Search
English Turkish Sentence Translations Page 21489
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Nice to see you. You look beautiful. Beautiful. | Seni görmek güzel. Güzel görünüyorsun. Çok güzel. | Genova-1 | 2008 | |
| This is Kelly and Mary and Joe. | Bu Kelly, Mary ve Joe. | Genova-1 | 2008 | |
| Joe is here teaching at the university. | Joe üniversitede ders veriyor. | Genova-1 | 2008 | |
| I think me and Mary are gonna go mingle. | Sanırım beni ve Mary'i karıştırdın. | Genova-1 | 2008 | |
| Where did you two meet? | Siz ikiniz nerede tanıştınız? | Genova-1 | 2008 | |
| Well, we actually met at Harvard... | Yıllar önce... | Genova-1 | 2008 | |
| ...years ago. | ...Harvard'da tanıştık aslında. | Genova-1 | 2008 | |
| You speak Italian? Is that why you're teaching here? | İtalyanca biliyor musun? Bu yüzden mi burada ders veriyorsun? | Genova-1 | 2008 | |
| Not very well. | Pek değil. | Genova-1 | 2008 | |
| If you wanna understand about Italy, you have to learn the language. | İtalya'ya dair bir şeyler öğrenmek istiyorsan, İtalyanca öğrenmelisin. | Genova-1 | 2008 | |
| You know what they call... what do they call Genova? | Cenova'ya ne diyorlardı? | Genova-1 | 2008 | |
| La Superba. | La Superba. | Genova-1 | 2008 | |
| Sorry, I just better check on the... | Pardon, benim gidip kızları kontrol etmem gerek. | Genova-1 | 2008 | |
| We should all get together sometime. We'll have you over for dinner. | Bir ara görüşmeliyiz. Sizi akşam yemeğine bekliyoruz. | Genova-1 | 2008 | |
| That would be great. | Harika olur. | Genova-1 | 2008 | |
| Welcome you properly to La Superba. Okay. | La Superba'da size resmi bir hoş geldiniz deriz. | Genova-1 | 2008 | |
| Did you two have a thing at Harvard? | Harvard'dayken ikinizin arasında bir şeyler mi vardı? | Genova-1 | 2008 | |
| No, these tall guys, you know... | Hayır, bu uzun çocuklar, yani.... | Genova-1 | 2008 | |
| Have you two met? | Siz ikiniz tanıştınız mı? | Genova-1 | 2008 | |
| T all women are different. | Uzun kadınlar farklıdır. | Genova-1 | 2008 | |
| T all women are good. | Uzun kadınlar iyidir. | Genova-1 | 2008 | |
| I've found you. | Buldum seni. | Genova-1 | 2008 | |
| Oh, thank God! I'm leaving, okay? | Tanrıya Şükür! Ben çıkıyorum, tamam mı? | Genova-1 | 2008 | |
| Yeah, can we come with you? No. | Tamam, seninle gelebilir miyiz? Hayır. | Genova-1 | 2008 | |
| I'm just joking. | Sadece şakaydı. | Genova-1 | 2008 | |
| Now, we're gonna be back at the apartment in an hour. | Bir saate eve dönmüş oluruz. | Genova-1 | 2008 | |
| You'll be back by ten, okay? | Onda evde ol, tamam mı? | Genova-1 | 2008 | |
| Because it's a strange city. You don't know your way around. | Çünkü burası yabancı bir şehir. Kaybolabilirsin. | Genova-1 | 2008 | |
| But you brought me here. No, ten. | Ama, beni buraya sen getirdin. Hayır, en geç on. | Genova-1 | 2008 | |
| Hi... Sorry. | Merhaba...Pardon. | Genova-1 | 2008 | |
| No mirror... dammit! | Ayna yok...lanet olsun! | Genova-1 | 2008 | |
| Sorry. Goodnight. | Özür dilerim. İyi geceler. | Genova-1 | 2008 | |
| So, has the euro had any impact on the Italian sense of identity? | Peki, Euro'nun İtalyan kimliğine bir etkisi oldu mu? | Genova-1 | 2008 | |
