Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 148589
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| It was swimming in a circle, | Daireler çizerek yüzüyordu... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| the largest it could | ...görünen o ki... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| considering the long line attached to it. | ...o da hatta takılmıştı. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| I slowly pulled myself close so I wouldn't scare it, | Onu korkutmadan yavaşça yanına sokuldum ve bağı keserek... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and I cut it loose. | ...onu serbest bıraktım. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Then I found the sharks. | Sonra köpekbalıklarını buldum. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| For 60 miles, | 60 mil boyunca... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| sharks were dying on those lines. | ...köpekbalıkları bu hat üzerinde ölüyorlardı. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| They struggle so much | Çok fazla mücadele ederler... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| that they entangle themselves and suffocate. | ...ve bu da onların dolanmalarına ve boğulmalarına yol açar. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| There were only a few left alive, | Yanlınca birkaçı hayattaydı... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and I cut them loose. | ...ve ben de onları serbest bıraktım. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| In total, | Toplamda:... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| we found 160 sharks, | ...160 köpekbalığı,... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| five sailfish, | ...5 sailfish,... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| four dorado and a tuna. | ...4 dorado ve bir tuna bulduk. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| It felt like part of my family was dying. | Sanki ailemden birkaç kişi ölmüş gibi hissettim. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Something shifted that day, | O gün bazı şeyler değişti... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and I changed. | ...ve ben de değiştim. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| This is just a line, | Bu yanlınca bir hattı... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| a long line with baited hooks on it, | ...ucunda yem takılı kancaların olduğu bir hat... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| but many, many animals | ...fakat ucunda yem bulunan kancalar... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| most animals swimming around in the surface waters | ...çoğu su yüzüne yakın yüzen... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| are interested in those baited hooks, | ...birçok hayvanın ilgisini çeker... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| so take the hooks and subsequently get caught. | ...yani, kancayı kap ve ardından yakalandın. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| And they may or may not be what the fisherman are looking for, | Ve onlar, balıkçıların aradığı veya aramadıkları... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and things like leatherback turtles or some marine mammals | ...ve hatta deniz memelileri veya deniz kaplumbağaları olsalar bile... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| can simply get entangled in that line of gear. | ...kolayca bu takım ve teçhizatlara dolanabilirler. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| There are more selective ways of fishing, | Başka birçok çeşit balık avlama yolları var... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| And I think one of the big reasons | Bence bunun böyle devam etmesinin en büyük nedenlerinden biri... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| it continues to go on, is because we don't see it. | ...bizlerin göz yummasından kaynaklanıyor. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| We know that predators are fundamental in controlling | Bu yırtıcıların ekosistem için ne kadar önemli ve gerekli... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| the structure and the functioning of the ecosystems. | ...olduklarını biliyoruz. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| So basically if you cut off the head of the ecosystem, | Yani kısaca, eğer siz ekosistemin en tepesindeki hayvanı yok ederseniz,... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| if you wish, the top species, | ...eğer sistemdeki bir çok süreci... ...eğer sistemdeki birçok süreci... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| the top carnivores that control a lot of the processes | ...kontrol eden baş etoburu... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| lower down in the food web, | ...besin zincirindeki yerinden ediyorsanız... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| you're removing a really important controlling agent, | ...önemli bir kontrol faktörünü yok ediyorsunuz demektir... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and that could cause upheaval in the lower tropic levels | ...ve bu, bitkiler... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| The ocean is basically the life support system | Temelde, okyanuslar... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| of the planet. | ...gezegenin hayat destek sistemleridir. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| To change that life support system | Bu yaşam destek sistemini önemli bir şekilde değiştirmek... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| We know from the past that when oceans have changed | Geçmişten de bildiğimiz gibi, okyanusların değişikliğe uğraması... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| that life on Earth has changed. | ...dünyanın her yerini etkilemektedir. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| I needed to know why people were killing sharks, | İnsanların neden köpekbalıklarını öldürdüklerini bilmek zorundaydım... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and what I could do to stop it. | ...ve bunu nasıl değiştirebileceğimi. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| So I left my job as a photographer | Böylece, fotoğrafçılığı bırakıp... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and set out to make a film about them, | ...onlar hakkında bir film çekmeye koyuldum... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| but they were gone. | ...fakat onlar ölmüşlerdi. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| In places where I'd always found hundreds of sharks, | Daha önce yüzlercesini bulduğum yerlerde... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| I only found a few. | yalnızca birkaçını bulabildim. ...yalnızca birkaçını bulabildim. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Shark populations have been decimated all over the world | Dünya genelinde köpekbalıklarının büyük bir çoğunluğu yok edilmişti... