Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 146096
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You served us food a man wouldn't even touch with his ass. | Bize, bir adamın bile dişinin kovuğunu doldurmayacak yiyecek verdin. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I apologize to you gentlemen. We're not gentlemen. | Soylu beyler sizden özür diliyorum. Bizler soylu beyler falan değiliz. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Luckily we know how to take what is ours. | Neyse ki, bize ait olan şeyi nasıl alacağımızı biliyoruz. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
The assignment that brought us to your home has been a long one. | Uzun zamandır ıssız olan evinize görev münasebetiyle geldik. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
All the men are tired and hungry. | Tüm erkekler yorgun ve aç. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Everybody is waiting for this to be over. | Herkes bunun sonlanmasını bekliyor. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
All far away from home. | Hepimiz evlerimizden çok uzaktayız. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
No one as far away as I am. | Ama kimse benim kadar uzakta değil. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
My brother is in an unpredictable mood. You'd better stay here. | Kardeşimin önceden kestirilemez bir ruh hali vardır. Burada kalsan daha iyi olur. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Don't leave me here! Come back! | Beni burada bırakma! Geri dön! | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
You don't like water? You always carry the sword when nearing water. | Sudan hoşlanmıyor musun? Suyun yakınlarındayken her zaman kılıç taşıyorsun. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I doubt anyone likes water. | Sanmıyorum ki, kimse sudan hoşlanmasın. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
You and your brother were born in Finland? | Sen ve kardeşin Finlandiya’da mı doğdunuz? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Ever seen a flower like this? | Daha önce hiç böyle bir çiçek görmüş müydün? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Sauna flower. very common. | Sauna çiçeği. Oldukça yaygındır. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Fire. Doesn't it also purge? | Ateş. Ayrıca bu da temizlemez mi? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Almost anything. | Neredeyse her şeyi. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
What if Hell isn't a raging bonfire under the earth? | Peki ya Dünyanın altındaki cehennem öfkeli bir ateş çukuru değilse? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
What if it's just an unclean place where God is absent. | Peki ya sadece Tanrının olmadığı pis bir yer ise. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
A place and time behind God's back. | Tanrının ve zamanın gerisinde olan bir yer. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Stomach trouble? | Midende sorun mu var? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I'm going. No. wait. | Gidiyorum. Hayır. Bekle. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Let's go already! | Devam edelim karanlık çökmek üzere! | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Is that a human standing there? | Orada duran bir adam mı? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I can't see that far. | Uzağı göremiyorum. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I saw that farmer's daughter... I think. | Sanırım çiftçi kızı gördüm. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
She's following us. That's not possible. | Bizi takip ediyor. Bu imkansız. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
What did she say when she got out? Nothing at all. | Dışarı çıktığında ne söyledi? Hiçbir şey. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Forget about them. No need to feel sorry for those turncoats. | Unut onları gitsin. O dönekler için üzülmeye gerek yok. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
We have been wandering for two days now. Are we lost? | İki gündür gezinip duruyoruz. Yoksa kayıp mı olduk? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
The compass doesn't lie. | Pusula yalan söylemez. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Maybe you people should've waged war a little longer. | Belki de savaşa biraz daha devam etmeliydiniz. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
If you object to this border... Master Spore... | Eğer sınıra itirazın varsa... Efendi Spore... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
We would hardly mind. | Bir itirazımız yok. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
You could've given all of Russia to Sweden. | Tüm Rusya topraklarını İsveç yönetimi altına verebilirdiniz. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Then you'd finally have church services | Böylece sonunda da kilise ayinleriniz ucuz bir... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
that don't resemble a cheap carnival. | ...karnaval gibi görünmekten kurtulur. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Captain Musko! Oh. so he understands? | Yüzbaşı Musko! Evet, o anladı mı? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
It did have eyes. Scar tissue. | Onun korkunç bakışlı gözleri var. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Look at its paws. | Pençelerine bir bak. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Why would any dog claw its own eyes out? | Nasıl oluyor da herhangi bir köpek kaşınırken gözünü çıkarmıyor? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
The Captain is pissed | Yüzbaşı savaşta erkekliğini... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
since he never got to prove his manliness in the war. | ...kanıtlayamadığından bu yana çok üzgün bir durumda. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Oh. fear not. Even during peace you get to gay around | Fakat endişe etme. Muhtemelen barış esnasında doğru arkadaşı... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
as long as you find the right company. | ...bulman şartıyla eşcinsel birini bulacaksındır. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
But let me remind you that my brother is not of that kind. | Fakat kardeşlerimin bu tür insanlardan olmadığını sana hatırlatayım. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Captain Musko! Calm down! | Yüzbaşı Musko! Sakin olun! | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Cavalry Master Spore | Süvari Lideri Spore... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
those glasses almost make you seem like a civilized man. | ...o gözlükler seni neredeyse medeni biri gibi gösteriyor. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
In truth you are an invalid who has lived way too long. | Gerçekte ise uzun süre yaşamış biri olarak işe yaramaz bir kişisiniz. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
You are afraid of the peace because it will take away | Barıştan korkuyorsunuz çünkü bu... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
