English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 21774
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Out of sight | Gözlerden ırak. | Get On Up-1 | 2014 |  |
| Welcome to America. | Amerika'ya hoş geldiniz. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Here they are, those fine fellows from England, | Şimdi de İngiltere'nin güzel yetenekleri Rolling Stones! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Time is on my side Yes, it is | Benim yanımda. Evet, öyle. | Get On Up-1 | 2014 | |
| See, I can't never quit when it get hard. | İşler zorlaşınca asla vazgeçmem. | Get On Up-1 | 2014 | |
| You quit, you're going backwards. | Siz vazgeçersiniz, yolunuzdan dönersiniz. Dönersiniz, bitersiniz. | Get On Up-1 | 2014 | |
| No, I take it. | Ben ise alırım kaderi. Alırım elime ve ters çeviririm. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I goes forward. | İleri giderim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I live. | Hayata tutunurum. | Get On Up-1 | 2014 | |
| You leaving, you take your child with you. | Gidiyorsan, çocuğunu da alırsın. | Get On Up-1 | 2014 | |
| 'Cause you his mama. | Onun annesi sensin. Aç bir çocuğa hiç mi hiç ihtiyacım yok! | Get On Up-1 | 2014 | |
| You keep him and feed him. I can't. | Sen bak da doyur onu. Hoşça kal bebeğim. Uslu dur. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Yeah, that's right. | Doğru söylüyorsun. Haklısın. Git de sat bir tarafını caddelerde! | Get On Up-1 | 2014 | |
| You could try! | Dene hadi! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Come on, get outta here. | Hadi oradan, defol git. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Come on, baby! Come on. | Gel bebeğim. Hadi. "Hayır" diyorum. Hayır! | Get On Up-1 | 2014 | |
| No! Stop! | Olmaz! Durun! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Put him down. | Bırak onu. Susie! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Put him down. | Bırak çabuk. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Get your ass over here, boy! | Geç bakayım buraya! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Get up in that house now! | Yürü git eve! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Buy yourself a dress. | Kendine bir elbise al. Belki ziyarete gelirim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| No more | Yeter artık... | Get On Up-1 | 2014 | |
| My Lord | ...Efendim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| No more, my Lord | Yeter artık Efendim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Lord, I'll never | Efendim, bir daha asla... | Get On Up-1 | 2014 | |
| Turn back no more | ...geri dönmeyeceğim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I have found... | Buldum ki... | Get On Up-1 | 2014 | |
| Quit that. | Bırak artık. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Keep singing. | Devam et söylemeye. "Dur" dedim sana. | Get On Up-1 | 2014 | |
| You didn't hear me? | Duymuyor musun lan beni? Ne dedim ben sana? | Get On Up-1 | 2014 | |
| Boy, come here! | Buraya gel! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Come here! | Çabuk gel buraya! Gelsene! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Don't make me come after you! | Peşinden koşturtma beni. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Boy. | Çocuk... Gelsene buraya! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Oh, I feel good | İyi hissediyorum. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I knew that I would, now | Şimdi öyleyim, onu biliyorum. İyi hissediyorum. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I knew that I would, now | Şimdi öyleyim, onu biliyorum. | Get On Up-1 | 2014 | |
| So good, so good I got you! | Çok iyi, çok iyi. Ben sana sahibim! | Get On Up-1 | 2014 | |
| I feel nice Like sugar and spice | Hoş hissediyorum, şeker ve baharat gibi. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I feel nice | Hoş hissediyorum, şeker ve baharat gibi. | Get On Up-1 | 2014 | |
| So nice, so nice 'cause I got you | Çok hoş, çok hoş. Çünkü sana sahibim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Oh, hell, no! | Tanrım, olamaz! | Get On Up-1 | 2014 | |
| I'm in a honky hoedown. | Yine beyazların partisinin tam ortasındayım. | Get On Up-1 | 2014 | |
| We gonna have to take this and flip it. | Bu işe elimi atıp tersine çevirmem lazım. | Get On Up-1 | 2014 | |
| When I hold you in my arms I know I can do no wrong | Seni kollarımın arasına alınca biliyorum hiçbir yanlış yapamam. | Get On Up-1 | 2014 | |
| When I hold you in my arms My love can't do me no harm | Seni kollarımın arasına alınca, sevgim sana zarar vermez. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I feel good Like I knew that I would, now | İyi hissediyorum. Şimdi öyleyim, onu biliyorum. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Cut! | Kes! Vay be James. | Get On Up-1 | 2014 | |
| You've got some groovy moves, my friend. | Ne kadar harika figürlerin var dostum. Sağ olun Bay Avalon. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Please call me Mr. Brown. | Ama lütfen bana "Bay Brown" diye seslenin. Bay Brown. Doğru. | Get On Up-1 | 2014 | |
| James, what are you doing? Get up. | James, ne yapıyorsun? Kalksana. | Get On Up-1 | 2014 | |
| How many times have I done this split? A thousand, maybe two thousand. | Ben kaç kere böyle bacaklarımı ayırdım? Bin kere, belki en az iki bin kere. | Get On Up-1 | 2014 | |