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and the last sharks were being hunted down | ...ve kalanlarsa kalan birkaç korunaklı bölgede... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Nobody noticed. | Kimsenin dikkatini çekmiyordu. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Everyone wanted to save pandas, elephants and bears, | Herkes pandaları, filleri ve ayıları kurtarmayı istiyor... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and the world was afraid of sharks. | ...ve dünya köpekbalıklarından korkuyordu. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| I read this story about this boy who was 13, in Japan, | Japonya`da yaşayan 13 yaşındaki çocuğun hikayesini okudum... Japonya'da yaşayan 13 yaşındaki çocuğun hikâyesini okudum... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and got swallowed whole. It didn't even bite him, | ...ve tamamen yutulmuştu. Çocuğu ısırmamıştı bile... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| it just swallowed him. Yeah? | ...tamamen yutmuştu. Evet! | Sharkwater-1 | 2006 | |
| And they cut out and they found his body. | Kesip çocuğun cesedini bulmuşlardı. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| And it wasn't even bit, and that's scary. | Isırılmamıştı bile, ve bu korkutucuydu. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| So if you're not seeing sharks here, | Eğer buralarda hiç köpekbalığı görmüyorsanız... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| why are you so afraid of the water? | ...denizden neden bu kadar çok korkuyorsunuz? | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Because they'll still bite you | Çünkü hala sizi ısırabilirler... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and I... I panic, I always panic. | ...ve ben... Her zaman panik içindeyim. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| I'm such a wimp. | Ne kadar da korkağım. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Well, what are your chances of being bitten by a shark? | Öyleyse, bir köpekbalığı tarafından ısırılma şansınız nedir? | Sharkwater-1 | 2006 | |
| They must be so small. No, not really. | Çok düşük olmalı. Hayır, gerçek olamaz. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| No, it's small. I've never seen a shark here in my life. | Hayır, düşük. Ben hayatım boyunca buralarda hiç köpekbalığı görmedim. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| I've never heard of anywhere else | Başka hiç bir yerde de buradakinden fazla oranda... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Not even in Daytona. Here is like the worst. | Daytona`da bile. En kötü yer burası gibi. Daytona'da bile. En kötü yer burası gibi. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Sharks rarely bite human beings, but never because they're hungry, | İnsanlar nadiren ısırılır, fakat bu aç olduklarından kaynaklanmaz... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and say, "Ah, look, there's something juicy over there. " | ...ve şöyle derler, "AA, bakın, şurada lezzetli bir şeyler var." | Sharkwater-1 | 2006 | |
| They try to figure out what we are. | Bizim ne olduğumuzu anlamaya çalışıyorlar. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| They don't know what we are, so they explore us. | Ne olduğumuzu bilmiyorlar, bu yüzden bizi inceliyorlar. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| On the very rare occasions they come that close, | Çok nadir durumlarda bu kadar yaklaşırlar... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| they actually can just do an exploratory bite | ...aslında inceleme amaçlı bir ısırış yapabilirler... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| and that's why the majority of all bites are very, very superficial. | ...ve bu yüzden, ısırıkların çoğunluğu çok ama çok yüzeyseldir. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| You hardly have really serious bites. | Ciddi bir ısırık almanız zordur. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| So that tells us something, 60 to 100 bites every year | Bu bize... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| So just based on that, sharks cannot be dangerous. | Yani, sadece buna dayanarak bile, tehlikeli olmadıkları söylenebilir. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| People think: Well, they're dumb, | İnsanlar: "Öyleyse, onlar çok sersem... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| they're stupid. That's not true. | ...ve çok aptallar" şeklinde düşünebilir. Ama bu doğru değil. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Their intelligence is quite amazing. | Onların zekaları gerçekten çok şaşırtıcı. Onların zekâları gerçekten çok şaşırtıcı. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| They have short term memories, long term memories, | Kısa ve uzun dönemli hafızalara sahiptirler... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| they can learn by observation. | ...gözlem yaparak öğrenebilirler. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| So nothing is stupid or primitive in these animals. | Yani hiçbiri ne aptal ne de ilkeldir. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| So all the ideas, well, they just follow a blood trail, | Yani bütün şu görüşler; mm, yanlınca kan izini takip ederler... Yani bütün şu görüşler; yanlızca kan izini takip ederler... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| they just bite everything that is shiny. | ...parlak olan her şeyi ısırırlar. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Well, pretty quick you realize, hey, that is all wrong. | Baya hızlı anımsadınız, hey, bunların hepsi yanlış. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| In just one year, crocodiles around the world | Timsahlar, yalnızca bir yıl içinde,... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| wiped out as many people as sharks have killed | ...köpekbalıklarının son 100 yılda öldürdüğü kadar... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| over the past 100. | ...insan öldürdüler. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| The crocodile is protected. | Timsahlar koruma altındalar. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| The sharks not? | Köpekbalıkları değil mi? | Sharkwater-1 | 2006 | |
| So I should not... | Sanırım ben... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| Like, it's not a good idea to go swimming with sharks? | Köpekbalıklarıyla yüzmek pek iyi bir fikir değil? Köpekbalıklarıyla yüzmek pekiyi bir fikir değil? | Sharkwater-1 | 2006 | |
| They're the scourge of the ocean and everyone should go and catch one. | Onlar okyanusların belası ve herkes gidip bir tane yakalamalı. | Sharkwater-1 | 2006 | |
| All the greens can come around and say that these things, | Bütün çevreciler bir araya gelip şöyle diyebilirler... | Sharkwater-1 | 2006 | |
| "Let 'em live, let' em live. " Okay? We can live on land too, | "Onları yaşatalım, Onları yaşatalım." Tamam mı? Bizler karada da yaşabiliriz... | Sharkwater-1 | 2006 |