your entitlement to all of your murderous acts. | ...tüm o canice eylemlerinizin mazeretleri ortadan kaldıracak. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
If we continue eastward. we'll arrive at P�iv�kivi... | Eğer doğuya doğru devam edersek Päiväkivi'ye varırız... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
When I get home to my woman. I'll keep the door locked for a week | Eve kadınımın yanına gittiğimde Tanrı kapıyı çalmadıkça... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
and won't open even if God himself comes knocking. | ...bir hafta boyunca kapıları kilitli tutacağım. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
What did you say to Musko? I saw that girl. She stood this close! | Musko'ya ne söyledin? O kızı gördüm. Bu kadar yakın duruyordu! | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
What did she say when she got out? You're seeing things. | Kız dışarı çıktığında ne söylemişti? Hayal görüyorsun. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
It's not the same girl. | O aynı kız değil. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I never went back there. | Oraya asla gitmedim. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I never let that girl out. | O kızı asla serbest bırakmadım. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
We have to turn back. We need to let her out. | Geri dönmek zorundayız. Kızı dışarı çıkartmalıyız. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
We're almost at our destination. | Neredeyse varacağımızı yere geldik. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
The Russkies would hardly agree to turning back. | Ruslar geri dönmeye hiç razı olmazlar. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
As soon as we get the horses from P�iv�kivi. I'll turn back. | Yakında Päiväkivi'den atları aldığımızda, geri döneceğim. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Before making that mistake. pull yourself together. | Bu hatayı yapmadan önce kendini toparla. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Who built it? It just stands there alone. | Burayı kim inşa etmiş böyle? Hiçliğin tam ortasında tek başlarına duruyor. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Who's in charge here? Father. | Burada kim yetkili? Babam. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Go get him. | Git onu çağır. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
So the war still continues in the south? | Savaş hala güneyde devam mı ediyor? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
The war was long. but now it's over. | Savaş çok uzun sürdü. Fakat artık sona erdi. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
We belong to the Royal Border Commission of the Russian Emperor | Bizler İsveç ve Rus krallıklarının... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
and the King of Sweden. What's the name of this place? | ...kraliyet sınır komisyonundanız. Bu yerin adı nedir? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
There's no record of a village on the northern edge of the swamp. | Bataklığın kuzey kenarında bir köy olduğuna dair bir kayıt yok. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
We are not on the northern edge. We're in the middle. | Bizler kuzeyinde değiliz zaten. Tam ortasındayız. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
In the dead center of the swamp. | Bataklığın tam merkezinde. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
It shows how God sees the Earth. | Bu Tanrının dünyayı nasıl gördüğünü gösteriyor. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
And that? A border roll. | Peki bu? Bir sınır listesi. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Information on the villages by the border. on taxes and such. | Sınırdaki köylerin vergi borçları gibi şeylerin bilgileri vardır. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
So we know if we are Swedes or Russians. | Sizlerin Rus mu yoksa İsveçli mi olduğunu bilmemiz için. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Is the world big? Big enough. | Dünya büyük mü? Oldukça büyük. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I haven't been there. Only here. | Hiç oraya gitmedim. Sadece buradayım. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Goddamnit. boy! These need to be washed. | Kahretsin, çocuk! Bunların yıkanmaya ihtiyacı vardı. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
On whose orders? They're dirty. | Kim söyledi bunu? Kirliydiler. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Strange boy. Not for this village. | Tuhaf velet. Bu köyde olmaz. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Have you ever seen peasants this clean? | Hiç bu kadar temiz köylüler görmüş müydün? | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
We can get food here for the journey back. | Yolculuğumuz için buradan yiyecek alabiliriz. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I'm not leaving the Russkies now. | Rusları şimdi bırakmayacağım. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
This village is a crucial point for the border. | Bu köy sınır için kritik bir noktada. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
There will be new wars. This dirty war was mine. | Yeni savaşlar olacaktır. Bu kirli savaş benimkiydi. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
All those lives were lost for nothing | Eğer bu noktada sınırı Ruslara verirsek... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
if we give away territories to Russia at this point. | ...tüm onca kaybedilen hayatlar boşa gider. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Marking the border is not about redeeming lost lives. | Sınır işaretlemek kaybedilen hayatları telafi etmez. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
You are thinking about the lands we were promised as a reward. | Ödül olarak bize söz verilmiş olan araziyi düşünüyorsun. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Damn... fuck... | Kahretsin... Siktir... | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Semensky was right. I am half blind. | Semensky haklıydı. Yarı kör bir adamım. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Way too old to practice the one profession that I know. | Bildiğim profesyonel mesleğimi icra etmekte artık çok yaşlıyım. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I want to be a better father than ours was. | Çocuklarıma, babalarımızınkinden daha iyi bir babalık yapmak istiyorum. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I will get some land for my family. This is my last chance. | Ailem için biraz arazi alacağım. Bu benim son şansım. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
I have done much worse things than leaving some girl in a cellar. | Bir kızı hücrede bırakmaktan daha kötü şeyler de yaptım. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |
Not all of us have. You can turn back. Right now. | Hiçbirimizin yapmadığı şeyler. Geri dönebilirsin. Hemen şimdi. | Sauna-1 | 2008 | ![]() |