamazsın, Lana. Senden saklanmıyorum. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I worked late, and I ran errands this morning. | Geç saate kadar çalıştım, ve sabahtan beri koşuşturuyorum. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| At 5�G30 in the morning? | Sabah 5:30 dan beri mi? | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| You want to cut the pretenses? Fine. You lied to me about Clark. | Oyunu kesmek mi istiyorsun? Benim için hava hoş. Clark hakkında bana yalan söyledin. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Something we have in common, then. | O zaman, ortak bir şeyimiz var. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I have apologized to you 1 00 times for not telling you about Clark and me. | Clark'la benim aramızda olanları, sana söylemediğim için 100'lerce kez özür diledim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| You're right, and I'm over it. | Haklısın, ben bunu aştım. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| So let me say I'm sorry. We can call it even. | O zaman izin ver, özür dileyeyim. Böylece ödeşiriz. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Chloe, this is so much bigger than me. How could you let everyone worry? | Chloe, sadece benimle alakalı değil. Herkesin endişelenmesine nasıl izin verirsin? | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Because the more pressure I put on him, the more he pulled away. | Çünkü onu ne kadar zorladıysam, Daha fazla kaçtı. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I mean, you saw him, Lana. | Biliyorsun, Onu gördün, Lana. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| He wasn't the charming flannel king we all know and love. It was like he was | O, bildiğimiz ve aşık olduğumuz çekici çocuk değildi. Sanki o | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| A different person. | Başka biriydi. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Let's face it, Lana, Clark has more issues than Rolling Stone. | Kabul et, Lana, Clark'ın, Rolling Stone'dan fazla meselesi var. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Look, I know what I did was wrong. | Bak. Yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| And as much as I hate to admit it... | ve kabul etmek isteme semde... | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| ...it felt really good being the person he confided in again. | ...güvendiği kişi olmak, Kendimi iyi hissetmemi sağladı. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| Clark's always been more comfortable talking to you. | Clark seninle konuşurken, Hep daha rahat olmuştur. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| It's because he's not in love with me. | Sebebi, bana aşık olmaması. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| That didn't take long. | Pek zaman almamış. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I thought I'd leave for a while, give you some space to think things over. | Düşündüm ki, bir süreliğine ayrılırsam, Sana, rahatça düşünebilmen için yer açmış olurum. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I've had more than enough space the last few months. | Son birkaç aydır, Düşünmek için fazlasıyla yerim oldu. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I'd rather share it with someone. | Bunu birisiyle paylaşmayı tercih ederim. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| I thought we can give the honeymoon a second try. | Düşündüm ki, Balayımıza ikinci bir şans verebiliriz. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| You don't let go of things, Lex. I know you. | Sen bir işin peşini bırakmazsın, Lex. Seni tanıyorum. | Smallville Phoenix-1 | 2003 | |
| You and I understand each other because we're similar creatures. | Sen ve ben birbirimizi anlayabiliyoruz, Çünkü, benzer insanlarız. | Smallville Phoenix-1 | 2003 |