| Do you feel more European, less Italian? | Daha çok Avrupalı daha az İtalyan mı hissediyorsunuz? | Genova-1 | 2008 | |
| We don't have just one identity any more. | Bizim tek bir kimliğimiz yok artık. | Genova-1 | 2008 | |
| I can feel Italian and European... | Hem İtalyan hem Avrupalı... | Genova-1 | 2008 | |
| and Genovese because... | ...hem de Cenovalı hissedebilirim çünkü... | Genova-1 | 2008 | |
| I study here, but... | ...öğrenim hayatım burada geçti, ama... | Genova-1 | 2008 | |
| Neapolitan, too, because I am from Naples. | ...Napolili de hissediyorum çünkü Napoli'de doğdum. | Genova-1 | 2008 | |
| Or a woman and a bourgeois. | Veya bir kadın ve bir burjuva. | Genova-1 | 2008 | |
| But what's the most important? | Ama en önemlisi ne? | Genova-1 | 2008 | |
| Neapolitana, | Napolili olmak mı... | Genova-1 | 2008 | |
| or being bourgeois, radical, Italian or... | ...veya burjuva, radikal, İtalyan veya... | Genova-1 | 2008 | |
| A woman. | ...kadın olmak mı? | Genova-1 | 2008 | |
| We have fun not like you. | Eğlence anlayışımız seninkinden farklı. | Genova-1 | 2008 | |
| Look, there's a village set into the edge of the cliffs there. | Bak, uçurumun kenarında bir kasaba var. | Genova-1 | 2008 | |
| I think I'm gonna go for a swim. Okay? | Ben biraz yüzeceğim. Tamam mı? | Genova-1 | 2008 | |
| Try one, Mary, it's really good. | Mary, denesene, gerçekten güzel. | Genova-1 | 2008 | |
| And why would I wanna eat it? | Peki neden yemek isteyeyim ki? | Genova-1 | 2008 | |
| Shall we go to the monastery? Sure. | Manastıra gidelim mi? Tabii. | Genova-1 | 2008 | |
| I'll stay with Kelly. | Ben Kelly'yle kalacağım. | Genova-1 | 2008 | |
| Cicadas are loud. | Ağustos böcekleri çok gürültülü. | Genova-1 | 2008 | |
| Why did they choose to build the monastery here? | Manastırı neden buraya inşa etmeyi tercih etmişler? | Genova-1 | 2008 | |
| I guess as a retreat, you know. They wanted a retreat from the world. | Sanırım kalabalıktan uzak kalmak için, yani. Dünyadan elini eteğini çekmek istemişler. | Genova-1 | 2008 | |
| They just wanted to live for God. | Sadece Tanrı için yaşamayı istemişler. | Genova-1 | 2008 | |
| Some monks took a vow of silence. They didn't even talk to each other. | Bazı rahipler sessizlik yemini ederler. Birbirleriyle bile konuşmazlar. | Genova-1 | 2008 | |
| That must be strange. | Tuhaf olmalı. | Genova-1 | 2008 | |
| I'd hate it. Although some people... | Bana göre değil. Her ne kadar bu bazı insanları... | Genova-1 | 2008 | |
| might be glad as I tend to talk a little too much. | ...mutlu edebilecek olsa da, biraz çok konuşurum çünkü. | Genova-1 | 2008 | |
| I like listening to your talk. | Ben seni dinlemeyi seviyorum. Ben seni dinlemeyi seviyorum. | Genova-1 | 2008 | |
| Did you get burnt? | Elini mi yaktın? | Genova-1 | 2008 | |
| No. I'm a professional candle lighter. | Hayır. Mum yakmakta üstüme yoktur. | Genova-1 | 2008 | |
| I'm gonna light one for my mum. | Ben bir tane annem için yakacağım. | Genova-1 | 2008 | |
| Kelly... You all right? | Kelly...iyi misin? | Genova-1 | 2008 | |
| Dad! Go away! | Baba! Git buradan! | Genova-1 | 2008 | |