| In a white boy sweater. | Hem de beyaz bir adamın hırkasını giyerken. | Get On Up-1 | 2014 | |
| My bass and my drums spread all over this cold floor. | Buz gibi yerde, basım bir tarafa davullarım bir tarafa gitti. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Go get me a towel. | Gidip bana havlu getirsene. Peki patron. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Boy, pack up. We leaving. | Topla çantanı, gidiyoruz. | Get On Up-1 | 2014 | |
| You miss your mama, boy? | Anneni özledin mi evlat? Evet, efendim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| We gonna fix that. | Bu işi halledeceğiz. Duydun mu? Evet, efendim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Fannie Lou, you need to stomp out that cigarette | Fannie Lou, sigarayı söndürüp çamaşırları değiştirmen lazım. | Get On Up-1 | 2014 | |
| And I mean change them. | Ama gerçekten değiştir, ters çevirme. Salak değil millet. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Lucille, come wash this dog. He getting gamey. | Lucille, gelip köpeği yıkasana artık. Cesareti yerine geldi. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Aunt Honey? | Honey Teyze? | Get On Up-1 | 2014 | |
| Now, Joe, you ain't say nothing about no donkey. | Joe, bana hiç bu eşek sıpasından bahsetmedin. Ne yapacağım ben bununla? | Get On Up-1 | 2014 | |
| Oh, I thought you could sell it. And it's a mule. | Satabilirsin diye düşündüm. Ayrıca katır bu. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I don't see a mule or a donkey here, Joe. | Ben burada ne katır görüyorum ne de eşek, Joe. | Get On Up-1 | 2014 | |
| It's much appreciated, Honey. | Bu çok daha makbule geçer Honey. Çok büyük bir kibarlık etmiş olursun. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Jumping in the army ain't gonna make this child go away. | Orduya yazılman bu çocuğun özlemini gidermeyecek. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Listen, boy. | Dinle evlat. | Get On Up-1 | 2014 | |
| You look after yourself. | Sen başının çaresine bakarsın. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I guess everybody gotta be somewhere sometime. | Sanırım bazen herkes bir yerlere gitmek zorunda. | Get On Up-1 | 2014 | |
| What your daddy call you, boy? | Sana baban ne diye sesleniyor? Junior. | Get On Up-1 | 2014 | |
| I guess you gonna be Little Junior from now on. | Şu andan itibaren Küçük Junior olacaksın. Büyük Junior! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Now, you look it here. | Bana bak bakayım. | Get On Up-1 | 2014 | |
| You bring it in, | Para getirirsen, aramızda hiçbir problem olmaz. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Understand? | Anlaşıldı mı? Evet efendim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Big Junior, show him what to do. | Büyük Junior, ona ne yapacağını göster. Peki efendim. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Come here, jackass. | Gel bakalım, eşek sıpası. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Come on, Junior, tell 'em! | Hadisene Junior, söyle onlara! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Pretty girls. Whiskey! | Güzel kızlar. Viski! Daha sesli söyle. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Pretty girls! Whiskey! | Güzel kızlar! Viski! | Get On Up-1 | 2014 | |
| They ain't paying us no mind. Come on. Come on. | Bize ödeme yapmaktan hiç sakınmayacaklar. Gel bakalım, hadi. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Come on, fellas. | Hadi beyler. Hadi ama. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Pretty girls, whiskey. Pretty girls. | Güzel kızlar, viski. Güzel kızlar. Viski bu tarafta. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Raise your bet. | Bahsi yükselt. | Get On Up-1 | 2014 | |
| You did all right. | İyi iş çıkardın. Buraya bak. | Get On Up-1 | 2014 | |
| Bring me six men tomorrow, | Yarın bana altı adam daha getir, diğer yarısı da senin olsun. | Get On Up-1 | 2014 | |
| You got it, Aunt Honey. | Şimdiden getirdim sayın, Honey Teyze. Bak sen! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Who wants the power? | Kim ister kudreti? Kim ister kutsal ruhu? | Get On Up-1 | 2014 | |
| Say it loud! | Haykır! | Get On Up-1 | 2014 | |
| The more you give, the more you're blessed! | Ne kadar dua edersen, o kadar kutsanırsın. | Get On Up-1 | 2014 | |
| The more you give, | Ne kadar dua edersen, o kadar kutsanırsın. | Get On Up-1 | 2014 | |
| If you don't love him like I love him. | Eğer benim sevdiğim gibi sevmezsen onu... | Get On Up-1 | 2014 | |
| The more you're blessed. | ...çok daha kutsanırsın. Yeter ki içinde iman olsun! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Have faith the size of a mustard seed and you can move a mountain! | İçinde tohum kadar iman olsun, dağları bile yerinden oynatırsın! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Faith that moves his hands! | İmandır ellerini kıpırdatan! Duyuyor musunuz beni? Duyuyor musunuz beni? | Get On Up-1 | 2014 | |
| The more you give, the more you're blessed! | Ne kadar dua edersen, o kadar kutsanırsın. Oynat bacaklarını! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Move your feet and let the Holy Ghost get ya! | Oynat bacaklarını ve bırak kutsal ruh ele geçirsin seni! | Get On Up-1 | 2014 | |
| Let the Holy Ghost get ya! | Bırak kutsal ruh ele geçirsin seni! Tanrı'yı! Sevmek zorundasın Tanrı'yı! | Get On Up-1 | 2014 | |
| You got to love God! | Sevmek zorundasın Tanrı'yı? Seviyor musun onu? Tanrı'yı! | Get On Up-1 | 2014 | |