| Don't be too long, okay? | Çok uzun kalma, tamam mı? | Genova-1 | 2008 | |
| Light. | Yan. | Genova-1 | 2008 | |
| There you go. That's good. | İşte böyle. Çok güzel. | Genova-1 | 2008 | |
| I was in the car when mummy died. | Annem öldüğünde ben arabadaydım. | Genova-1 | 2008 | |
| I know... It must have been awful. | Biliyorum, korkunç olmalı. | Genova-1 | 2008 | |
| She comes to me sometimes. | Bazen onu görüyorum. | Genova-1 | 2008 | |
| Yeah. Don't tell anyone. | Evet. Kimseye söyleme. | Genova-1 | 2008 | |
| I won't. Not if you don't want me to, I won't. | Söylemem. Söylememi istemezsen, kimseye söylemem. | Genova-1 | 2008 | |
| She comes to forgive me. | Beni bağışlamaya geliyor. | Genova-1 | 2008 | |
| You have nothing to be forgiven about. It wasn't your fault. | Bağışlanacak bir şey yapmadın sen. Senin hatan değildi. | Genova-1 | 2008 | |
| You didn't do anything. It was an accident. | Sen bir şey yapmadın. Bu bir kazaydı. | Genova-1 | 2008 | |
| A terrible accident. | Korkunç bir kazaydı. | Genova-1 | 2008 | |
| I did. It was my fault. | Ben yaptım. Benim suçum. | Genova-1 | 2008 | |
| No. No. Yes. | Hayır, hayır. Evet. | Genova-1 | 2008 | |
| Mary. It was my fault. | Mary. Benim suçumdu. | Genova-1 | 2008 | |
| So, are you gonna tell me about your new friends? | Ee, bana yeni arkadaşlarından bahsedecek misin? | Genova-1 | 2008 | |
| They're not really friends. I just met them. | Arkadaşım oldukları söylenemez. Daha yeni tanıştık... | Genova-1 | 2008 | |
| But I'm gonna go to a party with them later tonight. | ...ama bu akşam onlarla bir partiye gideceğim. | Genova-1 | 2008 | |
| Oh, really? T opless party? | Gerçekten mi? Üstsüzler partisi mi? | Genova-1 | 2008 | |
| I just think you might have asked. | Keşke sorsaydın. | Genova-1 | 2008 | |
| Excuse me. Have you seen a girl? | Affedersiniz. Küçük bir kız gördünüz mü? | Genova-1 | 2008 | |
| No? Thank you. | Hayır mı? Teşekkürler. | Genova-1 | 2008 | |
| Is Mary with you? | Mary senin yanında mı? | Genova-1 | 2008 | |
| No, I thought she was with you. | Hayır, senin yanında sanıyordum. | Genova-1 | 2008 | |
| She was. She ran off. | Yanımdaydı. Kaçtı. | Genova-1 | 2008 | |
| She is sensible. She'll find her way back. | Zeki bir kızdır. Geri dönüş yolunu bulur. | Genova-1 | 2008 | |
| I think we should go look for her. | Bence çıkıp onu aramalıyız. | Genova-1 | 2008 | |
| Mary has gone. | Mary gitmiş. | Genova-1 | 2008 | |
| Mary wandered off, so we're gonna go and have a little look for her, okay? | Mary ortadan kayboldu, o yüzden gidip onu aramamız gerek, tamam mı? | Genova-1 | 2008 | |
| Well, she's a sensible girl. I'm sure she'll find her way back. | O zeki bir kızdır. Geri dönüş yolunu bulacaktır. | Genova-1 | 2008 | |
| All right. I'll stay here. Yes. | Tamam. Ben burada bekliyorum. Tamam. | Genova-1 | 2008 | |
| How long ago was it? Just now. | Ne kadar oldu? Az önce. | Genova-1 | 2008 | |
| I don't know. I think the church spooked her. | Bilmiyorum. Galiba kilise onu biraz etkiledi. | Genova-1 | 2008 | |
| God, I feel terrible. | Tanrım, berbat hissediyorum. | Genova-1 | 2008 | |
| Where does this path lead? | Ne tarafa doğru gitti? | Genova-1 | 2008 |